"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
...
...
Taraflar arasındaki kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dilekçesinde özetle; ... parsel sayılı taşınmazı öncesinde davacının babasının çayır olarak kullandığını, 1984 yılından itibaren ise babasından devralan davacının kullandığını, 35 yıllık ceviz ve elma ağaçlarını ekip baktığını, geçimini bu ağaçlardan sağladığını, taşınmazı 40 yıl önce çitle çevirdiğini, ağaçları sulamak için 1 kilometreden su hattı çektiğini, emek harcayarak taşınmazı ihya ettiğini, aralıksız olarak malik sıfatıyla davasız şekilde zilyetliğini sürdürdüğünü, zamanaşımıyla taşınmazın mülkiyetine hak kazandığını, taşınmazın 2007 yılında ... Köy Tüzel Kişiliği adına tespit edildiğini, 08.04.2011 tarihinde dava konusu taşınmazla ilgili olarak hakkı olmayan yere tecavüz isnadıyla Köy Tüzel Kişiliğinin şikâyeti üzerine hakkında açılan kamu davası sonucunda beraat ettiğini, Kahramanmaraş Belediye Başkanlığı "Büyükşehir" statüsü kazanınca, köyün tüzel kişiliğini kaybetmesi sebebiyle taşınmaz mülkiyetinin ... Belediye Başkanlığına geçtiğini, 2019 yılında 106 ada 5 parsel sayılı taşınmazın ifraz edildiğini ancak tek bir taşınmaz mahiyetinde olduğunu, ifrazen oluşan 13 parsel sayılı taşınmazın da ... Belediye Başkanlığı tarafından ihale yoluyla davalıya 16.538 Türk lirası bedelle satıldığını, davalının iyiniyetli olmadığını ileri sürerek 13 parsel sayılı taşınmazın davalı adına tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçelerinde özetle; davacının tapu iptali ve tescil talebinin hangi hukuki nedene dayandığının belli olmadığını, ancak yine de tapulu taşınmazın olağanüstü zamanaşımı yoluyla edinilemeyeceğini, kadastro tutanaklarının kesinleşmesinden itibaren dava tarihine kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin de geçtiğini, öte yandan davacı mirasbırakan babasının zilyetliğine dayanıyorsa tüm mirasçıların zorunlu dava arkadaşı olduğunu, davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, tek başına kendi adına tescil isteyemeyeceğini, davalının iyiniyetli 3. kişi olduğunu, davacının işgalci olduğu taşınmazı bedelini ödeyerek belediyeden satın almadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 16.05.2023 tarihli ve 2022/258 Esas, 2023/121 Karar sayılı kararı ile; köy adına yapılan kadastro tespitinin kesinleştiği 17.04.2007 tarihinden itibaren dava tarihi olan 08.06.2022 itibariyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasındaki on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın tapusuz olduğunu, davasız aralıksız 20 yıldır mâlik sıfatıyla davacının zilyetliğinde bulunduğunu, keşifte dinlenen tanıkların beyanıyla davalarının ispat edildiğini, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kazanılmış hakkının söz konusu olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 28.09.2023 tarihli ve 2023/854 Esas, 2023/941 Karar sayılı kararı ile; 106 ada 5 parsel sayılı taşınmazın ifrazı sonucu oluşan dava konusu 106 ada 13 parsel sayılı taşınmazın köy tüzel kişiliği adına tespit edildiği kadastro tutanağının 17.04.2007 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasındaki on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 08.06.2022 tarihinde açıldığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesini tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri,
2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu... ili, ... ada 5 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sonucunda dava dışı ... Köy Tüzel Kişiliği adına arsa vasfıyla tespit edildiği, tespitin 17.04.2007 tarihinde kesinleştiği, 5 parsel sayılı taşınmazın 12.11.2012 tarihli ve 6360 sayılı On Dört İlde ... Belediyesi Ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile "Büyükşehir" statüsü kazanan... ilinin ... Belediye Başkanlığına 08.07.2014 tarihinde devrolunduğu, 13.01.2019 tarihinde 5 parsel sayılı taşınmazın 12, 14, 15, 16 ve dava konusu 13 parsel sayılı taşınmazlara ifraz edildiği, dava konusu 13 parsel sayılı taşınmazın 22.12.2021 tarihli satış işlemiyle davalıya devredildiği; kök taşınmazın kadastro tutanağının kesinleştiği 17.04.2007 tarihi ile davanın açıldığı 08.06.2022 tarihi arasında 3402 sayılı Kanun′un 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasında belirlenen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır. Hak düşürücü süre dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 157,75 TL temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
...