Logo

1. Hukuk Dairesi2023/308 E. 2024/3290 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazine adına kayıtlı taşınmaz üzerinde davacının yaptığı imar ve ihya neticesinde zilyetlik şartlarını taşıyıp taşımadığı ve 20 yıllık zilyetlik süresini tamamlayıp tamamlamadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından taşınmaz üzerindeki imar ve ihyanın başlangıç tarihinin belirsizliği, hava fotoğrafları ve bilirkişi raporlarına göre 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığının anlaşılması ve Hazine adına kayıtlı taşınmazlarda zilyetliğin kazanılması için gereken şartların oluşmadığı gözetilerek, mahkemenin davayı kabulüne ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/192 E., 2022/715 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 14.10.2020 tarihli ve 2018/558 Esas, 2020/4294 Karar sayılı kararı ile esastan bozulmasına karar verilmiştir.

Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Meram ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 170 ada 16 parsel sayılı taşınmazın önce davacı ... adına tespit edildiğini daha sonra taşınmaz üzerindeki evin kayalık zemin üzerine yapıldığı gerekçesi ile Hazine adına tescil edildiğini bu tescilin hatalı olduğunu ileri sürerek satın alma ve eklemeli kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava konusu taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ve davacı adına tapuya tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davanın hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiğini, kadastro komisyon tespit tutanağına göre davacıya ait evin ve ağaçların 2002-2003 yılında yapıldığının tespit edildiğini, Hazine adına tapuda kayıtlı bir taşınmazın zilyetlik yoluyla mülkiyetinin kazanılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.06.2014 tarihli ve 2013/451 Esas, 2014/410 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 15.03.2016 tarihli ve 2015/4073 Esas, 2016/2640 Karar sayılı ilamı ile "Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu, tarafların delilleri toplanıp değerlendirilmeden ve tapu kayıt malikinin davalı Hazine olduğu gözetilmeden taşınmazın zaten kadastro tespit tutanağında davacı adına kayıtlı olduğu gerekçesiyle kabul kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, taşınmaz başında keşif yapılarak yerel bilirkişi ve tanıklardan iddia ve savunma doğrultusunda bilgi alınması, tüm deliller toplanarak bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek...” karar bozulmuştur.

Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.10.2017 tarihli ve 2016/474 Esas, 2017/681 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

B. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 14.10.2020 tarihli ve 2018/558 Esas, 2020/4294 Karar sayılı ilamı ile "davacının dava konusu taşınmazı 1997 yılında Osman Ersöz’den satın aldığı ve o tarihten tespit tarihine kadar zilyet olduğu belirlenmiş ise de 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinmek için gerekli olan 20 yıllık zilyetlik süresinin davacı ile önceki bayi Osman Ersöz lehine gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi,tespit tarihinden 20-25 yıl öncesi döneme ait hava fotoğraflarının getirtilerek incelettirilmesi, yeniden keşif yapılması, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin belirlenmesi, taşlık ve kayalık vasfında olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyanın ne zaman başlayıp ne zaman tamamlandığı, davacının bayisi Osman Ersöz’ün taşınmazda ekonomik amaca uygun zilyetliğinin bulunup bulunmadığının sorulup belirlenmesi gerektiği belirtilerek..." karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davaya konu taşınmazın imar-ihyası tamamlandıktan sonra tespit tarihinden geriye doğru 20 yılı aşkın bir süredir davasız ve aralıksız olarak eklemeli zilyetlikle birlikte malik sıfatıyla davacı tarafından tasarruf edildiği, dolayısıyla dava konusu edilen bölüm yönünden imar-ihya ve zilyetlikle iktisap koşullarının davacı lehine gerçekleştiği, bilirkişi raporu ve alınan beyanlar ile imar ihya ve zilyetlik durumlarının şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit edildiği, alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

D. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

E. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Hazine adına tapuda kayıtlı bir taşınmazın zilyetlikle mülkiyetinin kazanılamayacağını, Mahkemece yapılan araştırma ve uygulamanın yetersiz olduğunu belirterek ve re'sen tespit edilecek nedenlerle kararın bozulmasını talep etmişlerdir.

F. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 13 üncü, 14 üncü, 16 ncı ve 18 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı ve 713 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

Konya ili, Meram ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 170 ada 16 parsel sayılı 5.750,46 m2 yüz ölçümlü taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edilmiş, daha sonra Hazinenin komisyona yaptığı itiraz üzerine zilyetlik şartlarını taşımadığı gerekçesi ile kargir bir katılı ev ve bahçe vasfı ile taşınmaz Hazine adına tescil edilmiştir.

Mahkemece, çekişmeli taşınmazda zilyetlikle kazanım şartlarının oluştuğu, gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir.

Jeoloji mühendisi raporunda dava konusu taşınmaz üzerindeki evin sert zemin üzerinde olduğu, taşınmazda yüzeye çıkmış kaya birimlerinin olduğu, bu kayaların volkanik malzemelerden olduğu, dışarıda toprak çekerek bahçenin oluşturulduğu, bu niteliği itibariyle nizalı taşınmazın zilyetlikle iktisap edilebilmesi için imar-ihya edilmiş olması gerektiği, İmar-ihyaya muhtaç taşınmazın üzerine sadece bina yapmanın, toprak getirerek ağaç dikmenin taşınmazın imar-ihya edildiği anlamına gelmeyeceği gibi, üç kişilik ziraatçı bilirkişi kurulu tarafından hazırlanan raporda çekişmeli taşınmazın imar-ihyasına keşif tarihi itibariyle 29-30 yıl önce ağaç dikilerek, toprak işlemesi ve teraslama yapılarak, kuru taş duvarla etrafının çevrilmesiyle başlandığının belirtildiği, imar-ihyanın tamamlanma tarihinin açıkça belirtilmediği, yine uzman bilirkişi tarafından incelenen 1957, 1971 ve 1987 tarihli hava fotoğraflarında taşınmazda kullanım olmadığı belirtildiğinden, her ne kadar bilirkişi raporunda imar-ihyaya 2000'li yıllarda başlandığı belirtilmiş ise de; keşfin 2022 yılında yapıldığı hususu göz önünde bulundurularak ve taşınmaz üzerindeki ağaçların yaşından çekişmeli taşınmaz üzerindeki imar-ihyaya en erken 1992 yılında başlandığı sonucu çıktığı, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi raporu, jeodezi ve fotogrametri bilirkişi raporu ile jeoloji mühendisi bilirkişilerden aldırılan raporların birlikte değerlendirilmesi sonucu, nizalı taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı, dolayısyla 1992 yılından kadastro tespit tarihi olan 2006 yılına kadar kanunda aranan 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmaması nedeni ile davanın reddine karar vermek gerekirken hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar tesisi isabetsiz olmuştur.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

07.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.