Logo

1. Hukuk Dairesi2023/527 E. 2023/2387 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Belediye tarafından davalıya devredilen ve üzerine cami yapılması şartıyla ... İşleri Başkanlığı'na devri öngörülen taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın tapu kaydındaki beyanlar hanesindeki ... İşleri Başkanlığı'na devredileceğine dair şerhin, tapuda ayni hak tesis etmediği ve davacının tapu iptal ve tescil talebini desteklemediği, ayrıca caminin kamu hizmetine tahsis edilmiş olması nedeniyle belediye adına tescilinde de yasal bir engel bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil ile ecrimisil istekli davada İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

Karar, davalı vekili tarafından duruşma istekli temyiz temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 25.04.2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... Avukat ... ile temyiz edilen davacı ... Başkanlığı vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, ... karara bırakıldı. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, davalının 22.09.1999 tarihinde ... Belediyesine başvurarak kendisine bir arsa temin edildiği takdirde cami yaptırıp Müftülük yahut ... İşleri Başkanlığına teslim edeceğini taahhüt ettiğini, aşamada davacının ... Belediyesine ait başka bir taşınmazın da davaya konu taşınmaza eklenmesini talep etmesi üzerine, Belediyeye ait bir taşınmazın söz konusu taşınmaza ihdas edildiğini, davalı tarafından taşınmaz üzerine cami yaptırıldığını ancak taahhüt ettiği gibi taşınmazı ... İşleri Başkanlığı adına tescil ettirmediğini, dava konusu taşınmazın dâhilinde bulunan caminin arkasına müştemilat olarak kullanılmak üzere ek yapılar inşa edildiğini ve davalının caminin müştemilat olarak kullanılması planlanan bu kısımlarını dükkân olarak kiraladığını, bu dükkânlardan kira getirisi elde ettiğini ve her türlü semerelerinden haksız olarak faydalandığını, cami olarak inşa edilmiş olan kamu hizmet malının mülkiyetinin davalı üzerinde olamayacağını ileri sürerek, dava konusu 1019 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline ve taşınmaz üzerinde bulunan dükkânların ... Belediye Başkanlığı adına tapuya tesciline, üzerindeki caminin Hazineye devredilmesine, davalının sözleşmeye aykırı olarak elde ettiği haksız kazançtan dolayı şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak 10.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili, zamanaşımı süresinin geçtiğini, davalının dava konusu taşınmazı 27.07.2000 tarihinde davacı Belediyeden satın aldığını, cami inşaatını 2002 yılında tamamladığını, inşaat bitince, ... İşleri Başkanlığına dönemin belediye başkanı ile birlikte gittiğini, dava konusu taşınmazı üzerindeki cami, kuran kursu ve vs. yapılar ile birlikte devretmek istediğini bildirdiğini, davalının şahsi menfaat gözetmeden, ihtiyacın bulunduğu yerden bir arsa talep ettiğini ve Belediyeden bu arsayı satın aldığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın cami, kuran kursu, lojman ve dükkan olarak kullanıldığı, davacının kamu tüzel kişisi olduğu, kamunun yararlanmasına mahsus caminin bulunduğu taşınmazın tüzel kişiliğe ait olmasında yasal bir engel bulunmadığı, 3402 sayılı Kanun'un 16/A maddesinde de değinilen nitelikteki taşınmazların aralarında Belediyenin de bulunduğu kamu tüzel kişileri adına tescilinin öngörüldüğü gerekçesi ile tapu iptal ve tescil isteğinin kabulüne, tazminat isteğinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalıya davacı tarafından 24.07.2000 tarih ve 25 numaralı Encümen kararı ile 1.000-TL bedelle 4 yıl içinde cami yapılması ve akabinde ... İşleri Başkanlığı'na devredilmesi kaydı ile devredilen taşınmazın 1019 ada 1 parsel sayılı 2655 m2 yüz ölçümlü taşınmaz olduğunu, ... İşleri Başkanlığına devir şartının bu taşınmazın satışı ile tapu kaydına şerh edildiğini, 17.05.2005 tarihli ve 20 no.lu Encümen kararı ile davalının satın aldığı taşınmazın herhangi bir şarta bağlı olmaksızın temlik edildiğini ve daha sonra yukarıda bahsi geçen taşınmaz ile tevhit edilerek dava konusu 1019 ada 4 parsel sayılı taşınmazın oluştuğunu, 27.07.2000 tarihli ve 1203 yevmiye numaralı şerhin eski 1019 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olduğunu, talep aşılarak taşınmazın tamamı üzerinden hüküm kurulduğunu, satış esnasında tapu kaydına konulmuş olan 27.07.2000 tarihli ve 1203 yevmiye numaralı şerhin taşınmazın tescilini veya taşınmaz üzerinden davacı lehine herhangi bir ayni hak tesisini sağlama imkanı vermeyeceğini, müştemilatın ve dükkanların ... İşlerine tahsis edilerek Hazine adına tescil edilmesi gerektiğini, davacının hukuken tazminat talep hakkı olmadığı/doğmadığı gerekçesi ile ret kararı verilmesi gerekirken, maddi tazminatı gerektirir zarar oluşmadığı gerekçesi ile ret kararı verilmesinin hatalı olduğunu, davalı aleyhine hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücretinin hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davalının istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tapu iptali ve tescil ile ecrimisil isteklerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. ... Medeni Kanunu'nun 997 ila 1027. maddeleri arasındaki hükümler, tapu siciline ilişkin bulunmaktadır. Bunlardan, 1008. madde tapu siciline kaydolunacak ayni hakları, 1900. madde sicile şerh verilebilecek kişisel hakları, 1010. ve 1011. maddeler ise temlik hakkının sınırlamaları ile geçici tescili düzenlemiştir.

... Medeni Kanunu'nun 1012. ve Tapu Sicil Tüzüğünün 60 ila 64. maddelerinde yedi bölüm olarak düzenlenen “beyanlar” gerek tescillerden, gerekse şerhlerden farklıdır. Kütüğün beyanlar hanesine işlenen kayıt, kural olarak ne bir ayni hak ihdas eder ne de şahsi bir hakkı güçlendirmeye yarar. Beyanların fonksiyonu, gayrimenkulle ilgili bazı fiili veya hukuki durumlara ya da zaten mevcut bulunan bazı haklara aleniyet sağlamaktan ibarettir.

“Beyanlar” başlıklı 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 1012. maddesi; “Bir taşınmazın eklentileri, malikin istemi üzerine kütükteki beyanlar sütununa yazılır. Bu kaydın terkini, kütükte hak sahibi görünen bütün ilgililerin rızasına bağlıdır. Taşınmaz mülkiyetine ilişkin kamu hukuku kısıtlamalarının beyanlar sütununa yazılması ve bu sütuna yazılabilecek diğer hususlar tüzükle belirlenir. Özel kanun hükümleri saklıdır” şeklindedir.

Yasanın sözü edilen bu hükmü uyarınca genellikle tapu kütüğüne yazılarak alenileştirilmesinde fayda umulan hukuki ilişki ve fiili durum şeklinde tarif edilen her beyanın tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilebilme olanağı yoktur. Başka bir anlatımla, tapu kütüğünün beyanlar hanesine “beyanda” bulunulabilmesi için ya ... Medeni Kanunu'nda bir hüküm olması veya özel kanunlarda bu konuda bir hükme yer verilmesi yahut Tapu Sicil Tüzüğü'nde bir düzenleme yapılmış olması gerekir.

Birbirinden farklı konularda beyanlar sütununa yapılan kayıtların bazıları, üçüncü kişilerin iyiniyetini bertaraf etmeye yararken, bazıları ilgilisi yararına karine yaratır, bazıları ise taşınmaza bağlı bir ayni hakkı ya da şahsi hakkı açıklarken bazı beyanlar da kamu hukukundan kaynaklanan kısıtlamaları açıklar. Bir diğer anlatımla, beyanın niteliğine göre beyana bağlanan sonuç değişmektedir. (YHGK’nın 08.05.2013 tarih, 2012/14-1607 Esas, 2013/623 Karar sayılı kararı)

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16. maddesinde “Kamunun ortak kullanılmasına veya bir kamu hizmetinin görülmesine ayrılan yerlerle Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan sahipsiz yerlerden: A) Kamu hizmetinde kullanılan, bütçelerinden ayrılan ödenek veya yardımlarla yapılan resmi bina ve tesisler, (Hükümet, belediye, karakol, okul binaları, köy odası, hastane veya diğer sağlık tesisleri, kütüphane, kitaplık, namazgah, cami genel mezarlık, çeşme, kuyular, yunak ile kapanmış olan yollar, meydanlar, pazar yerleri, parklar ve bahçeler ve boşluklar ve benzeri hizmet malları) kayıt, belge veya özel kanunlarına göre Hazine, kamu kurum ve kuruluşları, il, belediye köy veya mahalli idare birlikleri tüzel kişiliği adlarına tespit olunur.",

3. 5018 sayılı Kanun’un 45. maddesinin ikinci fıkrasında “...Genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinin edindiği taşınmazlar Hazine adına, diğer kamu idarelerine ait taşınmazlar ise tüzel kişilikleri adına tapu sicilinde tescil olunur.” düzenlemeleri yer almaktadır.

4. 633 sayılı ... İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un 4379 sayılı Kanun ile değişik 35. maddesinde cami ve mescitlerin ... İşleri Başkanlığının izni ile açılıp başkanlıkça yönetileceği, gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapıldığı halde izinli veya izinsiz olarak ibadete açılmış bulunan cami ve mescitlerin yönetiminin üç ay içerisinde ... İşleri Başkanlığına devredileceği hükmü getirilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Somut olaya gelince; davacı ... Belediyesinin 24.07.2000 tarihli ve 25-538 numaralı Encümen kararı ile eski 1019 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 4 yıl içinde inşaatı bitirilip yapılan müştemilat ile birlikte ... İşleri Başkanlığına devredilmesine, anılan şartın da tapu kaydına şerh edilmesine karar verildiği, 27.07.2000 tarihinde de eski 1019 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalıya satış suretiyle temlik edildiği, tapu kaydının beyanlar hanesine aynı tarihte “Encümen karar tarihinden itibaren 4 yıl için inşaat bitimine müteakip müştemilat ile birlikte ... işlerine tapusunun devri şartı vardır.” kaydının yazıldığı, 17.05.2005 tarihli ve 20 no.lu ... Belediyesi Encümen kararı ile ihdas (A) ile gösterilen kısmın arkdan ihdas edilerek Belediye adına tesciline, tescile müteakip 34 ada 257 parsel sayılı taşınmaz ile İhdas (A) parselin davalıya satışına, anılan parsellerin devirden sonra 1019 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ile tevhidine karar verildiği, satış işleminden sonra 34 ada 257 parsel sayılı taşınmaz ile İhdas (A) parselin 1019 ada 1 parsel ile tevhit edildiği ve oluşan 1019 ada 3 parsel sayılı taşınmazın da 1019 ada 4 ve 5 parseller olarak ifraz edildiği, davalının 1019 ada 5 parseli davacıya devrettiği, 1019 ada 4 parsel sayılı taşınmazın “karkas camii, karkas dükkan ve arsası” vasfı ile davalı adına kayıtlı olduğu, 1019 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydındaki beyanlar hanesindeki kaydın yeni 1019 ada 4 parsel sayılı taşınmazda da yer aldığı, keşif sonucunda düzenlenen fen raporunda taşınmaz üzerinde cami, Kuran kursu, lojman, kamelya ve üç adet dükkan bulunduğunun tespit edildiği, ... İşleri Başkanlığının 19.11.2021 tarihli yazısında caminin ... İşleri Başkanlığına tahsisine, 5018 sayılı Kanun’un 45. maddesi uyarınca taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesinin uygun olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.

2. Hemen belirtmek gerekir ki, 633 sayılı Kanun uyarınca camilerin yönetiminin ... İşleri Başkanlığına ait olduğu, ayrıca kamunun yararlanmasına mahsus kamu mallarından olan cami ve müştemilatlarının, kamu tüzel kişileri dışında özel ve tüzel kişilerin (vakıf,dernek vs.) mülkiyetine konu olamayacağı, bu yerlerin yönetim ve tasarrufunun özel ve tüzel kişilere bırakılamayacağı, din hizmetlerinin bir bütün olarak topluma sunulması amacıyla cami ile birlikte oluşturulan lojman, Kuran kursu ve bu yerlere ekonomik destek sağlayan aynı külliye içerisindeki ... yerlerinin de özel ve tüzel kişilerin edinme ve yönetme yasağı kapsamında olacağı kuşkusuzdur.

Diğer taraftan, 3402 sayılı Kanun’un 16/A maddesine göre de değinilen nitelikteki taşınmazların aralarında belediyenin de bulunduğu kamu tüzel kişileri adına tescilinde yasal bir engel bulunmamaktadır. Esasen bu husus Mahkemenin de kabulündedir.

3. Ne var ki, yukarıda da ifade edildiği üzere, kütüğün beyanlar hanesine işlenen kayıt, kural olarak ne bir ayni hak ihdas eder ne de şahsi bir hakkı güçlendirmeye yarar. Beyanların amacı, taşınmaz ile ilgili bazı fiili veya hukuki durumlara ya da zaten mevcut bulunan bazı haklara aleniyet sağlamak olup, dava konusu taşınmazın beyanlar hanesinde inşaatın bitiminden sonra taşınmazın ... İşleri Başkanlığına devredileceği yazılıdır. Nitekim, davacı Belediyenin 07.10.1999 tarihli Meclis kararı ile 24.07.2000 tarihli ve 25-538 numaralı Encümen kararında da aynı şarta açıkça yer verildiği; bir başka ifade ile cami yapımından sonra taşınmazın tekrar davacı Belediyeye döndürüleceğine dair bir karar verilmediği, bu hususun beyanlar hanesinde de belirtilmediği, 5018 sayılı Kanun’un 45. maddesi uyarınca Hazine tarafından açılmış bir dava da bulunmadığı gözetildiğinde, davacının eldeki davada tapu iptal ve tescil isteği yönünden dayandığı beyanlar hanesindeki kaydın taşınmazın tekrar davacı adına tescili için yeterli olmadığı sonucuna varılmaktadır.

Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle, temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalıya iadesine,

03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalı vekilleri için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacıdan alınmasına,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.