Logo

1. Hukuk Dairesi2023/4861 E. 2023/7661 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davalıların davayı kabul etmelerine rağmen, mahkemenin hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar vermesi üzerine oluşan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıların davayı kabul etmelerinin hak düşürücü sürenin uygulanmasını engellediği, davayı kabulün kesin hüküm gibi sonuç doğurduğu ve tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri bir konuda olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararları bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/757 E., 2022/813 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Hekimhan Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/70 E., 2021/383 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; mirasbırakanları ... ile davalıların kendilerini (davacıları) mirastan yoksun bırakmak amacıyla muvazaalı işlemle dava konusu 125 ada 32 ve 54 parsel sayılı taşınmazları 1/3'er paylarla davalılar ..., ... ve bir kısım davalıların mirasbırakanı ... adına, 72 parsel sayılı taşınmazı ise davalı ... adına yazdırdıklarını, mirasbırakan ve davalıların gerçek iradesinin mirastan mal kaçırma olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

1. Davalılar ... ve ..., duruşma sırasındaki beyanlarında davayı kabul etmişlerdir.

2. Diğer davalılar ... (... oğlu), ..., ..., ... ve ... (aynı zamanda davacı), Mahkemeye sundukları dilekçelerinde; taşınmazların mirasbırakanları ... adına yazıldığını, ancak davacıların da taşınmazlarda hakkı olduğunu belirterek davayı kabul ettiklerini bildirmişlerdir.

3. Feri müdahale talebinde bulunan Şirket vekili; dava konusu taşınmazların haczedildiğini, kıymet takdirleri yapıldığını ve işlemlerin tebliğinin ardından borçlu ...'in akrabaları tarafından bu davanın açıldığını, Şirketin haklarını muhtel etmeye yönelik ve muvazaalı olarak dava açıldığını bildirerek taşınmazlar üzerindeki ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, cebri satışa etkisi olmadığının tespitini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin 26.10.1990 tarihinde kesinleştiği, davanın ise 01.04.2021 tarihinde açıldığı, Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesine göre 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, muris muvazaası davasının hak düşürücü süre ya da zamanaşımına tabi olmadığını, davalıların davayı kabul ettiklerini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kararın usul ve yasa yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu tapunun yolsuz tescile dayandığını, davalıların kabul beyanının değerlendirilmediğini, kabul beyanı bulunduğundan hak düşürücü sürenin uygulanmayacağını bildirerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 140 ıncı, 308 inci, 309/2 nci, 311 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; tarafların mirasbırakanı ...'in 14.07.2001 tarihinde ölümü ile geriye mirasçıları olarak davacı kızları ..., ... ve ..., davalı oğulları ... ve ..., kendisinden sonra ölen oğlu ...'un mirasçıları olan davalılar ... (aynı zamanda davacı), ..., ..., ... ve ..., dava dışı çocukları ..., ... ve ... kalmıştır. Öte yandan, kadastro sonucunda Malatya ili, Hekimhan ilçesi, ... köyü, 125 ada 32 ve 54 parsel sayılı sırasıyla 47.275,00 m2, 49.500,00 m2 yüz ölçümlü tarla vasıflı taşınmazların irsen intikal, taksim, hibe ve vergi kaydı nedeniyle 1/3'er paylarla davalılar ..., ... ve diğer davalılar ..., ..., ..., ... ve ...'in mirasbırakanı ... adlarına tespit ve tescil edildiği, bilahare ...'un ölümü nedeniyle taşınmazlardaki paylarının mirasçıları olan davalılara intikal ettiği; 72 parsel sayılı 100.000,00 m2 yüz ölçümlü tarla vasıflı taşınmazın ise irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edildiği, kadastro tespitlerinin 26.10.1990 tarihinde kesinleştiği, davanın ise 01.04.2021 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

2. Hemen belirtmek gerekir ki; İlk Derece Mahkemesince ön inceleme duruşmasında uyuşmazlığa ilişkin "Taraflar arasındaki uyuşmazlığın kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali tescil olduğu anlaşıldı." şeklinde hukuki nitelendirme yapıldığı gözetilerek HMK’nın 140 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince tahkikatın bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütüleceği, uyuşmazlığın da bu hukuki sebep esas alınmak suretiyle çözümlenmesi gerekeceği kuşkusuzdur.

3. Öte yandan, 3402 sayılı Kadastro Kanunu′nun 12/3 üncü maddesinde; kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilmiştir.

4. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 308 inci maddesi ise “Davayı kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur.”; 309/2 inci maddesi, "Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir."; 311 inci maddesi, “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.” hükümlerini içermektedir.

5. Somut olaya gelince, dava hak düşürücü süre geçtikten sonra açılmış, ancak davalılar ... ve ... duruşma sırasındaki beyanlarında, diğer davalılar ise Mahkemeye ibraz ettikleri beyan dilekçeleri ile davayı kabul ettiklerini bildirmişlerdir. Hak düşürücü sürenin bir hakkı ortadan kaldıran-sona erdiren niteliğe sahip bulunması, davayı kabulün ise davalının üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği bir davada kamu düzenine aykırı bir sonuç doğurmaması şartıyla davacı tarafın ileri sürdüğü hakkının gerçekte var olup olmadığından bağımsız olarak davaya son veren ve kesin hükmün sonuçlarını doğuran bir taraf işlemi olması karşısında, Mahkemece davayı kabul beyanına üstünlük tanımak suretiyle işlem yapılması gerektiği açıktır.

6. Hal böyle olunca; davalıların kabul beyanları dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmektedir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacıların temyiz itirazının kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgililere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.