"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2050 E., 2023/834 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Marmaris 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/291 E., 2018/278 K.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davacı vekili, davalı Hazine vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... vekili dava dilekçesinde; 2005 yılında müvekkili tarafından satın alınan ve zilyetliği de devralınan yaklaşık 5 dönümlük taşınmazın yalnızca bir bölümünün kadastro çalışmaları sonucunda tapu kaydı uyarınca 209 ada 7 parsel numarasıyla adına tespit ve tescil edildiğini, kalan bölümün ise aynı ada 8, 149, 152 parsel sayılı taşınmazlar ile yol olarak haritasında gösterilen yerde kaldığını, evvelinde taşınmaz içerisinde yol bulunmadığını, taşınmazların eklemeli şekilde malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduğunu ileri sürerek 209 ada 8, 149 ve 152 parsel sayılı taşınmazlar ile yol olarak haritasında gösterilen taşınmazın müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazlar üzerine davacı tarafından kaçak ve ruhsatsız şekilde yapılan yapıların mühürlendiğini, bu yapıların 1. derece doğal sit alanında kaldığını ve dava konusu taşınmazların doğal yapısını bozduğunu, öte yandan taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunmakla zilyetlikle de iktisap edilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
2.Bozma sonrası davaya dahil edilen ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların çevre koruma planında "doğal karakteri korunacak" alanda kaldığını, bilirkişi raporlarında da taşınmazların 1. derece arkeolojik sit alanında kaldığının belirtildiğini, bu durumda taşınmazların zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
3.Bozma sonrası davaya dahil edilen ... tarafından davaya cevap verilmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 10.07.2018 tarihli ve 2016/291 Esas, 2018/278 Karar sayılı kararıyla; keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre dava konusu taşınmazların 1. derece arkeolojik sit alanında kaldığı ve taşınmazlarda zilyetlikle iktisap koşullarının davacı lehine oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine, davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 5.481,28 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 19.09.2019 tarihli ve 2019/320 Esas, 2019/849 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince, davacı tarafın dayandığı tapu kaydı kapsamı dışında kalan, tarımsal amaçla kullanılmayan ve 1. derecede arkeolojik sit alanı içerisinde kaldığı tespit edilen dava konusu taşınmazlara ilişkin tescil talepli davanın reddine karar verilmesi isabetli ise de dava konusu 209 ada 152 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitine itiraz edilmesi üzerine, Marmaris Kadastro Mahkemesinin 2010/126 Esas, 2011/327 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılamaya davacının müdahil olarak katıldığı ve yargılama sonunda verilen kararın 15.11.2012 tarihinde kesinleştiği, bu karar ile taraflar arasında 6100 sayılı HMK'nın 303. maddesi gereğince kesin hüküm şartları oluştuğundan bu parselle ilgili davanın 114/1-i maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddi gerekirken, esastan reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, 209 ada 8 ve 149 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin olarak açılan davanın esastan reddine, 209 ada 152 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak açılan davanın ise 6100 sayılı HMK'nın 114/1-i maddesi gereğince usulden reddine, davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. gereğince takdiren 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Dairemizin 09.02.2022 tarihli ve 2021/3912 Esas, 2022/922 Karar sayılı kararıyla; dosya içeriğine, toplanan delillere, Bölge Adliye Mahkemesinin kararında dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre dava konusu 209 ada 8, 149 ve 152 parsel sayılı taşınmazlar hakkında yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı ancak davacı tarafından yola ilişkin olarak da dava açıldığı halde yol hakkında olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmediği belirtilerek ... ile ... davaya dahil edilmek suretiyle taraf teşkilinin sağlanması, TMK'nın 713/4. ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yasal ilanların yöntemine uygun bir biçimde yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilerek karar bozulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesinin 30.05.2023 tarihli ve 2022/2050 Esas, 2023/834 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma ilamında 209 ada 8, 149 ve 152 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş ise de bu taşınmazlara ilişkin kararların açıkça onandığına ilişkin karar verilmediğinden söz konusu taşınmazlarla ilgili aynı şekilde hüküm kurulması gerektiği, yola ilişkin dava yönüyle ise bozma ilamı uyarınca taraf teşkilinin sağlandığı ancak dosya kapsamına göre yol olarak haritasında gösterilen bölümde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı, davalı tarafça istinaf ve temyiz yasa yoluna başvurulmadığı gözetildiğinde, kararda davalı lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin değişiklik de yapılamayacağı gerekçesiyle dava konusu 209 ada 8 ve 149 parseller hakkında açılan davanın esastan reddine, 209 ada 152 parsel hakkında açılan davanın 6100 sayılı HMK'nın 114/1-i maddesi gereğince usulden reddine, 209 ada 7 ve 8 parseller arasında paftasında yol olarak bırakılan bölüme ilişkin tescil talebinin ise reddine, davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. gereğince takdiren 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, paftasında yol olarak gösterilen taşınmazın müvekkili adına kayıtlı dava dışı 209 ada 7 parsel sayılı taşınmazdan alındığını, hükme esas alınan bilirkişi raporlarında yola ilişkin bir değerlendirme yapılmadığını, 209 ada 7 parselin tespitine esas alınan tapu kaydının dava konusu taşınmazları kapsamına aldığının sabit olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
2.Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesince lehlerine 5.481,28 TL vekalet ücretine hükmedildiği halde Bölge Adliye Mahkemesince 2.725,00 TL vekalet ücretine hükmedildiğini, bu durumun aleylerine olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
3.Dahili davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verildiği halde lehlerine vekalet ücretine hükmedilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil ile tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
1.Kadastro sonucunda Muğla ili, Marmaris ilçesi, Taşlıca köyü çalışma alanında bulunan 209 ada 8 parsel sayılı 1.075,44 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz taşlık vasfıyla; 209 ada 149 parsel sayılı 89.064,89 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz taşlık ve çetilik vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiş; 209 ada 152 parsel sayılı 916,60 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz ise dava dışı Süleyman Cengiz ve müşterekleri adına tespit ve hükmen Hazine adına ham toprak vasfıyla tescil edilmiş; taşınmazların arasında bulunan bölüm ise yol olarak haritasında gösterilmiştir.
2.Temyiz olunan nihai kararların bozulması HMK'nın 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde, hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararına uymakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığından, davacı vekili ile davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Dahili davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; paftasında yol olarak gösterilen nizalı taşınmaz bölümü yönüyle Bölge Adliye Mahkemesince davanın reddine karar verildiğine göre kendisini vekille temsil ettiren dahili davalı ... lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Davacı vekili ile davalı Hazine vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının ayrı ayrı reddine,
2. Dahili davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile; Bölge Adliye Mahkemesi kararının 1. fıkrasının 6. bendinin devamına, "dahili davalı ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince belirlenen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak dahili davalı ... Başkanlığına ödenmesine" cümlesinin yazılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,Peşin alınan harçların istek halinde temyiz eden davacı ve dahili davalı ... Başkanlığına iadesine,Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 16.01.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.