Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5839 E. 2024/6136 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın, sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz satışının muris muvazaası olup olmadığına ilişkin tapu iptal ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın taşınmazı davalıya evlilik öncesi düşük bir bedelle devretmiş olsa dahi, mirasçılarından mal kaçırma amacıyla hareket ettiğine dair yeterli ve kesin delil bulunmadığı ve temlikin evlilik hediyesi veya evliliğin temini amacıyla yapılmış olabileceği değerlendirilerek yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/16 E., 2023/143 K.

HÜKÜM : Asıl ve Birleştirilen Dava Ret

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde birleştirilerek görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelendi, duruşma isteği değerden reddedildi, gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl davada davacı ..., birleştirilen davada davacı ...; mirasbırakan babaları ...'ın maliki bulunduğu 1237 ada 57 parsel sayılı taşınmazdaki 7 numaralı bağımsız bölümü muvazaalı olarak diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla ikinci eşi davalı ...’ye devrettiğini, taşınmazın mirasbırakanın ilk eşinin de katkılarıyla satın alındığını, mirasbırakan ile aralarında anlaşmazlık bulunduğunu, satış olarak gösterilen işlemin aslında bağış olduğunu, mirasbırakanın mal satmaya ihtiyacı olmadığı gibi temlik tarihinden 15 gün sonra davalı ile evlendiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı; mirasbırakan ile evlenmeden önce bedelini ödeyerek taşınmazı satın aldığını, bağış olmadığını, değerin düşük olmasının tek başına danışıklı işlemin bulunduğuna işaret etmediğini, mirasbırakanın minnet duygusu ile düşük bedelli de olsa bir satış işlemi yaptığını, çocuklarından mal kaçırma gayesinin olmadığını, mirasbırakan ile uzun süre birlikte yaşadığını ve ona baktığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.04.2019 tarihli ve 2017/513 Esas, 2019/45 Karar sayılı kararıyla; temlikinin gerçekte bedelsiz olduğu anlaşılmakta ise de taşınmazı evlilikten kısa süre önce temlik eden mirasbırakanın evliliği temin ve davalıyı güvence altına almak düşüncesi ile hareket ettiği, mirasçılardan mal kaçırma amacının olmadığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 24.12.2020 tarihli ve 2019/1505 Esas, 2020/989 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 11.10.2021 tarihli ve 2021/949 Esas, 2021/5378 Karar sayılı kararıyla; “...Dava konusu 1237 ada 57 parsel sayılı taşınmazdaki 7 numaralı bağımsız bölümün değeri inşaat ve harita mühendisi tarafından hazırlanan 09.04.2018 tarihli bilirkişi raporunda 200.000,00 TL olarak belirlenmiş ise de bu değerin ne şekilde hesaplandığı ve rapor hazırlanırken hangi ölçütlerin esas alındığı belirtilmediği gibi davacının bilirkişi raporuna karşı süresi içerisinde sunduğu itiraz dilekçesinin nazara alınmaması da isabetsizdir. Hâl böyle olunca, özellikle hükmün yasa yolları açısından denetime açık olup olmadığının belirlenmesi için Mahkemece mahallinde emlak değerleme uzmanı bilirkişi eşliğinde yeniden keşif yapılarak taşınmazın dava tarihindeki değerinin belirlenmesi, eksik harç varsa tamamlatılması, bundan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B.İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mirasbırakanın ilk eşinden boşandıktan sonra davalı ile duygusal bir ilişki yaşadığı, bu dönemde 18.03.1986 tarihinde dava konusu taşınmazı satış suretiyle davalıya temlik ettiği, 03.04.1986 tarihinde de muris ile davalının evlendikleri, bir süre sonra tarafların boşandıkları, 20.11.1992 tarihinde de ikinci kez evlendikleri ve muris ölünceye dek bu evliliğin devam ettiği, temlikin bedelsiz olsa da mirasbırakanın amacının mirasçılarından mal kaçırmak olmayıp evlilik hediyesi veya evliliğin temini düşüncesi ile temlikin yapıldığı, muris muvazaasının bulunmadığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili temyiz dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının taşınmazı bedeli karşılığı satın aldığını beyan ettiğini, davalı tarafça taşınmazın evlilik hediyesi olduğu yönde bir savunmada bulunulmadığını, Mahkemece davalı tarafça ileri sürülmeyen bir hususun davanın reddi için gerekçe yapıldığını, murisin ilk eşinden olan üç çocuğuyla da görüşmediğini, temlikteki asıl amacın mirasçılardan mal kaçırmak olduğunu, murisin dava dışı başka bir dairesini de 2014 yılında sattığını, davalının isticvabının talep edildiği halde bu husus yerine getirilmeden karar verildiğini, davalı vekilinin, davalının doğruları söyleyeceğinden isticvap edilmemesi için isticvap edileceği celse adliyede olmasına rağmen davalıyı raporlu göstererek isticvap edilmesini engellediğini, davalının davacıların haklarını vermek istediğini, bu hususa davalı vekilinin engel olduğunu, temlikin mal kaçırma amacıyla yapıldığı hususunun ispat edildiğini, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl ve birleştirilen dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı,

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesi,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan

sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’ın, maliki olduğu 137 ada 57 parsel sayılı taşınmazdaki 7 numaralı bağımsız bölümü 18.03.1986 tarihinde satış suretiyle davalıya temlik ettiği, 1935 doğumlu mirasbırakanın 22.10.2017 tarihinde öldüğü, geride mirasçıları olarak eşi davalı ... ile önceki eşinden olma çocukları davacılar ... ve ... ile dava dışı oğlu Osman’ın kaldığı anlaşılmaktadır.

3. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII.KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 154,50'şer TL bakiye temyiz başvuru harçlarının temyiz eden asıl ve birleştirilen davada davacılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.