"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/265 E., 2023/39 K.
ASIL VE BİRLEŞEN
ASIL VE BİRLEŞEN
DAVA TARİHİ : 22.10.2010
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasında görülen kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, ... ili ...ilçesi ...köyü 107 ada 18 parsel sayılı taşınmazın davalı eşi ve davacı arasında hisseli olarak tescil edilmesinin gerektiğini, davacının 25.07.1995 tarihli belge ile davalının diğer iştirakçileri olan Tahir Eroğlu ve Emine Kalafat'dan söz konusu taşınmazın yarı hissesini satın aldığı, kadastro tespiti sırasında belge ibraz edilmediğinden taşınmazın tamamen davalı adına tescil gördüğünü beyanla taşınmazın tapu kaydının 1/2 oranında adına tescilini istemiştir.
Birleştirilen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde; ... ili ...ilçesi ...köyü 105 ada 122 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları esnasında haksız ve hukuksuz olarak davalı adına tescil edildiğini beyanla, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili aşamalarda, dava konusu yerde davacının herhangi bir hakkının olmadığını, davacının kadastro çalışmalarından önce hakkını üçüncü şahıslara sattığını beyanla davanın reddini istemiştir.
Birleştirilen dosyada davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın müvekkiline babasından miras yoluyla intikal ettiğini, davacının zilyetliğinin karı koca olmanın doğal sonucu olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 17.09.2013 tarih ve 2010/302 Esas, 2013/253 Karar sayılı kararı ile, davalı ve davacının karı koca oldukları, bu nedenle taşınmazı birlikte kullandıkları, dava konusu taşınmazın davalı ...'ye babasından intikalen geldiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararları
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tarafından temyiz isteminde bulunulmuş, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi 18.03.2015 tarih ve 2014/20754 Esas, 2015/2333 Karar sayılı kararıyla, zilyetliklerin sürdürülüş biçiminin duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi için bozma kararı vermiş, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin; 27.11.2018 tarihli ve 2015/345 Esas, 2018/359 Karar sayılı kararı ile asıl 2015/345 Esas sayılı dosyada ve birleştirilen 2017/52 Esas sayılı dosyada davanın kabulüne karar verilmiş, davalının temyiz istemi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi'nin 03.06.2021 tarih ve 2019/2559 Esas, 2021/4738 Karar sayılı kararıyla, davacı dayanağı satış senedinin dava konusu taşınmazlara ait olduğunu kabul etmenin mümkün olmadığı, bir an için senedin dava konusu taşınmazlara uyduğu kabul edilecek olsa dahi, senet satıcılarının çekişmeli taşınmazlarla ilgisi kanıtlanamadığı gibi dosya içerisinde bulunan ...Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1990/206 Esas sayılı dosyasında yer alan veraset ilamından, senet satıcılarının davalının annesi ile aynı kökten geldiğinin anlaşıldığı, gerek bozma öncesi gerek bozma sonrası yapılan keşiflerde dinlenen yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının genel olarak dava konusu taşınmazların davalının babası Nazım’dan davalıya intikal ettiği, davacının başka köyden iç güveyi geldiği, tarafların karı koca olması nedeniyle taşınmazı birlikte kullandıklarını beyan ettikleri, dava konusu 107 ada 18 parsel sayılı taşınmazın bitişiğinde davalı tarafından kadastro öncesi harici senetlerle davalı ... olarak dinlenen şahıslara satışı yapılan 107 ada 14, 15 ve 19 parsel sayılı taşınmazların bulunduğu ve senet içeriklerinde bu taşınmazların davalının babasından intikal ettiğinin belirtilmesi nedeniyle davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi için hükmün bozulmasına karar verilmiş, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuş, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 18/04/2022 tarih ve 2022/43 Esas, 2022/3201 Karar sayılı kararıyla karar düzeltme isteğinin reddine karar verilmiştir.
B.Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin, 07.02.2023 tarihli ve 2022/265 Esas, 2023/39 Karar sayılı kararı ile, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda ispatlanamayan davaların ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin; yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davacının 25.07.1994 tarihli belge ile davalının diğer iştirakçileri olan Tahir Eroğlu ve Emine Kalafat'tan yarı hissesini satın aldığını, aynı belgede davalının da şahit olarak imzası olmasına rağmen bu belgenin kadastro tespiti esnasında ortaya çıkarılmadığını, taşınmazların tamamen davalı adına tescil gördüğünü, davalının hiç bir zaman bu belge üzerinde ki imzasını inkar etmediğini, ayrıca arazi alım ve satımı yapılarken davalının tanık olarak belge üzerinde imzasının bulunması dava konusu taşınmazın gerekçede gösterildiği gibi davalının babasından intikal ettiği şeklinde yorumlanmasının hayatın olağan akışına ters düştüğünü, senedin dava konusu parselleri bir bütün olarak kapsadığını beyanla kararın bozulmasını istemiştir.
2.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; reddedilen kısım yönünden davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmediğinden kararın düzeltilmesi veya bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi satın alma, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü, 17 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, özellikle incelenen kararın hüküm fıkrasının 2-C ve 3-C maddelerinde "davalı" kelimesinin mahallinde düzeltilebilir bir maddi hata sonucunda "davacı" olarak yazıldığı, reddedilen davalar nedeniyle davalı yararına ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmiş olduğu anlaşıldığına göre; ... ili ...ilçesi ...köyü 107 ada 18 parsel ve ... ili ...ilçesi ...köyü 105 ada 122 parsel sayılı taşınmazlara yönelik karara karşı sunulan temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI.KARAR
Açıklanan sebeplerle davacı vekili ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının ayrı ayrı reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 89,95 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Aşağıda yazılı 89,95 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
07.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.