Logo

1. Hukuk Dairesi2023/3305 E. 2023/6802 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davalının davayı kabul etmesine rağmen, mahkemenin hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar vermesi üzerine uyuşmazlık çıkmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının usulüne uygun kimlik tespiti yapılmadan davayı kabul ettiğinin tespit edilmesi ve kabul beyanının hak düşürücü süreye göre öncelikli olması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/814 E., 2023/385 K.

DAVA TARİHİ : 30.07.2019

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Karacasu Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/115 E., 2020/10 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; kadastro çalışmaları sırasında mirasbırakanlarına ait ve taraflarınca kullanılan Küçükdağlı Mahallesindeki yaklaşık 1006 m² civarındaki taşınmazın sınırlandırma hatası sonucunda davalılardan...'e ait 146 ada 8 parsel sayılı taşınmazın içine dahil edildiğini, çaplı tasarruf vesikasında iki ayrı parsel gösterilmiş olmasına rağmen aradaki parselin sınırı kaldırılarak 8 parsel olarak tescil edildiğini belirtip çaplı tasarruf vesikasında gösterildiği gibi parselin kuzey kısmındaki taralı bölümün 146 ada 8 parselden ayrılarak ayrı bir parsel olarak adlarına tescil edilmesine karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı; açılan davanın haklı olduğunu, tamamı tarafına aitmiş gibi görünen 146 ada 8 parsel sayılı taşınmazın çaplı tasarruf vesikasında gösterildiği şekilde iki ayrı parselden oluştuğunu, taşınmazın bu şekilde iki ayrı parsele ayrılması gerektiğini belirterek davayı kabul etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 15.01.2020 tarihli ve 2019/115 Esas, 2020/10 Karar sayılı kararıyla; davanın kadastro öncesi nedene dayalı olarak açıldığı, tutanağın kesinleştiği tarih olan 09.04.1990 tarihi ile davanın açıldığı tarihe kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiği, hak düşürücü sürenin dava şartı olduğu, bu kapsamda davalının kabul beyanının sonuç doğurmayacağı belirlenerek davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; açılan davanın yolsuz tescilin iptali ve düzeltilmesi talepli olduğunu ve bu tür davaların herhangi bir süreye tabi bulunmadığını, davalı ...'in davayı kabul ettiğini, emsal Yargıtay kararları da dikkate alındığında davanın hak düşürücü süre yönünden reddedilemeyeceğini, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 09.03.2023 tarihli ve 2022/814 Esas, 2023/385 Karar sayılı kararıyla; eldeki davada 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiği ve hak düşürücü sürenin dava şartı olup bu kapsamda davalının kabul beyanının sonuç doğurmayacağı, davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı; davalı ... Müdürlüğüne eldeki tapu iptali ve tescil davasında husumet düşmeyeceği, davalı ... hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, davada vekille temsil edilmeyen Kadastro Müdürlüğü lehine vekalet ücreti de takdir edilmeyeceği ve sonuç itibarıyla davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu belirlenerek davacıların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacılar vekili temyiz başvuru dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Temyize cevap ve karşı temyiz başvuru dilekçesinde davalı ... vekili; kararın usul

ve yasaya uygun olduğunu, davacıların temyiz isteminin reddi ile istinaf kararının onanması gerektiğini, İdare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi talepleri olduğunu belirtmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 308 ve 309 uncu maddeleri

3. Değerlendirme

Davacılar vekilinin temyiz itirazları yönünden;

Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) “Feragat ve kabulün şekli” başlıklı 309 uncu maddesi hükmüne göre feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.

HMK’nın 308 inci maddesi uyarınca davayı kabul, davalının mahkemeye yönelik olarak yapacağı tek taraflı bir irade beyanı ile davacının talep sonucuna muvafakat etmesidir. Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm ifade eder.

Öte yandan, usul hukuku anlamında kabul, kesin hükmün sonuçlarını doğurur ve ancak irade bozukluğu hallerinde kabulün iptali istenebilir (HMK md. 311). Diğer bir anlatımla davalı, irade fesadı halleri dışında kabulden dönemez.

Yukarıdaki düzenlemeler karışısında; kesin hüküm ve hak düşürücü süre gibi benzeri durumlar ile "kabul" birlikte söz konusu olduğunda "kabul"ün, bu gibi hukuki sebeplerden önce geleceğinde kuşku yoktur.

Somut olayda; davalı 06.01.2020 havale tarihli dilekçe ile (kimlik tespiti yapılmaksızın) davayı kabul etmiştir. Ne var ki; davalının usulüne uygun şekilde kabul beyanı olup olmadığı tereddüte mahal bırakılmayacak şekilde tespit edilmemiştir.

Hal böyle olunca; kimlik tespiti yapılarak bu tereddüt giderildikten sonra kabul beyanına üstünlük tanınmak suretiyle dosya kapsamında uygun bir karar verilmesi gerekirken doğrudan hak düşürücü süreden davanın reddine karar verilmesi yerinde değildir.

Davalı ... Müdürlüğünün temyiz itirazları yönünden;

Davalı ... İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı istinaf başvurusunda bulunmayıp taraflar lehine usuli kazanılmış hak oluştuğundan Kadastro Müdürlüğünün temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, alınan peşin harcın istek halinde davacılara iadesine,

3.Davalı ... Müdürlüğünün temyiz dilekçesinin REDDİNE,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.