"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1228 E., 2023/1338 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/ Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/202 E., 2021/680 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davalı ... yönünden pasif husumet yokluğundan davanın usulden reddine, davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; dava konusu 1076 ada 12 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 4 nolu bağımsız bölümü 2012 yılında davalı ...'tan satın alındığını, Sedat'ın daha sonra daireyi geri almak istediğini, bunun üzerine taşınmazın Sedat'ın eşi olan diğer davalı ...'e devredildiğini, ancak bedelin ödenmediğini, davalıların tapuda, davacının hakaret ettiğini, tehdit ettiğini söyleyerek iftira attığını, bedelin 2019 yılının 6.ayında ödeneceğinin belirtildiğini ancak ödenmediğini, davalının alım gücünün bulunmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde taşınmazın değerinin ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar; dava dilekçesindeki iddiaların tutarsız ve çelişkili olduğunu, davalı ...'in diğer davalının eşi olmadığını, bedelin 2019 yılı Haziran ayında ödeneceğinin belirtildiğini ancak davanın bu tarihten önce açıldığını, taşınmazın davalı ... tarafından bedeli ödenerek alındığını, davacıya borcunun olmadığını, davanın yazılı delille kanıtlanması gerektiğini, tanık dinletmeye muvafakatlarının olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.11.2021 tarihli ve 2019/202 Esas, 2021/680 Karar sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında taşınmazın satış yoluyla devri işlemlerinin yapıldığı, davalı ... tarafından taşınmazın davacıya devredildiği, davacı tarafından da davalı ...'e satış yoluyla taşınmazın devredildiği, davacının satış bedelini aldığının resmi senette belirtildiği, satış bedelinin ödenmediği iddiasının ispat edilemediği gerekçeleriyle davalı ... yönünden tapu iptali ve tescil ile terditli olarak açılan alacak davasının reddine, taşınmazın davalı ... adına kayıtlı olmadığı anlaşıldığından ... yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; delillerinin kanuni dayanak olmadan reddedildiğini, kararın gerekçesiz olduğunu, kısa karar ile gerekçeli kararın uyumlu olmadığını, uyuşmazlığın esasının incelenmediğini, kararın uyuşmazlığı çözmediğini, usul ve yasaya aykırı olduğunu, tanığın mahkeme dışı ikrarına veya tamamlayıcı yemine dayanılarak karar verilemeyeceğini, usul kurallarının yanlış uygunlandığı itirazının incelenmediğini, yetersiz keşif ve bilirkişi raporu ile karar verildiğini, satış bedelinin ödenip ödenmediğinin araştırılmadığını, ödemeye ilişkin belge sunulmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 18.09.2023 tarihli ve 2022/1228 Esas, 2023/1338 Karar sayılı kararıyla; somut olayda, dava konusu taşınmazın davalı ... adına kayıtlı iken davacıya devredildiği, daha sonra davacının da davalı ...'e satış yoluyla devrettiği, davacının satış bedelinin ödenmediği iddiasına dayandığı, davanın kesin delille ispatlanması gerektiği, resmi senette bedelin ödendiğinin belirtildiği, davacının yemin deliline dayanmadığı, davanın usulüne uygun olarak kanıtlanmadığı, alınan bilirkişi raporu ve keşfin usulüne uygun olduğu, resmi senedin aksinin davacı tarafça kanıtlanması gerektiği , usulüne uygun olarak kanıtlanmadığı, Mahkemenin kısa kararı ile gerekçeli kararının örtüştüğü, böylece mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının adına kayıtlı dava konusu 4 nolu bağımsız bölümünü davalı ...'nın taşınmazın ücretinin 2019 yılının 6.ayında ödeneceğini sözlü olarak taahhüt etmesi ve taşınmazın davalı ...'e devrini istemesi üzerine aralarındaki samimiyete güvenerek temlik ettiğini, davalı tarafın taşınmazın bedelinin tapuda düşük gösterilerek satış yapıldığını dilekçelerinde belirttiklerini, taşınmazın değerinin 400-500 bin TL olması gerektiğini beyan ettiklerini, zaten bilirkişi raporunun da bu durumu teyit ettiğini, ayrıca davacı ile ...'nın arasında geçmişte var olan samimi dostluklarına da itiraz edilmediğini, müvekkili davacının her ne kadar tapuda bedeli aldığına dair söylemede bulunmuş ise de tapu memurunun bu soruyu prosedür olarak sorduğunu ve cevap olumlu değilse devri gerçekleştirmediğini müvekkilinin ... ile samimi dostluklarına güvenerek tapuda devri gerçekleştirdiğini, ancak dairenin ücretini herhangi bir şekilde alamadığını, iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçimine göre dayandıkları sebebin hile olduğunun saptanması gerektiğini, taşınmazın maddi karşılığını davalı tarafın hileli davranışlarıyla elde edemediğini, İstinaf Mahkemesinin dosya içeriğine vakıf olunmadığını düşündüklerini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36. maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi, Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması HMK'nın 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu 1076 ada 12 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 4 nolu bağımsız bölümün davalı ... adına kayıtlı iken 12.12.2012 tarihli satış işlemi ile davacı ...'e temlik edildiği, davacı tarafından ise 04.06.2018 tarihli satış işlemi ile diğer davalı ...'e devredildiği anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.