Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5105 E. 2024/6682 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalıya ait parsele hatalı olarak dahil edildiği iddia edilen 18,31 m²'lik alanın tapu kaydının iptali ve davacı adına tesciline ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, 18,31 m²'lik alanın davacıya ait olduğuna ve kadastro sırasında hatalı olarak davalı parseline dahil edildiğine dair tanık beyanları ve bilirkişi raporuna dayanarak verdiği kısmi kabul kararının, hüküm ve gerekçe arasında çelişki bulunmaması ve usul/hukuka uygun olması gözetilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/277 E., 2023/433 K.

HÜKÜM : Kısmen Kabul

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali-tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece verilen davanın kabulüne dair karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozulmuştur.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının .... ilçesi, .... köyü, Melekli Mahallesi 130 ada 7 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davalının da taşınmazına bitişik 130 ada 6 parselin maliki olduğunu, kadastro çalışmaları sonucunda, davacıya ait 7 parsel sayılı taşınmaz içinde kalması gereken 200 m²'lik alanın davalıya ait 6 parsel sayılı taşınmaza ilave edilerek davalı adına tespit ve tescil edildiğini belirterek 200 m²'lik kısmın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; davalı ... ... adına rızai taksim sonucu tespit yapıldığını, rızaen yapılan taksimlerde ilgili taşınmazların yola olan yakınlığı, imara olan uygunluğu ve ürün yetiştirilip yetiştirilemediği hususu göz önüne alınarak taksim yapıldığını, davacının kendi rızasına dayanarak yapılan taksime ilişkin böyle bir dava açılmasına hakkı olmadığını savunarak davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 22.04.2016 tarihli 2013/363 Esas, 2016/370 Karar sayılı kararıyla; dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarından 18,31 m² miktarındaki kısmın kadastro tespiti esnasında hatalı olarak davalıya ait taşınmazlara eklenmek suretiyle tespit gördüğü gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalılar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 12.04.2021 tarihli ve 2021/1628 Esas, 2021/3556 Karar sayılı kararıyla; davaya konu edilen (A) harfi ile gösterilen 18,31 metrekarelik taşınmaz bölümünün çekişmeli 130 ada 6 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığının 08.12.2014 tarihli fen bilirkişi raporuyla belirlendiği, Mahkemece hüküm fıkrasının 1. bendinde, 08.12.2014 tarihli rapora ekli krokide belirtilen yüz ölçümler esas alınarak 38,63 metrekarelik kısmın tapu kaydının iptali ile davacı tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği halde, gerekçe kısmında aynı taşınmaza ilişkin olarak 18,31 metrekarelik bölüm yönünden davanın kabulüne karar verilmek suretiyle hüküm fıkrasıyla gerekçe arasında çelişki oluşturulduğu belirtilerek Mahkemece çelişkiyi kaldırmak suretiyle infazı kabil yeniden bir hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar

Mahkemenin yukarıda belirtilen tarih ve sayılı kararıyla; dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarından 130 ada 7 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişiler tarafından düzenlenen 08.12.2014 tarihli rapora ekli krokide (A) harfi ve kırmızı tema ile belirtilmiş olan 18,31 m² miktarındaki kısmının davacıya ait olduğu, ancak davalı tarafça kullanıldığı, kadastro tespiti esnasında hatalı olarak davalıya ait taşınmazlara eklenmek suretiyle tespit gördüğünün sabit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 130 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 08.12.2014 tarihli rapora ekli krokide belirtilen yüz ölçümleri esas alınarak hesaplanan 18,31 m² miktarındaki kısmının tapu kaydının iptali ile davacı ... adına kayıtlı olan 130 ada 7 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalılar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; rızaen yapılan taksimlerde ilgili taşınmazların gayrimenkullerin fiili durumlarına göre yola yakınlıklarına, arazinin üzerinde yetişecek mahsule veya diğer hususlara göre parsellerde m2 dengelemesi yapılarak taksim yapıldığını ve bu suretle tarafların rızaen daha az veya fazla m2 almakta olduğunu, davacının kendi rızasına dayanarak yapılan taksime ilişkin böyle bir dava açmasına hakkı olmadığını, taraflar arasına husumet girmiş olduğundan davacının kötü niyetli olarak davasını ikame ettiğini öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesi.

3. Değerlendirme

Kadastro sonucu, .... ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 130 ada 6 parsel sayılı 606,23 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın tarla vasfıyla eşit hisse ile davalılar ... ve ... adına 15.05.2007 tarihinde tespit ve kadastro tutanağının 13.09.2007 tarihinde kesinleşerek tescil edildiği anlaşılmıştır.

2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.