Logo

1. Hukuk Dairesi2023/2901 E. 2024/4969 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapusuz taşınmazın tescili davasında, davacının zilyetliği ile imar ve ihya faaliyetlerinin tapu iktisabı için yeterli olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, taşınmazın bir kısmında imar ve ihya ile birlikte yirmi yıllık zilyetliğin tapu iktisabı için yeterli olduğunu, diğer kısmında ise bu şartların oluşmadığını tespit ederek verdiği kısmi kabul kararının, usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/20 E., 2023/75 K.

HÜKÜM : Kısmen Kabul

Taraflar arasında görülen tapusuz taşınmazın tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerisnin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;

I. DAVA

Davacı vekili; Menderes ilçesi, Sancaklı köyünde kain tescil harici yeri müvekkilinin babasının sağlığında davacıya bıraktığını, müvekkili ve babası tarafından 20 yıldan daha uzun bir süredir nizasız ve fasılasız olarak kullanılan yerin imar ve ihya edildiğini ileri sürerek yaklaşık 400 metrekarelik tescil harici tapusuz taşınmazın müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalı Hazine vekili; dava konusu taşınmazın imar-ihya yolu ile kültür arazisi haline getirilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

2.Dahili davalı ... vekili; husumet itirazında bulunmuş ve davanın reddini savunmuştur.

3. Dahili davalı ... vekili; husumet itirazında bulunmuş ve davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, dava konusu taşınmazın ekonomik amacına uygun kullanılmadığı, salt bina yapmanın ve iki tane meyve ağacı dikmenin Türk Medeni Kanunu'nun 713. ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesinde yer alan koşulları oluşturmayacağı belirtilerek ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 11.06.2019 tarihli ve 2016/10623 Esas, 2019/4220 Karar sayılı kararı ile; Mahkemece yeterli araştırma yapılmadığı, öncelikle İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığını davaya dahil ederek taraf teşkilini sağlaması gerektiği, sonrasında mahallinde seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, fen bilirkişisi, ziraat mühendisi, inşaat mühendisi ve jeodezi ve fotogrametri bilirkişisi ile birlikte yeniden keşif yapılması gerektiği ve yapılan araştırma ve inceleme neticesinde, dava konusu taşınmazın öncesi itibariyle imar-ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun anlaşılması halinde, bu yerin iktisap edilebilmesi için yoğun emek ve para sarf edilerek tarıma elverişli hale getirildikten sonra imar-ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin davacı lehine aralıksız, nizasız geçmesi gerektiği ve bu süre zarfında taşınmazın bir bölümüne ev yapıp bir bölümünü de bahçe olarak kullanmanın zilyetlikle iktisaba engel teşkil etmeyeceği ancak taşınmazın evvela imar-ihya edilip tarım arazisi haline getirilmeksizin doğrudan üzerine ev yapılarak sürdürülen zilyetliğin süresi ne olursa olsun iktisabı sağlamayacağının dikkate alınması gerektiği belirlenerek karar bozulmuş; karara karşı bu kez davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili karar düzeltme isteminde bulunmuş, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 11.06.2020 tarihli ve 2020/741 Esas, 2020/1777 Karar sayılı kararıyla karar düzeltme isteği reddedilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla;bilirkişi heyeti raporunda (A) ve (B) kısımlarının 1956 yılı hava fotoğraflarında boş oldukları, (B) kısmının yol boşluğunda ve çalılık durumunda, (A) kısmının ise boş arazi durumunda olduğu tespit edildiği, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarında (A) kısmının 1960'lı yıllarda davacının ailesi tarafından önce ev, sonra bahçe yapılmak suretiyle kullanıldığı, emek ve masraf yapılarak dava konusu bu alanın imar-ihyasının 1976 yılında tamamlandığı, ara vermeksizin ve malik sıfatıyla sürdürülen bu zilyetliğin davacıya devri suretiyle günümüze kadar devam ettiği, (B) kısmında ise yol boşluğunda kalmakta iken 2000 yılından itibaren ağaç dikilmek suretiyle ekonomik amaca uygun tarımsal faaliyet sürdürüldüğü ve 2003 yılında imar ihyanın tamamlandığının rapor edildiği, bu haliyle bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen kısım yönünden zilyetlikle kazanım şartlarının oluştuğu, (B) ile gösterilen kısım yönünden ise kazanım şartları oluşmadığını, (B) kısmının yol boşluğu olması nedeniyle tescil harici bırakılması gerektiği belirlenerek davanın kısmen kabulü ile fen bilirkişi ve Harita Mühendisi tarafından hazırlanan 31.10.2022 tarihli rapora ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 807,97 m² tescil harici alanın "Ev, Ahır ve Meyve Bahçesi" vasfı ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, 31.10.2022 tarihli rapora ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 151,673 m² kısma yönelik tescil talebinin reddine, (B) harfi ile gösterilen kısmın yol olarak tescil harici bırakılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; Mahekemenin 31.10.2022 tarihli rapora ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 151,673 m² kısma yönelik tescil talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, tanıkların bu yerdeki ağaçların 20 yaşında olduğunu ve bu yerin tescil talebi kabul edilen diğer alanla aynı anda kullanılmaya başlandığını belirttiklerini, zamanaşımına dair iktisap kuralları ve imar ve ihya koşulları oluştuğunu belirterek ve re'sen gözetilecek sebeplerle kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalı Hazine vekili temyiz başvuru dilekçesinde; dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olup zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını, kadastronun kesinleşmesinden sonra kadastrodan önceki haklara dayanılarak açılacak davaların 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğunu, davacının dava tarihinden itibaren geriye doğru 20 yıllık malik sıfatıyla zilyet olup olmadığının yeterince araştırılmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu yerin yol boşluğu olması nedeniyle tescil harici bırakıldığının belirtildiğini, taşınmazın eğiminin %4-6 olduğu tespit edildiğini, bu haliyle davacı tarafın yalnızca ağaç dikerek yaptığı işlemin imar-ihya kabul edilemeyeceğini, hükme esas alınan bilirkişi raporuna ilişkin itirazların değerlendirilmediğini belirterek eksik incelemeye dayalı kararın re'sen gözetilecek sebeplerle bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddeleri,

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesi.

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428. maddesi ile 439. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin ve davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin ve davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.