"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1603 E., 2023/1816 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul/ Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Amasya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/287 E., 2023/246 K.
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli davada İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; davacıların mirasbırakanı ...’in 2061 ada 45 parsel sayılı taşınmazını terekeden mal kaçırmak maksadıyla taşınmazı satın alabilecek ekonomik gücü olmayan ... ... ve davalı ...’a devrettiğini, mirasbırakanın satış yapmasını gerektirir bir ihtiyacı bulunmadığını, satış işleminin ise Amasya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/347 Esas, 1988/193 Karar sayılı kararı ile hükmen ifraz ile gerçekleştirildiğini, ... ...'in tarafların annesi olduğunu, bu devirden haberi olmadığını, haberdar olduktan sonra Suluova Noterliğinde 21.10.2014 tarihinde 06416 numaralı yevmiye ile vasiyetname düzenlediğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile miras payları oranında davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davalı tarafından davacı ...’a karşı açılan el atmanın önlenmesi istekli davanın sonucunun geciktirilmesi amacıyla tapu iptal tescil davası açıldığını, davacıların kötü niyetli olduklarını, anneleri ...’yi yönlendirerek tüm mallarını kendilerine vasiyet etmesini sağladıklarını, mirasbırakanın ekonomik durumu iyi olmadığı için davalının inşaat masraflarını karşılamayı ve karşılığında da taşınmazın devredilmesini kabul ettiğini, bu anlaşma uyarınca eski 606 ada 305 parsel sayılı taşınmazın Amasya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/347 E, 1988/193 K. sayılı kararı ile davalı adına tescil edildiğini, iddianın dinlenemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; mirasbırakanın taşınmaz satmaya ihtiyacının olmadığı, devrin duyulmadığı, taşınmazın ölene kadar mirasbırakan tarafından kullanıldığı, taşınmazın mirasbırakanın terekesinde önemli bir yer tuttuğu ve dava konusu temlikin muris muvazaası iddiası kapsamında değerlendirilebilecek nitelikte bir işlem olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tescilin hükmen tescil kararı ile oluştuğunu, muris muvazaası iddiasının dinlenemeyeceğini, davalı adına yapılan tescilde muvazaalı bir işlem bulunmadığını, davacıların kötüniyetli olduklarını, vasiyetnameye davalıyı dahil etmediklerini, taşınmazda yapılan inşaatın davalı tarafından karşılandığını, mirasbırakanın ekonomik durumunun inşaatı karşılayacak seviyede olmadığını, inşaatın halen natamam ve karkas vaziyette olduğunu, mirasbırakanın Amasya’da olan adına kayıtlı taşınmazları kendi kazancı ile elde etmediğini, iddianın kanıtlanamadığını, mirasbırakanın mal kaçırma kastı olsa tüm malvarlığını davalıya devredeceğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; kararda usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf isteğinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı,
Türk Medeni Kanunu'nun 706. maddesi,
Türk Borçlar Kanunu'nun 237. maddesi,
Tapu Kanunu'nun 26. maddesi,
3. Değerlendirme
Muris ...’in 28.04.2010 tarihinde öldüğü, geride 2021 yılında ölen eşi ..., davacı çocukları ..., ..., ... ve ... ile davalı ...’ün mirasçı olarak kaldığı, davalı ile annesi ...’nin murise karşı 08.10.1987 tarihinde eski 606 ada 125 parselin bir kısmının muris tarafından haricen kendilerine satıldığı iddiasına dayalı olarak açtıkları davada Amasya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/347 Esas, 1988/193 Karar sayılı kararı ile davanın kabul nedeniyle kabulüne, eski 606 ada 125 parsel sayılı taşınmazın krokide a harfi ile gösterilen 862 m2’lik kısmının 125 parselden ifrazı ile davacılar adına 1/2’şer paylı olarak tesciline karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği ve 606 ada 125 parselin 09.11.1988 tarihinde ifraz edilerek 606 ada 306 ve 305 parsellere ayrıldığı, 306 parselin muris adına; 305 parselin de davalı ile annesi ... adına tescil edildiği, davacıların Amasya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/347 Esas, 1988/193 Karar sayılı kararı ile davalı adına tescil edilen 1/2 pay yönünden eldeki davayı açtıkları anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Böyle bir durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237., (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararları konuları ile sınırlı, gerekçeleri ile aydınlatıcı ve sonuçları ile bağlayıcı kararlardır. Hukuk Genel Kurulunun 20.02.1963 tarihli ve 19634/71 E., 1963/21 K. sayılı kararında da belirtildiği gibi “Bir konunun İçtihadı Birleştirme Kararı ile aydınlanması, ameli sonuç bakımından, o konuda yeni bir yasa çıkarılması anlamına gelmektedir”. Yine Hukuk Genel Kurulunun 29.11.2006 tarihli ve 2006/1-734 E., 2006/761 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere; “nasıl ki yasa hükümleri uygulanırken tefsirleri ve asıl amaçlarının belirlenmesi gerekmekte ise yine yasa hükmünde olan İçtihadı Birleştirme Kararlarının da tefsiri mümkün olup bu durum sonuçları ile bağlayıcı olan İçtihadı Birleştirme Kararlarının genişletilmesi veya değiştirilmesi anlamına gelmemektedir.” Bu açıklamalardan yorum yolu ile içtihatları birleştirme kararının içeriklerinin genişletilip değiştirilemeyeceği sonucuna varılmaktadır. Bir başka ifade ile 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı muris tarafından kendisine ait taşınmaz malı mirastan mal kaçırmak amacıyla diğer mirasçılardan bir veya bir kaçına tapu müdürlüğünde resmî memur huzurunda yapılan satış ile ilgili olup 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanabilmesi için; dava konusu yapılan taşınmazların muris adına tapuda kayıtlı olması, satış işleminin tapu müdürlüğünde resmî memur huzurunda yapılmış olması gerekir. Ancak bu iki koşulun varlığı hâlinde sözü edilen Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararını uygulama olanağı söz konusu olabilecektir.
Diğer taraftan, İçtihadı Birleştirme Kararının sonuç bölümünde muris muvazaasının oluşabilmesi için taşınmazın tapu sicilinde kayıtlı olması yanında murisin tapu memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıklamış olması koşulunun ne anlama geldiğinin saptanması gerekmektedir. Buradaki kastedilen irade açıklaması murisin bizzat tapu memurunun önüne giderek beyanda bulunması değil, her ne biçimde ve her ne yolla olursa olsun murisin iradesinin resmî memura ulaştırılması ve bu iradenin tapudaki muvazaalı devir işlemine esas olmasıdır. (YHGK’nın 09.11.2022 tarih, 2020/1-570 Esas, 2022/1472 Karar sayılı kararı)
Somut olaya gelince; Amasya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/347 Esas, 1988/193 Karar sayılı kararı ile davanın kabul nedeniyle kabulüne, eski 606 ada 125 parsel sayılı taşınmazın krokide (a) harfi ile gösterilen 862 m2’lik kısmının 125 parselden ifrazı ile davalı ... ve dava dışı ... adına 1/2’şer paylı olarak tesciline karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği ve 606 ada 125 parselin 09.11.1988 tarihinde ifraz edilerek 606 ada 306 ve 305 parsellere ayrıldığı, 306 parselin muris adına; 305 parselin de hükmen davalı ile annesi ... adına 1/2’şer paylı olarak tescil edildiği anlaşılmakta olup Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararlarının konuları ile sınırlı, gerekçeleri ile aydınlatıcı ve sonuçları ile bağlayıcı olduğu gözetildiğinde murisin hâkim önündeki kabul beyanının ve kesinleşmiş mahkeme kararı uyarınca yapılan tescil işleminin tapu memuru huzurunda yapılan bir devir işlemi gibi kabul edilemeyeceği, 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının somut olayda uygulanma olanağı bulunmadığı açıktır.
Hal böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde temyiz eden davalıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.