"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/866 E., 2022/1567 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Cide Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/314 E., 2021/207 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili özetle; Kastamonu ili, Cide ilçesi, ... Mahallesinde kain 141 ada 113, 118, 134, 328, 329 ve 330 parsel sayılı taşınmazların davacıların kök mirasbırakanı ...'a ait olduğunu, kadastro tespiti sırasında taşınmazların hatalı olarak davalı adına tespit ve tescil edildiğini, kök mirasbırakanın ..., ... ve ... isimli çocukları olduğunu, kadastro tespitine kök mirasbırakanın oğlu ...'ın mirasçıları ..., ... ve ...'ın itirazları üzerine, davalı ... aleyhine Cide Kadastro Mahkemesinin 2015/4 Esasına kayden açılan dava sonunda aynı taşınmazların kök mirasbırakan ...'e ait olduğunun ve davalının dayandığı senetlerin ona hak vermeyeceğinin tespit edildiğini, taşınmazların her biri 12'şer pay kabul edilerek 1'er payın ..., ... ve ... adlarına tesciline, diğer mirasçılar talep ve dava etmediklerinden 9/12'şer payın da davalı ... adına tesciline karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, kesin hüküm gereği davalının tanık beyanına dayanamayacağını, davacıları önceden dava açmadıkları ya da Kadastro Mahkemesinde görülen davaya da müdahil olmadıkları için paylarının davalı adına yolsuz olarak tescil edildiğini, davacıların kök mirasbırakan ...'in çocukları olan ..., ... ve ...'nın mirasçıları olduğunu ileri sürerek davacılara kök mirasbırakanları ...'den irsen intikâl eden dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının asıl ve birleştilen davalardaki davacıların miras payları oranında iptali ve adlarına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların öncesinde yıllarca kullanılmadığını, davalının taşınmazları 25.05.1995 tarihli zilyetlik devir senedine istinaden dava dışı ... ve ...'dan satın aldığını, taş ve ağaçları temizlediğini, taşınmazların üstüne ev yapıp sattığını, davacıların hiç birinin itiraz etmediğini, senedin kapsadığı taşınmaza ilişkin Cide Asliye hukuk Mahkemesinin 02.04.1996 tarihli ve 1995/204 Esas, 1996/68 Karar sayılı kararına istinaden 2.646 m2 olarak adına tescil edildiğini, bu karar gereğince tesis edilen 03.06.1996 tarihli, Cilt 133, Sayfa 100, 1 sıra nolu tapu senedinin düzenlendiğini, 134 ve 328 parsel sayılı taşınmazların bir kısmının Karaman ailesiyle ilgisi olmayıp ... adlı kişiden satın aldığını, ayrıca taşınmazları 20.12.2000 tarihli senetle İhsan Karaman'dan ve 31.01.2001 tarihli senetle ...'tan satın aldığını, zilyetlik devir senetlerinin Cide Kadastro Mahkemesinin 2015/4 Esas sayılı dosyasında bulunduğunu, davacıların 2015/4 Esas sayılı dosyada taraf olmadıkları için onlar bakımından kesin hüküm teşkil etmeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 12.07.2021 tarihli ve 2017/314 Esas, 2021/207 Karar sayılı kararı ile; Cide Kadastro Mahkemesinin 2015/4 Esas ve 2016/13 Karar sayılı dosyası incelendiğinde taraflarının ..., ..., ..., ... ve ... olduğu, dava konusunun eldeki davaya konu aynı taşınmazların kadastro tespitine itiraz davası olduğu, davanın paylar oranında kabulü ile fazlaya ilişkin taleplerin reddine, dava konusu taşınmazların ayrı ayrı 12'şer pay kabul edilerek, 1'er payların ..., ... ve ... adlarına tapuya tesciline, taşınmazlar üzerinde yer alan muhdesatların davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, kararın 20.09.2016 tarihinde kesinleştiğinin anlaşıldığı, eldeki asıl ve birleştirilen davada davacıların dava konusu taşınmazların kök mirasbırakanları ...'dan kaldığı ve terekenin taksim edilmediği gerekçesiyle kendilerine intikal eden miras paylarını istedikleri, dava konusu taşınmazların tapu maliki davalının ise mirasçı olmayan üçüncü kişi olduğu, terekeye dahil olan taşınmaz hakkında mirasçılar arasında pay oranında dava açılabileceği ancak üçüncü kişi aleyhine miras payı oranında tek başına dava açılamayacağı, mirasçıların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 702 nci maddesi gereği elbirliği mülkiyetinde birlikte hareket etmeleri gerektiği gerekçesiyle dava şartı yokluğundan asıl ve birleştirilen davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640 ıncı maddesi uyarınca miras ortaklığına bir temsilci atanarak da zorunlu dava arkadaşlığı kapsamında taraf teşkilinin sağlanabileceğini, İlk Derece Mahkemesince bu usulün uygulanmadığını, öte yandan dosyaya delil olarak ibraz ettikleri, kök mirasbırakanın bir kısım mirasçılarının kendi adlarına açtıkları Cide Kadastro Mahkemesinin 2015/4 Esas, 2016/13 Karar sayılı dosyasında miras paylarına kavuştuklarını belirterek İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 17.11.2022 tarihli ve 2022/866 Esas, 2022/1567 Karar sayılı kararı ile; Büyükçekmece 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 18.09.2019 tarih ve 2019/839-2019/1021 Esas, Karar sayılı veraset belgesinden, mirasbırakan ...’ın 01.02.1958 yılında ölümü ile geriye evlatları ..., ..., ... ve ...’nın mirasçı olarak kaldığı, ...’nın 1957 yılında ölümü ile geriye çocuklarının kaldığı, ...’nın 1989 yılında ölümü ile geriye çocuklarının kaldığı, ...’ın 1982 yılında ölümü ile geriye çocuklarının kaldığı, davacı ...’nın ... evladı olduğu, davacılar ..., ..., ..., ... ve ...’in ... mirasçıları olduğu, davacılar ... ve paydaşlarının ise ... mirasçıları olduğu, davacıların dava konusu 141 ada 113, 118, 134, 328, 329 ve 330 sayılı parsellerin kök mirasbırakan ...’a ait olduğunu ileri sürerek miras payları oranında adlarına tescil talep ettikleri, dava konusu taşınmazların terekeye ait olduğu iddia edildiğine göre tereke karşısında davalı ... üçüncü kişi konumunda olduğundan, davacı tarafın terekeye ait taşınmaz hakkında paya yönelik dava açamayacağı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; kök mirasbırakanın bir kısım mirasçılarının Cide Kadastro Mahkemesinin 30.06.2016 tarihli ve 2015/4 Esas, 2016/13 Karar sayılı kararına istinaden miras paylarına kavuştuklarını, bu sebeple bu mirasçıların bir daha aynı taleple dava açmakta hukuki yararlarının olmadığını, tüm mirasçıların veya tereke temsilcisinin dava açması durumunda da paylarını alan mirasçılar yönünden hukuki yarar yokluğu olduğunu, miras paylarını alamayan mirasçıların haklarına kavuşmak için başka yöntem bulunmadığını, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 115 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca geri kalan mirasçılar yönünden dava şartı eksikliğinin giderilmesinin mümkün olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının ortadan kaldırılmasını ve İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri,
2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi,
3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640 ıncı ve 701 inci ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz edenlerden alınmasına,
Dosyanın Cide Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
06.05.2024 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.