"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/333 E., 2023/860 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Muş 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/565 E., 2022/728 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 18.03.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı; incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; murisleri ...'nin 1999 yılında 143 ada 17 parsel sayılı taşınmazını davalı ...'e, 143 ada 18 parsel sayılı taşınmazını ise davalı ...'a satış suretiyle temlik ettiğini, ...'in muristen temlik aldığı taşınmazı eşit paylarla diğer davalılar ... ve ...'e, ... ve ...'in de öteki davalı Kooperatife devrettiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olup yasaya aykırı şekilde yapıldığını, bu durumdan yeni haberdar olduklarını, kardeşleri olan davalı ...'in yüksek oranda engelli olup bu tür işlemleri kendi başına yapabilecek ehliyette olmadığını belirtip miras payları oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar vekili; mirasçı ve kayıt maliki olmayan davalılara husumet yöneltilemeyeceğini, davalı ...'in dava dışı 466 ada 5 parsel sayılı taşınmazını satarak dava konusu taşınmazı satın aldığını, taşınmaz bedelinin baba oğul ilişkisi nedeni ile murise elden verildiğini, davalı ...'e yapılan temlikin ise onun hasta olması sebebiyle geleceğini garanti altına almak için bedelsiz yapıldığını, davacıların çok önceden devirlerden haberdar olduklarını belirtip davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince; davanın 17 parsel sayılı taşınmaz bakımından reddine, 18 parsel sayılı taşınmaz bakımından kabulüne ilişkin olarak verilen kararın taraf vekilleri tarafından istinafı üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamayacağı belirtilerek kararın kaldırılması sonucu İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı ...'in 28.10.2015 tarihinde hukuki işlem yapma ehliyetinin olduğu, taşınmazın yapı ruhsatında adı geçen davalı ...'ın ekonomik gücünün yerinde olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı ...'e yapılan temlikin davalı ...'in ekonomik geleceğini garanti altına almak amaçlı olduğunun tanık anlatımları ile sabit olduğu, davalı ... ile diğer davalılar arasındaki satışın muvazaalı yapıldığının da davcılar tarafından ispat edilemediği; davalı ...'a yapılan temlikin değerlendirilmesinde, davacının dinlenen tek tanığı ...'nin davacılardan ...'in oğlu olduğu, beyanında dedesi ...'a ve amcası ...'e amcası davalı ...'ın baktığını belirttiği, yapılan satışın muvazaalı olduğuna ilişkin açıklayıcı beyanının olmadığı, tüm tanık beyanlarının davalı ...’ın murisin bakımı ile ölene kadar ilgilendiği yönünde olduğu, davalı tanığı olarak dinlenen dava dışı kardeşlerin davalı ...’ın taşınmazı satın aldığını beyan ettikleri, davacıların dayandığı delillerle muvazaa ve mal kaçırma iradesinin ispat edilemediği, aksine davalının savunmasının tanık beyanlarıyla sabit olduğu, davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacılar vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, öte yandan davalılar lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçeleriyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesi ile; dava dilekçesindeki iddialarını yinelemiş, dosyadaki tüm deliller ile muvazaa iddialarının sabit olduğunu, yargılama sonunda davalı ...'in fiil ehliyetinin tam olduğunun belirlendiğini, böylelikle hasta olması nedeniyle kendisine taşınmaz verildiğine ilişkin savunmanın çürütüldüğünü, ortada gizli bir bağış yapılmasını gerektirir durumun da bulunmadığını, tüm devirlerin davalı ...'ın bilgisi dahilinde gerçekleştiğini, davalı ...'ın 17 parsel sayılı taşınmazın son kayıt maliki olan davalı Kooperatif'in yöneticisi olduğunu, bu hususun Mahkemece gözden kaçırıldığını, davalılar ... ve ...'in davalı ...'in kayın hısımları olduğunu, tüm davalıların el ve iş birliği içerisinde hareket ettiklerini, bedeller arasında fahiş fark olduğunu, murisin taşınmazlarını satmaya ihtiyacının bulunmadığını, tüm malvarlığını davalılara bıraktığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacıların adli yardım isteklerinin reddinin doğru olmadığını, davacılar adına kayıtlı taşınmaz olsa da Mahkemece belirtilen teminatı yatırma güçlerinin bulunmadığını, yargılama giderlerinin hatalı hesaplandığını belirtip kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; muris ...'nin 29.10.2001 tarihinde öldüğü, geride mirasçıları olarak çocukları ..., davacılar ... ve ..., davalılar ... ve ..., dava dışı ... ve ...'in kaldığı, mirasçılardan ...'in de 17.10.2007 tarihinde ölümü ile geride eşi davacı ... ile çocukları davacı ... ve dava dışı ..., ..., ... ve ...'ın kaldığı; muris ...'ın 09.02.1999 tarihinde ardışık yevmiyeli resmi satış senetleri ile 143 ada 18 parsel sayılı taşınmazını davalı ...'a, 143 ada 17 parsel sayılı taşınmazını ise davalı ...'e temlik ettiği, ...'in taşınmazı 28.10.2015 tarihinde 1/2'şer paylarla davalılar ... ve ...'e devrettiği, ... ve ...'in de taşınmazdaki paylarının tamamını 18.12.2015 tarihinde davalı Kooperatife devrettikleri anlaşılmaktadır.
Davacıların davalı ...'a yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352/1-(b) hükmü uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Bilindiği üzere, pay oranında açılan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı davada davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçıların her birinin payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur.
Somut olayda; davalı ... adına kayıtlı dava konusu 143 ada 18 parsel sayılı taşınmazın dava tarihindeki keşfen saptanan değeri olan 855.910,00 TL üzerinden davacılar ... ve ...'ın paylarına (20/140) ayrı ayrı 122.272,86 TL, davacı ...'in payına (5/140) 30.568,21 TL, davacı ...'ın payına (3/140) ise 18.340,93 TL isabet etmektedir. Anılan değerlerin Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarı ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin davalı ... bakımından reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacıların diğer davalılara yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin davalı ... yönünden değerden REDDİNE,
Davacılar vekilinin davalılar ..., ..., ... ve Kooperatife yönelik temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 435,50 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
Temyiz edilen davalılar vekili duruşmaya gelmediğinden lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy çokluğuyla karar verildi.
- MUHALEFET ŞERHİ -
Davacıların, 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazlara yönelik muris muvazaasına dayalı iptal–tescil davası ispatlanamadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.
Pay oranında açılan eldeki davada 18 parsel sayılı taşınmazın değeri itibariyle bu taşınmaz hakkında verilen ret kararı temyizi kabil değil ise de;
Dosya kapsamı itibariyle murisin bütün taşınmazlarını davalılara satış yoluyla ancak bedelsiz devrettiği, diğer mirasçılarına bir şey bırakmadığı, ...’e devredilen taşınmazın da daha sonra davalı ...’ın yöneticisi olduğu kooperatife bedelsiz devredildiği, bedelsiz ve muvazaalı yapılan devirlerin davalı ...’ın organizesinde ve diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığı kanaatinde olduğumdan, sayın çoğunluğun ret kararının onanması yönündeki görüşüne katılmıyorum.