Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5905 E. 2023/7152 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın taşınmazını davalılara satış yoluyla temlik etmesinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, mirasbırakanın mal kaçırma kastıyla hareket ettiğini ispatlayamaması, davalıların mirasbırakana ve eşine bakmış olmaları, mirasbırakanın terekesinde başka taşınmazların da bulunması ve satışın bir semen karşılığı yapılmış olabileceği değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/13 E., 2023/398 K.

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istekli davada Mahkemece davanın reddine dair verilen kararın Dairece bozulması üzerine, Mahkemece önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; mirasbırakan babası ...'nın, 150 ada 2 parsel sayılı taşınmazını mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak oğlu ve torunu davalılara satış suretiyle temlik ettiğini, mirasbırakanın mal satmaya ihtiyacı olmadığı gibi davalıların da alım gücü olmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payları oranında mirasçılar adına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar; 99 yaşında ölen mirasbırakan ve yatalak olan eşine ölünceye kadar aynı evde ailecek en iyi şekilde baktıklarını, davalılardan ...'ın İstanbul'da inşaat mühendisliği okuduğunu, İstanbul'da başka bir hayatı olabilecekken, anne ve babasını yalnız bırakmamak ve bakmak amacıyla okulu bitirdikten sonra Artvin'e dönüp 1970 yılında evlendiğini ve o tarihten bu yana mirasbırakana ve yatalak annesine hizmet ettiğini, ayrıca devir karşılığında mirasbırakana bir miktar para da verildiğini, davacının ise evlendikten sonra Bursa'ya yerleştiğini, ayrıca mirasbırakanın başkaca mallarının da olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlar, fer'i müdahil ... ise mirasbırakan ve eşine kendisinin baktığını belirterek davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 27.11.2014 tarihli ve 2013/171 E. 2014/514 K. sayılı kararıyla; iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 04.12.2018 tarihli ve 2015/928 E. 2018/15195 K. sayılı kararıyla; "...Mahkemece yapılan araştırmanın hüküm kurmaya yeterli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur. Hal böyle olunca, miras bırakan ...'nın mirasçılık belgesinin celbi ile tanık deliline dayanan davacı ile davalı ...'a tanık listesini bildirmesi için süre verilip, bildirildiği takdirde tanıkların dinlenmesi, davalı ...'ın bildirdiği tanıkların dinlenmesi, toplanan ve toplanacak tüm deliller değerlendirilip mirasbırakan ...'in gerçek irade ve amacının durakmaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilip yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 15.09.2021 tarihli ve 2019/29 E., 2021/405 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın temlik işleminde gerçek irade ve amacının mirasçıdan mal kaçırmak olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 25.05.2022 tarihli ve 2021/9924 E. 2022/4102 K. sayılı kararıyla: “...dosya kapsamı itibariyle murisin tek oğlu ve ondan olma küçük yaştaki erkek torunlarına dava konusu taşınmazı temlikteki amacının davacı kızından mal kaçırmak olduğu hususunun sabit olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Diğer yandan, bilindiği üzere bu tür davalarda, taraflarca getirilme ilkesi geçerlidir. Taraflar, mahalli bilirkişi deliline dayanmamışlardır. Mahkemece; tanık olarak gösterilmeyen ancak resen mahalli bilirkişi sıfatıyla dinlenilen kişilerin beyanlarına dayanılarak hüküm tesisi de isabetsizdir...” gerekçesiyle karar oy çokluğuyla bozulmuştur.

D. Mahkemece Verilen Direnme Kararı

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından, davalıların yıllar boyunca ailecek mirasbırakana ve yatalak eşine baktıkları, mirasbırakanın bu bakım karşılığında ve duyduğu minnet duygusuyla dava konusu taşınmazını davalılara devrettiği, mirasbırakanın mal kaçırma kastıyla temliki gerçekleştirdiği iddiasının tereddüte yer vermeyecek şekilde ispatlanamadığı gerekçesiyle önceki kararda direnilerek davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; direnme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, temlik tarihinde davalılar ... ve Kahraman'ın 6 ve 9 yaşlarında olduğunu, babaları olan diğer davalı ...'ın ise devlet memuru olduğunu, mirasbırakanın erkek çocuğu ve erkek torunlarına taşınmaz temlik ettiğini, ilk kabul kararının Yargıtay tarafından esas bakımından değil tanıkların dinlenmesi nedeniyle bozulduğunu, bu nedenle davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğunu, mirasbırakanın davacı kız çocuğu lehine kazandırmada bulunmadığını, mirasbırakanla aynı çatı altında yaşayan davalıların taşınmazı satın alacak güçleri olmadığını, hesap hareketleri ya da tanık beyanlarıyla da satın almanın doğrulanmadığını, mirasbırakanın ekonomik durumunun oldukça iyi olduğunu, taşınmazın gerçek değeri ile akitteki değeri arasında fahiş fark bulunduğunu, Mahkemece taşınmazın mirasbırakan tarafından minnet duygusuyla bağış olarak temlik edildiğinin kabul edildiğini oysa taşınmazın satış olarak devredildiğini, temlikin muvazaalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı; Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/5 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1923 doğumlu mirasbırakan ...'nın 19.12.2012 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak davacı kızı ... ile davalı oğlu ...'ı bıraktığı, diğer davalılar ... ile ...’in ise davalı ...’ın oğulları olduğu, mirasbırakanın, 150 ada 2 parsel sayılı taşınmazını 28.09.1984 tarih ve 141 yevmiye nolu senetle 1/3'er pay ile oğlu davalı ... ve torunları davalılar ... ve ...'a satış suretiyle temlik ettiği, mirasbırakanın terekesinde dava konusu taşınmazın bitişiğinde dava dışı 150 ada 1 parselin tamamı ve köyde paylı olarak beş parça taşınmazının kaldığı anlaşılmaktadır.

2.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

3. Hemen belirtilmelidir ki, satışa konu edilen bir malın devrinin belirli bir semen karşılığında olacağı kuşkusuzdur. Ancak semenin, bir başka ifade ile malın bedelinin mutlaka para olması şart olmayıp belirli bir hizmet veya bir emek de olabileceği kabul edilmelidir. Esasen muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının, mirasbırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olması halinde uygulanabilirliğinde kuşku yoktur.

4. Tüm bu açıklamalar ışığında, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yeniden yapılan inceleme sonucunda, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre ve özellikle ispat yükü kendisine düşen davacı tarafın tanık bildirmediği, mirasbırakana ve yatalak olan eşine davalıların ailecek ölünceye kadar baktıkları, mirabırakanın terekesinde başkaca taşınmazlarının bulunduğu, mirasbırakanın mal kaçırma kastı içerisinde olsaydı bu taşınmazlarını da devredebileceği ancak bunu yapmadığı gözetildiğinde temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu iddiasının davacı tarafından HMK’nın 190 ıncı ve TMK’nın 6 ncı maddeleri gereğince kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ispatlanamadığı, Mahkemece verilen direnme kararının usul ve kanuna uygun olduğu anlaşılmakla, davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Temyiz karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

05.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.