"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1889 E., 2023/497 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Kabul-Karar Kaldırılarak Dava Kısmen Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Pazar(Rize) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/213 E., 2022/301 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar dava dilekçelerinde; Rize ili, .... ilçesi, .... köyü 265 ada 3 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan babalarına ait olduğunu, kadastro tespitinde taşınmazın 1/3'er paylarla mirasbırakan, davalı ... ve davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, murisin daha sonra 1/3 payını muvazaalı olarak davalı ...’ya temlik ettiğini, davalı ... ve ...’nin taşınmazda bağımsız payları olmaması gerektiğini, taşınmazın murise ait olduğunu, binanın üçüncü katının ... tarafından yapıldığını ileri sürerek davalı ... adına kayıtlı payın muvazaa nedeniyle, davalı ... ve ... adına kayıtlı olan payların doğrudan pay sahibi olmamaları nedeniyle miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline, taşınmazda bulunan binanın üçüncü katının ... tarafından yapıldığının tespiti ile beyanlar hanesine şerh düşülmesine karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar; binanın bodrum ve birinci katının muris tarafından yapıldığını, kadastro tespitinden önce ... ve ...’in istemi üzerine murisin dava konusu taşınmazda bulunan binanın üzerine kat atmalarına müsaade ettiğini ve yapacakları masrafa karşılık taşınmazın 1/3'er paylarını bağışlamayı istediğini, ikinci katın ...’in, üçüncü katın da ...’nin yurtdışından gönderdikleri para ile inşa ettirildiğini, üçüncü katın üstünde çatı olduğunu, çatının içinde yer alan bir odanın da üçüncü katı ve çatıyı inşa eden ... tarafından yaptırıldığını, kız çocuklarının köyde yaşayacakları ayrı bir konutları olmasını isteyen murisin 1/3'er payları ... ve ...’e bağışladığını, kadastro tespitinde taşınmazın ½'şer paylar ile ... ve ... adına tespiti üzerine murisin itirazı ve iradesi doğrultusunda taşınmazın 1/3'er pay ile muris, ... ve ... adına tespitinin yapıldığını, kız çocuklarına mal verilmesini istemeyen davacı ...’ın bu duruma tepki gösterdiğini ve murisin parasını alıp İstanbul’a gittiğini, İstanbul’da geçinemeyince Rize’ye dönen ...’a murisin büyük olan birinci katı... ile paylaşmasını söylediğini, ...’ın bu teklifi de kabul etmediğini, ...’ın murisin 10 ada 766 parsel sayılı taşınmazda yer alan binadaki iki daireden birinin kendisine bırakılmasını istediğini, murisin bu isteği kabul edip daireyi verdiğini, murisin aynı yerdeki ikinci daireyi de diğer kızı olan ...’a tahsis ettiğini, 10 ada 766 parsel sayılı taşınmazda yer alan dükkanın da mirasçıların tümüne ait olacağını kararlaştırdığını, 10 ada 766 parsel sayılı taşınmazı muris haricen aldığı için ... ve ... adına tescil edilemediğini, murisin kendisi ile birlikte yaşayan ...’e de farklı tasarruflarda bulunduğunu, muris adına başka taşınmazlar da olduğunu, davalı ...’ya yapılan temlikin muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın tarafların murisi ...'a ait olduğu, taşınmaz üzerinde bulunan zemin, 1. normal kat ve 2. normal kat olarak belirtilen alanların muris tarafından yapıldığı, davacı ...'ın 3. normal katın yapımı için murise para gönderdiği, 4. normal kat ile çatı katının ise davalı kızlar tarafından yaptırıldığı, murisin ölmeden önce malvarlığını çocukları arasında taksim ettiği, taksim ile Ardeşen’de bulunan ve Pazar 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/338 Esas sayılı dosyasında davalı olan dairelerden birinin davacı ...'a diğerinin ise tanık olarak dinlenen ve tarafların kardeşi olan ...'a bırakıldığı, Ardeşen'de bulunan ve ...'a bırakılan dairenin donatımının murise ait çay paraları ile yapıldığı, anılan dairelerin ... ve ... tarafından kullanıldığının anlaşıldığı, yapılan taksime uygun olması ve davalı kızların dairelerin yapımına parasal katkılarının bulunması nedeniyle murisin dava konusu taşınmazı davalı kızları ve oğlu... adına tescil ettirdiği, taksime uygun olarak murisin ölmeden önce oturduğu konutu birlikte yaşadıkları...'ya bıraktığı, murise ait çaylıkların da murisin sağlığında çocukları arasında taksim edildiği, murisin eşi ...'nın ise miras hakkından feragati sonucunda yapılan taksim neticesinde tüm mirasçılara terekeden pay verildiği, bu paylaşıma da tüm mirasçıların muvafakat ettiği ve taksime sadık kalarak taşınmazların bir süre kullanıldığı, davacı ...’ın 3. katın yapımı için para göndermesi hususunun 2009 yılına dayandığı, taksimin 2009 yılından sonra olduğu, ...’ın taksime rıza göstererek dava konusu taşınmazdaki miras hakkından feragat etmiş sayıldığı, muris muvazaası iddiaları yönünden ispat yükünün davacı taraf üzerinde olduğu ve davacıların yapılan satış işleminin muvazaalı olduğunu ispatlayamadıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; murisin Kadastro Komisyonuna sunduğu yazılı itiraz dilekçesinde ve Komisyon huzurundaki sözlü beyanlarında çekişmeli taşınmazın 2/3 payının adı geçen davalılara ait olduğunu beyan ettiği, murisin iradesi doğrultusunda davalılar ... ve ... adına tespit edilen 2/3 pay yönünden davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı, kadastro öncesi tapusuz olan taşınmazda askı ilan süresinden önce yapılan bağış işlemi herhangi bir şekil kuralına bağlı olmadığı gibi, murisin Kadastro Komisyonu huzurundaki yazılı ve sözlü devir iradesinin muvazaalı olduğundan söz etme imkanı da bulunmadığı, üçüncü kattaki dairenin muris tarafından davacı ...'ın nam ve hesabına yaptırıldığına dair dosya içerisinde herhangi bir kanıt bulunmadığı, babası ... tarafından inşa edilen evin yapımına davacının bir miktar para göndererek katkıda bulunduğu, evin yapımı sırasında para gönderilmiş ve katkıda bulunulmuş olmasının tek başına evin davacı tarafından yaptırıldığını ve evin davacıya ait olduğunu göstermeyeceği, davaya konu dairenin muris tarafından yaptırıldığının kabulü gerektiği, Mahkemenin taksime ilişkin gerekçesi hatalı ise de davaya konu taşınmaz üzerinde bulunan binanın çekişmeli üçüncü katının müstakilen davacı ... tarafından veya onun namına yaptırıldığı dosya kapsamı itibariyle ispatlanamadığından muhdesadın aidiyetinin tespiti davasının reddine karar verilmesinde de herhangi bir isabetsizlik olmadığı, muris adına tespit edilen ve sonrasında davalı ...’ya devredilen 1/3 pay yönünden ise kadastro sırasında davacılar adına tespit ve tescil edilen hiçbir taşınmaz bulunmadığı, hatta taksim gereği davacı ...'a verildiği belirtilen .... Merkez'deki dairenin de başka bir dosyada (Pazar 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/338 Esas sayılı dosyasında) davalı olduğu, söz konusu dosyada muris tarafından taşınmazın tapu maliklerine karşı tapu iptali ve tescil davası açılarak taşınmazın adına tescilinin talep edildiği, dolayısıyla bu taşınmazın ve dairenin taksimen davacıya verildiğinin kabul edilemeyeceği, zaten davacı ... adına tespit ve tescil edilen herhangi bir taşınmaz bulunmadığı, murise ait diğer taşınmazların ise başka bir kadastro mahkemesi dosyasında davalı oldukları, muris ile kardeşleri arasındaki davanın Pazar Kadastro Mahkemesinin 2011/50 Esas sayılı dosyasında halen devam ettiği, o taşınmazların zaten kadastro sırasında murisin mirasçıları adına değil murisin kendisi adına tespit edildiği, dolayısıyla davalı tarafın savunmasında belirttiği gibi muris tarafından yapılan taksimi doğrulayan herhangi bir somut kanıt bulunmadığı, satış tarihlerinde yapılan herhangi bir paylaşım da olmadığı, davalı ...'ya yapılan satış işleminin muvazaalı olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurularak davalı ... adına kayıtlı olan 1/3 pay yönünden davanın kabulüne diğer talepler yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle:
a. Davalıların paylaşım savunmasında bulunduğunu, ,,,,’de ...’a verildiği iddia edilen yer için muris terekesi adına dava açıldığını, bu nedenle savunmaya itibar edilmemesi gerektiğini,
b. Müvekkili ...’e verilen herhangi bir yer olmadığını,
c. Üçüncü katın ...’a ait olmadığı yönündeki değerlendirmenin hatalı olduğunu, tanıkların beyanlarında o katın ...’a verildiğini anlattıklarını, ...’ın da para gönderdiğinin dosya kapsamında sabit olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle;
a. Davalı ... yönünden verilen kararın hatalı olduğunu,
b. Temlikin muvazaalı olmadığını, diğer kararların yerinde olduğunu ileri sürerek kararın davalı ... yönünden bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi nedene ve muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ile tescil ve muhdesadın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Davacıların temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
Dosya içeriğinden; Rize ili, .... ilçesi, ..... köyü 265 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 27.12.2010 tarihinde yapıldığını, itiraz üzerine komisyonun 29.03.2011 tarihli kararı ile taşınmazın 1/3 payının davalı ..., 1/3 payının davalı ... ve 1/3 payının da muris adına tespit ve tescilinin yapıldığı, tespitin 07.05.2011 tarihinde kesinleştiği, murisin davaya konu 1/3 payını 30.03.2012 tarihinde satış suretiyle davalı ...’ya temlik ettiği, murisin 27.03.2019 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak .....’den olma kızı ...., eşi ..... ve eşi ile müşterek çocukları ...,...,..., ve...’nın kaldığı görülmüştür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davalıların temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, HMK’nın 362. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352/1-b hükmü uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Muris muvazaası hukuki nedenine dayalı miras payı oranında açılan tapu iptali ve tescil davalarında davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur.
Somut olayda, murisin davalı ...’ya temlik ettiği 1/3 payın dava tarihindeki toplam değerinin 241.677,13 TL olduğu, her bir davacının 1/8'er miras paylarına isabet eden değer ise 30.209,64 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarı ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle:
Davalılar vekilinin temyiz dilekçesinin değerden REDDİNE,
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370/1. hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.