Logo

1. Hukuk Dairesi2023/3729 E. 2025/2751 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Murisin, sağlığında yeğenine devrettiği taşınmazın muvazaalı olup olmadığına ilişkin tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Murisin taşınmazı devretmesi için haklı bir sebebinin bulunduğu, SGK borcunu ödemek için davalıdan aldığı parayı kullandığı, davalı tarafın da alım gücünün bulunduğu ve murisin mirasçılarını mağdur edecek şekilde mal kaçırma kastının ispatlanamadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1292 E., 2023/1347 K.

DAVACILAR : ..., ..., ..., ... vekilleri Avukat ...

İLK DERECE MAHKEMESİ : Fatsa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/781 E., 2023/54 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 27.05.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davalı ... ve vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat .... geldiler. Gelen asil ve vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıların muris ...'nin çocukları, davalının da murisin kardeşinin oğlu olduğunu, davacıların annesi ile babaları ...'in boşanma davası devam ederken murisin mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olarak değerinin çok altında bir bedelle 113 ada 6 parsel sayılı taşınmazı yeğeni davalıya devrettiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacıların miras payı oranında adlarına tescilini, bunun mümkün olmaması halinde değeri sonradan belirlenmek üzere şimdilik 10.000 TL alacak talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıların murisi ... ile davalı arasındaki 25.04.2013 tarihindeki satış işleminin gerçek bir satış işlemi olduğunu, murisin uzun yıllar yurt dışında yaşadıktan sonra ülkede de SGK'dan emekli olmak istediğini, bunun için SGK'nın muristen yurt dışı borçlanma bedeli olarak 36.120 TL istediğini, murisin uzun süredir hastalıkları nedeniyle çalışamaması nedeniyle davalının dava konusu taşınmazı 21.000 dolara satın aldığını, bu meblağın murisin hesabına yatırıldığını, murisin 2014 yılından ölüm tarihi 2020 yılına kadar birçok kez kredi çektiğini, maddi durumunun iyi olmadığını, 21.000 dolarlık ödemenin dönemin kuru üzerinden değerlendirildiğinde murisin SGK'ya olan borcuna tekabül ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. Yargılamaya Fatsa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/211 Esas sayılı dosyası üzerinden başlanılmış olup eldeki dava ile davacıların annesinin açtığı davanın ile birleştirilmesine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesinin 04.10.2022 tarihli kararıyla her iki dava arasında hukuki ve fiili irtibat bulunmadığı bu nedenle davaların tefrik edilmesi gerektiğine ilişkin kaldırma kararı üzerine yargılamaya Fatsa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/781 Esas sayılı dosyası üzerinden devam edilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın resmi senetteki satış bedeli (28.000,00 TL) ile satış tarihindeki keşfen belirlenen değeri (96.612,13 TL) arasında fahiş bir fark olduğu, davacı tanığı ...'un beyanından muris ...'nin boşanmak üzere olduğu ...'a mal kalmaması amacıyla davaya konu taşınmazı davalı ...'e devrettiğini, murisin ölümünden sonra ise ....'in bu taşınmazı murisin oğlu olan ...'ye vereceğini, murisin davalıdan almış olduğu paranın davaya konu taşınmaza ilişkin olmadığının anlaşıldığı, davacı tanığı ...'nin beyanlarının tanık....'in beyanlarını desteklediği, davacı tanığı ... 'nin keşif sırasında, muris ...'nin vefat ettiği güne kadar davaya konu taşınmazı kullanarak taşınmaz üzerinde bulunan evin içerisinde oturmaya devam ettiğinin, taşınmazda bulunan fındık ve meyve ağaçlarının bakımını yaptığını, murisin ölmeden önce ...'dan mal kaçırmak amacıyla taşınmazı yeğeni davalı ...'e devrettiğini beyan ettiği, davacı tanığı ... ve ...'ın tanık ...'ün beyanlarını desteklediği, yine keşif sırasında dinlenilen davalı tanıklarının da davacı tanıklarının beyanlarını desteklediği ve taşınmazın, devrinden sonra da muris ... tarafından kullanılarak fındık ve meyve bahçelerinin bakımının muris tarafından yapıldığının sabit olduğu, muris ...'nin dava konusu taşınmazı satmasını gerektirecek makul ve haklı bir nedeninin bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili duruşma istemli temyiz dilekçesinde özetle; murisin SGK'ya borcu olduğunu, 2014 yılından ömrünün sonuna kadar defaatle kredi çektiğini, tüm bunların murisin maddi durumunun iyi olmadığını ve murisin taşınmazı satmak için haklı sebebi bulunduğunu gösterdiğini, diğer yandan SGK'dan ve bankalardan gelen somut delillere rağmen Mahkemece soyut tanık beyanlarıyla karar verilmesinin doğru olmadığını, davalı tarafça murise ödenen bedelin muris tarafından emekli olabilmesi için kullanıldığını, davacı tanığı ... ile davalının arasının kötü olduğunun tanığın beyanından anlaşıldığını, ek bilirkişi raporu alınmadan karar verildiğini, diğer yandan muris adına kayıtlı iki taşınmaz daha bulunduğunu murisin bu taşınmazları devretmemesinin dahi yapılan devrin muvazaalı olmadığını gösterdiğini, davacıların annesi Hava'nın açmış olduğu boşanma davasında murisin taşınmazlarını sattığı, savurgan bir yaşam sürdüğü bilgisine yer verildiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün değilse alacak istemine ilişkindir.

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1953 doğumlu ...'nin 31.03.2020 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak çocukları davacılar ...,...,..., ve ...'nın kaldığı; murisin ölmeden önce 25.04.2013 tarih ve 4187 yevmiye numaralı resmi senetle 152 parsel sayılı (yeni 113 ada 6 parsel) taşınmazı yeğeni davalı ...'a 28.000,00 TL bedelle satış yoluyla devrettiği anlaşılmıştır.

2. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706, Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

3. Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle murisin asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, murisin sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı tarafın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile muris arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

4. Yukarıda yer verilen ilke ve olgular uyarınca somut olay değerlendirildiğinde, davacıların murisi ...'in SGK'ya yurt dışı borçlanma borcunun 36.115,20 TL olduğu, bu bedelin (36.115,20 TL karşılığı 21.000 doların) davalı tarafından muris ...'e 24.04.2013 tarihinde banka aracılığıyla ödendiği, muris ...'in 24.04.2013 tarihinde SGK'ya bu bedeli yatırdığı, davalının murise yapmış olduğu ödemenin ertesi günü 25.04.2013 tarihinde murisin dava konusu taşınmazının davalıya satış suretiyle devredildiği, bir davacı tanığının borcun bir kısmının muris tarafından davalıya ödendiğine dair ifadesi dışında davalıdan murise yapılan ödemenin geri ödendiğine dair delil bulunmadığı, diğer yandan muris ...'in ölümünden önceki son 6 yılda çekmiş olduğu kredilerin yaklaşık 150.000,00 TL olduğu, yine davacıların annesi tarafından muris ...'e açılan boşanma davasına ilişkin dava dilekçesinde eldeki davaya konu taşınmazın ...'in savurganlıkta bulunması, etrafa borçlanması nedeniyle satıldığı bilgisine yer verildiği, davalı alıcının dava konusu taşınmazı alabilecek maddi yeterliliğinin de bulunduğu, ayrıca muris ...'den mirasçılarına intikal eden iki taşınmazın daha bulunduğu tespit edilmekle, murisin ölmeden önce borçları olduğu, SGK'ya borcuna karşılık dava konusu taşınmazı sattığı, taşınmazını satmasını gerektirecek makul bir nedeninin bulunduğu, taşınmazın mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı olduğunun ispat edilemediği anlaşılmıştır.

Hal böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalıya iadesine,

03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmaya gelen temyiz eden davalı vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınmasına,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Fatsa 1. Asliye Hukuk Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

29.05.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.