"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/273 E., 2022/11 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın, davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 21.01.2019 tarihli 2016/1411 Esas, 2019/86 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine temsilcisi dava dilekçesinde; ... ilçesi, ..... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda 103 ada 163 parsel sayılı taşınmazın ... adına tescil edildiğini, taşınmazın özel mülkiyete yazılan miktar fazlası olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile kamu orta malı vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline yazılmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. MAHKEME KARARI
Of Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.10.2012 tarih ve 2009/218 Esas, 2012/389 Karar sayılı kararıyla, dava konusu taşınmazın mera vasfında olmayıp özel mülkiyete konu yerlerden olduğu ve 30 yıldan fazla süredir davalı tarafça tarım arazisi olarak kullanıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davacı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 21.01.2019 tarihli 2016/1411 Esas, 2019/86 Karar sayılı ilamıyla; " Mahkemece taraf teşkili sağlanmadığı gibi yöntemince mera araştırmasının da yapılmadığı, bu sebeple dava konusu taşınmazın tapu kayıt maliki olan Salih oğlu ölü ...’ün mirasçılarına dava dilekçesi ve duruşma gününü tebliğ ettirerek taraf teşkilini sağlaması için davacı tarafa süre ve imkan tanınması, taşınmazın bulunduğu yerde mera tahsisi yapılmış ise buna ilişkin kararlar, ekleri ve haritalarının getirtilmesi, tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin en az üç farklı tarihte çekilmiş hava fotoğraflarının getirilerek taşınmaz başında aynı ve komşu köylerden seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi ve fen bilirkişisi ile yeniden keşif yapılması, yapılacak keşifte varsa, mera tahsis kararı ve haritaları uygulanıp kapsamlarının belirlenmesi, mera tahsisi yoksa, yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri, ne suretle kullanıldığı, taşınmazın öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulundan taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresini, mera, yaylak veya kışlak vasfı taşıyıp taşımadığı, meradan açılıp açılmadığı, sınırında bulunan mera parseli ile arasında doğal ya da yapay ayırıcı nitelikte unsur bulunup bulunmadığını belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden hava fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğini, mera, yaylak veya kışlak vasfında olup olmadığını belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması; ondan sonra iddia ve savunma doğrultusunda toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek..." karar bozulmuştur.
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olmadığı, uzun yıllardan beri tarımsal alan niteliğinde olup özel mülkiyete konu yerlerden olduğu, dava konusu yerin mera vasfı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bozma kararına uyulduğu halde bozma gereklerinin yerine getirilmediğini, mera araştırmasının eksik ve yetersiz olduğunu, ayrıca taşınmaz mera vasfında olmasa bile davalı tarafın kadastro tespit tarihine kadar 20 yıl aralıksız ve nizasız zilyet olmadığını ileri sürerek ve re'sen görülecek nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı taşınmazın tapu kaydının iptali ile mera olarak sınırlandırılması isteğine ilişkindir.
2. Değerlendirme
Kadastro sırasında ... köyü çalışma alanında bulunan 103 ada 163 parsel sayılı 4.177,81 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle kadastro komisyon kararı uyarınca ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın özel mülkiyete konu yerlerden olduğu, mera vasfı olmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Mahkemece yapılan keşif sonrası alınan 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurul raporunda taşınmazın eğiminin %60-70 arasında olduğu, taşınmaz üzerinde keşif tarihinde mera bitkilerinin bulunduğu, sınırda bulunan mera parseli ile arasında taraçanın sınır oluşturduğu, keşifte dinlenilen mahalli bilirkişilerin beyanlarına göre 1984 yılından sonra taşınmazın kullanılmadığı, 1984 yılı öncesinde ..... ailesi tarafından otları biçilerek özel çayır olarak kullanıldığı, jeodezi ve fotogrametri uzmanı tarafından 1960, 1973 ve 1984 tarihli hava fotoğraflarının incelendiği, dosya kapsamına alınan bilirkişi raporuna ekli fotoğraflar ile orta foto ve uydu görüntülerinden taşınmaz üzerinde hayvanların otlatıldığı, ziraat bilirkişi raporunda mera parseli ile çekişmeli taşınmaz arasındaki sınır taraça olarak belirtilmiş ise de taraçanın mera parseli içerisinde de devam ettiği, 1984 yılından kadastro tespit tarihi olan 2009 tarihine herhangi bir tarımsal faaliyetin yapılmadığı ve doğal hayata terk edildiği, taşınmazın sınırında 103 ada 372 parsel sayılı büyük bir kadim mera parselinin bulunduğu, doğu sınırında ise hükmen mera olarak tescil edilmiş 103 ada 167 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu, dolayısıyla çekişmeli taşınmazın üç sınırının mera parselleri ile çevrili olduğu ve arasında herhangi bir yapay ya da doğal sınırın bulunmadığının anlaşıldığı, Yargıtayın kararlılık kazanmış içtihatlarına göre bu nitelikteki bir taşınmaz 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddesi gereğince zilyetlikle kazanılamayacağından, ayrıca 1984 yılında taşınmaz terk edildiğinden, davalılar yararına kazanma koşullarının oluşmaması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmiş olması isabetsiz olmuştur.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Of 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
25.12.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.