"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/132 E., 2022/76 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve terkin; elatmanın önlenmesi ve kal davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine vekili; dava konusu taşınmazın bulunduğu alanda Isparta Valiliğince ... Gölü kıyı kenar çizgisi tespit çalışması yapıldığını ve tespit edilen kıyı çizgisinin Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından 14.03.2011 tarihinde onandığını, dava konusu taşınmazın bir kısmının kıyı-kenar çizgisi içerisinde kaldığını ileri sürerek kıyı içinde kalan kısmının tapu kaydının iptali ile terkinine, davalının elatmasının önlenmesine ve taşınmaz üzerindeki binaların ve ağaçların kal’ine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 299 ada 93 parsel sayılı taşınmazın 860,86 m²'lik kısmının kıyı-kenar çizgisi içinde kaldığı gerekçesiyle tapu kaydının iptaline ile terkinine, müdahalenin men'i ve kal talebinin reddine karar verilmiştir. Karara karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 11.02.2020 tarihli ve 2016/10353 Esas, 2020/1205 Karar sayılı kararı ile; yeniden yapılacak keşifte 3621 sayılı Yasa'nın 9/2 nci maddesi ile 28.11.1997 tarihli ve 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre üç jeolog ya da jeoloji mühendisinden oluşturulacak uzman bilirkişi kurulu ve tapu fen memuru aracılığıyla yerinde keşif icra edilmesi ve kıyı-kenar çizgisi araştırmasının yapılması, İdare tarafından belirlenen kıyı-kenar çizgisine ilişkin krokinin de uzman bilirkişilerce uygulanması, Mahkemenin bu çizilen kıyı-kenar çizgisi krokisi ile bağlı olmayıp bizzat bilirkişi kurulu aracılığıyla kıyı-kenar çizgisini belirlemeye yetkili olduğunun gözetilmesi, bilirkişiler tarafından yeniden belirlenecek kıyı-kenar çizgisi ile İdare tarafından belirlenen kıyı-kenar çizgisi arasında farklılık bulunduğu takdirde bu farklılığın nedenlerinin bilimsel gerekçelerle açıklığa kavuşturulması, dava konusu taşınmazın tamamen veya kısmen kıyı-kenar çizgisinin içerisinde kalıp kalmadığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, yapılacak incelemede komşu ve yakın parsellere ilişkin kıyı çizgisi belirlemelerinin de gözönününde bulundurulması, raporda kıyı-kenar çizgisi içerisinde kalan kısmın renkli olarak belirtilmesi ve ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
3. Mahkemenin 15.02.2022 tarihli ve 2020/132 Esas, 2022/76 Karar sayılı kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, iş makinesi yardımıyla açılan gözlem kuyularındaki verilerin bilim ve teknik ışığında bilirkişilerce değerlendirilmesi ile taşınmazın 860,86 m²'lik kısmının göl etkisinde kaldığı, davacının davasında haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 299 ada 93 parsel sayılı taşınmazın 860,86 m²'lik kısmının tapusunun iptali kıyı olarak terkinine, davalının 860,86 m²lik alana müdahalesinin men'ine, kal talebinin ise reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükme dayanak olan bilirkişi raporunun ve keşfin bilimsel verilerden ve bozma kararını karşılamaktan uzak olduğunu, hüküm kurmaya elverişli olmadığını, GPS uydu teknolojisi kullanılarak kıyı-kenar çizgisinin belirlenmesi gerekirken bu hususta bir inceleme yapılmadığını, gözlem çukuru açılmasına rağmen verilere göre rapor hazırlanmadığını, İdare tarafından belirlenmiş kıyı-kenar çizgisinin esas alındığını, bozma kararına uygun rapor hazırlanmadığını, raporda taşınmazın tespit edilen değerinin de gerçekçi olmadığını, taleplerinin değerlendirilmediğini, eksik bilirkişi raporuna göre usul ve yasaya aykırı karar verildiğini, davacının kal talebi reddedilmesine rağmen davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin de hatalı olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; çekişmeli taşınmazın kıyı-kenar çizgisine göre kıyıda kaldığı iddiasına dayalı tapu iptali ve terkin, elatmanın önlenmesi ve kal istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Anayasa’nın "Kıyılardan yararlanma" başlıklı 43 üncü maddesi; 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 5 inci ve 9 uncu maddeleri; 28.11.1997 tarihli ve 5/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Isparta ili, ... ilçesi, ... köyü, 299 ada 93 parsel sayılı, 1.122,31 m2 yüz ölçümlü, tarla vasıflı taşınmazın davalı adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
1.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Somut olayda, davacı Hazinenin muhdesatların kal'i talebinin reddine karar verilmiş olup kal talebi yönünden ret kararı verildiği halde davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olması doğru değildir.
Ne var ki; anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7 nci maddesi uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının; hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinden sonra gelmek üzere "5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine," cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının yatırana iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
24.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.