Logo

1. Hukuk Dairesi2023/4139 E. 2024/1070 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu mera vasfıyla sınırlandırılan taşınmazın davacı tarafından zilyetliğe dayanarak tapu iptali ve tescil talebiyle açılan dava.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın mera parseli içinde yer aldığı, etrafının kadim mera ile çevrili olduğu, davacının mülkiyet iddiasını destekleyen herhangi bir belge sunmadığı ve meraya doğru genişlemenin mümkün olduğu gözetilerek yerel mahkemenin davanın reddine dair kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/147 E., 2023/158 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul / Kabul - Karar Kaldırılarak Dava Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gürün Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/167 E., 2022/258 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi sebebe dayalı mera sınırlandırılmasının iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde özetle; kadastro çalışmaları sırasında dava konusu ... mevkiinde kain 105 ada 17 parsel sayılı taşınmazın kuzeyindeki 50 dönümlük tarla vasıflı taşınmazın mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline yazıldığını, oysa taşınmazın babası tarafından öldüğü 2016 yılına kadar kullanıldığını, yonca, buğday ekildiğini, hatta Devlet desteği aldıklarını, babasının ölümünden sonra da taşınmazı nizasız fasılasız ve malik sıfatıyla kullandığını, eklemeli olarak 100 yılı aşkın zilyetliği olduğunu, 2016 yılında babalarının ölümü ile mirasçılar arasında yapılan taksim sonucunda taşınmazın kendisine isabet ettiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın nizalı 50 dönümlük bölümünün mera sınırlandırmasının iptali ile adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın kadimden beridir mera vasfında kamu orta malı olduğunu, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğunu, bu nedenle zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 27.03.2019 tarihli ve 2018/18 Esas, 2019/70 Karar sayılı kararı ile; davanın irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, davacının kendi adına tescil talep ettiği, sınırlandırma tarihi olan 2008 yılından geriye 1960, 1985 ve 1999 tarihli hava fotoğrafları, mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları, fen, ziraat ve jeodezi bilirkişileri raporları ve tüm dosya kapsamına istinaden davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunun anlaşıldığı gerekçesiyle dava konusu 17 parsel sayılı taşınmazın, 04.09.2018 tarihli fen bilirkişisi raporuna ekli krokide (A) harfli, yeşil renkle gösterilen 18.698,78 m2 ve (D) harfli, yeşil renkle gösterilen 11.404,40 m2 yüz ölçümlü kısımlara ilişkin davanın kabulü ile davalı Hazine adına tapu kaydının iptali ve 105 ada son parsel sayısı verilerek davacı adına tesciline; krokide (B) harfiyle gösterilen 3.628,44 m2 ve (C) harfli 1.726,08 m2 yüz ölçümlü kısımlara ilişkin davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 27.03.2019 tarihli ve 2018/18 Esas, 2019/70 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; dava edilen kısımların mera ile çevrili ve evveliyatının mera olduğu, zilyetlikle kazanılamayacağı gerekçeleriyle kabul edilen (A) ve (B) harfiyle gösterilen kısımlar yönünden İlk Derece Mahkemesinin 27.03.2019 tarihli ve 2018/18 Esas, 2019/70 Karar sayılı kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Kaldırma Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin 14.11.2019 tarih ve 2019/1928 Esas, 2019/1720 Karar sayılı kararı ile; hüküm kurulurken davalı adına tapu kaydının iptali ibaresi yerine mera vasfıyla yapılan sınırlandırmanın iptali şeklinde hüküm kurulması gerektiğini belirterek davaya konu taşınmazın mera parseli içinde olduğu görüldüğü hâlde usulüne uygun mera araştırması yapılmadığı, keşifte dinlenen mahalli bilirkişilerin komşu köyden değil aynı köyden seçildiği, üç kişilik ziraat bilirkişi kurulundan dava konusu taşınmazın toprak, bitki örtüsü, imar-ihya durumuyla ilgili komşu parsellerle mukayeseli şekilde ve 17 parselin kadim mera olup olmadığı, dava edilen yer ile mera arasında doğal veya yapay sınır olup olmadığını irdeleyen ayrıntılı rapor alınmadığı, jeodezi fotogrametri bilirkişisi raporunun da bu hususları içermediği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin 27.03.2019 tarih ve 2018/18 Esas, 2019/70 Karar sayılı kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Ç. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 18.11.2022 tarihli ve 2019/167 Esas, 2022/258 Karar sayılı kararı ile; 1960, 1985 ve 1999 tarihli hava fotoğraflarında dava konusu taşınmazların sınırlarının oluştuğu, kültür arazilerinin toprak yapısına benzediği, hali arazilerin yapısına benzemediği, üzerinde mera bitkilerinin olmadığı, imar-ihyasının yapılmış olduğu, toprak yapısı itibariyle meradan farklı olduğu, kadim mera kaydının da olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne; dava konusu 17 parsel sayılı taşınmazın, 08.08.2022 tarihli fen bilirkişisi raporuna ekli krokide (A) harfli, yeşil renkle gösterilen 18.698,78 m2 ve (D) harfli, yeşil renkle gösterilen 11.404,40 m2 yüz ölçümlü kısımlarının mera vasfıyla yapılan sınırlandırmasının iptali ve 105 ada son parsel sayısı verilerek davacı adına tesciline karar verilmiştir.

D. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 18.11.2022 tarihli ve 2019/167 Esas, 2022/258 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi istinaf başvurusunda bulunmuştur.

E. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine temsilicisi istinaf dilekçesinde özetle; keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının gerçeği yansıtmadığı, yapılan keşifte dava konusu taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panaromik fotoğrafının çekilip dosyaya konmadığı, dava konusu edilen yerlerin mera parseli içinde kaldığı, zilyetliğin tarihi ve aralıksız olup olmadığının bilinmediği, jeodezi bilirkişisinin keşfe katılmadığı, bu bilirkişi raporunun da hükme esas alınmaması gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin 18.11.2022 tarihli ve 2019/167 Esas, 2022/258 Karar sayılı kararının kaldırılmasını istemiştir.

F. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 15.02.2023 tarihli ve 2023/147 Esas, 2023/158 Karar sayılı kararı ile; keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların çekişmeli kısımların davacının babası tarafından arpa, buğday ekilerek ölene kadar kullanıldığını, miras taksimini bilmediklerini, davacının kullandığını görmediklerini, taşınmazın öncesinde mera olduğunu, merayı sürerek kullandıklarını söylediklerini beyan ettikleri, her ne kadar 1960, 1985 ve 1999 tarihli hava fotoğraflarında çekişmeli yerlerin tarım arazisi olarak göründüğü bilirkişi raporlarında belirtilse de, (A) ve (D) harfli dava konusu yerlerin mera parselinin ortasında yer aldığı, etrafı kadim mera ile çevrili olan yerin mera bütünlüğünü bozduğu, davacının herhangi bir belgeye dayanmadığı, sabit sınır bulunmadığı, meraya doğru genişlemenin mümkün olduğu, yerin meradan açıldığının kabulü gerektiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabülü ile İlk Derece Mahkemesinin 18.11.2022 tarihli ve 2019/167 Esas, 2022/258 Karar sayılı kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu ettiği yerlerin mera vasfında olmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; kadastro öncesi zilyetliğe dayalı mera sınırlandırmasının iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü, 16 ncı ve 17 nci maddeleri,

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı,

6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu'nun 190 ıncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro sonucu; ... mevkiinde kain 105 ada 17 parsel sayılı taşınmaz, 626.006,11 m2 yüz ölçümüyle, kadimden beri mera olarak kullanılması sebebiyle mera vasfıyla sınırlandırıldığı, dava dışı ... tarafından dava konusu 17 parsel sayılı taşınmazın dava dışı güney bölümü hakkında Kadastro Mahkemesine açılan kadastro tespitine itiraz davasının feragat nedeniyle reddine dair hükmün kesinleşmesiyle mera sınırlandırmasının 13.05.2009 tarihinde kesinleştiği ve taşınmazın mera özel siciline kaydedildiği; davacının, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazın 04.09.2018 tarihli fen bilirkişisi raporuna ekli krokide (A) harfli, yeşile boyalı 18.698,78 m2, (D) harfli, yeşile boyalı 11.404,40 m2, (B) harfli 3.628,44 m2 ve (C) harfli 1.726,08 m2 yüz ölçümlü kısımları hakkında mera sınırlandırmasının iptali ve adına tescil istemiyle dava açtığı, İlk Derece Mahkemesinin 27.03.2019 tarih ve 2018/18 Esas, 2019/70 Karar sayılı kararı ile davanın (B) ve (C) harfleriyle gösterilen kısımlar yönünden reddine, (A) ve (D) harfleriyle gösterilen kısımlar yönünden kabulüne karar verildiği, reddedilen kısım yönünden davacının istinaf başvurusunun olmadığı, böylece hükmün (B) ve (C) harfli taşınmazlar yönünden kesinleştiği anlaşılmıştır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup ayrıca istinafa konu edilmeyen (B) ve (C) harfleriyle gösterilen taşınmazlar da temyize konu edilemeyeceğine göre davacının temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacının temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 247,70 TL temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

...