Logo

1. Hukuk Dairesi2023/4786 E. 2024/5309 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı ile davalı arasında yapılan inançlı işlem nedeniyle devredilen taşınmazın üçüncü kişiye devredilmesi üzerine, davacının tapu iptali ve tescil isteminin reddiyle, terditli olarak taşınmazın rayiç bedelinin ve ödendiği iddia edilen kredi borcunun davacıya ödenmesi gerektiğine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, taraflar arasında inanç sözleşmesinin varlığını tanık beyanları ve delil başlangıcı ile kabul ederek, taşınmaz üçüncü kişiye devredildiğinden tapu iptali ve tescil talebini reddetmesi, terditli talep olan taşınmazın rayiç bedeli ile ödenen kredi borcunun davacıya hükmedilmesi doğru bulunarak, bozma kararına uyulduğu ve usul/hukuka aykırılık bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/351 E., 2023/160 K.

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Niğde 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/351 Esas, 2023/160 Karar

Taraflar arasında Mahkemesinde görülen inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün değilse tazminat ve bedel davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının narenciye ihracatı alanında iş ortaklığı yaptığı davalıya çekişme konusu 2 nolu bağımsız bölümü devrettiğini, davalı ile davacının aralarında imzaladıkları sözleşme gereğince destekleme parası %50 olarak bölüşüldükten sonra taşınmazın geri verileceğinin kararlaştırıldığını, davalı tarafından taşınmaz ipotek gösterilerek kredi temin edildiğini, kredinin 11 taksidini davacının ödemesine rağmen davalının sözleşmeye aykırı olarak destekleme parasını vermediği gibi taşınmazı 3. kişiye devrettiğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa taşınmazın rayiç değerinin tespiti ile fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin yasal faiziyle tahsilini ve 11 taksit karşılığı 10.570,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı ve yetki itirazları olduğunu, davacının paraya ihtiyacı olduğunu bu nedenle dava konusu taşınmazı satacağını ifade etmesi üzerine davalının taşınmazı konut kredisi temin ederek davacıdan satın aldığını, bedelinin banka tarafından davacının hesabına yatırıldığını, davacının aralarında yaptıkları tüm sözleşmelere aykırı davrandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 24.11.2015 tarihli ve 2014/156 Esas, 2015/461 Karar sayılı kararıyla; davacının tapu iptali ve tescil talebinin pasif husumet yokluğundan reddine, davacının kredi borcunu eksik ödeyerek sözleşmede yer alan edimini yerine getirmediği gerekçesiyle bedel talebinin reddine, davacı tarafından ödendiği sabit olan 7.689,39 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 23.09.2020 tarihli ve 2018/5527 Esas, 2020/4386 Karar sayılı kararıyla; davalının taşınmazı temlik alırken dava dışı Yapı Kredi Bankası A.Ş.'den 75.000,00 TL bedelli 120 ay vadeli konut kredisi temin ettiği, davalının temin ettiği konut kredisinin bir kısım ödemelerinin davacı tarafından yapıldığı, davacı tarafından aslı ibraz edilen ve tarafların imzasını taşıyan adi yazılı tarihsiz "iş ortaklığı sözleşmesi"nde, DFİF'ten (Destekleme Fiyat İstikrar Fonundan) alınan Devlet Destekleme Parasının %50'sinin davacıya ait olacağı, destekleme parası yarı yarıya bölüşüldükten sonra davalının çekişme konusu taşınmazı davacıya devretmeyi taahhüt ettiğinin görüldüğü, taraflar arasında inanç sözleşmesinin yazılı delili olmasa da Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 202. maddesi kapsamında delil başlangıcı bulunduğu, bu halde tanıkla hukuki ilişkinin ispatının mümkün olduğu, Mahkemece delil başlangıcı niteliğindeki sözleşmenin değerlendirilmesi, tanıkların dinlenmesi, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılmak suretiyle temlikin inançlı işleme dayalı olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, inançlı işleme dayalı olduğu saptanır ise dava tarihi itibariyle davalının kayıt maliki olmadığı gözetilerek tapu iptali ve tescil isteminin reddedilmesi, terditli talep olan bedel isteği yönünden bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalının taşınmazı temlik alırken Yapı Kredi Bankası A.Ş.'den 75.000,00 TL bedelli 120 ay vadeli konut kredisi temin ettiği, davalının temin ettiği konut kredisinin bir kısım ödemelerinin davacı tarafından yapıldığı, davacı tarafından aslı ibraz edilen ve tarafların imzasını taşıyan adi yazılı tarihsiz "iş ortaklığı sözleşmesi"nde, DFİF'ten (Destekleme Fiyat İstikrar Fonundan) alınan Devlet Destekleme Parasının %50'sinin davacıya ait olacağı, destekleme parası yarı yarıya bölüşüldükten sonra davalının çekişme konusu taşınmazı davacıya devretmeyi taahhüt ettiği, dinlenen tanıklardan ... ve...'nin taraflar arasındaki inanç sözleşmesini doğruladığı, taraflar arasında inanç sözleşmesinin yazılı delili olmasa da HMK'nın 202. maddesi kapsamında delil başlangıcı bulunduğu, HMK'nın 203. maddesi uyarınca taraflar arasındaki hukuki ilişki tanıkla ispatlandığı gerekçesiyle davaya konu taşınmaz üçüncü kişiye devredildiğinden davacının tapu iptal ve tescil talebinin pasif husumet yokluğundan reddine, davacının terditli talebi olan dava konusu taşınmazın rayiç bedel talebinin kısmen kabulüne, taşınmazın devir tarihi itibariyle rayiç bedeli olan 85,000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafça davalının kredi borcuna ödenen bedel talebinin kısmen kabulüne, 7.689,39 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalının dava konusu taşınmazı bedelini ödeyerek ve kredi kullanmak suretiyle satın aldığını, davacının iddialarını yazılı sözleşme ile kanıtlaması gerektiğini, bir an için haklı olsa dahi ödediğini iddia ettiği miktar olan 7.689,39 TL'yi talep edebileceğini, taşınmazın dava tarihindeki gerçek değeri üzerinden tazminata hükmedilmesinin denkleştirici adalet kurallarına aykırı olduğunu, tanık dinletilmesine muvafakat etmedikleri halde tanık dinlendiğini, hem taşınmazın bedelinin ödenmesine hem de davacının ödediğini iddia ettiği kredinin ödenmesine karar verilmesinin sebepsiz zenginleşme teşkil ettiğini belirterek kısmen kabule ilişkin Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün değilse tazminat ve bedel istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

05.02.1947 tarihli 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 4.748,26 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

01.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.