Logo

1. Hukuk Dairesi2023/301 E. 2024/1340 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Elbirliği mülkiyetindeki taşınmazın inançlı işlem iddiasıyla davalıya devredildiği ve borç ödenmesine rağmen iade edilmediği iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, mirasçıların miras payları oranında dava açıp açamayacakları.

Gerekçe ve Sonuç: Elbirliği mülkiyetindeki taşınmaza ilişkin davaların tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerektiği, miras payı oranında açılan davada aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1838 E., 2022/1704 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/62 E., 2022/169 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; 1177 ada 135 parsel sayılı taşınmazdaki 5 nolu bağımsız bölümün mirasbırakanları ...’dan intikal ettiğini, taşınmaz paydaşlarından ...’ın işlerinin bozulması nedeniyle, teminat gösterilerek kredi kullanılması için taşınmazın davalı ...’a devredildiğini, kullanılan kredi bedelinin davalı tarafından ...’a teslim edildiğini, kendilerine herhangi bir ödemenin yapılmadığını, kredi geri ödemelerinin ise ... tarafından, ...’ın ölümünden sonra ise ... tarafından yapıldığını, davalı tarafından taşınmazın iade edilmediğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı; davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.01.2021 tarihli ve 2019/142 Esas, 2021/11 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazın davacılar ve dava dışı ... tarafından, ...'ın işlerinin kötü olması nedeniyle kredi çekilerek bu kişiye verilmek üzere davalıya devredildiği, davalı tarafça tapuda kredi kullanılmış olması ile dinlenen tanıkların bu hususu doğruladığı, banka kredi borçlarının da davacılarca ödendiğini gösterir dekont ve banka cevap yazılarının iddiayı teyit ettiği, davalıya tapunun inanılan kişi olarak devredildiği, davalının borç bitince tapuyu devretmesi gerektiği halde devre yanaşmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalının istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi'nin 15.02.2022 tarihli ve 2021/1248 Esas, 2022/249 Karar sayılı kararı ile; dava konusu 1177 ada 135 parsel sayılı taşınmazdaki 5 nolu bağımsız bölümün davalı ... adına satış suretiyle 20.02.2014 tarihinde tescil edildiği ve halen davalı adına kayıtlı olduğu, davalının alınan nüfus kayıt örneğine göre mernis adresinin ... Beykoz/İstanbul olduğu, davalıya yapılan tebligatların usulüne uygun olmadığı, bilirkişi raporunun Tebligat Kanunu 35 inci maddesine göre yapıldığı, ayrıca tebligat parçalarına göre davalının adresinden ayrıldığı belirtilmesine karşın yeni adresinin araştırılmadığı, yargılama esnasında tebligat yapılan adreslerin dışında son yukarıda belirtilen mernis adresine tebligat yapıldığı,bu nedenlerle davalıya usulüne uygun tebligat yapılarak varsa delilleri de toplanmak suretiyle tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Mahkemece kaldırma kararı sonrasında yeniden yapılan yargılama sonucunda yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taşınmazın davacılar ve dava dışı ... tarafından, ...'ın işlerinin kötü olması sebebiyle kredi çekilerek bu kişiye verilmek üzere davalıya devredildiği, davalı tarafça kredi kullanıldığı, banka kredi borçlarının davacılarca ödendiğini gösterir dekont ve banka cevap yazılarının iddiayı teyit ettiği, iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece kaldırma sonrası yapılacak ilk duruşma gününün yeni MERNİS adresi bilinmesine rağmen, eski MERNİS adresine gönderildiğini, bu nedenle savunma hakkının engellendiğini, tanıklarının dinlenilmediğini, dava konusu taşınmazı 250.000,00 TL‘ye satın aldığını, bu miktarın bankadan kullanılan kredi miktarı olan 193.500 TL‘sini ...'ın hesabına gönderdiğini, bakiye 57.500 TL‘yi ise kendisine elden verdiğini, davacıların satıştan haberleri olup satışa rıza gösterdiklerini, taşınmazı ...’ın borçlarına teminat ve kendisine nakit sağlamak için satın aldığını, kredi borçlarının tam olarak ödenmediğini, kredinin gecikme faizleri ve sigorta masraflarının kendisi tarafından ödendiğini, ...’dan alacakları bulunduğunu, taşınmazın iade edilmesi için uğradığı zararların tazmin edilmesi gerektiğini, davacının iddiasını ispat edemediğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 18.10.2022 tarihli ve 2022/1838 Esas, 2022/1704 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın davacılar ve dava dışı ... tarafından, işlerinin kötü gitmesi nedeni ile kredi çekmek için davalıya güvenilerek devredildiği, banka kayıtlarına göre kredi çekildiği, kredi borcunun davacılar tarafından ödendiği, buna ilişkin dekont ve banka cevabi yazılarının dosyaya sunulduğu, dinlenen tanıkların da iddiayı doğruladığı, böylece borç ödenmesine karşın davacının taşınmazını iade etmediği, tebligata ilişkin davalının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, Daire kararında belirtilen adrese Tebligat kanunu'nun 21/2 nci maddesine göre tebliğin yapıldığı, davalının duruşmaya katılmadığı, davanın usulüne uygun olarak kanıtlandığı, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun, HMK'nın 353/1-b.1 inci maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640 ıncı, 701 inci ve 702 nci maddeleri,

05.02.1947 tarihli, 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 1177 ada 135 parsel sayılı taşınmazdaki 5 nolu bağımsız bölümün elbirliği halinde ..., ..., ..., ..., ... adlarına kayıtlı iken kayıt maliklerinin tamamının 20.02.2014 tarih 5333 yevmiye nolu akitle taşınmazı davalı ...’a satış suretiyle devrettikleri, aynı akitle davalı ... tarafından taşınmaz üzerine ... Bankası A.Ş. lehine ipotek tesis edildiği, kayıt maliklerinden ...’ın 14.05.2016 tarihinde ölümü üzerine geriye mirasçı olarak eşi ... ve oğlu ...’ın kaldığı, eldeki davanın elbirliği maliklerinden ...,... tarafından, taşınmazın mirasbırakanları ...’dan kendilerine intikal ettiği belirtilerek miras payları oranında iptal - tescil istekli açıldığı, elbirliği maliklerinden ...’ın mirasçılarının davada yer almadığı, davacıların 13.12.2019 tarihli dilekçelerinde elbirliği maliklerinden ... payının dava konusu olmadığını belirttikleri anlaşılmaktadır.

2. Bilindiği üzere; iştirak (elbirliği) halinde mülkiyet hükümlerine tabi olan bir terekeye dahil olduğu iddia edilen taşınmaza ilişkin olarak mirasçılar miras payları oranında adlarına tescil istemiyle diğer mirasçılar aleyhine dava açabilirlerse de, terekeye karşı üçüncü kişi durumundaki kişiler aleyhine miras payına yönelik olarak dava açmaları hukuken mümkün bulunmamaktadır. Elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640 ıncı ve 702 nci maddeleri uyarınca tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerekir.

Bir mirasçının, özellikle acele hallerde miras şirketinin menfaatini korumak için bütün mirasçılar adına yalnız başına dava açması mümkün ise de, bu şekilde açılan bir davaya tüm mirasçıların katılımının sağlanması zorunludur. Ancak elbirliği mülkiyetinin söz konusu olduğu hallerde bir mirasçı payına yönelik olarak tek başına dava açamayacağı gibi sonradan diğer mirasçıların muvafakatlarinin alınması ya da terekeye temsilcisi atanması da hüküm ifade etmeyecektir.

3. Somut olaya gelince,dava konusu taşınmaz elbirliği mülkiyetinde olup, paylı mülkiyete dönüştürülmediğinden, elbirliği mülkiyetinde bulunan bir taşınmazda inançlı işlem hukuki nedenine dayalı olarak, elbirliği maliklerine göre üçüncü kişi konumunda olan kayıt maliki ... aleyhine pay oranında açılan davanın dinlenmesi hukuken mümkün bulunmamakta olup, miras payı oranında açılan iş bu davada aktif husumet ehliyetinin tamamlanma olanağının bulunmadığı da açıktır.

4. Hâl böyle olunca, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalının değinilen yönden yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile;

Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.