"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/741 E., 2023/150 K.
HÜKÜM : Kısmen Kabul
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Dairemizin 13.04.2022 tarihli, 2021/4403 Esas, 2022/3092 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 929 parsel sayılı taşınmazı 23.01.2009 tarihinde ... ve müştereklerinden, 930 parsel sayılı taşınmazı ise 17.06.1992 tarihinde ...’dan kayden satın aldığını, bu taşınmazların doğu ve güneyinde bulunan taşınmaz bölümünün de söz konusu taşınmazlara dahil olduğunu zanneden müvekkilinin durumun böyle olmadığını son zamanlarda farkettiğini ileri sürerek nizalı taşınmaz bölümünün müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; nizalı taşınmaz bölümünün yol vasfında olmakla tescil harici bırakıldığını, bu nedenle zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddi ile taşınmazların Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı ... Köyü Tüzel Kişiliği temsilcisi tarafından davaya cevap verilmemiş, köyü temsilen muhtar ... 25.10.2013 tarihinde yapılan keşifte; davacının evinin önünde bulunan alanı yıllardır kullandığını, bu yeri ... isimli bir kişiden satın aldığını, bu yerin 930 parsele dahil olduğunu beyan etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 18.06.2014 tarihli, 2013/92 Esas, 2014/545 Karar sayılı kararıyla; hükme esas alınan raporda (B) ve (C) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, teknik bilirkişinin 07.11.2013 havale tarihli raporuna ekli krokide (B) ve (C) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin davacı adına tapuya tesciline, aynı raporda (A) harfi ile gösterilen bölüm yönüyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. İlk Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 24.11.2015 tarihli, 2015/17875 Esas, 2015/13876 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece, fen bilirkişisinin 07.11.2013 havale tarihli raporunda (B) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümlerinde davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli bulunmadığı, komşu 305 parsel sayılı taşınmaz mera olarak tespit görmesine rağmen Mahkemece mera araştırması yapılmadığı, tanıkların mahallinde dinlenmesi yerine duruşmada dinlenildiği, uzman ziraat mühendislerinden oluşan 3 kişilik bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmadığı, uydu ve hava fotoğraflarının getirtilmediği, davacı ve bayi adına yöntemine uygun şekilde belgesiz araştırması yapılmadığı belirtilerek açıklanan hususlarda araştırma ve inceleme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilerek bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 10.10.2019 tarihli, 2016/112 Esas, 2019/937 Karar sayılı kararıyla; hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, teknik bilirkişinin 09.07.2019 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokideki (B) harfi ile gösterilen 1.358,22 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Karar, Dairemizin 13.04.2022 tarihli, 2021/4403 Esas, 2022/3092 Karar sayılı kararıyla; dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmasına, Mahkeme kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı Hazine vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerektiği, ancak Mahkemenin bozmadan önceki kararında kabule karar verilen temyize konu taşınmaz bölümünün 07.11.2013 tarihli raporda (C) harfiyle ve 1.014,21 metrekare yüzölçümlü olarak gösterildiği, bu bölümün davacı tarafından temyize getirilmediği; bu kez hükme esas alınan 09.07.2019 tarihli bilirkişi raporunda taşınmaz bölümünün (B) harfiyle ve 1.358,22 metrekare yüzölçümlü olarak gösterildiği ve davalı Hazine lehine kazanılmış hak oluştuğu halde 1.358,22 metrekare yüzölçümlü kısmın davacı adına tesciline karar verilmesinin isabetsiz olduğu, hal böyle olunca; fen bilirkişi İbrahim Bilici tarafından düzenlenen 07.11.2013 havale tarihli rapor ekinde yer alan krokide (C) ile gösterilen 1.014,21 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken, davalı taraf yararına doğan usuli kazanılmış hakkı ortadan kaldıracak şekilde hüküm kurulmasının isabetsizliğine değinilmek suretiyle bozulmuştur.
D. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar
Mahkemenin 23.03.2023 tarihli, 2022/741 Esas, 2023/150 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca davanın kısmen kabulüne, Harita Mühendisi İbrahim Bilici tarafından tanzim olunan 07.11.2013 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen 1.014,21 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün davacı adına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; ikinci bozma ilamında davalı taraf yararına usuli müktesep hak oluştuğu belirtilmiş ise de bu kabulün usule aykırı olduğunu, dava konusu taşınmaz bölümleri teknik bilirkişinin 07.11.2013 havale tarihli ve 09.07.2019 tarihli bilirkişi raporlarında farklı harflerle adlandırıldığı için sanki davalı taraf aleyhine müktesep hak oluşmuş gibi anlaşıldığını, oysa müvekkili adına tesciline karar verilen taşınmazın yüzölçümünün azaldığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taşınmazın aktif yol niteliğinde olduğunu, kaldı ki imar planı kapsamında kalan yerlerin zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini, bilirkişi raporlarının hükme esas alınmak için yeterli olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17 nci maddeleri; Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. 1959 yılında Muş ili, Merkez ilçesi, Bağlar köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda nizalı taşınmaz bölümü yol olarak haritasında gösterilmiştir.
2. Davacı ... Açıkyüz, adına kayıtlı 929 ve 930 parsel sayılı taşınmazların doğu ve güney hududunda bulunup bu taşınmazların devamı niteliğinde olan nizalı taşınmaz bölümünün adına tescili istemiyle dava açmış, Mahkemenin 18.06.2014 tarihli kararıyla teknik bilirkişinin 07.11.2013 havale tarihli raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 1.319,40 metrekare ve (C) harfi ile gösterilen 1.014,21 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümlerinin davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm yalnızca davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
07.11.2013 havale tarihli bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen nizalı bölümün, bozma sonrası teknik bilirkişiden aldırılan 09.07.2019 tarihli bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterildiği ancak bu bölüme 07.11.2013 havale tarihli bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümden de yer ilave edildiği, halihazırda demiryolu vasfı ile Hazine adına kayıtlı 166 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan geriye kalan nizalı bölümün ise yine 09.07.2019 tarihli bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterildiği görülmüştür.
İlk bozma kararı öncesi teknik bilirkişiden aldırılan raporda, davacı tarafından adına tesciline karar verilmesi istenilen taşımazın yol boşluğunda kalan kısmı ile demiryolu tarafında kalan kısmının ayrı harflerle gösterildiği, bozma sonrası teknik bilirkişiden aldırılan raporda ise taşınmazın yol boşluğunda kalan kısmı ile demiryolu vasfı ile Hazine adına kayıtlı 166 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan kısmının ayrı harflerle gösterildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına göre, bozma sonrası teknik bilirkişiden aldırılan 09.07.2019 tarihli bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu ve davacı adına tesciline karar verilen taşınmazın yüzölçümü gözönünde bulundurulduğunda davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşmadığı halde, bozma öncesi ve sonrası bilirkişilerden aldırılan raporlardaki harflendirmelerin farklı olması nedeniyle Dairemizin önceki tarihli bozma ilamınında maddi hata yapılarak 07.11.2013 havale tarihli bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen bölümün davacı adına tesciline karar verilmesi gereğine değinildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece maddi hataya dayalı bozma ilamına uyulması taraflar açısından usuli kazanılmış hak oluşturmayacağından, teknik bilirkişiden aldırılan 09.07.2019 tarihli bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,
Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
13.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.