Logo

1. Hukuk Dairesi2023/4986 E. 2024/5843 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın taşınmazını davalıya satış suretiyle temlik etmesinin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olup olmadığına ilişkin tapu iptali ve tescil davasında, önceki davalardan feragat ve derdestlik hususları ile tapu iptali ve tescil kapsamının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davacının feragatinde irade sakatlığı bulunduğu, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu, önceki davalardan birinin kesin hüküm oluşturduğu ve diğerinin derdestlik nedeniyle reddinin gerektiği gerekçesiyle tapu iptali ve tesciline karar verilmiş, ancak Yargıtay, derdestlik kararının hatalı olduğu ve tapu iptalinin muvazaalı temlik payı ile sınırlı olması gerektiği gözetilerek hükmü düzeltmiş ve onamıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/144 E., 2022/403 K..

HÜKÜM/KARAR : Asıl Dava Kabul-Birleştirilen Dava Ret

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın ... yönünden derdestlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl davada davacılar; mirasbırakanları ....’ın, 2191 ada 8 parsel sayılı taşınmazını mirasçılarından ...’in eşi olan davalıya satış göstermek sureti ile temlik ettiğini, yapılan işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile muris adına tesciline karar verilmesini istemişler, bozma sonrası taleplerini daraltarak miras payları oranında tapu iptali ve tescil talebinde bulunduklarını bildirmişler, yine bozma sonrası davacı ...'in ölümü üzerine mirasçıları tarafından davaya devam edildiğini beyan etmişlerdir.

Birleştirilen davada davacılar; mirasbırakanları ....’ın, 2191 ada 8 parsel sayılı taşınmazını mirasçılarından ...’in eşi olan davalıya satış göstermek sureti ile temlik ettiğini, yapılan işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Birleştirilen davada davalı; davacılardan ... ve...'in daha önce aynı hususta dava açtıklarını, yargılama sırasında davadan feragat etmeleri nedeniyle davanın reddedildiğini, bu yüzden eldeki davanın kesin hüküm nedeniyle reddinin gerektiğini, ayrıca ortada muvazaalı bir işlemin mevcut olmadığını, dava konusu taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Asıl davada, Mahkemenin 27.03.2008 tarihli ve 2008/100 E.- 2008/265 K sayılı kararıyla; davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Birleştirilen davada, Mahkemenin 09.07.2015 tarih ve 2011/304 E.- 2015/956 K. sayılı kararı ile; davacılar ... ve... tarafından aynı hususta daha önce açılan davaya ilişkin kesinleşmiş mahkeme hükmü bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Asıl davada mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili, birleştirilen davada mahkemenin yukarıda belirtilen kararına davacılar ... ve... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Asıl davada verilen karar, Dairenin 19.12.2018 tarih ve 2016/11417 E.- 2018/15734 K. sayılı kararıyla; " ...Hâl böyle olunca, öncelikle davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması ya da miras şirketine TMK'nın 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulunun gözardı edilmesi, daha sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 311. maddesi uyarınca davadan feragatte irade bozukluğu olup olmadığının incelenmesi, irade bozukluğu olmadığı saptanırsa davacı ...’nin kendi adına feragatine değer verilerek bir karar verilmesi, ancak kısıtlı... açısından vesayet makamından izin alınmadığından... bakımından işin esasının incelenmesi gerekirken değinilen hususlarda inceleme yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

3. Birleştirilen davada verilen karar, Dairenin 19.12.2018 tarihli ve 2018/4981 E.- 2018/15737 K. sayılı kararı ile; " ...Hemen belirtilmelidir ki, aynı konuda aynı taraflar arasında Aydın 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/100 E. sayılı dosyasında görülen dava var ise de, davanın Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu döneminde açıldığı, davalının süresinde ilk itirazlardan olan derdestlik itirazını ileri sürmediği görülmektedir. Bu nedenle işin esasının incelenmesi doğrudur. Ancak her ne kadar kesin hüküm nedeni ile dava reddedilmiş ise de, kesin hükme esas alınan karar henüz kesinleşmemiştir. Bu nedenle bir kesin hükmün varlığından söz etme olanağı yoktur. Öte yandan, dava terekeye iade istekli olarak açılmış, yargılama aşamasında Aydın 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/1350 E.-2013/521 K. sayılı ve 14.05.2013 tarihli kararı ile murisin terekesine temsilci atanmış, ne var ki tereke temsilcisine tebligat yapılmadan sonuca gidilmiştir. Bir başka husus ise, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Davaların Birleştirilmesi başlıklı, 166/4. maddesinde,“Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır.” hükmü yer almaktadır. Hal böyle olunca, eldeki davanın yine taraflar arasında görülen ve kesin hüküm kabul edilen Aydın 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/100 E. sayılı dosyası ile birleştirilmesi, her iki davanın tereke temsilcisi huzuru ile görülerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir." gerekçesi ile karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tüm dosya kapsamından davacı ...'ın Almanya'da yaşadığı, ülkemizdeki emlak fiyatlarını bilmediği, yakını olan davalıların ikna etmesi nedeni ile düşük bir bedel alarak davadan feragat ettiği anlaşıldığından davacı ...'ın iradesinin sakatlandığına kanaat getirildiği, yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fahiş farklar, taraflar ile mirasbırakan arasındaki kişisel ilişkiler, yapılan keşif, dosyaya sunulan bilirkişi raporları, tanık anlatımı dikkate alındığında murisin söz konusu taşınmazı satması için herhangi bir nedeninin olmadığı, bütün ihtiyaçlarının karşılandığı, almakta olduğu aylığının bulunduğu, herhangi bir şekilde ölümünden önce yatalak yaşamadığı, herhangi bir taşınmaz satmaya ihtiyacının bulunmadığı, taşınmazın gerçek değeri ile satış değeri arasında fark bulunduğu, yine taşınmazın satış işleminin mirasçı ... 'ın eşi ...'a yapıldığı ve yakın akrabalık ilişkisinin varlığı hususları gözetildiğinde murisin dava konusu taşınmazı temlikteki gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu kanaatine varılarak esas dosya yönünden davanın kabulüne, birleşen Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/78 E. sayılı dosyasında ... yönünden davanın derdestlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece ... yönünden derdestlik nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığını, zira derdestlik durumu söz konusu olmadığı gibi, derdest denilen dosyanın bu dosya ile birleştirildiğini, her iki dosya hakkında karar verildiğini, Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde bozma kararına aykırı olacak şekilde çelişkili karar verildiğini, Mahkemece yapılması gereken işin ...'nin kendi adına feragatine değer verilip verilmeyeceği hususunda bir karar vermek olduğunu, dava konusu taşınmazın mirastan mal kaçırma amaçlı olarak davalıya devredildiğini, Mahkemece feragatin feshi iddiasının incelendiğini ve davacının iradesinin sakatlandığına karar verildiğini, yargılama aşamasında davalının kötüniyetli olduğu hususunun kanıtlandığını, davacılar lehine hükmedilen vekalet ücretinin de düşük olup hatalı şekilde hesaplandığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu taşınmazın alımı ile ilgili bir kötü niyetinin bulunmadığını, zaten daha öncesinde kadim hissesi bulunan ve belediye tarafından satılan sıyrık parsellerin de maliki olan müvekkilinin muris kayınbabası tarafından taşınmaz satılacak olunca söz konusu yerde kadim hissesinin de bulunmasu nedeniyle iyiniyetli bir şekilde taşınmazı satın aldığını, ilk başta davacıların bir itiraz olmadığını, ancak daha sonra dava açılınca müvekkilinin daha önce ödeme yaparak aldığı yeri yine davacılar davalarından feragat etsinler diye para vererek ikinci kez satın almak durumunda kaldığını, ancak taraflar arasındaki anlaşmazlığın büyüdüğünü, bu kere ...'ın ilk davasından feragat etmesine rağmen ikinci kere dava açma yoluna gittiğini, esasen açılan davaların muris muvazaası davaları olduğunu, ancak gerekçeli kararda ise irade sakatlığından bahsedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafından yapılan ilk feragatin ve düzenlenen ve dosya kapsamında yer alan belgenin müvekkilinin ve davacının, davacı vekilinin ofisine giderek düzenlenen bir belge olduğunu, gerekçeli kararda her ne kadar davacının Almanya'da yaşadığından bahsedilmiş ise de davacının esasen Türkiye'de yaşadığını, müvekkilinin iknası ile değil davacının davasından kendi vekili huzuru ile feragat ettiğini, taşınmazın değerinin bilirkişi raporunda doğru şekilde hesaplanmadığını, kararda sadece davacılar adlarına kayıt ve tesciline karar verilmesinin, hisse oranlarının belirtilmemesinin doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl ve birleştirilen davalar, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı,

Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706. maddesi,

Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. maddesi,

Tapu Kanunu'nun 26. maddesi.

3. Değerlendirme

1.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; mirasbırakan 1921 doğumlu .....’ın 30.05.2007 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı çocukları ..., ... ve ... ile dava dışı oğlu ...’in kaldıkları, davalı ...’in murisin çocuklarından ...’in eşi olduğu, çekişme konusu 2191 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 1842/2400 payı mirasbırakan adına kayıtlı iken 04.06.2004 tarihli satış işlemi ile davalıya temlik edildiği, aynı resmi senet ile dava konusu taşınmazdaki Aydın Belediyesi adına kayıtlı 281/2400 payın da davalıya satıldığı, davalının temellük ettiği payları 277/2400 kadim hissesi ile tevhit ederek taşınmazın tamamına malik hale geldiği, Aydın 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/692 E.-2007/930 K. sayılı kararı ile davacı ...’nin diğer davacı ...’e Türk Medeni Kanunu'nun 405. maddesi uyarınca vasi olarak atandığı, davacılardan ... hakkındaki davanın tefrik edildiği ve Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/946 E.- 2018/14 K. sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde davanın kabulü ile çekişme konusu 2191 ada 8 parsel sayılı taşınmazda muristen temlik edilen payın iptali ile payı oranında davacı ... adına tesciline karar verildiği, söz konusu kararın kanun yoluna başvurulmaksızın 05.11.2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.

2. Hemen belirtilmelidir ki; temyizen incelenen kararın bozma kararlarına uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararına uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, özellikle çekişme konusu taşınmazın davalıya temlikinin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu, mirasçılarından ... yönünden Aydın 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/946 E.- 2018/14 K. sayılı dosyasında verilen kararın eldeki temyize konu dosyada güçlü delil teşkil ettiği gözetilerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

3. Ancak mirasbırakanın, dava konusu 2191 ada 8 parsel sayılı taşınmazda 1842/2400 payını davalı gelini Müyesser'e temlik ettiği, davalının adına kayıtlı 281/2400 payını dava dışı Aydın Belediyesinden devraldığı, ayrıca dava konusu taşınmazda davalının 277/400 kadim hissesinin de bulunduğu gözetildiğinde, muristen temlik edilen 1842/2400 pay yönünden mirasbırakanın ve yargılama sırasında ölen davacı ...'in veraset ilamlarındaki payları oranında davacılar yönünden tapu iptali ve tescile karar verilmesi gerekirken (dava konusu olmayan payları da kapsar şekilde) taşınmazın tamamının tapusunun iptaline hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, davacılar .... ve...'in hem asıl hem birleştirilen davada aynı dava konusu taşınmaza yönelik dava açtıkları, asıl davada verilen kabul kararı

sonrasında birleştirilen davanın konusuz kalacağı göz önüne alındığında birleştirilen dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin birleştirilen davanın derdestlik nedeniyle reddine karar verilmesi de doğru değildir.

4. Ne var ki; anılan hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Taraf vekillerinin yerinde bulunmayan sair temyiz itirazlarının reddine,

2. Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının değinilen yönlerden kabulü ile; hükümde yer alan "DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE" ibaresinin ve hükmün 1 nolu bendinin hüküm yerinden çıkarılmasına ve yerine 1 nolu bent olarak; "Birleşen Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/78 Esas sayılı dosyasında karar verilmesine yer olmadığına",

Hükmün asıl davaya ilişkin 2 nolu bendinin hüküm yerinden çıkarılmasına ve yerine 2.bent olarak; "Asıl davanın kabulü ile; Aydın ili, .... mahallesi, 2191 ada 8 parsel sayılı taşınmazda muristen davalıya devredilen 1842/2400 payın mirasbırakanın Aydın 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 18.06.2007 tarihli ve 2007/595 E.- 2007/658 K. sayılı ve davacı ...'in Aydın 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 22.07.2019 tarihli ve 2019/1124 E.- 2019/1094 K. sayılı veraset ilamlarındaki davacıların payları oranında iptali ile davacılar adlarına tesciline, kalan payın davalı üzerinde bırakılmasına" cümlelerinin yazılmasına, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi gereğince hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

23.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.