"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli davada İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 11.04.2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... Koru ve vekili Avukat ... ile temyiz edilen asil davacı ... geldiler, duruşmaya başlandı, gelen vekilin ve asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, ... karara bırakıldı. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, davacının mirasbırakanı ...’nun 1395 ada 7, 765 ada 13 ve 765 ada 14 parsel sayılı taşınmazlarını mirasçılardan mal kaçırmak amacı ile muvazaalı olarak davalı oğluna 09.12.2016 tarihinde devrettiğini, mirasbırakanın dava konusu taşınmazları temlik etmeye ihtiyacı olmadığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazların davacının miras payı oranında tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, mirasbırakanın kalp, akciğer rahatsızlıkları olduğunu, son evrede prostat kanseri ile cilt kanserine yakalandığını, dava konusu taşınmazların bedeli karşılığında davalıya temlik edildiğini, taşınmazların bedelinin ... ... şubesindeki hesaba 04.07.2018 tarihinde yatırıldığını, davalının mirasbırakanın tüm hastalıklarının tedavi masraflarını kendisinin ödediğini, mirasbırakanın bu masrafları karşılayabilecek maddi imkanlarının bulunmadığını, taşınmazları satmaya karar verdiğini, davalının yabancı bir kişinin dava konusu taşınmazları almasını istemediği için kendisinin satın aldığını, dava konusu 765 ada 14 parseldeki üç adet ahır, samanlık, garaj, bir adet deponun davalı tarafından yaptırıldığını, taşınmazlar üzerindeki evlerin ise mirasbırakana ait olduğunu, annesinin üst katta, kendisinin de alt katta oturduğunu, mirasbırakanın belediye emlak vergilerini de ödeyemediğini, taşınmazları satın aldıktan sonra mirasbırakanın ödenmemiş emlak vergilerini dahi ödediğini, kendisinin 10 seneyi aşkın zamandan beri hayvan tacirliği yaptığını, babasına borcunu öderken de kredi çektiğini, bu şekilde ödeme yaptığını, taşınmazların bedeli olarak parayı babasına ödediğini, adına bankaya yatırdığını, mirasbırakanın sağlığı için ödediği paraların da hesaptan düşüldüğünü, kalan parayı nakit olarak ödediğini, mirasbırakanın bu paranın büyük bir kısmını hastalıkları için harcamaya devam ettiğini, paranın bir kısmının da annesinde kaldığını, mirasbırakanın isteği üzerine masraflarını ödemek suretiyle umre'ye gönderdiğini, mirasbırakanın adına kayıtlı ... plaka sayılı bir adet traktörünün bulunduğunu, kendisinin bu traktörü kullanmadığını, ayrıca mirasbırakanın dava dışı oğlu ...'nun oturmuş olduğu evin bulunduğu dava dışı taşınmazını da gelini ...'ya ölünceye kadar bakma akdi ile temlik ettiğini, fakat bu kişilerin bir gün dahi mirasbırakana bakmadıklarını, kardeşi Baki’nin borçları yüzünden taşınmazı üzerine devralamadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile mirasbırakanın davalı ile birlikte aynı çatı altında yaşadığı, davalının mirasbırakan ile yakından ilgilendiği, mirasbırakanın sadece emekli maaşının bulunduğu, ek gelirinin olmadığı, uzun tedavi süreçleri geçirdiği, davalının bu süreçte diğer mirasçılara nazaran maddi ve manevi anlamda mirasbırakana daha fazla destek olduğu, 04.07.2018 tarihli ... Bankasına ilişkin dekont incelendiğinde davaya ve temlike konu taşınmazların ada ve parsel numaralarınn açık bir şekilde dekontta yazılı olduğu, satış bedellerinin banka kanalıyla ödendiği, aksi durumun davacı tarafça ispat edilemediği, satışa konu edilen bir malın devrinin belirli bir bedel karşılığında olacağı kuşkusuz olmakla bedelin ise mutlaka para olması şart olmayıp belirli bir hizmet ya da emek de olabileceği, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mirasbırakanın dava konusu taşınmazları satmasını gerektirecek bir ihtiyacının olmadığını, temlikin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı olduğunu, taşınmazların devir tarihindeki değerleri ile davalının yaptığını ileri sürdüğü ödeme miktarları arasında fahiş derece fark olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mirasbırakanın dava konusu taşınmazları satmasını gerektirecek ölçüde ihtiyacının olmadığı, davalının ödeme savunması kapsamında sunduğu dekontun muvazaalı işlemi gizlemeye yönelik olduğu, temlikin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile davacının istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili vekili temyiz dilekçesinde özetle; mirasbırakanın 22.01.2019 tarihli sağlık raporunda %99 oranında vücut fonksiyon kaybı olduğunun belirlendiğini, tek bir kişinin çok sayıda hastalığı olan mirasbırakana bakamayacağını, ailesi ile birlikte mirasbırakanın bakımını üstlendiğini, tanık olarak beyanları alınan ...’nun satış bedelinin bir kısmının kendisine verildiğini ifade ettiğini, tanık ...’nın ise dava konusu taşınmazların mirasbırakan tarafından satılmak istendiğini belirttiğini, mirasbırakanın hastalıkları nedeniyle paraya ihtiyacı olduğunu, bu yöne ilişkin belgelerin dosyaya sunulduğunu, diğer tanıkların da davalının mirasbırakanın birçok masrafını karşıladığına dair beyanlarının mevcut olduğunu, davalının özen yükümlülüğünü aşacak şekilde mirasbırakanın bakımını üstlendiğini, düzenli olarak şehir dışındaki hastanelere götürdüğünü, tüm bunların oldukça masraflı işler olduğunu, mirasbırakanın terekesinde aynı değerde taşınmazlar olduğunu, satış bedelini ödemek için davalının kredi çektiğini, mirasbırakanın hesabına yatırılan paranın ne şekilde tasarruf edildiğinin dava ile bir ilgisinin olmadığını, davalının hayvancılık ile iştigal ettiğini, çiftçi kaydı olduğunu, dava konusu taşınmazları alabilecek ekonomik gücü olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptali-tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup bir kısım davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 55.435,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
11.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.