"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1829 E., 2023/2177 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Fatsa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/132 E., 2023/194 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalıların muris ...’ın mirasçılarından bir kısmı olduğunu, dava dışı dört evladı daha bulunan murisin 2018 yılında öldüğünü, murisin ölümünden yaklaşık iki yıl önce adına kayıtlı taşınmazların büyük kısmını davalılara satış yoluyla devrettiğini, Ordu ili, Fatsa ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 1116 parsel sayılı taşınmazını 18.08.2016 tarihinde davalı ...'a satış yoluyla temlik etiğini, taşınmazın 25.09.2017 tarihinde 1282 ada 2 parsel olarak ifraz edildiğini, 7/10 hissesinin 12.12.2016 tarihinde davalı ... tarafından 3. şahsa satış yoluyla devredildiğini, 3/10 hissesinin ise halen davalının uhdesinde olduğunu; aynı yer 410 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ise 19.08.2016 tarihinde muris tarafından davalı ...'ye satış yoluyla temlik edildiğini, taşınmazın 14.03.2018 tarihinde 410 ada 5 parsel olarak tevhit edildiğini ve bir kısım hissesinin 26.03.2018 tarihinde davalı tarafından 3. kişiye devredildiğini, 24392/101729 hissesinin ise halen davalı ... uhdesinde olduğunu; yine murisin aynı yerde bulunan 409 ada 9 parsel sayılı taşınmazını 21.08.2008 tarihinde davalı ...'a satış yoluyla temlik ettiğini, devredilen taşınmazın bir kısmının 3. kişiye devredildiğini, davalıların sözde satın aldıkları taşınmazların büyük bir kısmını mal kaçırmak amacıyla kötü niyetli oldukları düşünülen 3. kişilere devrettiklerini, müvekkilinin il dışında yaşaması nedeniyle taşınmazların devrinden yeni haberdar olduğunu, satış işlemlerinin baba ile oğulları arasında gerçekleştiğini, murisin esas amacının diğer mirasçılarından mal kaçırmak olduğunu, murisin devrettiği dava konusu taşınmazlar esasen çok değerli iken, satış bedeli olarak sembolik rakamlar gösterildiğini, kaldı ki murisin ölümünden sonra da herhangi bir banka hesabında satış bedeli olabilecek miktarda bir paranın da bulunamadığını, yapılan satış işlemlerinin açıkça muvazaalı olduğunu ileri sürerek davalılar adına kayıtlı olan dava konusu taşınmazların tapu kaydının iptali ile mirasçıların miras payları oranında tapuya tesciline, dava konusu taşınmazlardan 3. kişilere devredilen hisseler açısından taşınmazların 3. kişilere satış tarihindeki rayiç değerinin satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte miras payı oranında müvekkiline ödenmesine, bu talebin kabul görmemesi halinde taşınmazların satış bedelinin murisin terekesine iadesine, taşınmazların davalılara devir tarihinden taşınmazların 3. kişilere devir tarihine kadar dönem için davalıların elde ettiği kira bedellerinin murisin terekesine iadesine, işlemlerin muvazaalı olmadığı kanaatine varılması halinde tenkis hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Dava dilekçesi davalı ...'ye 20.03.2019 tarihinde, davalı ...'e 27.03.2019 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalılar süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
Davalılar vekili 22.09.2019 tarihli beyan dilekçesinde özetle; öncelikle husumet itirazında bulunduklarını, davaya konu taşınmazlarda müvekkilleri lehine gerçekleştirilen satış işlemlerinin gerçek bir satış işlemi olduğunu, bu nedenle muvazaadan söz edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkili ...'in 409 ada 9 parsel sayılı taşınmazı 1988 yılında satın aldığını, taşınmaz bedeline karşılık 1988 yılında 115 gram altın ödediğini, tescil işleminin yapıldığı yıl olan 2008 yılında ise kalan 20.000,00 TL'yi nakit para olarak ödeyerek satın aldığını, 410 ada 5 parsel sayılı taşınmazı müvekkili ...'in bedelini ödeyerek satın aldığını, müvekkili ...'ın 1116 parsel sayılı taşınmaz (şimdiki 1282 ada 2 parsel sayılı) üzerinde bulunan hisseyi satın aldığını, davacının da bunu bildiğini ve uzunca bir süre dava açmadığını, bu nedenle zamanaşımı itirazında bulunduklarını davacının tenkis talebinin usulüne uygun olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; murisin mamelikinde bulunan taşınmazlardan davalılara devrettiği taşınmazların mamelekinin neredeyse tamamı denilebilecek ölçüde büyük bir kısmını kapsadığı, murisin yapmış olduğu devirler ile mal varlığını bir anlamda tasfiye ettiği, davacı ...'ın ise intikal yapılmamış olan dava dışı taşınmaz haricinde herhangi bir miras payının kalmadığı, dosya kapsamından ve tanık beyanlarından murisin çalışarak gelir elde ettiği, sahip olduğu değerli taşınmazlarının neredeyse tümünü satmasına sebebiyet verecek ekonomik sıkıntısının bulunmadığı, taşınmazların satışından sonra edindiği bedel ile yeni bir mal varlığı edinmediği, davaya konu işlemler neticesinde davalı ...'ın yasal miras payından mahrum kaldığı, neticede taşınmazların kıymeti itibariyle murisin temliklerde dengeli bir işlem de yapılmadığı, murisin mirasçısından mal kaçırma saiki ile hareket ettiği, her ne kadar davalı taraf taşınmazların satın alındığını iddia etmiş ise de maddi sıkıntısı olmayan, kamyon şoförlüğü ve sonrasında ise emekli maaşı ile geçimini sağlayan ve dosya kapsamında bu yönde vakıa bulunmadığından sağlık sorunu yaşamadığı, bakım ihtiyacının olmadığı anlaşılan murisin adına kayıtlı neredeyse tüm varlığını para karşılığında iki mirasçısına satıp devretmiş olmasının hayatın olağan koşullarına aykırı olduğu, öte yandan dosya içine alınan Fatsa İcra Dairesinin 2015/3636 Esas sayılı icra dosyasında murisin borçlu olduğu, buna karşılık taşınmazlarına haciz konulduğu, dosya borcunun toplam 59.477,16 TL olduğu, murisin borcunu tanıkların örtüşen beyanlarına göre davacı haricindeki çocuklarının birlikte ödediği, ayrıca Garanti Bankası tarafından dosyaya gönderilen işlem dekontuna göre 12.07.2019 tarihinde davalı ... tarafından alıcı ... hesabına 130.000,00 TL tutarında "410-5 parsel ipotek bedeli" açıklaması ile para yatırıldığı, keşif mahallinde dinlenilen davalı ... ve taraflar ile kardeş olan ...'ın beyanına göre 410 ada 5 parsel için davalı ... tarafından müteahhit ile yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesine ilişkin anlaşmada çıkan sıkıntılar nedeniyle 410 ada 5 parsel sayılı taşınmaza haciz işlendiği ve bu haczin de 5 kardeşin bir araya gelerek 137.500,00 TL ödemek suretiyle kaldırıldığını ifade ettiği, bu beyanının dosya kapsamındaki ödeme dekontu ile uyumlu olduğu anlaşılmışsa da davalı ...'nin muris ...'dan temlik aldığı taşınmaz hakkında akdettiği sözleşme neticesinde ve murisin ölümünden sonra mamelekin aktif ve pasifi ile ilgisi bulunmayan borcu ödemesinin muris tarafından kendisine yapılan taşınmazın ivazlı yapıldığı anlamını doğurmayacağı, bu bağlamda 135.000.00 TL'lik ödemenin muvazaa iddiaları ile ilgisi bulunmadığı, icra dosyası ve vergi borçlarının ödendiğine ilişkin iddialar yönünden ise; değerlerinin oldukça yüksek olduğu bilirkişi raporlarıyla sabit olan taşınmazların 59.000,00 TL ya da tanık beyanları uyarınca 75.000,00 TL borcun ödenmesi mukabilinde tıpkı gerçek bir satış işlemi ile devredildiğinin kabulünün mümkün olmadığı, bu ödemelerin satış işlemine karşı ivaz olarak yapıldığının kabulü halinde dahi malın değeri ile ivaz arasında açık farkın muvazaayı ortaya koyan başka bir husus olduğu, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde murisin mal kaçırma saiki kapsamında davaya konu taşınmazları bedelsiz olarak gerçekte bağış işlemi, görünürde satış işlemi ile bir kısım mirasçılarına temlik ettiğinin sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile; 1282 ada 2 parselin 7/10 hissesinin ... İnşaat Ltd. Şti. adına (... Gayrimenkul Ltd. Şti. unvan değiştirdiğinden) kayıtlı olduğu, 3/10 hissesinin ... adına kayıtlı olduğu, kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile 56 adet bağımsız bölüm olacak şekilde bina inşa edildiği ve dava tarihinden sonra 08.08.2019 tarihinde kat irtifakı tesis edildiğinden davacının miras payı nispetindeki kısmın iptali ile davacı adına tesciline; davaya konu 410 ada 5 parsel sayılı taşınmaz yönünden temlik tarihinde taşınmazın 1.219,59 metrekare olduğu, davacının veraset ilamı uyarınca miras payının 1/6 olduğu nazara alınarak miras payı nispetinde 203,26 metrekarelik kısmının iptali ile davacı adına tesciline; 409 ada 9 parsel sayılı taşınmaz yönünden 09.03.2018 tarihinde kat mülkiyeti işlemi uygulandığı ve 4 adet bağımsız bölüme ayrıldığı, tapu kayıtlarının incelenmesinde bir adet bağımsız bölümün dava dışı ...'ya bir adet bağımsız bölümün ise dava dışı ...'a satıldığı, bu taşınmaz bakımından taşınmazda bulunan bağımsız bölümlerin temlik tarihi, murisin ölüm tarihi ve dava tarihi itibariyle değerlerinin tespiti için dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, değerlerinin tespitinden sonra dava konusu taşınmazın temlik tarihinde arsa niteliğinde olması nedeniyle bu niteliğinin değeri ile bağımsız bölüm niteliğindeki değerleri arasındaki farkın ayna tahvil edilmesi halinde davacının miras payına tekabül eden payın belirlenmesi için dosyanın miras hukukunda uzman bilirkişiye tevdi edildiği, 29.12.2012 havale tarihli bilirkişi raporu ile hesaplamada miras payına tekabül eden oranın 30.479,83/182.878,98 olduğunun tespit edildiği, bilirkişi raporlarına itibar edilerek 409 ada 9 parsel sayılı taşınmaz yönünden bu oranda tapunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları delillere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin dosyadaki delillerle çelişmeyen tespit ve değerlendirmesine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve re'sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki taleplerin ayrı ayrı harçlandırılmadığını, bu husus kamu düzeninden olup Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi gerekirken değerlendirilmediğini, bu talepler yönünden dava dilekçesinin talep kısmının açıklattırılması ve ayrı ayrı harçlandırılması gerektiğini, Mahkemenin birinci talep yönünden hüküm kurduğunu, Mahkemenin taleple bağlılık ilkesini ihlal ederek ikinci talep yönünden hüküm kurmadığını, Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesince belirlenen dava değeri ile alınan harçlar bakımından hiçbir araştırma yapılmadığını, Yerel Mahkemenin dava değeri ile alınan harçları neye göre belirlediğini gerekçeli kararında açıklamadığını, taşınmazların dava tarihindeki değerlerinin mi yoksa temlik tarihlerindeki değerlerinin mi esas alındığının belirtilmediğini, Yerel Mahkeme tarafından dava değerinin hatalı belirlendiğini ve alınan harçların hatalı hesaplandığını, taraflarınca yemin deliline başvurulmasına rağmen Bölge Adliye Mahkemesi ve Yerel Mahkeme tarafından bu delilin dikkate alınmadığını, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Yerel Mahkeme kararının hiçbir araştırma ve inceleme yapılmaksızın kabul edilerek istinaf başvurusunun reddedildiğini, dava konusu edilen 410 ada 5 parsel sayılı taşınmaz dava tarihinde ... üzerine tescilli iken dava açıldığını, davanın dava tarihindeki maliklerine karşı yöneltilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmaksızın yargılamaya devam edilmesi ve hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, taşınmazın dava sırasında el değiştirdiğini, müvekkili davalı ...'in davadan sonra yeni bir satış işlemi ile taşınmazı satın aldığını, dava tarihinden sonra yapılan satış işlemlerinin hiç araştırılmadığını, murisin satış işlemi ile iptal edilen satış işlemi arasında illiyet bağının olmadığını, taşınmazın malikleri davaya dahil edilmeden bu parsel yönünden iptal hükmü kurulamayacağını, dava konusunun paraya çevrilmesi gerekip gerekmediği değerlendirmesine gidilmeden hatalı şekilde iptal kararı verilmesinin kabul edilemeyeceğini, dava tarihinde müvekkili ... üzerine kayıtlı olmayan 410 ada 5 parsel yönünden muris muvazaası nedeni ile tapu iptali kararı verilebilmesinin usulen mümkün olmadığını, delillerin değerlendirilmesinde hataya düşüldüğünü, Mahkeme gerekçesinde süresinde cevap dilekçesi verilmemesi nedeniyle başka bir delile dayanılamayacağının açıklandığını, ancak süresinde cevap dilekçesi verilmemesinin inkar kapsamında delillere dayanma ve savunma hakkının kullanılmasını etkilemeyeceğini, kaldı ki sundukları tanık listesinin Mahkemece kabul edildiğini ve keşifte bir kısım tanıklarının dinlenildiğini, tanıkların bir kısım ifadelerinin hükme esas alındığını ancak bir kısım ifadelerin özellikle taşınmazların bedeline karşılık altın ve nakit olarak yapılan ödemelerin olduğu, murisin sağlığında borçları nedeni ile haciz tehdidi altında olduğu, borcu bulunduğu, haciz paralarını davalıların ödeyerek hacizleri kaldırdıklarına ilişkin beyanlarının hükme esas alınmadığını, murisin gerçek irade ve amacının açık bir şekilde ortaya çıkarılması ve muris muvazaasının kanıtlanması gerektiğini, dosya kapsamında muvazaanın ispat edilemediğini, Mahkemenin sadece davacının eşi ve damadı olan tanıkların gerçek dışı beyanlarını esas aldığını, bildirdikleri tanık ve delil listesi Mahkemece kabul edilmesine rağmen bir kısım tanıkların keşif mahallinde dinlendiğini ancak ... ve ölen tanıkları Mehmet Toy yerine Tolga İnanmaz'ın dinlenilmesi gerekirken Mahkemece hukuki bir sebep olmaksızın tanığın dinlenmediğini, dava konusu 1282 ada 2 parsel sayılı taşınmazın bedeline karşılık müvekkili tarafından bankaya para yatırma ve çekme dekontları sunulduğunu, Mahkemece bu dekontların hiçbir surette dikkate alınmadığını, 410 ada 5 parsel sayılı taşınmazın bedelinin murise ödendiğini, icra dosyalarına 15.08.2016 tarihinde yapılan ödeme ile diğer borçlarına karşılık yapılan ödemeler sunulan belgelerden anlaşıldığı halde değerlendirmeye alınmadığını, bununla birlikte bu taşınmazın dava tarihinde ... adına kayıtlı olduğunu, taşınmaz 19.08.2016 tarihinde muris tarafından ...'a devredilmiş ise de 20.06.2019 tarihinde yani dava tarihinden sonra bedelini ödemek suretiyle yeni bir satın alma işlemi ile ...'a devredildiğini, murisin satış işlemi ile ...'a yapılan satış işlemi arasında illiyet bağı olmadığını, bu nedenle Mahkemenin ...'ın temlik tarihinden önceki hissesi dikkate alınarak hesaplama yapması ve illiyet bağı olmadığı halde tapu iptali kararı verebilmesinin mümkün olmadığını, 409 ada 9 parsel sayılı taşınmazın bedelinin ödendiğini, ivazsız bir temlik olmadığının ortada olduğunu, bu taşınmaz üzerindeki yapının müvekkilleri tarafından inşa edildiği ve kullanıldığının davacının bilgisinde ve kabulünde olduğunu, yine bu taşınmaz yönünden ayna tahvil hesaplaması yaptırıldığını, bununla birlikte tapu iptali ve tesciline karar verilmesinin de hatalı olduğunu, mükerrer hak doğuracak şekilde hüküm tesisinin kabulünün mümkün olmadığını, bu taşınmaz yönünden ayna tahvil hesaplamalarını dikkate alarak bedele hükmedilmesi gerekirken bu hususun hiç değerlendirilmediğini, iptal kararı verilmiş olması karşısında neden ayna tahvil hesaplaması yaptırıldığının anlaşılamadığını, davacı dava dilekçesinde 24392/101729 payın iptalini talep etmiş olmasına rağmen Mahkemece talebi aşacak şekilde 121959/203458 hisse oranının iptaline karar verildiğini, taleple bağlılık ilkesinin açıkça ihlal edildiğini, murisin terekesinde mal varlığı olup davacının miras paylarından mahrum kaldığının da söylemeyeceğini, bilirkişi raporlarında yapılan oransal hesaplamaların hatalı yapıldığını, bu nedenle davacı lehine iptaline karar verilen arsa paylarının dahi kabul anlamına gelmemek kaydı ile veraset ilamındaki oranları aştığını, dava tarihinde arsa vasfında olan taşınmaz üzerinde sonradan imal edilen bağımsız bölümler yönünden değerleme yaptırılabilmesi ve bu yapılan değer üzerinden harçların tamamlattırılabilmesi ve neticede yine bu değer üzerinden vekalet ücreti takdir edilebilmesinin mümkün olmadığını, bu yönü ile vekalet ücreti ve fazladan yatırılan harçlar yönünden de itiraz ettiklerini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı nispetinde tapu iptali-tescil, bedel, olmadığı taktirde satış bedelinin ve kira gelirinin terekeye iadesi, olmazsa tenkis istemine ilişkindir.
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; muris ...'ın 16.10.2018 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak çocukları ... (davacı), ... (davalı), ... (davalı), ..., ... ile torunları ... ve ...'ın kaldığı; murisin kayden maliki olduğu Ordu ili, Fatsa ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 1116 parsel sayılı taşınmazını 18.08.2016 tarihli ve 8765 yevmiye numaralı resmi senet ile davalı ...'a satış yoluyla temlik ettiği, davalı ... ile müteahhit arasında 08.12.2016 tarihinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığı, yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca davalı ...'nin de taşınmazda 3/10 hisseyi kendisinde bırakarak taşınmazın 7/10 hissesini 12.12.2016 tarihli ve 12914 yevmiye numaralı resmi senet ile ... Gayrimenkul İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'ne satış yoluyla devrettiği, sonrasında 1116 parsel sayılı taşınmazın 25.09.2017 tarihli ve 8888 yevmiye numaralı ifraz işlemi ile 1282 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlara ayrıldığı, 1282 ada 1 parsel sayılı yol vasıflı ve 2.803,08 metrekare yüz ölçümlü yerin 13.10.2017 tarih ve 9854 yevmiye numaralı işlem ile kamulaştırılması neticesinde dava dışı Fatsa Belediyesi adına tescil edildiği, 1282 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ise 3.216,92 metrekare yüz ölçümü ve fındık bahçesi vasfı ile 3/10 hissesinin davalı ..., 7/10 hissesinin ise ... Gayrimenkul İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına kayıtlı olduğu, 28.12.2017 tarihli ve 13629 yevmiye numaralı işlem ... Gayrimenkul Limited Şirketi'nin isminin ... İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi olarak değiştirildiği, ayrıca 1282 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 25.07.2019 tarihli işlem ile vasfının arsa olarak değiştirildiği, sonrasında 20.08.2019 tarih ve 11394 yevmiye numaralı işlem ile 1282 ada 2 parsel sayılı taşınmazda tesis edilen kat irtifakı neticesinde 56 bağımsız bölüm oluştuğu, 10, 11, 12, 13, 20, 23, 28, 34, 35, 38, 40, 42, 43, 45, 48, 51 nolu bağımsız bölümler ile 15 nolu bağımsız bölümün 1/2 hissesinin davalı ...'a isabet ettiği;
410 ada 1 parsel sayılı taşınmaz tam hisse olarak muris ... adına kayıtlı iken, muris tarafından 19.08.2016 tarih ve 8805 yevmiye numaralı resmi senet ile davalı ...'a satış yoluyla temlik edildiği, dosya içerisinde bulunan Fatsa Tapu Müdürlüğünün 01.04.2019 tarihli yazısından 410 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 410 ada 2, 3 ve 4 parseller ile tevhit edilerek 410 ada 5 parseli oluşturduğu, tevhit işlemi sonucunda 410 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 121959/203458 hissesinin davalı ..., 31007/203458 hissesinin dava dışı ..., 25346/101729 hissesinin dava dışı ... adına kayıt edildiği, sonrasında 26.03.2018 tarih ve 3617 yevmiye numaralı resmi senet ile davalı ...'ın 48784/203458 hissesi üzerinde kalacak şekilde 73175/203458 hissesini, dava dışı ...'ın 9302/101729 hissesini, dava dışı ...'ın ise 30295/203458 hissesini ... Yapı Ticaret İnşaat Taahhüt Ltd. Şti.'ye satış yolu ile temlik ettikleri, onun da 21.12.2018 tarihli ve 15966 yevmiye numaralı resmi senet ile 61037/101729 hissesinin tamamını dava dışı ...'a sattığı, ...'ın da 23.01.2019 tarihli ve 928 yevmiye numaralı resmi senet ile 61037/101729 hissesinin tamamını dava dışı ... isimli şahsa sattığı, ...'in de 25.01.2019 tarihli ve 1043 yevmiye numaralı resmi senet ile 61037/101729 hissesinin tamamını dava dışı ... isimli şahsa sattığı, ...'in de 20.06.2019 tarih 8348 yevmiye numaralı resmi senet ile 61037/101729 hissesinin 19050/101729 hissesini dava dışı ...'a, 41987/101729 hissesini ise davalı ...'a 116.942,00 TL bedel ile sattığı, dosya içerisine getirtilen resmi akitlerden silsilenin buraya kadar takip edilebildiği, ancak 410 ada 5 parsel sayılı taşınmaza ait dosyaya getirtilen tapu kaydının incelenmesinde başkaca satış ve pay devirlerinin de gerçekleştiği, ayrıca Fatsa Tapu Müdürlüğü tarafından Mahkemeye gönderilen 24.10.2022 tarihli yazıda taşınmaz için kat irtifakı tesisi için başvuruda bulunulduğu, Mahkemenin muvafakati olup olmadığının sorulduğu, Mahkemece 26.10.2022 tarihli cevabi yazı ile mevcut tapu kaydında tarafların pay/paydasının korunması suretiyle kat irtifakı tesisinde bir sakınca olmadığının Fatsa Tapu Müdürlüğüne bildirildiği, UYAP TAKBİS sistemi üzerinden yapılan sorgulamada 410 ada 5 parselde 24.10.2022 tarih ve 31969 yevmiye numaralı işlem ile kat irtifakı tesisi yapıldığı ve bağımsız bölümler oluştuğu, (A) Blok 2, 4, 5, 6, 7, 8 nolu bağımsız bölümlerin davalı ... adına tescil edildiği ancak kat irtifakı tesisine dair evrakların dosya içerisinde bulunmadığı, yine 410 ada 1 parselin 2, 3, 4 parsellerle tevhidi sonucunda 410 ada 5 parselin oluştuğunun belirtildiği ancak tevhit işlemine ilişkin belgeler ile 2, 3, 4 parsellerin tapu kütük sayfalarının dosya içerisinde bulunmadığı;
409 ada 9 parsel sayılı taşınmaz tam hisse ile muris ... adına kayıtlı iken taşınmazın muris tarafından 21.08.2008 tarihli ve 4973 yevmiye numaralı resmi senet ile davalı ...'a satış yoluyla temlik edildiği, taşınmazda 08.03.2018 tarihli ve 2808 yevmiye numaralı işlem ile kat mülkiyeti kurulduğu ve 1, 2, 3 ve 4 nolu bağımsız bölümlerin oluştuğu, 1 nolu bağımsız bölümün davalı ... tarafından 09.03.2018 tarihli ve 2886 yevmiye numaralı resmi senet ile dava dışı ...'ya satış yoluyla devredildiği, 2 nolu bağımsız bölümün davalı ... tarafından 11.07.2018 tarihli ve 814 yevmiye numaralı senet ile dava dışı ...'a satış yoluyla temlik edildiği, 3 ve 4 nolu bağımsız bölümlerin ise davalı ... adına kayıtlı olduğu,
anlaşılmıştır.
2. Hemen belirtilmelidir ki, temliklerin mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığı gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Bu nedenle davalılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Ne var ki; Mahkemece, çekişmeli 1116 parsel (yeni 1232 ada 2 parsel) sayılı taşınmaz üzerinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca kat irtifakı tesis edilerek oluşan ve davalı ...'ye düşen bağımsız bölümler üzerinden davacının veraset ilamındaki miras payı oranında iptal ve tescile, kalan payların ise davalı ... üzerinde bırakılmasına karar verilmesi ve bağımsız bölüm numaralarının belirtilmesi gerekirken, bağımsız bölüm numaraları belirtilmeden 1282 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına kayıtlı tapu kaydının davacı ...’ın 2/12 miras hissesi nispetinde iptali ile davacı adına 2/12 nispetinde kayıt ve tesciline karar verilmesi isabetli olmamıştır.
4. Diğer taraftan; dava konusu 410 ada 5 parsel sayılı taşınmazın geldi parsellerinden olan 410 ada 1 parsel sayılı taşınmazın muris tarafından temlik edildiği, anılan taşınmazın dava dışı 410 ada 2, 3 ve 4 parsellerle tevhit işlemi neticesinde dava konusu 410 ada 5 parsel sayılı taşınmazın oluştuğu, UYAP TAKBİS üzerinden yapılan sorgulamada 410 ada 5 parselde 24.10.2022 tarih ve 31969 yevmiye numaralı işlem ile kat irtifakı tesisi yapıldığı ve bağımsız bölümler oluştuğu, (A) Blok 2, 4, 5, 6, 7, 8 nolu bağımsız bölümlerin davalı ... adına kayıtlı olduğu anlaşılmakla tevhit işlemine ve kat irtifakı tesisine dair belgeler ile taşınmazın ilk tesisinden itibaren tedavüllü tapu kayıtları ve satış akit tabloları getirtilerek Mahkemece alanında uzman üç kişilik bir bilirkişi heyetinden rapor almak suretiyle muristen davalıya devredilen payın ne kadarının, yapılan tevhit ve kat irtifakı işlemleri sonucunda oluşan davalı ...'ye ait bağımsız bölümlere yansıdığının tespit edilmesi ve belirlenecek bu pay üzerinden davalı ...'ye ait bağımsız bölümlerin tapusunun davacının miras payı oranında iptali ve tesciline karar verilmesi gerekirken infazda tereddüt oluşturacak biçimde ve HMK’nın 297/2 hükmüne aykırı olacak şekilde bağımsız bölümler belirtilmeden ve metrekare üzerinden iptal-tescile karar verilmiş olması doğru değildir.
5. Öte yandan; 409 ada 9 parsel sayılı taşınmazda kat irtifakı tesis edilerek oluşan müstakil bağımsız bölümler üzerinden usuli kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken infazı mümkün olmayacak şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
Hâl böyle olunca, yukarıda değinilen hususlar gözetilerek yargılama yapılması ve sonucuna göre yeni bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönlerden kabulüyle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun′un 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına;
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.03.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.