Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5661 E. 2024/5686 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın davacılar adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların miras yoluyla iddia ettikleri taşınmaz üzerindeki aktif dava ehliyetlerinin, terekedeki diğer mirasçıların varlığı da gözetilerek, intikal dayanağı (taksim, hibe, satın alma vb.) ile birlikte değerlendirilerek tespit edilmesi gerektiği, bu hususların eksik araştırılması nedeniyle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/88 E., 2023/21 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili istekli davadan dolayı bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda İskenderun 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası yazılı kararı ile davanın kabulüne hükmedilmiştir.

Karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; imar-ihyaya, miras yolu ile gelen hakka, paylaşmaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak Hatay ili, ... ilçesi, ... Mahallesi kadastro çalışma alanında bulunan, sınırlarını belirttikleri tescil harici taşınmazın ayrı ayrı adlarına tapuya tescili istemiyle dava açmışlardır.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili; çekişmeli taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu ve zilyetlikle kazanılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuş, dava konusu taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İskenderun 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin12.11.2015 tarih, 2014/749 Esas, 2015/622 Karar sayılı kararı ile; davacılar yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davacıların davasının reddine, Hazinenin karşı tescil isteğinin kabulü ile 12.03.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda (A), (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen taşınmazların davalı Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 15.09.2020 tarih, 2017/2318 Esas, 2020/3024 Karar sayılı kararıyla: "Mahkemece zilyetlikle kazanım koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda yapılan araştırmanın yetersiz olduğu belirtilerek doğru sonuca ulaşılabilmesi için davada yasal hasım olan Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığının davaya dahil edilmesi hususunda davacılara süre ve imkan tanınması, taraf teşkili tamamlandıktan sonra yöreyi kapsayan dava tarihinden geriye doğru tüm hava fotoğraflarının temin edilmesi, taşınmazın imar durumunun belirlenmesi ve yörede tescil harici nitelikte olup çekişmeli taşınmaza komşu sayılabilecek yerler hakkında tapuya tescil istemiyle dava açılıp açılmadığının araştırılması, ardından mahallinde yeniden yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, 3 jeodezi ve fotogrametri mühendisi, 3 jeoloji mühendisi ve 3 ziraat mühendisi bilirkişisinin katılımıyla keşif yapılması, bu suretle çekişmeli taşınmazın Zilli Çayı'nın aktif dere yatağında kalıp kalmadığı, niteliği itibariyle özel mülkiyete konu yerlerden olup olmadığı ve davacılar yararına imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla iktisap koşullarının oluşup oluşmadığının yerel bilirkişi, tanık beyanları ve bilirkişi raporları ile belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilerek karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen karar

İskenderun 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen temyiz incelemesine esas kararı ile; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, çekişmeli taşınmaz üzerinde davacılar yararına zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 17.12.2021 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen 2.534,11 metrekarelik kısmın davacı ..., (B) harfiyle gösterilen 2.421,99 metrekarelik kısmın davacı ...; (C) harfiyle gösterilen 2.065,68 metrekarelik kısmın davacı ..., (D) harfiyle gösterilen 1.659,85 metrekarelik kısmın davacı ... adlarına yeni parsel numaraları verilerek tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

E. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; çekişmeli taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu ve zilyetlikle kazanılamayacağını, taşınmazlar üzerinde imar ve ihyanın tamamlanmadığını, bozma kararından önce aldırılan jeolog raporuna göre taşınmaz üzerinde taşkın ihtimalinin sürdüğünü, ıslah edilmemiş dere yatağının taşkın riski nedeniyle taşınmazın zilyetlikle kazanımının mümkün olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

F. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacılar adına tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddeleri,

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddesi.

3. Değerlendirme

1.Hemen belirtilmelidir ki; Mahkemece yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli değildir. Bilindiği üzere; bir mirasçının, muristen intikal ettiği sabit olan taşınmaz hakkında üçüncü kişiye karşı adına tescil isteğiyle açtığı davada taşınmazın kendisine hukuki bir dayanak ile (taksim, hibe, satın alma vs.) müstakilen intikal ettiğini ispat etmesi halinde davanın dinlenme olanağı bulunmaktadır.

2. Somut olayda çekişmeli taşınmaz bölümlerinin davacılara murislerinden intikal ettiği duraksamasız ise de, dosya kapsamında yer alan belgelere göre murisin terekesinde davacılardan başka mirasçılar da bulunduğu kuşkusuzdur. Şu halde adına tescil isteğinde bulunan davacılardan davalarının dayanağı hakkında (taksim, hibe, satın alma vs.) izahat alınarak bu hususta kendilerine ispat hakkı tanınmalı, aktif dava ehliyeti resen belirlenmesi gereken hususlardan olduğundan gerekirse yeniden keşif yapılarak yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile davacıların iddialarının gerçekliği araştırılmalıdır. Ne var ki somut olayda, Mahkemece davacıların dava ehliyeti bulunup bulunmadığı çözüme kavuşturulmadan hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.

3.Doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle davacılara davalarının dayanağı olan hukuki sebebi (taksim, hibe, satın alma vs.) izah etmesi hususunda süre verilmeli, ardından yeniden yapılacak keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına göre mirasbırakandan gelen taşınmazın müstakilen davacılara geçip geçmediği davacıların iddiasının dayanağı kapsamında araştırılmalı, taşınmazların hukuki bir dayanakla davacılara intikal ettiği ispat olunamaz ise davacının terekeye dahil taşınmaz için tek başına üçüncü kişilere karşı dava açma sıfat ve ehliyeti bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmeli, davacıların aktif dava ehliyetinin varlığının sübuta ermesi halinde ise davacılar ve murisleri lehine belgesiz zilyetlik yoluyla adına tespit veya tescil edilen taşınmazların miktarı yönünden 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen sınırlamalar dikkate alınmalı, bundan sonra, tespit harici bölümler yönünden 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/4. maddesi uyarınca yapılması gereken yasal ilanlar da yapılmak suretiyle iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA,

Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

16.10.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.