Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5845 E. 2024/6054 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekâletname ile satılan taşınmazın bedelinin ödenmediği iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, vekilin yetkisini kötüye kullanıp kullanmadığına ve satış bedelinin davacıya ödenip ödenmediğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Vekilin yetkisini kötüye kullanarak taşınmazı düşük bedelle sattığı ve satış bedelinin davacıya ödendiğinin ispatlanamadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/846 E., 2023/814 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/58 E., 2021/325 K.

Taraflar arasındaki vekâlet görevinin kötüye kullanılması nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istemli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın ayrı ayrı davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı ayrı ayrı davalılar vekilleri ve temlik alan vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçelerinde özetle; davacının iplik ticareti yapan davadışı oğlu ...'ın borçlarını ödeme güçlüğü çekmesi üzerine dava konusu taşınmaz satılarak oğlu ...'ın borçlarının ödenmesi amacıyla davacının dava konusu Gaziantep ili, .... ilçesi, .... Mahallesinde kain 114 ada 19 parsel sayılı taşınmazını satması için Gaziantep 10. Noterliği'nin 04.10.2019 tarihli ve 17954 yevmiye sayılı vekâletnamesi ile davadışı ... firmasında çalışan davalı ...'u vekil tayin ettiğini, davalı vekil ...'un bu vekâletnameye istinaden taşınmazı işvereni ... firmasının yönetim kurulu üyesi ... Ö.'nün akrabası olan ve kendisiyle çıkar ve işbirliği içerisinde hareket ettiği kötüniyetli davalı ...'e 04.10.2019 tarihinde tapuda 200.000 TL bedel göstermek suretiyle sattığını, davalıların satış işlemini bedelsiz gerçekleştirdiğini, davacıya herhangi bir bedel ödenmediğini, taşınmazın satış tarihindeki gerçek değerinin 10-15 kat fazla olduğunu, davalı vekil ...'un vekâlet görevini davacının zararına, çıkar ve işbirliği içerisinde hareket ettiği diğer davalının yararına kullandığını, tapu maliki davalının aynı firma ortağının akrabası olması ve davalı vekilin de aynı firmanın çalışanı olması sebebiyle tapu maliki davalının iyiniyetli olmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın davalı ... adına tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini, olmazsa taşınmazın gerçek bedelinin satış tarihinden itibaren faiziyle davalı vekil ...'tan tahsili ile davacıya ödenmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; güvenilir bir emlakçı olduğunu, davacı ile davalı ...'un, davacının davadışı oğlu ... sayesinde tanıştıklarını, davacının oğlu ...'ın borca batık olması sebebiyle davacı annesinin dava konusu taşınmazını satacağını, ancak alacaklıların kendisi ve ailesi üzerine gelmemesi için satış bedelinin asla banka üzerinden geçirilmemesini istediklerini, davalı ...'un hiç bir zaman ... firmasında çalışmadığını, satın alan davalı ...'in de ... firması ortağı ... Ö.'nün akrabası olmadığını, davalı ...'in sürekli taşınmaz yatırımı yapan iyiniyetli biri olduğunu, davacının özellikle satış bedelinin bankadan ödenmemesi talimatına istinaden davalı ...'un önce tapuda isim tashihini yapıp, sonra da taşınmazı 14.10.2019 tarihinde diğer davalı ...'e sattığını, aynı gün davalı ...'in 1.400.000 TL satış bedelini davacının oğlu ...'a elden ödediğini, davacıların satış bedeliyle diğer aile üyeleri üzerine taşınmazlar aldıklarını, davacı ve ailesinin şirketlerinin borca batık olduğunu, satış bedelini alan davacı ve ailesinin kötüniyetli olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

2.Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; davalı ...'in saygın bir iş adamı olduğunu, diğer davalıyı tanımadığını, davacının dava konusu taşınmazı davadışı oğlu ...'ın icra takibine uğrayan borçlarının ödenmesi için sattığını, davacının banka hesaplarında bloke koyulabileceğini beyan eden oğluna araç içerisinde 1.400.000 TL satış bedelini elden ödediğini, davalı vekil ...'un hiçbir zaman ... şirketinde çalışmadığını, davalı ...'in ... şirketi ortağı ... Ö. ile akraba olmadığını, tapudaki satış bedelinin belediyeden gelen rayiç üzerinden gösterildiğini, davacının kötüniyetli olduğunu, muvazaa iddiasının yazılı delil ile ispatlanabileceğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalıların satış bedelinin 1.400.000 TL olduğu ve bu bedelin davacının davadışı oğlu ...'a elden ödendiği savunmasında bulundukları, ödeme savunmasını ispat yükünün davalılarda olduğu ancak ödemeye dair yazılı delil sunulmadığı, kesin delille ispatı gereken bu hususta davalıların tanık dinletme talebinin kabul edilmediği, davalı tarafından davacıya teklif edilen yeminin davacı tarafından eda edildiği, oğlunun borçları nedeniyle bedelin banka kanalıyla ödenmemesinin davacının talebi olduğu davacının yeminli beyanı ile doğrulanmış ise de davacının yeminli beyanında bedelin oğluna veya kendisine ödenmediğini beyan ettiği, ödeme savunmasının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın davalı ... adına tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.

IV.İSTİNAF

A.İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ayrı ayrı davalılar vekilleri ve temlik alan vekili istinaf isteminde bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

1.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde vekil ... ile oğlu ...'ın hiç tanışık olmadığını, kesinlikle görüşmediklerini beyan ettiği hâlde, yeminli beyanında çelişkili olarak vekilin adını hatırlamadığını, oğlu ...'ın isteği üzerine davalı vekile oğlunun borçlarının kapatılması ve alacaklıların haciz uygulamaması amacıyla satış bedelinin kendilerine elden ödenmesi talimatıyla vekâlet verdiğini beyan ettiğini, 1.400.000 TL satış bedelinin iyiniyetli alıcı davalı ... tarafından davacının oğlu ...'a elden ödendiğini, davacının davalı vekili tanıdığını ve satıştan haberdar olduğunu, satıştan 3,5 ay sonra kendi muvazaasından yararlanmak isteyen davacının kötüniyetle bu davayı açtığını, davalılar arasında çıkar ve işbirliği olmadığını, resmi satış senedinde yazılı 200.000 TL bedelin iadesine karar verilmediğini, kısmen ret halinde hükmedilmesi gereken vekâlet ücretinin nazara alınmadığını, satış bedelinin elden ödenmesine bizzat davacının talimat verdiğini belirterek İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kaldırılmasını istemiştir.

2.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı alıcı ...'in iyiniyetli olarak dava konusu taşınmazı davacının talimatına istinaden davacının oğluna elden 1.400.000 TL bedel ödeyerek satın aldığını, alıcı davalının kötüniyetinin, davalı vekille çıkar ve işbirliği içinde hareket ettiklerinin ve ödemenin yapılmadığının ispatlanmadığını, tapuda satış bedelinin düşük gösterilmesinin ülkede yaygın bir uygulama olup alıcı ve vekilin çıkar ve işbirliği içerisinde hareket ettiklerini ispatlamadığını, davalı vekilin hala azledilmediğini, davalı vekil ...'un iddia edilen ... şirketinde çalışmadığı ve davalı ...'in de ... ortaşı ... ile akraba olmadığının dosyadaki SGK kayıtları ve nüfus kayıtlarıyla anlaşıldığı hâlde vekil ve alıcının dava konusu satışı nasıl organize şekilde yaptıklarının anlaşılamadığını, bu sebeple alıcı davalıya yönelik tapu iptali ve tescil talebinin değil, davalı vekil yönünden terditli tazminat talebinin değerlendirilmesi gerektiğini, davacının yeminli beyanı ile dava dilekçesindeki iddialarının çelişkili olduğunu, davalı ...'in davacı tarafından şikâyet edilmediğini, ihtar çekilmediğini, bedelin istenmediğini, davacının yeminli beyanında satış bedelinin elden ödenmesi talimatını ikrar ettiği hâlde kötüniyetli olarak satış bedelini tekrar almak için bu davayı açtığını belirterek İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinini yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; temlik alan ...'nin 07.01.2022 tarihli ve "Dava konusunun (Alacağın) Temliki Sözleşmesi" örneğine istinaden 6100 sayılı Kanun'un 125/2. maddesi uyarınca davacı sıfatını kazandığını ileri sürdüğü ancak taşınmaz mülkiyetinin devrine ilişkin kurallar kanunla belirlendiği ve şekil şartlarına bağlandığından tapu iptali ve tescil istemli davalar sırasında davacının mülkiyet veya ayni hakkını alacağın temliki yoluyla devredemeyeceği, eldeki davada temlik konusu alacağın mülkiyet hakkından kaynaklandığı, TBK'nın 183. ve devam maddelerinde öngörülen bir alacağın temlikinin söz konusu olmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 22.11.2022 tarihli ve 2022/1-851 E., 2022/1557 K., Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 15.12.2020 tarihli ve 2019/3350 E., 2020/6739 K. sayılı kararlarına istinaden dava dışı temlik alan ...'ye anılan temliknamenin dava takip yetkisi vermediği, taraf sıfatı bulunmadığından davacı olarak kararda ...'ye yer verilmediği, özellikle davalı tarafça satış bedelinin davacıya veya davacının talimatı doğrultusunda davacının davadışı oğluna ödendiği savunmasının usulünce ispatlanamadığı, resmi senette yazılı satış bedeli ve davalıların kabulündeki satış bedeli ile dava konusu taşınmazın devir tarihindeki keşfen saptanan değeri arasındaki fahiş fark nazara alındığında davalıların el ve işbirliği içinde hareket ederek davacıyı zararlandırdıkları gerekçesiyle davalıların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V.TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ayrı ayrı davalılar vekilleri ve temlik alan vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki sebeplere ek olarak dava sırasında davacı ... tarafından dava konusunun ivazsız ve muvazaalı olarak temlik edilmesinin kötüniyetli olduğunu, sosyal ve ekonomik durum araştırmasıyla ev hanımı olduğu tespit edilen davacının temlik alana dava konusu kadar borçlanamayacağını, davacının hem satış bedelini aldığını, hem de oğlu ... ve eşinin borçlarını kapatmak için dava konusunu kötüniyetli olarak temlik ettiğini, temlik alan kişinin davacının oğlu ..., eşi ve diğer oğlu aleyhine başlattığı kesinleşmiş bir çok icra takibi olduğunu, üçüncü kişilerin muvazaa iddialarına karşı tanık dinletilebileceği hâlde Mahkemece davalı vekilin tanık dinletme talebinin reddedildiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesinin kararının ortadan kaldırılmasını ve İlk Derece Mahkemesinin kararının bozulmasını istemiştir.

2.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki sebeplerine ek olarak davalı ...'in davalı vekille çıkar ve işbirliği içerisinde hareket etmediğine dair savunmasını her türlü delille ispat edebileceği hâlde tanık dinletme talebinin Mahkemece reddedildiğini, davacı ...'in dava konusunu ivazsız şekilde dava sırasında temlik etmesinin kötüniyetini gösterdiğini, temlik alan kişinin davacının oğlu ile aynı sektörde çalıştığını ve davacının oğlu aleyhine kesinleşmiş bir çok icra takibi başlattığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesinin kararının ortadan kaldırılmasını ve İlk Derece Mahkemesinin kararının bozulmasını istemiştir.

3.Temlik alan vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı ile aralarındaki temlik sözleşmesi gereği davada davacı sıfatını kazandığını, Bölge Adiye Mahkemesince talebinin hukuka aykırı şekilde reddedildiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının temlik alan yönüden bozulmasını ve temlik sebebiyle temlik alanın davacı olarak kabulünü talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369/1, 370 ve 371. maddeleri.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 506. maddesi.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 200/1. maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Dosya kapsamından; davacının Gaziantep 10. Noterliği'nin 04.10.2019 tarihli vekâletnamesi ile Gaziantep ili, .... ilçesi, .... Mahallesinde kain dava konusu 114 ada 19 parsel sayılı bağ vasfılı taşınmazı dilediği bedel ve koşulda dilediği kişiye satıp bedelini almaya, tapu ev nüfus kayıtlarındaki her türlü yanlışlığı idari yoldan gidermeye özel yetkili olarak davalı ...'u vekil tayin ettiği, bu vekâletnameye istinaden davacıya vekâleten davalı ...'un taşınmazı 14.10.2019 tarih ve 58556 yevmiye sayılı satış işlemiyle 200.000 TL bedelle davalı ...'e devrettiği anlaşılmaktadır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekili ile temlik alan vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalılar ve temlik alan vekillerinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden temlik alandan alınmasına,

Aşağıda yazılı 114.965,78 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan ayrı ayrı alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.