Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5405 E. 2024/6005 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasçılardan birinin, diğer mirasçılara vekaletname ile devrettiği miras paylarının, vekaletnameyi kullanan vekil ve annesi tarafından hileli olarak kendi üzerlerine geçirildiği iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı annenin davayı kabul etmesi ve diğer mirasçılara paylarının iade edilmiş olması, davalı vekilin vekaletnameyi kötüye kullandığına dair yeterli delil bulunmaması ve zamanaşımı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1644 E., 2023/1116 K.

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul/Kabul-Karar Kaldırılarak Dava Kısmen Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 7. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/170 E., 2022/9 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kabulü ile Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davalılardan ...'ın kendisinin annesi olduğunu, tarafların ortak murisi ...'ın 13.02.1996 tarihinde öldüğünü, davacının Almanya'da yaşadığını, babasının hastalığı için Türkiye'ye geldiğini, akabinde babasının öldüğünü, davalı ...'un Bursa Barosu avukatlarından olup, murisin vekilliğini yaptığını söylediğini, annesi ile ...'un veraset ilamı alınması, veraset intikal vergileri ile vergi dairelerinde ve belediyede takip edilecek iş ve işlemlerin olduğunu ve davacının miras paylarının tapudaki işlemleri için kendilerine vekaletname verilmesi gerektiğini söylediklerini, Almanya'da yaşayan mirasçılar olan tüm kardeşler ile birlikte ...'a vekaletname verdiklerini, avukat olan davalı ... ile annesi ...'nin hileli davranışta bulunacaklarını hiç düşünmediğini, 14.02.1996 tarihinde noterden davalı vekile miras paylarını satmak için yetki vermediğini, satış yetkisi verme düşünce ve iradesi olmadığı gibi miras paylarını satma ihtiyacı da olmadığını, ancak dava konusu olan ve muristen intikal eden 1440 ada 3 parsel (eski Fethiye Mah., 6589 ada 4 parsel sayılı 11/15 arsa paylı) sayılı taşınmazda bulunan 1, 2, 3, 4, 7, 8, 9, 10, 12, 13 ve 14 nolu bağımsız bölümlerin tamamının 19.04.1996 tarihinde toplam 412.500,00 TL sembolik satış bedeli gösterilmek suretiyle davalı ...'a devredildiğini, davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket etmek ve hileli şekilde aldıkları vekaleti kötüye kullanmak suretiyle kendisini zarara uğrattıklarını ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde taşınmazların rayiç değerlerinin tespitine ve miras payı oranında, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla şimdilik 60.000,00 TL tazminatın satış tarihinden itibaren işleyen ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ...; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, ancak davacının ...mirasçısı olarak miras payı oranındaki tapu iptali ve tescil davasını kabul ettiğini, murisleri ...'ın kanser nedeniyle ölümü ile çocukları ile oturup aile içinde anlaşıp karar alındığını ve çocuklarının Almanya'da yaşamaları, yaşlarının küçük oluşu, kendisinin de Bursa'da yaşaması nedeniyle muristen kalacak taşınmazların bakımı, gözetilmesi, idaresi, vergilerinin ödenmesi, kira işleri vs. işlerinin rahatça yapılabilmesi için anneleri olarak miras paylarının kendisi üzerine emaneten devri-satışı hususunda anlaşmaya varıldığını, kendilerinin de Almanya'ya dönecek oluşları nedeniyle notere gidildiğini, yasal mirasçı olması nedeniyle kendisi üzerine vekalet olamayacağını, ancak bir başkası adına vekalet verilirse satış işlemlerinin yapılabileceğinin bildirildiğini, o zaman eşinin vekili Av....'dan yardım istenildiğini, durumun anlatıldığını, bunun üzerine davacı ve diğer çocuklarının babalarından kendilerine kalacak miras paylarının intikal ve sadece kendisine satışı hususunda noterde 14.02.1996 tarihinde vekaletname verdiklerini, vekil ...'un da bu vekaletname ile davacı ve diğer çocuklarının bilgisi dahilinde davaya konu taşınmazların intikal ve kendisine devri-satışını gerçekleştirdiğini, bütün bunları çocuklarının başından beri bildiğini, bu intikal ve satış nedeniyle diğer davalı vekil ...'a herhangi bir satış bedeli ödemediğini, zira malların miras payları oranında çocuklarının olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı ...; vekil olarak kendisine husumet yöneltilen davada taleplerin zamanaşımına uğraması nedeniyle reddi gerektiğini, davacının bu satıştan Kasım 2016'da haberinin olduğuna ilişkin beyanın gerçeği yansıtmadığını, davacının babasından kalan taşınmazlardan yeni 1440 ada 3 parseldeki 11 daire ve 5199 ada 9 parseldeki 4 katlı evin 21/48 hissesi için sağ anneleri ...'a satışı hususunda dava dışı kardeşleri ile birlikte noterde hazırlanıp okunup imzalanmış şekilde vekaletname verildiğini, noterde verilen sınırlı yetkili vekaletnamenin tarihinin 14.02.1996 oluşu, tapuda yapılan intikal-temlik işlemlerinin 19.04.1996'da gerçekleşmiş olmasına göre dahi her halükarda da talebin zamanaşımına uğradığını, davacının yıllar öncesinden bildiği dava konusu işlemin yapılması için özel vekaletname vererek babasından kalan hissesini diğer davalı annesinin üzerine geçirttiği bu istemden haberdar olmamasının ve 2016 yılı Kasım ayında haberdar oldum şeklindeki beyanının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, yapılan temlikin davacının ve diğer dava dışı kardeşlerinin bilgisi, iradesi ve talimatı dahilinde gerçekleştiğini, kaldı ki kardeşleriyle davacının aynı vekaletnameyi verdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Bursa 7.Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.12.2017 tarihli ve 2017/137 Esas, 2017/576 Karar sayılı kararıyla; davalı ... yönünden yapılan değerlendirmede davalı ...'ın süresinde verdiği cevap dilekçesi ile davayı kabul ettiği, davacının miras payı oranında taşınmazlarda hak sahibi olduğunu beyan ettiği, kabulün HMK'nın 311/1. maddesi gereğince kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı karşısında başka bir araştırmaya gerek kalmaksızın dava konusu taşınmazlarda davacının 1/8 oranında hak sahibi olduğu kabul edilerek tüm taşınmazlarda davalı adına olan payın iptali ile 1/8 payın davacı adına tesciline karar vermek gerektiği; yargılama giderleri açısından değerlendirmede zamanaşımı sebebiyle davanın reddi halinde kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine nisbi vekalet ücreti ödenmesi gerektiği (Yargıtay 8. HD. 2017/1252 E. 2017/3295 K), davacı vekilinin ilk başta 60.000,00 TL tazminat talep ettiği dikkate alınarak bu miktar üzerinden hesaplanan 6.950,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ...'a verilmesine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar vermek gerektiği, davalı ...'ın cevap süresi içinde (ilk duruşmadan önce) davayı kabul ettiği ve ve davanın açılmasına kendi hal ve davranışları ile sebebiyet vermediği dikkate alınarak HMK'nın 312/2. maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar vermek gerektiği gerekçesiyle davalı ... yönünden davanın kabulüne ve dava konusu bağımsız bölümlerin davalı ... adına olan tapu kayıtlarının iptali ile tapunun 1/8 oranında davacı ... adına tesciline, davalı ... yönünden ise davanın zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilmiş, söz konusu kararın davacı vekili ve davalılardan ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 24.06.2020 tarihli ve 2018/1540 Esas 2020/606 Karar sayılı kararı ile; " ... davalı ... aleyhine açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddi kararı yerinde olmayıp davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerindedir. Davalı ...'un davadaki tapu iptali ve tescil talebine ilişkin kabulü söz konusu değildir. Mahkemece davalı vekile yöneltilen vekalet görevini kötüye kullandığı iddiasına ilişkin olarak her hangi bir inceleme ve araştırma yapılmamıştır. Bu itibarla davacının bu iddiasına yönelik olarak davacı ile bu davalının dayandıkları tüm deliller toplanıp bildirdikleri tanıklar da dinlenmek, toplanacak tüm deliller ile tanık beyanları birlikte değerlendirilmek suretiyle davalı vekilin vekalet görevini kötüye kullanılıp kullanmadığının, dolayısıyla bu davalının yargılama giderlerinden sorumluluğunun bulunup bulunmadığının tespiti gerekirken, mahkemece bu husus göz ardı edilerek davanın esası hakkında karar verilmiş olması doğru olmayıp, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerindedir.

.... davalı ... tarafından yargılama sırasında dava dışı mirasçılara yapılan temlikler nedeniyle dava konusu 1440 ada 3 parsel sayılı taşınmazda kain 3, 4, 7, 8, 9, 10, 12, 13, 14 nolu bağımsız bölümlerin 3/18 hissesinin davalı ... adına, 1/18'er hissesinin dava dışı mirasçılar ..., ...,...ve ... .... adına kayıtlı olduğu halde mahkemece 3, 4, 7, 8, 9, 10, 12, 13 ve 14 nolu bağımsız bölümlerin davalı ... adına olan tapu kayıtlarının iptali ile tapunun 1/8 oranında davacı ... adına, kalan kısmın ... adına tapuya kayıt ve tescili kararı ile birlikte "davacı ve davalı dışındaki maliklerin paylarının aynen korunmasına," dair kararı yerinde olmayıp, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerindedir.

.... Somut olayda, davalı ...'a dava dilekçesi 14.03.2017 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı süresinde ibraz ettiği 15.03.2017 tarihli cevap dilekçesi ile davayı kabul ettiğini beyan etmiştir. Bu itibarla davalı ilk duruşmadan önce yasal süresinde davayı kabul etmiş ise de davalı eldeki davadan önce davacının dava konusu ettiği bağımsız bölümlerdeki miras payını davacıya devretmediği gibi devri teklif ettiğini de iddia ve ispat etmediğinden davalının davanın açılmasına sebebiyet verdiğinin kabulü ile yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerekirken, mahkemece bu husus göz ardı edilerek ve gerekçesi açıklanmadan davalı ...'ın davanın açılmasına kendi hal ve davranışları ile sebebiyet vermediğinin kabulü ile yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmış olması doğru olmamış olup, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebi de yerindedir.

... Harçlar Kanunu 22. maddesine göre, davayı kabul muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır. Buna göre asıl talep olan tapu iptali ve tescil talebinin davalı ... tarafından kabulü nedeniyle bu talebin kabulüne karar verildiği ve kabulün ön inceleme duruşmasından önce gerçekleştiği hususu dikkate alınarak nispi karar ilam harcı olarak dava değeri 335.000,00 TL üzerinden hesaplanacak nispi harç tutarının 1/3'ünün hüküm altına alınmasına karar verilmesi gerekirken, dava değeri 335.000,00 TL üzerinden hesaplanan harcın tamamının hüküm altına alınmış olması da doğru olmayıp, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebi de yerindedir. Yine Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesi uyarınca kabul delillerin toplanmasına ilişkin ara kararından önce yapılırsa tarife ile belirlenen vekalet ücretinin yarısına; daha sonra yapılmışsa tamamına hükmedilir. Davalı ... tapu iptal ve tescil talebini ön inceleme duruşmasından önce kabul ettiğinden kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşılan davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca dava değeri üzerinden hesaplanacak nispi ücreti vekaletinin yarısına hükmedilmesi gerekirken, davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmemiş olması da doğru olmayıp, davacının bu yöne ilişkin istinaf sebebi de yerindedir.

Davalı ... vekili mahkeme kararı ile müvekkili lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden karara yasal süresinde istinaf başvurusunda bulunmuştur... Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi halinde davalı lehine tarife gereğince nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir(Yargıtay 13HD.'nin 19.12.2005 tarih 2005/12766 Esas 18861 Karar sayılı ilamı).

Somut olayda dava vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali tescil, olmadığı takdirde tazminat talebiyle ikame edilmiş olup, davacı tarafından dava aynı sebeple her iki davalıya birlikte yöneltilmiştir. Mahkemenin kabulüne göre de, davalı vekil ...'a yöneltilen davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karara verilerek, bu davalı lehine dava dilekçesinde gösterilen dava değeri olan 60.000,00 TL üzerinden hesaplanan 6.950,00 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmiş ise de, az yukarıda belirtildiği üzere dava konusu bağımsız bölümlerin davacı miras paylarının keşfen belirlenen değerleri üzerinden davacı tarafından peşin nispi harç ikmal edildiğinden dava değeri keşfen tespit ile peşin harcı ikmal edilen 335.000 TL olup, bu değer üzerinden davalı lehine tarife hükümleri uyarınca nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden davalı vekilinin vekalet ücretine ilişkin istinaf sebebi yerindedir." gerekçesi ile davacı vekili ve davalı ... vekilinin istinaf taleplerinin kabulü ile Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, kaldırma kararı uyarınca yapılan yargılama neticesinde; davalı ... yönünden vekalet görevini kötüye kullanmadığı gerekçesiyle davanın reddine, davalı ... yönünden davanın kısmen kabulü ile; dava konusu 1440 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki 1 ve 2 nolu bağımsız bölümlerin davalı ... adına olan tapu kayıtlarının iptali ile 1/8 pay oranında davacı adına, kalan kısmın davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, diğer dava konusu bağımsız bölümlerin yargılama sırasında davalı ... tarafından davacı ve diğer kardeşlere payları oranında iade edildiği gözetilerek bu bağımsız bölümler ile ilgili dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece İstinaf Mahkemesinin kaldırma kararında belirttiği hususların giderilmediğini, davacının avukat olan davalıya vekaleti kötüye kullanması sebebiyle başvurmuş olup bu hususun sabit olduğunu, Mahkemece davalı ... yönünden taleplerin zamanaşımına uğradığından zamanaşımı sebebiyle davanın reddine karar verildiğini, oysa İstinaf Mahkemesi kararı ile davalı ...'un yönünden davada zamanaşımı olmadığına karar verildiğini, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı hususunun Mahkeme tarafından kabul edilmemesinin hukuka, Anayasa'nın 36.maddesine, kanuna ve usule aykırı olduğunu, davalı ...'un sorumluluğunun davalı ... ile birlikte devam etmekte olduğunu, davalı ... hakkında da davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken eski gerekçeli karardaki değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesinin, reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan 31.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ...'a ödenmesine karar verilmesinin kanuna ve usule aykırı olduğunu, davalı ... yönünden eski kararda yapılan değerlendirmenin kararda yazılmış olmasının hatalı olduğunu, Mahkemece yeniden yargılama yapıldığı gerekçeli kararda belirtmiş ise de İstinaf Mahkemesinin kaldırma kararı gerekçeleri doğrultusunda yargılama yapılmadığını, kaldırma kararı gereğinin yerine getirilmediğini, bu husustaki Mahkeme gerekçesinin tamamına itiraz ettiklerini, davalı ... vekili 22.01.2021 tarihli dilekçesi ile davayı kabul ettiklerini, istinaf mahkemesi kararından her ne kadar harç, yargılama giderinin 1/3 oranında ve yargılama vekalet ücretinin 1/2 oranında davalı ...'a yükletilmesine karar verilmiş ise de davalının yargılama giderleri ile harç ve yargılama vekalet ücretinin tamamını ödemeyi kabul ettiğini, 24.11.2020 tarihli duruşmada davalı asil ...'ın beyanı ile davalı ... vekilinin beyanını göz önüne almadığını, Mahkeme kararının gerekçe kısmında "yargılama devam ederken tedbirli taşınmazlar 1 ve 2 nolu bağımsız bölümler dışındaki taşınmazlardaki hisselerini davalı ...'ın davacı ve diğer kardeşlerinin miras payları oranında iade ettiği," şeklindeki saptamanın hatalı olduğunu, taraflarınca tanık beyanlarının kabul edilmediğini ve itiraz edildiğini, Mahkemenin davalı tanıkları ile müvekkili arasında menfaat çatışması olduğuna ilişkin kanıtlarını ve iddialarını göz önüne almadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 05.06.2023 tarihli ve 2022/1644 Esas, 2023/1116 Karar sayılı kararıyla; davalı ...'ın cevap dilekçesi ile "Davacının ...mirasçısı olarak miras payı oranındaki tapu iptali ve tescil davasını kabul ediyorum." şeklinde beyanda bulunarak kayıtsız ve şartsız olarak davacının tapu iptali ve tescil talep sonucuna muvafakat ettiğinden Mahkemenin davalı ...'ın tapu iptali ve tescil talebini kabul ettiği yönündeki kabulü ile; dava konusu 1440 ada 3 parselde kain 3, 4, 7, 8, 9, 10, 12, 13 ve 14 nolu bağımsız bölümlere ilişkin dava konusuz kaldığından bu taşınmazlar hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair kararında bir isabetsizlik bulunmadığı, yine dava konusu bağımsız bölüm taşınmazlardaki davacı miras paylarını temlik alan davalı ...'ın vekil davalı ... ile el ve işbirliği içerisinde davacıyı zararlandırma kastı ile hareket ettikleri iddiası davacı tarafça ispat edilmediğinden Mahkemece davalı vekil ... hakkındaki davanın reddine karar verilmiş olmasında da bir isabetsizlik bulunmamakta olup davacı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf sebeplerinin yerinde görülmediği, davalı ...'ın 24.11.2020 tarihli duruşmada imzası ile tasdik ettiği beyanı ile "masrafları çekmeye de ben razıyım, benim bakımımdan davanın kabulüne,..." karar verilsin şeklindeki kabul beyanı dikkate alındığında, davalı vekil ...'un yargılama giderlerinden sorumluluğu bulunmamakta olup Mahkemece yargılama giderlerinin davalı ...'a yükletilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı, davacı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf sebeplerinin de yerinde olmadığı, yine davalı vekil ... aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiş olduğundan Mahkemece davada kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşılan bu davalı lehine avukatlık ücreti takdirinde bir isabetsizlik bulunmamakta olup davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebinin de yerinde görülmediği, davalı ...'a dava dilekçesi 14.03.2017 tarihinde tebliğ edilmiş olup davalının süresinde ibraz ettiği 15.03.2017 tarihli cevap dilekçesi ile davayı kabul ettiği, Harçlar Kanunu'nun 22. maddesine göre davayı kabul muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisinin alınacağı, buna göre asıl talep olan tapu iptali ve tescil talebinin davalı ... tarafından kabulü nedeniyle bu talebin dava konusu 1440 ada 3 parselde kain 1 ve 2 nolu bağımsız bölümler yönünden kabulüne karar verildiği ve kabulün ön inceleme duruşmasından önce gerçekleştiği hususu dikkate alınarak bu bağımsız bölüm taşınmazlarda tespit edilen davacı hisselerinin toplamı 63.375,00 TL üzerinden hesaplanan nispi karar harcının 1/3'ü olan 1.443,04 TL nispi karar ilam harcının peşin ve tamamlama harcı olarak yatırılan 5.720,96 TL'sinden mahsubu ile fazla alınan 4.277,92 TL'nin karar kesinleştiğinde ve isteği halinde davacıya iadesine karar verilmesi gerekirken, Mahkemece 1.523,74 TL alınması gereken harcın peşin alınan toplam 5.720,96 TL'den mahsubu ile fazla alınan 4.197,22 TL'nin karar kesinleştiğinde ve isteği halinde iadesine, 1.523,74 TL'nin davalı ...'dan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş olmasının doğru görülmediği, yine Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesi uyarınca kabul, delillerin toplanmasına ilişkin ara kararından önce yapılırsa tarife ile belirlenen vekalet ücretinin yarısına, daha sonra yapılmışsa tamamına hükmedileceği, davalı ... tapu iptal ve tescil talebini ön inceleme duruşmasından önce kabul ettiğinden kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşılan davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca dava değeri üzerinden hesaplanan 31.900,00 TL nispi ücreti vekaletinin yarısı olan 15.950,00 TL'ye hükmedilmesi gerekirken, Mahkemece davacı lehine 18.255,62 TL nispi vekalet ücreti takdir edilmiş olması doğru olmayıp, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebinin yerinde olduğu, dava konusu 1440 ada 3 parselde bulanan binada yer alan 1 ve 2 nolu bağımsız bölümlerin tapu kaydının davacının yasal miras payı oranında iptal edilerek yine davacı murisinin veraset ilamındaki 1/8 payı oranında adına tesciline karar verilmesi gerekirken; tapu kaydının tamamının iptal edilerek davalı adına da yeniden tescile neden olacak şekilde hüküm kurulmak suretiyle infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmiş olmasının da doğru olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvusunun kabulü ile Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmak suretiyle; davalı ... yönünden davanın reddine, diğer davalı ... yönünden davanın kısmen kabulü ile dava konusu 1 ve 2 nolu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile davacının payı oranında adına tesciline, diğer dava konusu bağımsız bölümler yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip davalı ... yönünden davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın doğru olmadığını, vekalet ücretine hükmedilmesinin de doğru olmadığını, dava konusu 1 ve 2 nolu bağımsız bölümleri yargılama sırasında davalının davacıya vermekten kaçındığını, dolayısıyla bu taşınmazlara yönelik olarak kurulan yargılama giderlerine ilişkin hükmün hukuka aykırı olduğunu, harcın hatalı hesaplandığını, vekalet ücretinin hatalı olarak azaltıldığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 504/1 ve 506. maddeleri,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 308. maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması HMK'nın 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1943 doğumlu mirasbırakan ....ın 13.02.1996 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak eşi davalı ... ve çocukları davacı ... ile dava dışı ...,...,...,...,ve ....'ı bıraktığı, Bursa 5. Noterliğinin 14.02.1996 tarih 07345 yevmiye sayılı "Düzenleme Şeklinde Vekaletnamesi" ile davacı ... ile dava dışı mirasçılar ..., ...,...,, ... ve ...'ın; mirasbırakanları ...'ın ölümü ile irsen ve teselsülen diğer vereseler meyanında kendilerine intikal eden ve intikali lazım gelen Türkiye Cumhuriyeti hudutları dahilinde bulunan bilumum...gayrimenkullerdeki miras hisselerinin tamamının adlarına intikal ve tescillerini yaptırmaya ...iştirak halindeki mülkiyeti müşterek mülkiyete çevirtmeye, ... bilimum gayrimenkullerdeki miras hak ve hisselerini gerek intikalden önce, gerek intikalden sonra ve gerekse intikal işlemleri sırasında bu...taşınmaz/taşınmazlardaki tüm hak ve hisselerinin tamamlarını ya da bir kısımlarını kendilerini temsilen davalı ...'a dilediği bedel ve şartlarla toptan veya hisse hisse ipotekli veya ipoteksiz olarak satma, satış bedellerini alma yetkisi ile davalı Av.... ile dava dışı Av...'ı kendilerini birlikte veya ayrı ayrı temsile yetkili olmak üzere vekil tayin ettikleri, söz konusu vekaletnameye istinaden davacı ... ile dava dışı ...,...,...,...,...,..., ve ... vekilleri davalı ... tarafından 19.04.1996 tarih ve 2182 yevmiye sayılı devir akit tablosu ile; Bursa İli, .... İlçesi, .... Köyü, 814 parselin tamamı, .... Mahallesi 6589 ada 4 parselde (yeni 1440 ada 3 parsel) inşaa edilen kargir apartmanın 11/15 arsa paylı 1, 2, 3, 4, 7, 8, 9, 10, 12, 13 ve 14 nolu bağımsız bölümlerin tamamı ...adına kayıtlı iken malikin vefatı ile mirasının eşi ... ve müşterek evlatları ...,...,...,...,...,, ve ...'a kaldığı, mirasçılar tarafından müşterek olarak verilen Bursa 5. Noterliğinden tanzimli 4.2.1996 tarih ve 07345 sayılı vekaletname ile müşterek vekilleri ...'un adı geçen mirasçılar adına ve ...'da bizzat intikale talip olup müşterek mülkiyet esası uyarınca intikalen tescilini müteakip 11/15 arsa paylı 1, 2, 3, 4, 7, 8, 9, 10,12, 13 ve 14 nolu bağımsız bölümlerin tamamını müvekkilleri adına ...'un ... 412.500,00 TL'ye ...'a sattığı ve satış bedelini nakden ve tamamen müvekkilleri adına aldığını beyan ettiği, davacının Bursa 5. Noterliğinin 10.11.2016 tarih ve 10561 yevmiye sayılı Düzenleme Şeklinde Azilnamesi ile davalı vekil ...'u gördüğü lüzum üzerine yine Bursa 5. Noterliğinin 4.2.1996 tarih ve 07345 sayılı vekaletname ile verilen tüm yetkilerden azlettiği anlaşılmaktadır.

Öte yandan; yargılamanın devamı sırasında davalı ... vekili 18.09.2017 tarihli beyan dilekçesi ile; dava konusu 1440 ada 3 parselde kain 3, 4, 7, 8, 9, 10, 12, 13 ve 14 nolu bağımsız bölümlerdeki davacı dışındaki kardeşler ...,...,...,...,...,...,'un 1/8 miras paylarının davalı müvekkili ... tarafından tapuda devrinin sağlandığı, tedbir konulan 1 ve 2 nolu bağımsız bölümlerdeki miras paylarının ise tedbir nedeniyle temlikinin sağlanamadığını, davacının veraset ilamı uyarınca miras payını aynı kardeşleri gibi kendisine tapuda temlikini her an ve hemen sağlamaya hazır olduklarını, bu nedenle 1 ve 2 nolu bağımsız bölümlerdeki tedbirlerin kaldırılarak bu bağımsız bölümler ile tedbir olmayan 3, 4, 7, 8, 9, 10, 12, 13 ve 14 nolu bağımsız bölümlerindeki davaya konu davacı miras payının tüm masrafları müvekkili tarafından karşılanarak tapuda temlikinin sağlanması açısından davacıya teklifte bulunmuş olup celp olunan tapu kayıtlarından dava konusu 1440 ada 3 parsel sayılı taşınmazda kain 1 ve 2 nolu bağımsız bölümlerin tamamının, 3, 4, 7, 8, 9, 10, 12, 13 ve 14 nolu bağımsız bölümlerin 3/18 hissesinin davalı ... adına, 3, 4, 7, 8, 9, 10, 12, 13 ve 14 nolu bağımsız bölümlerin 1/18'er hissesinin dava dışı mirasçılar ...,...,...,...,..., ve ... ...adına kayıtlı olduğu, davacı tarafından davalının teklifine icabet edilmediği, İstinaf Mahkemesince verilen 24.06.2020 tarihli kaldırma kararından sonra Mahkemece yapılan yargılama sırasında davalı ... tarafından 09.06.2021 tarihinde yargılama devam ederken kaydın ihtiyati tedbirli olan dava konusu 1440 ada 3 parselde kain 1 ve 2 nolu bağımsız bölümler dışındaki dava konusu 1440 ada 3 parselde kain 3, 4, 7, 8, 9, 10, 12, 13 ve 14 nolu bağımsız bölümlerdeki davacının 1/8'er miras payının davacıya tapuda devredildiği kayden sabittir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.