Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5861 E. 2024/6848 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın vekaleten yapılan satış işleminin muvazaalı olduğu iddiasıyla tapu iptali ve tescil davası açılması üzerine, davanın reddine ilişkin kararın temyiz edilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Asıl davanın ve birleştirilen davanın, Yargıtay'ın daha önceki bozma ilamındaki usule ilişkin birleştirme kararına rağmen, istinaf yoluna tabi olduğu gözetilerek dosyanın tetkiksiz olarak ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/387 E., 2023/326 K.

HÜKÜM : Asıl ve Birleştirilen Dava Ret

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki belgeler incelenip gereği görüşüldü:

Asıl davada davacılar; mirasbırakanları ...’nun 349 ada 10 parsel sayılı taşınmazdaki ½ payından 2/5 payını dava dışı oğlu ...yi vekil kılarak oğlunun eşi olan davalı ...’na satış suretiyle devrettiğini, temlikin muvazaalı olduğunu ayrıca murisin vekalet tarihinde ağır zona geçirdiğini, yaşlı ve bir ayağının kesilmiş olduğunu, sağlıklı düşünemediğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

Birleştirilen Beykoz 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/416 Esas sayılı davada davacılar; çekişme konusu 349 ada 10 parsel sayılı taşınmazdaki 2/5 payın ... tarafından ...’a satış suretiyle devredildiğini, temlikin muvazaalı olduğunu ileri sürerek ... adına kayıtlı 2/5 payın iptali ile önceki malik ... adına tescilini istemişlerdir.

Asıl davanın 10.06.2013 tarihinde, birleştirilen davanın ise 16.08.2013 tarihinde açıldığı, birleştirilen, bozma öncesi 2013/416 Esas sayılı davada Mahkemenin 29.04.2015 tarih ve 2013/416 Esas, 2015/81 Karar sayılı kararı ile; kötüniyet iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, Mahkemenin yukarıda belirtilen 29.04.2015 tarihli kararının davacılar vekili tarafından temyiz edildiği, Dairenin 05.02.2020 tarih ve 2019/5050 Esas, 2020/620 Karar sayılı kararı ile; eldeki dava ile Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/387 Esas (Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma öncesi Beykoz 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/419 Esas) sayılı dosyasının 6100 sayılı HMK‘nın 166. maddesi gereğince birleştirilmesi, dosyaların birlikte değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulduğu, bozma kararından sonra 2020/194 Esas numarası alan dosyanın 2020/161 Karar sayılı birleştirme kararı ile eldeki 2019/387 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirildiği ve bu suretle yargılamaya devam edildiği, asıl davanın Yargıtay incelemesinden geçmediği, Mahkemece asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verildiği, karara karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulduğu, dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Daireye gönderildiği anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesinin birinci fıkrasında bölge adliye mahkemelerinin Resmi Gazete'de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanun'un temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin, yine aynı maddenin ikinci fıkrasında ise bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine istinaf yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanun'un 427 ilâ 444. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı, yani bu kararlara ilişkin dosyaların bölge adliye mahkemelerine gönderilemeyeceği belirtilmiştir. Bu durumda 20 Temmuz 2016 tarihinden önce verilen kararlar, kanun yoluna başvurma tarihi ne olursa olsun 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427 ilâ 444. maddelerindeki temyize ilişkin hükümlere tabi olup dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Başkanlığına gönderilmesi gerekmektedir. Buna karşılık, 20 Temmuz 2016 tarihinde ve sonrasında verilen temyiz incelemesinden geçmeyen kararlara karşı yasa yoluna gidilmesi halinde ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341 ilâ 360. maddelerindeki istinafa ilişkin hükümlerinin uygulanması için dosyanın bölge adliye mahkemesine gönderilmesi zorunludur.

Hemen belirtilmelidir ki, asıl dava yönünden karar tarihi 31.05.2023 olup bu dava ile ilgili daha önce Yargıtayın bir denetimi de söz konusu olmadığından, anılan kararın ''İstinaf'' kanun yoluna tabi bulunduğu açıktır. Bununla birlikte birleştirilen 2013/416 Esas (bozma sonrası 2020/194 Esas) sayılı davada Dairenin 05.02.2020 tarihli ve 2019/5050 Esas, 2020/620 Karar sayılı kararında işin esası hakkında herhangi bir karar verilmediği, yalnızca eldeki davanın Beykoz 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/387 Esas sayılı dosyası ile birleştirilerek dosyaların birlikte değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek usuli yönden denetim yapılmış olduğu açıktır. Bozma sonrası ise Daire bozma ilamında belirtildiği şekilde, 2020/161 Karar sayılı birleştirme kararı ile eldeki 2019/387 Esas sayılı dava dosyası birleştirilmiş ve bu suretle yargılamaya devam edilmiş, Mahkemece 31.05.2023 tarihli karar ile asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

Bu durumda, birleştirilen 2020/194 Esas sayılı dosya yönünden de, bozma ilamı sonrası verilen kararın tarihinin 31.05.2023 olduğu dikkate alındığında, asıl ve birleştirilen davaya ilişkin verilen kararın ''İstinaf'' kanun yoluna tabi olduğu anlaşılmaktadır.

Hâl böyle olunca, ''İstinaf'' kanun yoluna tabi olduğu anlaşılan asıl ve birleştirilen dava dosyasının istinaf incelemesi yapılmak üzere ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi, sonucunda verilen kararın temyiz edilmesi halinde temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine iadesi gerekmektedir.

KARAR

Açıklanan sebeple;

Dosyanın Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesine TETKİKSİZ İADESİNE,

16.12.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.