Logo

1. Hukuk Dairesi2023/4234 E. 2025/469 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanların taşınmazlarını çocuklarına devretmelerinin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olup olmadığına ilişkin tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, Yargıtay'ın önceki bozma kararına uygun olarak, davacıların temliklerin muvazaalı olduğunu kanıtlayamadıkları gerekçesiyle davayı reddetmesi usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/281 E., 2022/591 K.

Mahkeme kararı asıl davada davacılar ve birleştirilen davada davacı ... vekili tarafından tarafından duruşma istekli ve katılma yoluyla davalı/birleştirilen davada davacı ... mirasçıları vekili tarafından süresinde temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 03.12.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden asıl davada davacılar ve birleştirilen davada davacı ... vekili Av. ... geldi, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davalı/birleştirilen davada davacı ... mirasçıları vekili ve temyiz edilen davalılar ... ... mirasçıları ... ... vd. vekili gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl davada davacılar ... vd. ile birleştirilen 2001/960 Esas sayılı davada davacı ...; mirasbırakanları ... ve ... ...'ın dava konusu taşınmazların bir kısmını satış bir kısmını da bağış suretiyle oğulları olan davalı ...'a devrettiklerini, ...'ın taşınmazların tamamını halasının oğlu olan diğer davalı ... ...'na devredip sonrasında geri aldığını, tüm işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu iptali-tescil ve tenkise karar verilmesini istemişler; davacılar vekili 26.11.2004 tarihli dilekçesiyle Karşıyakada bulunan 8776 ada 23 ve 24 parseller ile Foçada bulunan 10, 1291, 1089 ada 2, 220 ada 2, 1180, 206 ada 50, 1285, 1408 ve 1179 parseller bakımından davalarını müracaata bıraktıklarını bildirmiş; asıl davada davacılardan ... 27.02.2003 tarihli dilekçesiyle davadan feragat ettiğini bildirmiştir.

Birleştirilen 2003/807 Esas (yeni 2006/104 Esas) sayılı davada davacı ... vekili; mirasbırakan annesi ... ...'ın 25713 ada 1 parsel sayılı taşınmazını ( eski 1987 ada 35 parsel) eşit paylarla ilk eşinden olan oğulları davalılar ... ve ...'e mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak satış suretiyle devrettiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiş, yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davayı sürdürmüştür.

II. CEVAP

Asıl ve birleştirilen davada davalılar, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 02.07.2015 tarihli ve 2009/195 Esas, 2015/433 Karar sayılı kararı ile; asıl davada davacı ... yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, asıl ve birleştirilen 2001/960 Esas sayılı davada takipsiz bırakılan 8776 ada 23 ve 24 ile 10, 1291, 1089 ada 2, 220 ada 2, 1180, 206 ada 50, 1285, 1408 ve 1179 parseller yönünden davanın açılmamış sayılmasına, asıl ve birleştirilen davalarda diğer dava konusu taşınmazlar yönünden ise temliklerin muvazaalı yapıldığı gerekçesiyle davaların kabulüne; bağışa konu taşınmazlar hakkındaki davanın ise eldeki davadan tefrikine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararının süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece; "...somut olayda, mahkemece; kısa kararda 141 ada 1 parsel ve 142 ada 1 parsel sayılı taşınmazlardaki davalı ...'a satış yolu ile geçen paylar yönünden herhangi bir hüküm kurulmadığı halde, anılan paylar bakımından gerekçeli karara (h) ve (i) bentleri eklenerek kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır. Hal böyle olunca, 10.04.1992 tarihli ve 1992/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı çerçevesinde bir karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Mahkemenin 11.12.2018 tarihli ve 2018/221 Esas, 2018/780 Karar sayılı kararı ile; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda asıl davada davacı ... yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, asıl ve birleştirilen 2001/960 Esas sayılı davada takipsiz bırakılan 8776 ada 23 ve 24 ile 10, 1291, 1089 ada 2, 220 ada 2, 1180, 206 ada 50, 1285, 1408 ve 1179 parseller yönünden davanın açılmamış sayılmasına, asıl ve birleştirilen davalarda diğer dava konusu taşınmazlar yönünden ise temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davaların kabulüne karar verilmiştir.

Davacı ... hariç asıl ve birleştirilen davalarda taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairece bu kez; "...Somut olayda, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu ileri sürülerek eldeki davalar açılmış ise de açıklanan olgular ve tanık anlatımları yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde, mirasbırakanların gerçek iradesinin mirasçılardan mal kaçırma olduğu yönünde somut bir olgu ortaya konulamamıştır. Dolayısıyla, davacılar mevcut deliller ile temliklerin muvazaalı olduğu iddiasını kanıtlayamamışlardır. Hal böyle olunca, HMK’nın 190. ve TMK’nın 6. maddeleri gereği kanıtlayamayan asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 17.12.2022 tarihli ara kararla davacı vekilinin reddi hakim talebinin HMK’nın 41/1-c maddesi gereğince davayı uzatmak amacıyla yapıldığı gerekçesiyle kabul edilmeyerek geri çevrilmiş; asıl davada davacı ... yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, asıl ve birleştirilen 2001/960 Esas sayılı davada takipsiz bırakılan 8776 ada 23 ve 24 ile 10, 1291, 1089 ada 2, 220 ada 2, 1180, 206 ada 50, 1285, 1408 ve 1179 parseller yönünden davanın açılmamış sayılmasına, asıl ve birleştirilen davalarda diğer dava konusu taşınmazlar yönünden ise bozma kararı doğrultusunda davaların reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Asıl davada davacılar ve birleştirilen davada davacı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, mirasbırakan ... ...’ın işlem tarihinde ehliyetli olup olmadığının Adli Tıp Kurumundan alınacak raporla belirlenmesi gerektiğini, hakimin reddi talebinin geri çevrilmesinin hukuka aykırı olduğunu, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, her ne kadar Yargıtay bozma kararında temlikin muvazaalı olduğunun ispatlanamadığı belirtilmişse de muvazaanın açıkça ispatlandığını, davalı ...'ın babası mirasbırakan ... ...'ın 28 yaşında hiçbir malvarlığı yok iken kendisinden büyük 4 çocukla dul kalan mirasbırakan ... ile evlendiğini, mirasbırakan ...'in ise ilk eşi kendilerinin de murisi olan ... ...’ndan ve annesi ...’den kalan taşınmazlara sahip olduğunu, ...’nin evlenmeden önce mirasbırakan ...’in bulunduğu çiftlikte işçi/kahya olup hiçbir mal varlığı olmadığını, dolayısıyla muris ...'nin ... ...'ndan kalan malları işleyerek elde ettiği kazançla dava konusu taşınmazları edindiğini ve taşınmazların tamamına yakınını mal kaçırma amaçlı oğlu olan davalı ...'a devrettiğini, yine mirasbırakan ...’in de taşınmazlarının çoğunu davalı oğlu ...'a bağışladığını, kendilerinin mirastan pay almalarının engellendiğini, davalı ...’ın muvazaayı gizlemek için temlik aldığı taşınmazları önce halasının oğlu olan diğer davalı ...’ya devredip sonra geri aldığını, mirasbırakan ...'in ... ... ile evliliğinden olan kendilerinden mal kaçırılıp ikinci evlilikten olan davalı ... lehine kazandırmalar yapıldığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

Asıl davada davalı/birleştirilen davada davacı ... mirasçıları vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; birleştirilen davalarının reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, yine yargılama gideri ve vekalet ücreti bakımından da maddi hatalar yapıldığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Asıl ve birleştirilen davalar, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde, hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Asıl davada davacılar ile birleştirilen davada davacı ... vekilinin ve davalı/birleştirilen davada davacı ... mirasçıları vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 435,50 TL bakiye onama harcının asıl davada davacılardan, 345,55 TL bakiye onama harcının birleştirilen davada davacı ...'dan, 435,50 TL bakiye onama harcının birleştirilen davada davacı ... mirasçılarından alınmasına,

03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz edilen birleştirilen 2006/104 Esas sayılı davada davalılar ... vd. vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin temyiz eden davacılar ... mirasçılarından alınmasına, duruşmaya katılmayan karşı taraf yönünden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dosyanın İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

10.02.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.