Logo

1. Hukuk Dairesi2023/4393 E. 2024/600 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıya ait taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve terkin, elatmanın önlenmesi ve yıkım davasında, mahkemenin bozma kararına uygun hüküm kurup kurmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin bozma kararına uygun olarak, uzman bilirkişi kurulu marifetiyle yapılan keşif ve değerlendirme sonucunda taşınmazın kısmen kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığının tespit edilmesi ve bu tespit doğrultusunda hüküm kurmasının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/133 E., 2022/81 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasında görülen tapu iptali-terkin, elatmanın önlenmesi ve yıkım davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine vekili; dava konusu taşınmazların bulunduğu alanda Isparta Valiliğince Eğirdir Gölü kıyı kenar çizgisi tespit çalışması yapıldığını ve tespit edilen kıyı çizgisinin Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından 14.3.2011 tarihinde onandığını, taşınmazların bir kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın kıyı içinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile terkinine, davalının elatmasının önlenmesine ve taşınmaz üzerindeki binaların ve ağaçların kal’ine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

1. Mahkemece; dava konusu taşınmazın dava konusu edilen kısmının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 11.02.2020 tarihli ve 2016/10349 Esas, 2020/1208 Karar sayılı kararı ile; yeniden yapılacak keşifte 3621 sayılı Yasa'nın 9/2 nci maddesi ile 28.11.1997 tarihli ve 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre üç jeolog ya da jeoloji mühendisinden oluşturulacak uzman bilirkişi kurulu ve tapu fen memuru aracılığıyla yerinde keşif icra edilmesi ve kıyı kenar çizgisi araştırmasının yapılması, İdare tarafından belirlenen kıyı kenar çizgisine ilişkin krokinin de uzman bilirkişilerce uygulanması, Mahkemenin bu çizilen kıyı kenar çizgisi krokisi ile bağlı olmayıp bizzat bilirkişi kurulu aracılığıyla kıyı kenar çizgisini belirlemeye yetkili olduğunun gözetilmesi, bilirkişiler tarafından yeniden belirlenecek kıyı kenar çizgisi ile idare tarafından belirlenen kıyı kenar çizgisi arasında farklılık bulunduğu takdirde bu farklılığın nedenlerinin bilimsel gerekçelerle açıklığa kavuşturulması, dava konusu taşınmazın tamamen veya kısmen kıyı kenar çizgisinin içerisinde kalıp kalmadığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, yapılacak incelemede komşu ve yakın parsellere ilişkin kıyı çizgisi belirlemelerinin de gözönününde bulundurulması, raporda kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan kısmın renkli olarak belirtilmesi ve ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

3. Mahkemenin 17.02.2022 tarihli ve 2020/133 Esas, 2022/ Karar sayılı kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, iş makinesi yardımıyla açılan gözlem kuyularındaki verilerin bilim ve teknik ışığında bilirkişilerce değerlendirilmesi ile taşınmazın 1465,05 m²'lik kısmının göl etkisinde kaldığı, davacının davasında haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükme dayanak olan bilirkişi raporunun ve keşfin bilimsel verilerden ve bozma kararını karşılamaktan uzak olduğunu, hüküm kurmaya elverişli olmadığını, GPS uydu teknolojisi kullanılarak kıyı kenar çizgisinin belirlenmesi gerekirken bu hususta bir inceleme yapılmadığını, gözlem çukuru açılmasına rağmen verilere göre rapor hazırlanmadığını, idare tarafından belirlenmiş kıyı kenar çizgisinin esas alındığını, bozma kararına uygun rapor hazırlanmadığını, raporda taşınmazın tespit edilen değerinin de gerçekçi olmadığını, taleplerinin ve itirazlarının değerlendirilmediğini, eksik bilirkişi raporuna göre usul ve yasaya aykırı karar verildiğini, davacının kal talebi hakkında ret kararı verilmesi gerektiğini, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilerek davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin de hatalı olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; çekişmeli taşınmazın kıyı-kenar çizgisine göre kıyıda kaldığı iddiasına dayalı tapu iptali ve terkin, elatmanın önlenmesi ve kal istemlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Anayasa’nın "Kıyılardan yararlanma" başlıklı 43 üncü maddesi, 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 5 inci ve 9 uncu maddeleri, 28.11.1997 tarihli ve 5/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı onama harcının, yatırılan peşin harçtan mahsubu ile fazla alınan 177,40 TL harcın istek halinde davalı tarafa iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

24.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.