"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1978 E., 2023/713 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/ Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Dereli Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/106 E., 2022/73 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; Giresun ili, .... ilçesi .... köyü, .... mevkinde tapuya kayıtlı 101 ada 674 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yer alan evde 50-55 yıldır aralıksız ikamet ettiğini, bu evin yaklaşık 60 yıl önce kayınpederi ... .... öncülüğünde el birliği ile yaptırıldığını, sonrasında kayınpederi tarafından oğulları ... ve ...'a ortak bir şekilde kullanmak üzere taksim edildiğini, ...'ın eşi olduğunu, ...'ın ise davalıların murisi olduğunu, dava konusu evin yapımında kendisinin ve eşinin maddi ve fiziki olarak büyük emek verdiğini, ev her ne kadar 1/2 olarak ortak yapılmış ise de davalıların murisinin bu ev için hiçbir maddi katkısının olmadığını, kayınpederi ... ....’ın bu evi iki oğluna ortak kullanılacak şekilde taksim ettiğini ve kendisinin de o zamandan beri ölen eşine kalan kısmını 50-55 yıldır kullandığını, davalıların ise yaklaşık kırk yıl önce köydeki arazilerini ve bu evi bırakarak İstanbul'a yerleştiğini, kırk yıldır dava konusu ev üzerinde hiçbir tassarufları olmadığını, bu evin bakımı, onarımı ve tüm tadilat işlerinin kendisince yapıldığını, dava konusu evin kendi hakkı yok sayılarak davalılardan ... tarafından kadastro çalışmaları sırasında kendisi ile diğer davalı kardeşleri adına 101 ada 674 parsel içinde tespit edildiğini, bu işlemin hukuka aykırı olduğunu, dava konusu evin 1/2 payının 60 yıldır kendi tasarrufunda olduğunu, açıklanan nedenlerle davalılar adına kayıtlı 101 ada 674 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ahşap iki katlı evin bu parsel üzerinden iptali ile zeminde ayrı bir parsel numarası verilerek ½ olarak kendisi ve davalılar adına tapuya tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... ayrı ayrı sundukları benzer beyanlı cevap dilekçelerinde özetle; davacının iddia ve taleplerinin gerçeği yansıtmadığını, davada harcın eksik yatırıldığını, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, ayrıca hak düşürücü sürelerin de geçmiş olduğunu, tapulama öncesi ve sonrasında taşınmazda hak sahibi olduklarını, davacının herhangi bir hakkının bulunmadığını, resmi kayıtlarda bu durumun ... olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı ... vekili 30.05.2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının iddia ve taleplerinin gerçeği yansıtmadığını, davacının ve davalıların taraf sıfatına ve davacının hukuki yararına itiraz ettiklerini, davada harcın eksik yatırıldığını, davacının taleplerini zamanaşımına uğradığını ve hak düşürücü sürenin geçtiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...'ın aşamada öldüğü, mirasçıları ... ve ...'ın dahili davalı olarak davada yer aldığı; davalı ...'ın 27.05.2021 tarihinde öldüğü mirasçıları ..., ..., ... ve ...'ın dahili davalı olarak davada taraf olarak yer aldığı anlaşılmıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayda davacı tarafça iddiasını ispata yarar hiçbir delile dayanılmadığı, dilekçeler aşamasında herhangi bir delil bildirmeyen davacıya delillerini bildirmesi için yeni süre verilmesinin imkanı olmadığı, cevaba cevap dilekçesinde tanık olarak dinlenilmesini talep ettiği kişilerin ve re'sen dinlenen mahalli bilirkişilerin, davacının iddiasını ispatlar derecede somut beyanlarda bulunmadığı, dava konusu evin bulunduğu zeminin tapu kaydının iptali ile ayrı ada parsel numarası verilerek tapuya kayıt ve tescil müessesinin hukuk sisteminde yer almadığı, dolayısıyla açılan davanın davacı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince davanın reddine dair verilen kararın usul ve yasalara aykırı olduğunu, öncesinde dosya içerisinde yar alan yazılı ve sözlü beyanlarını tekrar ettiğini, dava konusu evin yaklaşık 60 yıl önce kayın pederinin öncülüğünde el birliği ile yaptırıldığını ve kök muris ...'in 1/2 olacak şekilde murisi olan eşi ... ile davalıların murisi yani eşinin kardeşi ...'a taksim ettiğini, dava konusu taşınmazda bulunan evde yaklaşık 50-55 yıldır aralıksız ikamet ettiğini, ancak kadastro çalışmalarında dava konusu evin davalılar adına tespit gördüğünü, yaklaşık 50-55 yıldır aralıksız ikamet ettiği bu evde herhangi bir hakkı ve hissesi olmadan yaşayabilmesinin mümkün olmadığını, aksi bir düşüncenin hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, mahallinde yapılan keşifte bu hususun açıklığa kavuşturulmadığını, mahalli bilirkişi ve tanıklara bu yönde bir soru sorulmadığını, davalıların ise 1978 yılından beri İstanbul ilinde aralıksız ikamet ettiklerini, yaklaşık 60 yıl önce inşa edilen binanın yapıldığı dönemdeki teknoloji de göz önüne alındığında herhangi bir bakım ve onarım yapılmadan, bölge şartları da göz önüne alındığında ayakta kalabilmesinin mümkün olmadığını, geçen süre içerisindeki dava konusu evin tüm bakım ve onarımlarının murisi olan eşi ile kendisi tarafından yapıldığını, fakat yapılan keşifte tüm bu hususların aydınlığa kavuşturulmadığını, ayrıca tüm tanıklarına da davetiye çıkartılmadığını, dava konusu evin elektrik aboneliğinin eşi adına kayıtlı iken bu aboneliği kendi üzerine almak istediğinde, davalıların evi kendi adlarına tespit ettirdiğini öğrendiğini, dava konusu evin elektrik aboneliği dahi eşi adına kayıtlı olup Mahkemece bu hususta da bir araştırma yapılmadığını, delillerinin eksik toplandığını, davalılar tarafından dosyaya sunulan ve senet olduğu iddia edilen belgenin herhangi bir geçerliliğinin bulunmadığını, senedin hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, bu senedin sahte olduğunu, gerekçeli kararın yüzeysel olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde ve değerlendirilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamasına, kamu düzenine aykırı bir durumun tespit edilememiş olmasına, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplere, keşifte alınan tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarına, davacının dava dilekçesinde tanık dahil hiçbir delil bildirmemiş ve davasını usulünce ispat edememiş olmasına ve tüm dosya kapsamına göre Yerel Mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.(1) maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacı temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesinin, İlk Derece Mahkemesi kararını aynen kendi kararına uyarlayarak eksik inceleme sonucu istinaf talebini esastan reddettiğini, dava konusu evin 1/2'sinin eşi olan muris ...'dan kendisine kaldığını, dava konusu evde yapıldığı tarih olan 1969 yılından dava tarihine kadar nizasız ve fasılasız olarak kendisinin ikamet ettiğini, dava konusu evde eşi .... ile müşterek çocuklarının da hakkı olduğunu, çocuklarının da davaya müdahil olup olmadıklarının sorulması gerektiğini, dava konusu evin bulunduğu parsel ile komşu parsellerin eski tapu kayıtları dosyaya alınarak kimler tarafından kullanıldığı ve dava konusu evi kapsayıp kapsamadığının sorulması gerektiğini, mahalli bilirkişilerin dava konusu ev ile ilgili somut bir bilgiye sahip olmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 15. maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Kadastro sonucu; Giresun ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mevki çalışma alanında bulunan 101 ada 674 parsel sayılı dava konusu taşınmaz 4.155,67 metrekare yüz ölçümü ve "ahşap iki katlı ev ve fındık bahçesi" vasfı ile senetsizden (.... mirasçıları) .....,...., ..., ..., ... ve ...adına tespit ve tescil edilmiştir. Tespit maliklerinden .....'ın 17.03.2017 tarihinde öldüğü, mirasçılarının davada taraf olarak yer aldığı, diğer malik ...'ın 27.05.2020 tarihinde öldüğü mirasçıları ... ve ...'ın dahili davalı olarak davada yer aldığı, ...'ın TMK'nın 405. maddesi gereği kısıtlandığı ve vasi olarak kardeşi ...'ın atandığı, maliklerden ...'ın 27.05.2021 tarihinde öldüğü mirasçıları ..., ... ... ve ...'ın dahili davalı olarak davada taraf olarak yer aldığı anlaşılmıştır.
2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacının temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.