"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/20 E. 2021/768 K.
HÜKÜM : Kısmen Kabul
Taraflar arasındaki bedel istekli davada bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabul - kısmen reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı Kayyım vekili ve vekalet ücretine hasren davacı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... İdaresi vekili; Evkaftan Mazbut Edirne Kapısı Dahilinde Parakende Kasım Ağa Vakfından icareli dava konusu 2566 ada 15 parsel sayılı taşınmazın 7/32 payının ... kızı ..., 9/32 payının ... kızı ... adlarına kadastro suretiyle tescil edildiğini, kayıt maliklerine ulaşılamaması nedeniyle Defterdarın kayyım tayin edildiğini, dava dışı paydaşlar tarafından açılan ortaklığın giderilmesi davasında anılan kayıt maliklerinin hisselerine isabet eden bedelin kayyım hesabına depo edildiğini, 5737 Sayılı Yasanın 17 nci maddesi uyarınca taşınmazın vakfına ait olduğunu ileri sürerek, kayıt maliklerinin paylarına isabet eden kayyım hesabında bulunan bedelin faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Kayyım vekili, kayıt maliklerinin mirasçılarının olup olmadığının araştırılması gerektiğini, taviz bedeli ödendiğinden taşınmazın Vakıfla bir ilişkisinin kalmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.02.2014 tarihli ve 2013/117 E. 2014/42 K. sayılı kararıyla; 5737 sayılı Yasanın 17 nci maddesindeki koşulların gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kayyım vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 02.04.2015 tarihli ve 2015/2607 E. 2015/4768 K. sayılı kararıyla, "...Somut olaya gelince, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler ile birlikte değerlendirildiğinde hüküm vermeye elverişli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur. Şöyle ki, kayıt malikleri ... ve ...’nin mirasçısı bulunup bulunmadığı konusunda zabıta ve nüfus kayıt araştırmaları yeterli değildir. Hâl böyle olunca, çekişme konusu 15 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitine dayanak tüm belgeler ve ilk tesisinden itibaren tapu kayıtlarının, öte yandan dayanak belgeler arasında mirasçı bırakmadan vefat ettikleri ileri sürülen kayıt malikleri “... kızı ... ve ... kızı ...” nin nüfus kayıt bilgilerinin bulunup bulunmadığının sorularak merciinden temini, gelen belge ve bilgilerden de yararlanmak suretiyle ilgili nüfus müdürlüklerinden adı geçenlerin nüfus kayıtları bulunup bulunmadığının saptanması, ayrıca taşınmazın adres bilgileri de belirtilmek suretiyle taşınmazın bulunduğu mahalden ... ve ...’yi tanıyan bilen olup olmadığı hususunda zabıta araştırması yapılarak, adı geçenler yönünden 5737 sayılı Yasanın 17 nci maddesindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin tereddüde yer bırakmayacak biçimde açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yetinilerek karar verilmiş olması doğru değildir. Kabule göre de; davalı kayyımın davada yasal hasım konumunda olduğu gözetilmeksizin harç, yargılama gideri ve bu giderlerden sayılan vekalet ücretinden sorumlu tutulmuş olması da isabetsizdir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın 9/32 hisse maliki ... kızı ...'nin mirasçılarının bulunduğu tespit edildiğinden anılan kayıt maliki yönünden davanın reddine, 7/32 hisse maliki ... kızı ... yönünden ise 5737 sayılı Yasanın 17 nci maddesindeki koşulların gerçekleştiği gerekçesiyle satış dosyasında ... kızı ... hissesine isabet eden ve kayyım hesabına depo edilen 14.623,68 TL'nin faiziyle birlikte davacı Vakfa ödenmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kayyım vekili ve vekalet ücretine hasren davacı ... İdaresi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı ... İdaresi vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalının yasal hasım olduğundan bahisle davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
Davalı Kayyım vekili temyiz dilekçesinde özetle, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kabul kararı verilen hisse maliki ... kızı ... yönünden eksik inceleme ve araştırma sonucunda karar verildiğini, diğer yandan davanın reddine karar verilen ... hissesi yönünden davalı Kayyım lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin de doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17 nci maddesine dayalı bedel isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17 nci maddesi.
3. Değerlendirme
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Evkaftan Mazbut Edirne Kapısı Dahilinde Parakende Kasım Ağa Vakfından icareli dava konusu 2566 ada 15 parsel sayılı taşınmazın 7/32 payının .. kızı ... adına, 9/32 payının ... kızı ... adına 11.10.1956 tarihinde kadastro suretiyle tescil edildiği, Fatih 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/898 Esas, 2005/619 Karar sayılı kararı ile kayıt malikleri ... ve ... için Defterdarın kayyım tayin edildiği, daha sonra dava dışı paydaşlar tarafından açılan ortaklığın giderilmesi davasında adı geçen maliklerin payına karşılık gelen bedelin kayyım hesabına aktarıldığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, bozma kararı doğrultusunda yapılan araştırma sonucunda, dava konusu taşınmazın 9/32 pay maliki .... kızı ...'nin mirasçılarının bulunduğu tespit edilerek ... kızı ....'nin payı yönünden davanın reddine karar verilmiş olması doğrudur.
Ne var ki, taşınmazın 7/32 pay maliki ... kızı ... yönünden yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur.
Şöyle ki, dava konusu taşınmazın kadastro tespitine dayanak belgelerden taşınmazın kök mirasbırakan ... Ağa'dan (...) mirasçılarına kaldığının anlaşıldığı, 7/32 pay maliki ... kızı ...'in ... Ağa'nın ikinci eşi, 9/32 pay maliki ... kızı ...'nin ise ... Ağa'nın ölen ilk eşi ...'den olma kızı ...'den olma torunu olduğu, yapılan araştırma sonucunda ... Ağa'nın torunu olan ...'nin mirasçıları olarak ... ve ...'ın tespit edildiği, ne var ki, Mahkemece pay maliki ... hakkında bilgi sahibi olabilecek anılan mirasçılar dinlenilmeden eksik araştırma ile yetinilerek sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; ... kızı ... mirasçıları ... ve ... usulünce çağrılarak, dava konusu taşınmazın 7/32 pay maliki ... kızı ... hakkında bilgi sahibi olup olmadıkları, ...'yi tanıyan bilen olup olmadığı hususlarında ayrıntılı olarak dinlenilmeleri, ...'in mirasçı bırakmadan ölüp ölmediğinin tereddüde yer bırakmayacak biçimde açıklığa kavuşturulması ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Kayyım vekilinin değinilen yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların ferilere yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.