"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/278 E., 2022/124 K.
ASIL DAVADA DAVACI-
BİRLEŞTİRİLEN DAVALARDA
ASIL DAVADA DAVALI-
BİRLEŞTİRİLEN DAVALARDA
BİRLEŞTİRİLEN DAVALARDA
DAVA TARİHİ : 23.07.2015-22.10.2015
HÜKÜM : Asıl Dava Kabul - Birleştirilen Davalar Ret
vekili
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil ile ölünceye kadar bakma akdinin iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda asıl davanın kabulüne, birleştirilen davaların reddine karar verilmiş; karar asıl davada davalı-birleştirilen davalarda davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda 19.09.2023 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden asıl davada davalı-birleştirilen davalarda davacı ... vekili Avukat ... geldi, temyiz edilen diğer taraflar gelmedi. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulü ile önceki günlü geri çevirme kararı ile getirtilen evraklarla birlikte ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl davada davacı ...; mirasbırakan annesi Münhibe Koşar’ın...6. Noterliğinin 22.07.2013 tarihli, 11187 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile 270 parsel sayılı taşınmazdaki 15 nolu bağımsız bölümü, 48 parselde bulunan 3 nolu bağımsız bölümdeki payının tamamı ve 10 parsel sayılı taşınmazdaki payının tamamını gelini olan davalı ...’ye temlik ettiğini, bu taşınmazlardan 15 numaralı bağımsız bölümün davalı adına tescil edildiğini, mirasbırakanın amacının kendisine baktırmak değil mirasçılardan mal kaçırmak olduğunu ileri sürerek ölünceye kadar bakma akdinin iptaline, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile mirasbırakanın terekesine iadesine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Asıl davada davalı ...; davanın reddini savunmuş, birleştirilen davasında ise mirasbırakan kayınvalidesi Münhibe’nin 270 parsel sayılı taşınmazdaki 15 nolu bağımsız bölümü, 48 parselde bulunan 3 nolu bağımsız bölümdeki payının tamamı ve 10 parsel sayılı taşınmazdaki payının tamamını ölünceye kadar bakma akdi ile kendisine bıraktığını, bu nedenle bu taşınmazların kendi adına tescili gerektiğini, ancak mirasbırakanın mirasçılarının 48 parsel sayılı taşınmazdaki 3 nolu bağımsız bölüm ile, 10 parsel sayılı taşınmazdaki mirasbırakana ait olması gereken payların kendilerine intikalini sağladığını ileri sürerek 3 nolu bağımsız bölüm ve 10 parsel sayılı taşınmazdaki mirasbırakandan geçen payların iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
2. Birleştirilen davada; davalı ... davayı kabul ettiğini bildirmiş, davalı ... ise davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
... 11. Asliye Hukuk Mahkemesince, dava konusu 10 parsel sayılı taşınmaz yönünden dosya tefrik edilerek yetkisizlik kararı ile Dikili Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiş, Mahkemenin 18.07.2016 tarihli ve 2015/311 Esas, 2016/280 Karar sayılı kararıyla, asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı-birleştirilen davada davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 08.04.2021 tarihli ve 2016/17848 Esas, 2021/2131 Karar sayılı kararıyla; “...Somut olayda, asıl davada davacı tarafından, noterde düzenlenen ölünceye kadar bakma akdinin iptaline karar verilmesinin de istenilmesine rağmen Mahkemece sadece 15 numaralı bağımsız bölümdeki mirasbırakan payının davalıya tapuda yapılan ölünceye kadar bakma akdi ile temlik edilen kısmının iptaline ve payı oranında adına tesciline karar verilmesi, 3 numaralı bağımsız bölüm hakkındaki ölünceye kadar bakma akdinin iptali isteği açısından olumlu olumsuz bir hüküm kurulmaması ve 10 parsel sayılı taşınmaza ilişkin birleştirilen davadaki talebin tefrik edilmesine rağmen asıl davadaki 10 parsel sayılı taşınmaz yönünden bir hüküm kurulmaması da doğru değildir. Kaldı ki, HMK’nın 12/3 üncü maddesi gereğince birleştirilen davada 10 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tefrik kararı verilmesi de isabetsizdir. Öte yandan, ölünceye kadar bakma akdi ile muris muvazaası yapıldığı iddiasına dayalı davalarda mirasbırakanın iradesinin terekeden veya mirasçılardan mal kaçırmak olup olmadığının tespiti açısından devredilen taşınmazlar ile mirasbırakanın terekesinde kalan taşınmazların değerlerinin bilinmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Hâl böyle olunca, birleştirilen davada 10 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tefrik edilen dava da nazara alınarak mümkün ise taleplerin birlikte görülmesi, noterde düzenlenen ölünceye kadar bakma akdi ile davalıya verilmesi kararlaştırılan payların akit tarihindeki rayiç değeri (tapuda temlik edilen yönünden mükerrer hesaplama yapmadan) ve tapu da ölünceye kadar bakma akdi ile temlik edilen payın temlik tarihindeki rayiç değerlerinin toplamı ile bakım borcu karşılaştırılıp temlikin makul olup olmadığı hususu tüm delillerle birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Daire Bozma İlamından sonra, birleştirilen dosyada 10 parsel sayılı taşınmaz yönünden tefrik edilen dava, Dikili Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/250 Esas sayılı dosyası olarak eldeki dava ile yeniden birleştirilmiştir.
... 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.03.2022 tarihli ve 2021/278 Esas, 2022/124 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakanın tüm mal varlığını ölünceye kadar bakma akdi ile davalı gelini ...’ye devrettiği, davacı ...’ın da mirasbırakanın bakımı ile ilgilendiği, mirasbırakanın gerçek amacının kendisine baktırmak değil sahip olduğu tüm mal varlığının oğlu Metin’in ailesine bırakmak olduğu, gelini ... ile yaptığı ölünceye kadar bakma akdinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile mirasbırakan ... tarafından düzenlenen...6. Noterliğinin 22.07.2013 tarihli 11187 yevmiye nolu ölünceye kadar bakım sözleşmesinin iptaline, dava konusu 270 parsel sayılı taşınmazdaki 15 nolu bağımsız bölümün davalı ... adına kayıtlı payının davacının miras payı oranında iptali ile adına tesciline, birleştirilen ... 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/404 Esas sayılı ve Dikili 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/250 Esas sayılı davalarının reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı-birliştirilen davalarda davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asıl davada davalı-birleştirilen davalarda davacı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemece bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediğini, ölünceye kadar bakma akdi ile temlik edilen payların temlik tarihi olan 2013 tarihindeki rayiç değerlerinin toplamı ile bakım borcunun karşılaştırılmadığını, dolayısı ile temlikin makul olup olmadığı bakımından hiç bir araştırma yapılmadığını, 10 parsel sayılı taşınmaz yönünden hatalı bir tefrik kararı verildiğini, bozma ilamından sonra bu taşınmaza ilişkin olan dosyanın tekrar eldeki dava ile birleştirildiğini, birleştirilen bu dava için de ret kararı verildiğinden bu dosya yönünden ayrıca davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, birleştirilen Dikili 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/250 Esas sayılı dosyası yönünden ayrıca ret kararı verilmesinin usule aykırı olduğunu, mirasbırakan ile gelini ...’nin ilgilendiğini, bakım borcunu yerine getirdiğini, temlikin gerçek bakım karşılığı olduğunu, mirasbırakan ile gelini arasında düzenlenen bakım sözleşmesinin geçerlilik şartlarını haiz olduğunu, delillerin yanlış değerlendirildiğini, mirasbırakanın gelini ...’nin yanında ikamet ettiğini, mirasbırakanın dava konusu taşınmazlarda tam malik olmadığını, sadece paydaş olduğunu ve bu paylarını ölünceye kadar bakım akdi ile devrettiğini, taşınmazların temlik tarihlerindeki değerlerinin belirlenmediğini, sadece belediyeden emlak rayiç değerlerinin celbedildiğini, Dikili ilçesindeki taşınmaz için ise herhangi bir keşif yapılmadığını, taşınmazların rayiç değeri ile bakım borcunun karşılaştırılmadığını, belediyelerden gelen rayiç bedellerin taşınmazın tamamının değerini belirttiğini, oysa Mahkemece sadece mirasbırakanın payının dikkate alınması gerektiğini, temliklerin minnet duygusuyla yapıldığını, Şükran’ın hiç bir zaman mirasbırakanla ilgilenmediğini, mirasbırakanın davalı yanında yaklaşık 15 yıl kaldığını, zaman zaman yalnız yaşayan oğlu Hüseyin’in evine de gittiğini, tüm bu nedenlerle asıl davanın reddine, birleştirilen davaların ise kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile ölünceye kadar bakma akdinin iptali; birleştirilen davalar ise ölünceye kadar bakma akdi nedeniyle tapu iptali ve tescil isteklerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı.
2. 4721sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen kararının bozma kararına uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde, hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararına uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân olmadığı, Mahkemece asıl davanın kabulüne, birleştirilen davaların reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; asıl davada davalı-birleştirilen davalarda davacı ...’ın aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Asıl davada davalı-birleştirilen davalarda davacı ...’ın vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
..., birleştirilen ... 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/404 Esas sayılı dosyasında; mirasbırakan kayınvalidesi Münhibe’nin 3 ve 15 numaralı bağımsız bölümlerdeki payı ile 10 parsel sayılı taşınmazdaki payını ölünceye kadar bakma akdi ile kendisine bıraktığını, ancak mirasbırakanın mirasçılarının taşınmazlardaki mirasbırakan paylarının kendilerine intikali sağladığını ileri sürerek ölünceye kadar bakma akdi gereği tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, Mahkemece, 10 parsel sayılı taşınmazın ... ili, Dikili ilçesinde bulunduğu, davacı talebinin taşınmazın aynına ilişkin olduğu, kesin yetki kuralı gereğince mahkemede görülmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle 10 parsel sayılı taşınmaz için birleştirilen dava dosyasından ayrılıp başka bir esasa kaydedilerek yetkisizlik kararı ile Dikili Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Dairece, HMK’nın 12/3 üncü maddesi gereğince birleştirilen davada 10 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tefrik kararı verilmesinin isabetsiz olduğu, birleştirilen davada 10 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tefrik edilen dava da nazara alınarak mümkün ise taleplerin birlikte görülmesi ve işin esasına ilişkin eksik olan hususlarda araştırma yapılması gereğine değinilerek bozulması üzerine, Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılamada, tefrik edilen 10 parsel sayılı taşınmaza ilişkin Dikili Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/250 Esas sayılı dava dosyası tekrar eldeki asıl dava ve birleştirilen dava ile birleştirilmiş ve Mahkemece yapılan yargılama sonucunda asıl davanın kabulüne, birleştirilen ... 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/404 Esas sayılı ve Dikili 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/250 Esas sayılı davalarının reddine karar verilmiştir. Dava konusu 10 parsel sayılı taşınmaz yönünden verilen tefrik kararı en başından itibaren HMK’nın 12/3 üncü maddesine aykırı ve hatalı olduğundan, Mahkemece reddedilen birleştirilen Dikili Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/250 Esas sayılı dosyası yönünden de ayrıca davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmiş olması isabetsizdir.
4. Ne var ki, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HMK'nın geçici 3/2 inci maddesinin yollamasıyla, HUMK'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Asıl davada davalı-birleştirilen davalarda davacı ...'ın işin esasına yönelik yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine,
2. Asıl davada davalı-birleştirilen davalarda davacı ...’ın temyiz itirazlarının değinilen yönden kabulü ile Hükmün 3.bendinin (b) fıkrasının hükümden tamamen çıkarılmasına, sonraki fıkraların buna göre teselsül ettirilmesine, hükmün düzeltilen bu şekli ile 6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7 inci maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine,
03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren ve 19.09.2023 olan duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden asıl davada davacı-birleştirilen davalarda davalı ... vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen asıl davada davacı-birleştirilen davalarda davalı ...’dan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
28.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.