"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1658 E., 2022/1452 K.
DAVACI-KARŞI DAVALI : ... vekili Avukat ...
DAVALILAR-KARŞI
DAVACILAR : ..., ... vekilleri Avukat ...
DAVA TARİHİ : ...
HÜKÜM/KARAR : Asıl Davanın Reddine-Karşı Davanın Kısmen Kabulüne/Esastan Reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Şabanözü Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/18 E., 2021/110 K.
Taraflar arasındaki asıl tapu iptali ve tescil davası ile karşı el atmanın önlenmesi-kal ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı-karşı davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 20.02.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz edilen davalılar-karşı davacılar ... vd. vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz eden davacı-karşı davalı ... vekili gelmedi. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I.DAVA
Davacı-karşı davalı ... dava dilekçesinde özetle; ... kasabasında bulunan 288 ada 8 parsel sayılı taşınmazın kargir ev ve arsası olarak kendisi ve kardeşi ... adına kayıtlı olduğunu, taşınmazın müştemilatı olan kömürlüğün aynı yerde 288 ada 9 parsel sayılı taşınmaz içerisinde davalı adına yazıldığını, bu müştemilatın kendilerine ait olduğunu ve halen kendileri tarafından kullanıldığını, durumu yeni öğrendiğini öne sürerek davalı adına kayıtlı 288 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının kısmen iptali ile dava dilekçesine ekli krokide gösterilen kömürlüğün adlarına kayıtlı 288 ada 8 parsel sayılı taşınmaza eklenmesine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı ... vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; davalının pay sahibi olduğu taşınmazı iyi niyetli olarak ihale sonucu mevcut şekli ile satın aldığını ve halen kullandığını, davacı tarafça başkasına ait olduğunu bildiği taşınmaz üzerine kömürlük inşa edildiğini, kadastro tutanaklarının kesinleşmesinin üzerinden 10 yıl geçmiş olup hak düşürücü sürenin dolduğunu, bu nedenle hak düşürücü süre nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca davalıya ait taşınmaz üzerine davalının izinsiz olarak müştemilat inşa etmesi nedeni ile haksız el atmanın önlenmesi, kömürlüğün kal’i ve davacının kullandığı süre boyunca ecrimisil bedellerinin ödenmesi gerektiğini belirterek davacının haksız ve hukuka aykırı davasının reddine, karşı davalarının kabulüne, dava konusu taşınmaz üzerindeki haksız el atmasının önlenmesine, şimdilik 500 TL ecrimisil bedelinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava yönünden davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine; karşı dava yönünden davacı tarafından açılan davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 288 ada 9 sayılı parsel sayılı taşınmazın 15.03.2021 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen 41,29 m²'lik bölümüne davacı-karşı davalının el atmasının önlenmesine ve el atılan kısmın kal'ine, ecrimisil talebi yönünden açılan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı-karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde,tapu iptal ve tescil davasının ayni bir hakka dayandığı için zamanaşımına tabi olmadığını, dava konusu taşınmaz üzerinde davacının mirasçı olduğunu, davacı ve davalı ...’nın bu taşınmaza miras yoluyla sahip olduklarını, dolayısıyla ortada bir ayni hak söz konusu olduğunu, Yerel Mahkemece bu hususun dikkate alınmadığını, hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesine dayanılarak asıl davanın hukuka aykırı olarak reddedildiğini, karşı dava yönünden ise dosya kapsamından ve keşif esnasında dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların anlatımından taşınmazın davacı-karşı davalı tarafça kullanılmasına uzun yıllar boyunca davalı-karşı davacı ve taşınmazın eski maliki tarafından itirazda bulunulmadığını ve herhangi bir ihtar çekilmediğini, gerekçeli kararda bu durumun belirtildiği halde el atmanın önlenmesine ve el atılan kısmın kal'ine hükmedildiğini, davacının dava konusu taşınmaz üzerinde haksız ve devam eden saldırısının olmadığının dosya kapsamı ile sabit olduğunu, yıllardır haklı ve hukuka uygun olarak dava konusu taşınmazı kullandığının keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların anlatımlarıyla da sabit olduğunu, davacının yıllardır kullandığı taşınmazın tapuda kendi üzerine olmadığını öğrendiği andan itibaren huzurdaki davayı açtığını, bu nedenle davacının taşınmazı haklı ve hukuka uygun olarak kullandığını, bu duruma rağmen Mahkemece aleyhe hüküm tesis edildiğini öne sürerek Mahkeme kararının kaldırılmasına ve asıl davanın kabulüne, karşı davanın ise tamamen reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl davanın, tesis kadastrosuna karşı önceki zilyetliğe dayalı olarak açılan bir dava niteliğinde olduğu, bu nitelikteki davaların 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde öngörülen hak düşürücü süreye tabi olduğu, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin 17.12.1999 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edildiği, tutanağın kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 10 yıldan fazla süre geçtiği, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi uyarınca, kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra artık, "kadastrodan önceki nedenlere" dayanılarak dava açılamayacağı, hak düşürücü sürenin hâkim tarafından re'sen dikkate alınması gereken dava şartlarından olduğu Mahkemece asıl dava yönünden davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar vermesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gibi karşı davacı ... adına kayıtlı taşınmaz üzerinde yer alan kömürlüğü, karşı davalı ...'nın yaptırdığı ve kullandığı anlaşılmakla, mahkemece dava konusu 288 ada 9 sayılı parselin krokisinde (A) harfi ile gösterilen bölüme, davacı karşı davalı ...'nın el atmasının önlenmesine ve el atılan kısmın kal'ine karar verilmiş olmasında da bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçelerindeki taleplerini tekrar ile asıl dava ve karşı dava kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine; karşı dava ise el atmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 ve 14 üncü maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ıncı ve 713/1 maddeleri,
3. Değerlendirme
1998 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucunda, dava konusu ... parsel sayılı 311,88 m² yüz ölçümündeki taşınmaz irsen, intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edilmiştir. Kadastro tutanakları
17.11.1999-16.12.1999 tarihleri arasında askı ilanına alınarak askı ilan süresi içerisinde dava açılmadığından 17.12.1999 tarihinde kesinleştirilerek tapuya tescil edilmiştir.
Daha sonra kayden davalı ... adına tapuya tescil edilmiş, yargılama sırasında ise 29.08.2019 tarihinde ... adına tapuya tescil edilmiştir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı- karşı davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyize gelen davacıdan alınmasına
21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz edilen davalılar-karşı davacılar vekili için 17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacı-kaşı davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
...