Logo

1. Hukuk Dairesi2023/313 E. 2024/1633 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, annesi tarafından vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle taşınmazının devredildiğini iddia ederek tapu iptali ve tescil talep etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Vekalet görevinin kötüye kullanıldığının ispat yükünün davacıya ait olduğu ve dosya kapsamındaki delillerle bu iddianın ispatlanamadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1328 E., 2022/2013 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2014/332 E., 2018/285 K.

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli davada İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf isteğinin esastan reddine karar verilmiş, karar Dairenin 23.06.2021 tarih, 2019/3898 Esas, 2021/3549 Karar sayılı kararı ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; uzun yıllardır Amerika’da yaşadığını, Türkiye’deki işlerinin takibi için annesi olan davalı ...’yi vekil tayin ettiğini, maliki olduğu 2632 ada 45 parsel sayılı taşınmazın vekil tarafından başta muvazaalı olarak 3. kişi olan dava dışı ...’ya satış suretiyle temlik edildiğini, daha sonra vekilin taşınmazı kendi adına tescil ettirip ölünceye kadar bakma akdi ile kızı olan diğer davalı ...’e devrettiğini, kendisinden gizlenen temliklerden Türkiye’ye gelince haberdar olduğunu, vekalet görevinin kötüye kullandığını, davalı ...’in kötüniyetli olup diğer davalı ... ile el ve iş birliği içerisinde hareket ettiğini ileri sürerek tapu iptali ve tescile karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar; taşınmazın gerçekte davalı ... tarafından satın alındığını ancak 3. kişiden temlik alındığı tarihte davalı ... adına tescil edilemediğinden ...’ye verilmek üzere davacı adına tescil edildiğini, daha sonra davacı tarafından verilen genel vekaletname kullanılarak taşınmazın asıl hak sahibi Safure’ye intikal ettirildiğini, aralarında yapılan ölünceye kadar bakma akdinde muvazaanın bulunmadığını belirtip davanın reddini istemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; taşınmazın gerçek hak sahibi olan davalı ...’nin iyiniyetli olduğu, davacının ise kötüniyetli hareket ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 17.06.2019 tarih, 2019/258 Esas, 2019/869 Karar sayılı kararı ile; vekaletname ve tanık anlatımları ile davalıların inançlı işlem savunmasının ispatlandığının kabulünün gerektiği, bu gerekçe ile ret kararının yerinde olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 inci maddesi uyarınca davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

C. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

D. Bozma Kararı

Dairenin 23/06/2021 tarih, 2019/3898 Esas, 2021/3549 Karar sayılı kararı ile; yargılama sırasında ölen davalı ...’nin veraset ilamının temini ile mirasçılarının davaya dahil edilmesi suretiyle taraf teşkilinin sağlanması, ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu hususa riayet edilmeksizin yargılamaya devam edilerek sonuca gidilmiş olmasının doğru olmadığı gerekçesi ile karar bozulmuş ve dosyanın gerekçe değiştirildiğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunnu′nun 373/2 nci maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

E. Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı tarafın inançlı işlem mahiyetindeki savunmasının kanıtlandığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu 6 nolu bağımsız bölüm ile dava dışı 7 nolu bağımsız bölüm yönünden davacı adına tescil edilmelerine ilişkin resmi akitler getirtilmeden eksik inceleme ile karar verildiğini, tanık ...’ın beyanına göre dava konusu 6 nolu bağımsız bölümün 3 yıl önce yani 1986 yılında alındığının anlaşıldığını, tanık ifadesine göre dava konusu dairenin alındığı 1986 yılından 3 yıl sonra davalı ...’nin vekil tayin edildiği sonucuna varıldığını, 1989 yılında düzenlenen vekaletnamenin yazılı delil başlangıcı kabul edilemeyeceğini, bu yöne ilişkin tanık dinlenmesinin doğru olmadığını, davalı tanıklarının beyanlarının çelişkili olduğunu, savunmanın kanıtlanamadığını, davacı tarafından davalı annesi Safure’ye yazılan mektubun, davalı yanın savunmasının vukuuna delalet edecek nitelikte hiçbir kayıt içermediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 504/1 inci ve 506 ncı maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2, 3 ve 6 ıncı maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un 190 ıncı maddesi

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının 2632 ada 45 parsel sayılı taşınmazdaki 6 numaralı bağımsız bölümü 02.09.1987 tarihinde satın aldığı, 09.05.1989 tarihinde Kartal .... Noterliğinin 34028 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile annesi olan davalı ...’ı vekil tayin ettiği, davalı vekilin dava konusu taşınmazı 18.10.1993 tarihinde dava dışı ...’ya, anılan kişinin de 20.10.1993 tarihinde davalı ...’ye, davalı ...’nin 19.10.2009 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi ile diğer kızı olan davalı ... ’e devrettiği; davacının vekalet görevinin kötüye kullanıldığını ileri sürerek eldeki davayı açtığı, aşamada davalı ...’nin ölümü üzerine geride davacı ile davalı ...’in mirasçı olarak kaldığı anlaşılmaktadır.

2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı ve özellikle vekalet görevinin kötüye kullanıldığının ispat külfeti 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 190 ıncı maddesi ile TMK'nın 6 ıncı maddesi gereği davacı tarafa ait olup dosya kapsamındaki deliller ile vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasının kanıtlanamadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 28.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.