"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVADA DAVALI : ... vekilleri Avukat ..., Avukat ..., Avukat ...
KARAR : Red
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiş, Dairece mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiş, Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından temyizi üzerine Dairece kararın onanmasına karar verilmiştir.
Dairenin onama kararına karşı asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından karar düzeltme yoluna başvurulmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Asıl davada davacı dava dilekçesinde, davalı kardeşi ile birlikte yarı yarıya parasını ödeyip jest olarak dava dışı anneleri ... adına tescil ettirdikleri 4 numaralı bağımsız bölümü, ortağı oldukları şirketin mevcut kredi borcunu ödemek için konut kredisi temin edebilmek amacıyla göstermelik olarak önce dava dışı ...’e satış yoluyla devrettiklerini, daha sonra davalının taşınmazı devralmasıyla konut kredisi temin ettiklerini, söz konusu satışlar gerçek olmamasına rağmen davalının zamanla bu durumu inkar ettiğini ileri sürerek, taşınmazın tespit edilecek değerinin yarısının tahsilini istemiş, 31.12.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile taşınmazın mirasbırakanı ... tarafından muvazaalı olarak temlik edildiğini, davalının bedel ödemediğini ileri sürerek miras payı oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesini talep etmiş, aşamada ölümü üzerine yasal mirasçısı davaya devam etmiştir.
2.Birleştirilen davada davacı dava dilekçesinde, davanın muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescili davası olduğunu, mirasbırakan annesi ... 4347 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 4 numaralı bağımsız bölümün gerçek sahibi olduğunu, davalının muris ile muvazaalı olarak anlaştığını, kredi kullanmak ve taşınmaza ipotek tesis ettirebilmek için taşınmazı öncesinde dava dışı Rıfat'a temlik ettiğini, sonrasında da taşınmazın davalı adına devredildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile payı oranında adına tesciline karar verilmesini, ayrıca davanın asıl dava ile birleştirilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davada davalı, davacının herhangi bir alacağının söz konusu olmadığını, gerçekte satın aldığı taşınmazı emaneten annesi Ayşe adına tescil ettirdiğini, ihtiyaç duyunca da geri aldığını belirterek asıl ve birleştirilen davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 24.03.2016 tarihli ve 2013/165 Esas, 2016/104 Karar sayılı kararı ile; davalının taşınmaz bedelini ödediği iddiasını kanıtlayamadığı, davalıya yapılan temlikin bedelsiz ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın kabulüyle tapu kaydının iptali ile miras payları oranında davacılar adına tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı asıl ve birleştirilen davada davalı vekili ve katılma yoluyla asıl davada davacı vekili ve birleştirilen davada davacı vekili süresinde temyiz isteminde bulunmuş, 08.11.2016 tarihli ek karar ile birleştirilen davada davacının süresinde temyiz harçlarının tamamlamadığı gerekçesiyle anılanın temyiz isteğinden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiştir.
2. Dairenin 14.01.2020 tarihli ve 2016/17745 Esas, 2020/164 Karar sayılı kararıyla; ''... Asıl dava 31.12.2014 tarihli ıslah dilekçesi üzerine muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası olarak nitelendirilmiştir... Ne var ki mahkemece asıl dava yönünden yukarıda belirtilen ilke çerçevesinde herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Hal böyle olunca, asıl davada yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Birleştirilen davaya gelince; davacı ... davada inançlı işlem hukuki sebebine dayanmış ancak iddiasını ispata elverişli yazılı delil veya delil başlangıcı niteliğinde belge ibraz edemeyip davalıya yemin teklifinde bulunmuştur. Davalı tarafından usulünce yemin edilmesi nedeniyle birleştirilen davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi de doğru değildir. Kabule göre, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda dava değeri, dava konusu edilen taşınmazın ya da taşınmazların toplam değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların payına isabet eden değer olup, somut olayda davacının miras payına isabet eden ve harcı tamamlanan 200.000,00 TL değer üzerinden asıl dava davacısı lehine vekalet ücreti tayini gerekirken eksik vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsizdir.'' gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmuş, taraflarca karar düzeltme yoluna başvurulmamış, asıl ve birleştirilen davada davacılar vekilinin Daire kararında maddi hata yapıldığına ilişkin talebi üzerine Dairenin 11.11.2021 tarihli ve 2021/8356 Esas, 2021/6773 Karar sayılı kararı ile; ''...Asıl davada davacı ... ve birleştirilen davada davacı ... bu karara karşı karara düzeltme yoluna müracaat etmemiştir. Bu kez, asıl dava ve birleştirilen davanın davacıları ... Rahmi ve Gülgün vekili tarafından Daire kararında maddi hata yapıldığından bahisle 15.09.2021 tarihli dilekçe ile başvuruda bulunulmuştur. Ne var ki, yapılan inceleme sonucunda bozma ilamında herhangi bir maddi hatanın bulunmadığı anlaşılmaktadır.'' gerekçesiyle davacılar vekilinin dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
B. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ispat edilemediği gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Daire Onama Kararı
Dairenin 12.12.2022 tarihli ve 2022/5898 Esas, 2022/8086 Karar sayılı kararı ile Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
C. Karar Düzeltme Yoluna Başvuranlar
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur.
D. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleştirilen davada uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Hemen belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak yine o kararda belirtilen esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğünün meydana geleceği 09.05.1960 gün 21/9 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararı gereğidir. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlayabileceğimiz bu hal, usul hukukunun vazgeçilmez temellerinden birisi olup, kamu düzeni ile ilgilidir. Ne var ki, usuli kazanılmış hak kuralının istisnalarından birisi de yanılgıya dayalı bozma kararına uyulmuş olmasıdır.
Bu kapsamda vurgulanmalıdır ki, maddi hataya dayalı olan bir bozma kararına uyulmuş olunması halinde usuli kazanılmış hakka değer verilmesi mümkün değildir. Maddi hataya dayalı bozma kararına uyulmuş olması itibariyle kazanılmış hakkın bulunmadığından söz edilebilmesi için ancak Yargıtay Dairesinin vardığı sonuç, her türlü değer yargısının dışında, hiçbir suretle başka biçimde yorumlanamayacak, tartışmasız ve açık bir maddi hata olarak belirlenmelidir.
Muris muvazaasında 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de ... Medeni Kanunu'nun 706 ncı, ... Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
4721 sayılı ... Medeni Kanununun (TMK) 6 ncı maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 190 ıncı maddesinin birinci fıkrası ise “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” hükmünü düzenlemiştir.
3. Değerlendirme
1. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, yukarıdaki paragraflarda yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararlarında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesine göre asıl ve birleştirilen davada davacılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan karar düzeltme itirazlarının reddine,
2. Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekilinin sair karar düzeltme itirazlarının incelenmesine gelince; somut olayda dava konusu asıl davada davacının dava dilekçesinde inançlı işlem hukuki nedenine dayalı olarak davayı açtığı, aşamada talebini ıslah ile muris muvazaası hukuki nedenine dayandırdığı, birleştirilen davanın 31.10.2014 tarihinde açıldığı ve dava dilekçesinde davanın muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescili davası olduğunun belirtildiği, davalı ...'un 26.03.2014 tarihli celsede asıl dava için yemin eda ettiği, 27.05.2015 tarihli celsede birleştirilen dava için ön inceleme duruşması yapıldığı ve uyuşmazlığın muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkin olduğunun belirlendiği görülmüştür. Her ne kadar 14.01.2020 tarihli bozma ilamında ve 12.12.2022 tarihli onama ilamında birleştirilen davanın inançlı işlem olduğu yazılmış ise de bu durumun maddi hata kaynaklı olduğu karar düzeltme isteği üzerine yeniden yapılan inceleme sonucu anlaşılmıştır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Açıklanan nedenlerle asıl ve birleştirilen davada davacılar vekilinin sair karar düzeltme itirazlarının reddine,
2. Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili karar düzeltme itirazlarının HMK’nin geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) 440 ıncı maddesi gereğince açıklanan nedenle kabulüne, Dairenin 12.12.2022 tarihli ve 2022/5898 Esas, 2022/8086 Karar sayılı onama kararının ORTADAN KALDIRILMASINA ve Mahkemenin 01.04.2022 tarihli ve 2020/421 Esas, 2022/278 Karar sayılı kararının dayanılan hukuki sebebi yukarıda anlatıldığı şekilde değiştirilerek ONANMASINA,
03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden asıl ve birleştirilen davada davacılardan alınmasına,
Onama harcı peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.