"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/26 E., 2023/451 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ardahan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/315 E., 2022/91 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve isteğine ilişkin davadan dolayı kaldırma kararı uyarınca yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ile bir kısım davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının murisi ...'nun kadastrodan önce, çekişmeli 117 ada 3 parsel sayılı taşınmazı revizyon gören tapu maliklerinden haricen satın alarak zilyetliği teslim aldığını, ardından taşınmazı oğlu olan davacı ...'ya devrettiğini, kadastro sırasında bu hukuki nedenlerle davacı ... adına tespit yapıldığını; ancak bilahare malik hanesinin üzeri çizilip şerh verilmek suretiyle taşınmazın davalılar adına tespit ve tapuya tescil edildiğini, tutanağın tahrif edilmesi suretiyle yolsuz şekilde tescil yapıldığını iddia ederek tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.
II.CEVAP
Bir kısım davalı vekili; yolsuz tescilin söz konusu olmadığını, revizyon gören tapu kaydına göre kadastro memuru tarafından tespit yapıldığını, davacı tarafın askı ilan süresi içerisinde ve 10 yıllık zaman aşımı süresi içerisinde tespite itiraz etmediğini, Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi uyarınca talebin hak düşürücü süreye uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Ardahan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.06.2019 tarih, 2017/936 Esas, 2019/572 Karar sayılı kararıyla; kadastro sonucunda davalılar adına yapılan tescilin yolsuz nitelikte olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli 117 ada 3 parsel (ifraz sonrası 117 ada 13 ve 14 parsel) sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalılar ...., ... ile ... ve ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. Kaldırma Kararı
Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 10.09.2021 tarihli ve 2019/2488 Esas, 1430 Karar sayılı kaldırma kararında özetle; “…Mahkemece, davanın esasına girilerek yazılı olduğu şekilde hüküm verilmiş ise de, çekişmeli 117 ada 14 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde, Karayolları 18. Bölge Müdürlüğü lehine 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu uyarınca şerh bulunmasına rağmen, ... davaya dahil edilmeden yargılamaya devam edilerek karar verildiğinden, davada taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemeyeceği, ayrıca mahkemece davanın yolsuz tescile dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğu kabul edilmiş ise de, davacı tarafından kadastrodan önceki sebeplere dayalı olarak dava açıldığı, 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesindeki hak düşürücü sürenin yeniden hüküm kurulurken ilk derece mahkemesince değerlendirilmesi gerektiği, kabule göre de, TMK’nın 712. maddesinde geçerli bir hukuki sebep olmaksızın tapu kütüğüne malik olarak yazılan kişi, taşınmaz üzerindeki zilyetliğini davasız ve aralıksız olarak 10 süreyle ve iyi niyetle sürdürürse, onun bu yolla kazanmış olduğu mülkiyet hakkında itiraz edilemeyeceği düzenlendiğine ve tapunun ...’a ait hissesinin .... ve ... adına intikalinin sağlanmasına göre dava konusu taşınmaz başında yapılan keşifte tanık ve yerel bilirkişi dinlenmeden, taşınmazdaki zilyetliğin kime ait olduğu belirlenmeden, davalılar veya mirasçıları tarafından varsa zilyetliğin iyi niyetli olup olmadığı değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı…” gereğine değinilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararına uyarınca yapılan yargılama sonucunda, taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın kadastro öncesi nedene dayalı olarak ve hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle usulden reddine karar verilmiştir.
Ç. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili ve bir kısım davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
D. İstinaf Nedenleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen kararın hukuka ve kanuna aykırı olduğunu, davanın yolsuz tescil sebebiyle tapu iptali ve tescil davası olduğunu ve kadastro tutanağında tahrifat yapıldığı iddiasıyla açıldığını, mevzuatta hiçbir dayanağı bulunmayan bir gerekçe ile ilgililerin haklarını etkileyen değişiklik yapılmasının hukuki olarak izahı olmadığını, yolsuz tescil ile yapılan tescilin üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin davalılara hak kazandırmayacağını, hak düşürücü sürenin uygulanamayacağını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2.Bir kısım davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; harç hususunda hatalı karar verildiğini, öte yandan kararda tek vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine dair hüküm kurulduğunu ve müvekkilleri lehine diğer davalılardan ayrı olarak vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek hükmün bu yönüyle kaldırılmasını talep etmiştir.
E. Gerekçe ve Sonuç
Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda, davacı tarafından 11.12.2017 tarihinde kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasının dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği 17.04.1997 tarihinden itibaren 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2. ve 7. maddeleri uyarınca davalı yararına vekalet ücretine hükmedildiği, netice itibariyle Mahkemece, davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açılmış olması ve ret sebebi ortak olan davalılar yönünden tek vekalet ücretine hükmedilmesi nedeniyle yazılı şekilde karar verilmesinde usul ve esas yönünden hukuka, kamu düzenine aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekili ile bir kısım davalılar vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece verilen kararın hukuka ve kanuna aykırı olduğunu, davanın yolsuz tescil sebebiyle tapu iptali ve tescil davası olduğunu ve kadastro tutanağında tahrifat yapıldığı iddiasıyla açıldığını, tespit yapıldıktan sonra kadastro teknisyeninin hukuki eksiklik olarak değerlendirilen bir hususta tek başına düzeltme işlemi yapamayacağını, tutanak düzenlenip imza edildikten sonra ilgililerin haklarını etkileyecek hususlarda kadastro teknisyeni tarafından tek taraflı değişiklik yapılamayacağını, Kadastro Kanunu'nun 13/B-b maddesi uyarınca tapu dışı yolla taşınmazı iktisap eden zilyedin zilyetliğine hukuki değer tanındığı halde tespit sırasında bu hususun göz ardı edildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkin ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Ardahan ili, .... ilçesi, ..... köyü çalışma alanında bulunan 117 ada 3 parsel sayılı taşınmaz, Kasım 1938 tarih, 523 sıra ve Kasım 1961 tarih, 110 sıra numaralı tapu kayıtları dayanak alınarak 2.165,49 metrekare yüz ölçümü ve tek katlı kargir ev ahır ve arsası vasfıyla beyanlar hanesinde “bu parsel üzerindeki tek katlı kargir ev ve ahır ... oğlu ...’ya aittir.” belirtmesi ile 29.11.1996 tarihinde düzenlenen kadastro tutanağının edinme kısmında tapu maliklerinden ...,...,...,ve....’nün hisselerini 1948 yılında, ...’ın ise 1962 yılında ... ve .....’ya sattıkları, 1970 yılında ...’ın taşınmazı oğlu ...’ya hibe ettiği açıklanmak suretiyle ... adına tespit edilmiş, daha sonra 10.12.1996 tarihli şerh ile kayıt malikleri hayatta olmadıklarından ve alıcıların herhangi bir belge ibraz etmedikleri, yapılan satışın kanunen geçersiz olduğu belirtilerek malik hanesinin üzeri silinmek suretiyle revizyon gören tapu malikleri adına tespit edilmesi gerektiği belirterek şerhen düzeltilmiş ve ....,...,...,, ...ile .... adına yapılan tespit 17.04.1997 tarihinde kesinleşmiştir. .... 18.06.2015 tarihinde taşınmaz kamulaştırma nedeniyle ifraz edilmekle 117 ada 13 ve 14 parsel numarasını almış, 117 ada 14 parselin beyanlar hanesine Kars Karayolları 18. Bölge Müdürlüğü lehine 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 7. maddesine göre belirtme yapılmıştır.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.