Logo

1. Hukuk Dairesi2023/4832 E. 2024/5699 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar tarafından, murislerinin satın aldığı ancak davalı belediye adına kayıtlı olan taşınmazlar üzerindeki tapu kaydının iptali ve adlarına tesciline karar verilmesi istemiyle açılan davada, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Bir taşınmaz için iki ayrı sayfa açılıp bunlardan biri başka bir kişi adına tescil edilmesi halinde çifte tapu oluşacağı ve mükerrer olan yolsuz kaydın düzeltilmesi gerektiği, bu nedenle de davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddedilmesinin hatalı olduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına ve bölge adliye mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1102 E., 2023/893 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kağızman Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/273 E., 2021/124 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; muris ...'nin 111 ada 74 parselin bir kısmını .... isimli şahıstan satın aldığını, buna dair gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve senedi bulunduğunu, taşınmazlar üzerine ev ve ahır yaptığını o tarihten beri de sürekli olarak kullanıldığını, daha sonra imar uygulamasında buranın 460 ada 1 parsel ve 111 ada 262 parsellere gittiğini, imar uygulaması sırasında karışıklıklar olduğundan insanların aldıkları yerler ile tapudaki yerlerin karıştığını, 2004 yılında ... mirasçıları tarafından 111 ada 117 parsel için Kağızman Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/118 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, bu insanların da ...'den bu yeri satın aldıklarını, muris ...'nin de davaya müdahil olduğunu, murisin adına yazılmış olan bölümde yanlışlık olduğunu anlaması üzerine davayı kabul ettiğini, murisin 2013 yılında aslında 25 yıldır kullandıkları satın aldığı yerin tapusunun Belediye adına kayıtlı olduğunu öğrendiğini, taşınmaza ev yapılırken Belediyenin ölçüm yaptığını, su bağlandığını, elektrik aboneliği verildiğini ileri sürerek 460 ada 1 ve 111 ada 262 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının iptali ile adlarına tescile karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında 05.09.2019 tarihli dilekçe ile murise ait yerin ada parsel uygulaması yapılırken "sehven" ..., ... ve ...'nin hissedar olduğu 7.000 m2’lik taşınmazın 111 ada 117 parsel sayılı taşınmaz olarak kaydedildiğini, fakat zemin ve uygulamanın birbirini tutmadığını, tapu kaydı bulunduğu halde zemine uygulama yapılırken sadece ...'nin malik olduğu 2700 m2’lik arsaya 111 ada 117 parsel numarası verildiğini bildirmiştir.

II. CEVAP

Davalı; davanın süresinde açılmadığını, davacıların bu taşınmazları fasılasız ve nizasız olarak 25 yıldır kullandıklarını beyan ettiklerini, bu bölgede bir karışıklık var ise belediyenin haklarına riayet edilerek düzeltilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

Kağızman Asliye Hukuk Mahkemesi 06.04.2021 tarihli 2017/273 E., 2021/124 K. sayılı kararı ile; davanın hata hukuksal nedenine dayalı olduğu, murisin hataya düştüğünü Kağızman Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/118 E. sayılı dava dosyasında en geç keşif günü olan 27.12.2009 tarihinde öğrendiği gerekçesiyle davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kadastro öncesi sebeplere dayanılmadığından hak düşürücü sürenin geçmiş olduğunun düşünülemeyeceğini, hak kaybının kadastro sonrasında yaşandığını, Belediye Bakanlığı tarafından ifraz işlemi ile ...'a yer verildiği halde davacıların babasına yer verilmediğini, bilirkişilerin dahi içinden çıkmakta zorlandığı karışık olaylar içerisinde ifraz döneminde hatalar yapıldığını fark etmesinin neredeyse imkansız olduğunu, hak düşürücü sürenin neye bağlı geçtiğine ilişkin yeterli açıklama yapılmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 26.04.2023 tarih 2021/1102 E., 2023/893 K. sayılı kararı ile; hata iddiasına dayalı davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/(1).b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesindeki beyanları tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, yolsuz tescil hukuki sebebine dayalı tapu kaydının iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 705, 1000 ve 1024. maddeleri.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 20.02.2020 tarihli ve 2017/1-1601 Esas, 2020/477 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

Dosya içeriğinden; muris 1935 doğumlu ...’nin 15.02.2017 tarihinde öldüğü, geride davacılar eşi Kitan, müşterek çocukları Zeliha, Musa, Şamil, Yeter, Saniye ve Aliye’nin mirasçı olarak kaldığı, dava konusu Kars ili, Kağızman ilçesi, Şahindere Mahallesi 111 ada 74 parsel sayılı 169.790,89 m2 miktarlı tarla nitelikli taşınmazın kadastro çalışmalarında kıraç niteliğinde 06.01.1982 tarih 9 sıra nolu tapu kaydı ile ... adına kayıtlı iken tapunun mevki ve hudutları itibariyle yeri kapsadığı, krokisinden şeklen istifade edildiği, halen kayıt maliki tarafından kullanıldığı, etrafındaki parsellerin bu parselden ayırma olduğu belirtilerek ayrı ayrı parsel numarası altında Belediye Başkanlığı adına tespit edildiği, tespitin dava açılmadığından 30.01.1993 tarihinde kesinleştiği, bahsi geçen tapunun .... Mahallesi .... mevki 260.308 m2 miktarlı kıraç arazi nitelikli kuzeyi hali ve kıraç arazi, güneyi ... ... tarlası, doğusu dere ve hali arazi, batısı kıraç ve hali arazi olup edinme sebebinde uzun zamandır Belediyenin zilyet ve tasarrufunda olup ... oğlu.... oğlu ... ve müştereklerine ve ... oğlu ...’a ait tapulu taşınmazların haricinde bu kısmın senetsizden tesciline dair Kağızman Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.10.1970 tarih 1969/209 E., 1970/213 K. sayılı kararına göre yeniden tescil edildiğinin yazıldığı, taşınmazın Kağızman Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.07.1997 tarih 1996/48 E., 1997/131 K. sayılı kararı ile ifraz edildiği, 184 parsel sayılı 2.999,78 m2 bahçe ... ... adına ve 185 parsel sayılı 166.791,11 m2 tarla olarak davalı adına tescil edildiği, 16.03.2001 tarihinde 185 parselin ifrazından da dava konusu 460 ada 1 (1.429,67 m2, arsa) ve 111 ada 262 (742,76 m2 arsa) parsel sayılı taşınmazların oluştuğu, aynı yer 111 ada 117 parsel sayılı 2.764,95 m2 miktarlı bahçeli iki kerpiç ev nitelikli taşınmazın kadastro çalışmalarında 14.2.1980 tarih 18 sıra, 04.03.1980 tarih 3 sıra, 31.10.1984 tarih 47 sıra ve 17.03.1982 tarih 8 sıra nolu tapu kayıtlarına dayanarak 2/7 payı ..., 3/7 payın ... ..., 4/14 payın ... adına tespit edildiği, Kağızman Kadastro Mahkemesinin 09.11.2000 tarih 2000/1 E.,2 K. sayılı dosyasında birleştirilerek görülen davada birleştirilen Mahkemenin 1993/12 E. sayılı dosyasının ..., ... ve ... tarafından ...aleyhine açıldığı, 111 ada 131 parselin tespitine itiraz edildiği, yukarıda bahsi geçen 111 ada 117 parsele uygulanan tapu kaydına dayandıkları, tapu kaydının bu yere uyduğu, 111 ada 117 parselin tapu kayıtlarının dayanağı kök 466 nolu tahrir tapusunun kapsamında kalmadığı, ...adına olan kaydın kök 467 nolu tahrir kaydından geldiği ve 111 ada 128 parseli kapsadığı, tespitin iptali ile 2/7 payın ..., 3/7 payın ..., 2/7 payın ise ... adına tesciline karar verildiği, 111 ada 117 parsel sayılı taşınmaza ise itiraz edilmediğinden tespit gibi tesciline karar verildiği, kararın 04.06.2001 temyiz edilmeden kesinleştiği, hükmen bu tarihte malikleri adına tescil edildiği, davacı murisi ...’nin 25.10.2001 tarihli akitle ...’ün 4/14 payını 2.000.000 ETL bedelle satın aldığı, tespitte bahsi geçen tapu kayıtlarının kök kaydının Şehirharici köyü Bağlaraltında mevki 1926 tarih 466 tahrir nolu 7000 m2 tarla nitelikli doğusu kendi tarlası, batısı ve güneyi kıraç, kuzeyi keza şeklinde olduğu, Kağızman Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.05.2010 tarihli 2004/118 E., 2010/86 K. sayılı kararı ile ... tarafından ... ve ... aleyhine 111 ada 117 parsel sayılı taşınmaza ilişkin açılan davada murisin davayı kabul ettiği, taşınmazın davacılar tarafından kullanıldığı gerekçesiyle tapu kaydının iptali ile ... adına tesciline karar verildiği, 22.02.2011 tarihinde kesinleştiği, dosya arasına alınan 25.12.2019 tarihli üç kişilik fen bilirkişi raporunda 466 nolu tahrir tapusunun sınırlarının doğru tespit edilmediği, hissedarlardan sadece ...’nin kullanımında olan 111 ada 131 parselde üç malikin hissedar kılındığı ve 111 ada 74 parselden ifrazen 111 ada 184 parselin ...’a tescil edildiği, ancak kuzeyinde bulunan dava konusu 460 ada 1 ve 111 ada 262 parselin de tapu kaydının içinde kaldığı, Kadastro Mahkemesi krokisinde de bahsi geçen yerin ...’ten ...’ye satılan yer olarak gösterildiği anlaşılmaktadır.

Hemen belirtmek gerekir ki, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.02.2020 tarihli kararında da değinildiği üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 1000. maddesinin birinci fıkrasına göre her taşınmaza kütükte bir sayfa ayrılır. Bu hüküm uyarınca her taşınmazın tapu sicilinde yalnız bir sayfasının olması kuraldır. Tapu sicilinin güvenilirliğini sağlayabilmek için bir taşınmazın birden fazla sayfaya sahip olmaması gerekir. Bu sistem nedeniyle tapuda kayıtlı bulunan bir taşınmazın tescil yoluyla yeniden tapuya bağlanması hukuken mümkün değildir.

Buna karşın, bir taşınmaz için iki ayrı sayfa açılıp bunlardan biri başka bir kişi adına tescil edilir ise çifte tapunun varlığı ortaya çıkar. Mükerrer (çifte) tapu, bir taşınmaz hakkında kütükte çift sayfanın açılmış olması hâlidir. Bu durumda, birbirine aykırı iki ayrı bilgi içeren tapu kütüğü kendi içinde çelişkiye düşeceğinden, mükerrer olan yolsuz kaydın düzeltilmesi gerekecektir. Aksi hâlde, mükerrer kayıt olgusunun devam ettirilmesi Devletin doğru sicil oluşturma ilkesine aykırı olacaktır. Bu tür davaların mülkiyet hakkına dayalı olarak her zaman açılabileceği de kuşkusuzdur.

Hal böyle olunca, dava konusu 460 ada 1 ve 111 ada 262 parsel sayılı taşınmazların geldiği 111 ada 74 parsel sayılı taşınmaza uygulanan davalı tapusunun da dava konusu yere uygulanması suretiyle çifte tapu oluşup oluşmadığının tespiti ile yukarıda belirtilen ilke ve olgular çerçevesinde işin esasının incelenmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın ilgililere iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.