"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/580 E., 2021/1754 K.
ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN
DAVADA DAVACILAR : ..., ... vekili ..., ...
ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN
DAVADA DAHİLİ DAVACILAR : ... mirasçıları ...,...,...
ASIL DAVADA DAVALILAR : ..., ..., ..., ...
BİRLEŞTİRİLEN DAVADA
DAVALILAR : ..., ..., ..., ...
ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN
DAVADA DAHİLİ DAVALILAR : ..., ..., ..., ..., ...
DAVA TARİHİ : ...
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul Kısmen Ret / İstinaf İsteminin Esastan Reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Elmalı Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2001/272 E., 2020/292 K.
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde mirasta iade ve tenkis istekli asıl ve birleştirilen davada İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı ... ve ... mirasçıları dahili davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Asıl davada davacılar ..., ... ve ... vekili, davacıların mirasbırakanı ...'nın maliki olduğu 21, 216, 82, 1456, 1561 parsel sayılı taşınmazlarını oğulları olan davalılar ... ve... ile torunları olan davalılar ... ve ...’a kız çocuklarından mal kaçırmak amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olarak temlik ettiğini ileri sürerek tereke tespitinin yapılmasını, satış ve hibe işlemlerinin iptalini, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini talep etmiş; 16.04.2003 tarihli ıslah dilekçesinde taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacıların miras payları oranında tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini talep etmiş; 20.05.2004 tarihli ikinci ıslah dilekçesi ile 2090, 2104 sayılı parsellerin davalılar ... ve ...’ya kadastro çalışmaları sırasında mirasbırakan tarafından devredildiğini, yine 2398 ve 1547 sayılı parsellerin de kadastro sırasında mirasbırakan tarafından hibe edildiğini belirterek bu taşınmazların da tapu kayıtlarının iptali ile payları oranında tescilini, olmadığı taktirde tenkisini talep etmiş, davacı ...'ın 25.09.2012 tarihli dilekçesinde davalılar ile anlaşması sebebiyle davadan feragat ettiğini bildirmiştir.
Birleştirilen davada davacılar, mirasbırakanın 2398, 1547, 2090 ve 2104 parsel sayılı taşınmazları kadastro tespiti sırasında oğulları olan davalılar... ve ...’e miras paylarına mahsuben bağışladığını, davacıların saklı payına müdahale edildiğini, dava konusu taşınmazların terekeye iade edilmesi gerektiğini ileri sürerek taşınmazların tapu kayıtlarının tüm mirasçılar adına tesciline veya davacıların miras paylarına isabet eden bedelin tahsiline, mümkün olmaması halinde tenkise karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davada davalılar, davalılardan ... ve...’nın birlikte mirasbırakanın yanında çiftçilik yaptıklarını, alınan taşınmazlarda emeklerinin olduğunu, taşınmazları imar ihya ederek narenciye bahçesi haline getirdiklerini, bilahare bir kısım narenciyeyi sökerek seracılık yapmaya başladıklarını, mirasbırakanın da davalıların emek ve mesaisi karşılığında dava konusu 21 parseli ölünceye kadar kendisinde kalması şartı ile davalılara bağışladığını,davalıların taşınmazı imar ve ihya etmeye devam ettiklerini, taşınmaza dükkan, kahvehane, iki katlı ev ile üç adet sera yaptıklarını, 1971 yılından beri bu şekilde tasarrufun devam ettiğini, dava konusu 216, 1456, 84 parseller ile 1561 parsel sayılı taşınmazların ise satış suretiyle temlik edildiğini, mirasbırakanın ... Tarım Kredi Kooperatifinden o tarihlerde bir traktör satın aldığını ancak borcunu ödeyemediğini, bu borcun davalılardan... ve ... tarafından ödendiğini, karşılığında da dava konusu taşınmazların devredildiğini; davalılardan ...'nın ise çalışması sonucu elde ettiği birikim ile dava konusu 84 parseli satın aldığını; mirasbırakanın bakımı ile uzun yıllardır davalıların ilgilendiğini, mirasbırakanın davacılara da taşınmaz verdiğini, kadastro tespiti sırasında bu taşınmazın davacılar adına tespit edildiğini belirterek davanın reddini istemişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; mirasbırakan tarafından bağış suretiyle temlik edilen taşınmazlar yönünden 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı; mirasbırakanın eşinin ölümünden sonra kendisi ile davalılar... ve ...'ün ilgilendiği, mirasbırakana ait tüm taşınmazların sağlığında davalılar tarafından ihya edilip, ekilip biçildiği ve bir kısım taşınmazlara da sera, ev gibi yapılar inşa edildiği, traktör borcunun davalılar tarafından ödendiği, dava dışı 259 parselin de mirasbırakan tarafından davacılara hibe edildiği ve kadastro çalışmaları sırasında davacılar adına tespit edildiği, dava konusu taşınmazlar haricinde terekede birçok taşınmaz bulunduğu, muris muvazaası iddiasının kanıtlanamadığı, yapılan kazandırmaların miras payına mahsuben yapıldığının kanıtlanamadığı, bağışın kayıtsız ve şartsız yapıldığı anlaşıldığından birleştirilen davada talep edilen mirasta iade isteğinin şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine, asıl ve birleştirilen davadaki terditli tenkis talebi yönünden ise mirasbırakanın bağış yoluyla temlik ettiği taşınmazlarda saklı payı zedeleme kastı ile hareket ettiği ve tasarruf nisabının aşıldığı anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ... ve ... mirasçıları vekili ve davalılar ... ve ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar ... ve ... mirasçıları vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı ...'nın mirasbırakanın ölüm tarihinde polis memuru olarak Ağrı ilinde görev yaptığını ve diğer davalı oğlu ...'in de babasıyla birlikte yaşadığını, anılan davalıların mirasbırakana bakmasının ve dava konusu tarlalarda çalışmasının mümkün olmadığını, davalı ...’nın emekli oluncaya kadar memleketine dönmediğini, mirasbırakanın ölene kadar bakıma ihtiyaç duymadığını, davalı ... ile birlikte yaşadıklarını, son dönemde ayrı evlerde yaşadıklarını, mirasbırakanın paraya ihtiyacı olmadığını, traktör bedeli için borç almadığını, mirasbırakanın kredi çektiği iddialarının kanıtlanamadığını, kaldı ki dava konusu taşınmazlardan elde edilen gelir ile mirasbırakanın geçinebileceğini, en değerli dava konusu taşınmazlarını satma ihtiyacının bulunmadığını, mirasbırakanın davalılara yapmış olduğu bağışlama yönünden mirasta iade isteğinin reddedilmesinin doğru olmadığını, dava konusu 21 parselin şartlı olarak temlik edildiğini, davacılar lehine eksik vekalet ücreti takdir edildiğini, hükümde hatalı olarak 238 ada 14 parsel olarak yazılan taşınmazın 228 ada 14 parsel (eski 21 parsel) olarak düzeltilmesi gerektiğini belirtip, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ... ve ... vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bağışların davacıların saklı paylarını bertaraf etmek amacıyla yapıldığının kanıtlanamadığını, davanın tümüyle reddi gerektiğini, davacıların mirasbırakanla hiçbir zaman ilgilenmediklerini, taşınmazların imar ve ihyasının davalılar tarafından yapıldığını, tenkis hesaplaması yapılırken taşınmazların üzerinde bulunan muhtesatların, ev ve ağaçların da hatalı olarak hesaplamaya dahil edildiğini belirtip, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; kararda usul ve esas yönden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu eski 21 parsel sayılı taşınmaz hükümde hatalı olarak 238 ada 14 parsel olarak yazılmışsa da bu hususun mahallinde düzeltilebilir hata olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davalarda davacı ... ve dahili davacılar ... mirasçıları vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar ... ve ... mirasçıları vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazları tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tenkis; birleştirilen dava muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde mirasta iade, bunun da mümkün olmaması halinde tenkis istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı, Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri.
4722 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun 17 inci maddesi,
743 sayılı Türk Kanunu Medenisi’nin 507 inci ve 603 üncü maddeleri,
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’nın 15.02.2000 tarihinde öldüğü, geride asıl davada davacı kızları ..., ..., ... ile asıl ve birleştirilen davada davalı oğlu ... ile asıl davada davalı oğlu...’nın mirasçı olarak kaldığı; ...’nın 03.10.2009 tarihinde ölümü ile geride asıl ve birleştirilen davada davalı ..., birleştirilen davada davalılar ... ve ...’nın mirasçı olarak kaldığı; asıl davada davalı ...’in davalı ...’in oğlu olduğu; asıl ve birleştirilen davada davacı ...’nin yargılama aşamasında ölümü üzerine mirasçılarının davaya dahil oldukları; birleştirilen davada davalı ...’nın aşamada ölümü üzerine mirasçılarının davaya dahil edildikleri; mirasbırakanın asıl davaya konu 21 parsel sayılı taşınmazını kendisinden önce ölmeleri halinde rücu etme şartı ile oğulları olan davalılar ... ve...’ya bağış suretiyle 20.01.1970 tarihinde devrettiği, asıl davaya konu 216 parsel sayılı taşınmazını davalı ...’ya 06.11.1985 tarihinde, 1456 parsel sayılı taşınmazdaki ½ payını davalı ...’e 21.07.1987 tarihinde, 1561 parsel sayılı taşınmazını torunu olan davalı ...’e 19.07.1985 tarihinde ve 82 parsel sayılı taşınmazını torunu olan davalı ...’e 26.06.1986 tarihinde satış suretiyle devrettiği; birleştirilen davaya konu 2090 ve 2104 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakan tarafından haricen hibe edildiğinden bahisle kadastro çalışmaları sırasında davalılar ... ve... adına 1/2’şer paylı olarak tespit edildiği, tespitin 28.04.1977 tarihinde kesinleştiği; 2398 parselin mirasbırakan tarafından haricen hibe edildiğinden bahisle kadastro çalışmaları sırasında davalı ... adına tespit edildiği, tespitin 04.12.1978 tarihinde kesinleştiği; 1547 parselin mirasbırakan tarafından haricen hibe edildiğinden bahisle kadastro çalışmaları sırasında davalı ... adına tespit edildiği, tespitin 04.12.1978 tarihinde kesinleştiği; dava dışı 259 parselin de mirasbırakan tarafından haricen hibe edildiğinden bahisle kadastro çalışmaları sırasında davacılar ... ve ... adına tespit edildiği, tespitin 04.12.1978 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. İlk Derece Mahkemesince, bağış suretiyle temlik edilen asıl davaya konu 21 parsel ile birleştirilen davaya konu 2090, 2104, 2398 ve 1547 parsel sayılı taşınmazlar yönünden 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı; mirasbırakan tarafından satış suretiyle temlik ettiği asıl davaya konu 216, 82, 1456, 1561 parsel sayılı taşınmazlar yönünden de muris muvazaası iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesi ile tapu iptal ve tescil isteminin reddine; birleştirilen davada terditli olarak talep edilen mirasta iade isteğinin şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle reddine, asıl ve birleştirilen davadaki terditli tenkis talebi yönünden ise mirasbırakanın bağış yoluyla temlik ettiği taşınmazlarda saklı payı zedeleme kastı ile hareket ettiği ve tasarruf nisabınının aşıldığı anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, davacı ... davadan feragat ettiğinden anılan davacı yönünden asıl ve birleştirilen davanın tümden reddine karar verilmiştir.
4. Hemen belirtmek gerekir ki, 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanabilmesi, mirasbırakanın üzerindeki taşınmazı kayden satış veya ölünceye kadar bakma akdiyle devretmesi ve bunun da muvazaalı olduğunun saptanması halinde mümkün olup mirasbırakan asıl davaya konu 21 parsel sayılı taşınmazını bağış suretiyle davalılara temlik ettiğine, birleştirilen davaya konu 2090, 2104, 2398 ve 1547 parsel sayılı taşınmazlarını ise kadastro tespitinden önce haricen davalılara bağışladığına göre anılan İçtihadı Birleştirme Kararının olayda uygulanma yeri bulunmamaktadır. Böylesi bağış yoluyla yapılan temliki işlemin koşulları varsa ancak Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 560 ilâ 571 inci maddeleri arasında öngörülen tenkis davasına konu edilebileceği, bağış yoluyla gerçekleştirilen temliklerde muvazaa olgusunun dinlenemeyeceği açık olup esasen bu husus Mahkemenin de kabulündedir.
Öte yandan, 4722 sayılı Kanun’nun 17 inci maddesi uyarınca mirasçılık ve mirasın geçişi mirasbırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir. Mirasbırakan ... 15.02.2000 tarihinde öldüğüne göre mirasbırakanın ölüm tarihi itibariyle 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin uygulanması gerekmekte olup anılan Kanun'un 603 üncü maddesinde düzenlenen mirasta iade hükümlerine göre bağış amacıyla yapılan kazandırmaların denkleştirmeye tabi olabilmesi için öncelikle miras payına mahsuben yapıldığının davacı tarafça kanıtlanması gerektiği gözetildiğinde terditli mirasta iade isteği yönünden davanın reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacılar vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazı yerinde değildir.
5. Davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Somut olayda, dinlenen tanık beyanlarından mirasbırakanın taşınmazlarını satmasını gerektirir bir durum bulunmadığı, ölümünden 3 yıl öncesine kadar taşınmazlarını kullanmaya devam ettiği, oğlu olan davalı ... ile birlikte yaşadığı, taşınmazlarını birlikte yaşadığı oğlu..., ...’nın oğlu ... ile diğer oğlu ... ve ...’in oğlu ...’e, bir başka ifade ile erkek çocukları ile onlardan olan erkek torunlarına temlik ettiği; davalıların, mirasbırakanın davacılara da 259 parsel sayılı taşınmazını haricen bağışladığını belirterek ileri sürdükleri paylaştırma savunması yönünden ise anılan taşınmazın devrinin hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde bir paylaştırma olarak kabul edilmeyeceği, davalılara yapılan temliklerin tarihleri dikkate alındığında devirlerin bakım karşılığı minnet duygusu ile de yapıldığının söylenemeyeceği açık olup mirasbırakanın satış suretiyle gerçekleştirdiği temliklerdeki asıl irade ve amacının, erkek çocukları ve torunları lehine diğer mirasçılardan mal kaçırmak olduğu, bağış suretiyle devredilen taşınmazlar yönünden ise saklı payı zedeleme kastı ile hareket ettiği sonucuna varılmaktadır.
6. Hal böyle olunca; asıl davaya konu satış suretiyle devredilen ...,...,... parsel sayılı taşınmazlar bakımından davanın davacılar ... ve ... yönünden kabulü ile anılan davacıların miras payları oranında tapu iptal ve tescile, asıl ve birleştirilen davaya konu 21, ...,...,... parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise tenkis hesaplaması yapılırken öncelikle asıl davaya konu 216, 82, 1456, 1561 parsel sayılı taşınmazların temlik dışı terekeye dahil edilmesi, bu şekilde tasarruf nisabının aşılıp aşılmadığının ve buna göre sabit tenkis oranının tespit edilmesi, taşınmazın değerinde azalma meydana gelmeksizin sabit tenkis oranında bölünüp bölünemeyeceği araştırılmalı, sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde davalılara tercih hakları sorulmalı, sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, tercih hakkının kullanıldığı gündeki fiyatlara göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar ... ve ... mirasçıları vekilinin temyiz itirazları değinilen yönlerden yerinde görüldüğünden kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1 inci maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.