Logo

1. Hukuk Dairesi2023/591 E. 2023/6981 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekaletname ile yapılan taşınmaz satışının, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle iptali ve tescil davasında, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kesinlik sınırının altında kalıp kalmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların pay değerlerinin Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırının altında kalıp kalmadığı değerlendirilerek, iki davacı yönünden kesinlik sınırı altında kaldığından ek karar onanmış, bir davacı yönünden ise kesinlik sınırını aştığından ek karar kaldırılarak esas karar incelenmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

EK KARAR TARİHİ : 07.12.2022

SAYISI : 2021/1408 E., 2022/1923 K.

DAHİLİ DAVALI : Ömer Doğan

DAVA TARİHİ : 07.04.2016

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Elmadağ Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/26 E., 2021/265 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince 07.12.2022 tarihli ek karar ile, kararın kesin nitelikte olması nedeniyle HMK'nın 366/1 inci maddesi yollamasıyla aynı Kanun'un 346/1 inci maddesi uyarınca temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.

Ek karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, 1279 ada 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlarda pay sahibi iken öncelikle davacılardan Hasan ve...’ın diğer davacı ...’i Elmadağ Noterliğinin 21.03.2016 tarihli vekaletnamesi ile dava konusu taşınmazlardaki paylarının satışı için vekil tayin ettiklerini, daha sonra Mehmet'in de Fethiye 1.Noterliğinin 25.3.2016 tarihli vekaletnamesi ile dahili davalı ...’ı kendi adına asaleten, diğer davacılar adına vekaleten katıldığı işlem ile vekil tayin ettiğini, anılan vekaletname kullanılmak suretiyle ... tarafından davacılara ait dava konusu taşınmazdaki payların davalı ...’e 25.03.2016 ve 28.03.2016 tarihlerinde satış suretiyle devredildiğini, dava konusu taşınmazlardaki paylarının satılacağını duyan davalı ...’in paylarını satın almak istediğini, ancak devirlerin şirket adına yapılacağını, tapuda işlem yapabilmek için noterden vekalet verilmesini istediğini, bunun üzerine anılan vekaletnamelerin verildiğini, satış tarihinden uzunca bir zaman geçmesine rağmen kendilerine bedel ödenmediğini ileri sürerek hile ile alınan vekaletname uyarınca yapılan satış işlemlerinin iptali ile payları oranında tekrar adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı ...; dava konusu taşınmazların bedelini ödemek suretiyle satın aldığını, taraflar arasındaki öncesine dayalı işlemlerden haberdar olmadığını, iyi niyetli kişi konumunda bulunduğunu, iddiaların asılsız olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 27.04.2021 tarihli ve 2020/26 Esas, 2021/265 Karar sayılı kararıyla; davalı ...’in satın alma öncesinde davacılar ile görüşmediği, vekil ... ile öncesine dayalı bir tanışıklığının olmadığı, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasının davacılar tarafından ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın satış işlemlerinin ...'da yapılacak olması nedeniyle tarafların aralarında anlaştıklarını, satış sonrasında davacılar adına bankada hesap açılacağını, açılacak olan bu hesaba da satış bedelinin yatırılacağını, bu nedenle vekaletname tanzim edilmesi gerektiğinin söylenmesi üzerine bahse konu vekaletnamenin tanzim edildiğini, davacıların bilgisi olmadan dava konusu taşınmazın satışının yapıldığını, bedel ödenmediğini, tarafların el ve iş birliği içerisinde hareket ettiklerini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacıların iddialarını usulünce ispat edemedikleri, taşınmazın resmi senette gösterilen bedelinin düşük olmasının tek başına ispata yeterli olmadığı, HMK'nın 190 ıncı ve TMK'nın 6 ncı maddesi uyarınca ispat edilemediği gerekçesiyle davanın 6100 sayılı HMK'nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olarak reddine karar verilmiş, kararın davacılar vekili tarafından temyizi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 16 ncı Hukuk Dairesi tarafından 07.12.2022 tarihli ek karar ile, kararın miktar yönünden kesin olduğu gerekçesiyle temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen ek kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibariyle temyizi kabil olan kararlardan olduğunu, kesinlik sınırı içerisinde kalmadığını, bu nedenle 07.12.2022 tarihli ek kararın hatalı olduğunu, davanın esasına ilişkin olarak ise davalı tarafından hileli davranışlarda bulunmak suretiyle davacılardan alınan vekaletname uyarınca dava konusu taşınmazlardaki paylarının devre konu edildiğini, arada geçen süreç içerisinde davacılara ödeme yapılmadığını, davalı tarafından sürekli oyalandığını, satışa aracılık eden ...’ın bir çok kişiden aldığı vekaletnameler ile devirler yaptığını, bedelini kayıt maliklerine ödememesi nedeniyle hakkında açılmış bir çok dava bulunduğunu, davacıların iyi niyetinin suistimal edildiğini, vekil ... tarafından 20.08.2022 tarihli dilekçesinde dava konusu taşınmazların devrinden sonra ne kendisine ne de davacılara davalı ... tarafından bir ödeme yapılmadığını, davalının garson olduğunu ve bu taşınmazları satın alabilecek ekonomik güce sahip olmadığını, davacıların davasında haklı olduğunu beyan ettiğini, tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile reddi yönünde hüküm tesis edilmiş olmasının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 504/1 inci ve 506 ncı maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2, 3 ve 6 ıncı maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 190 ıncı maddesi

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

3. Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince hüküm altına alınan ve temyize konu edilen dava konusu 1279 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki davacı ...'in davaya konu pay değeri 89.437,16 TL, 1279 ada 6 parsel sayılı taşınmazda davacı ... Fuat'a mirasbırakan annesi Havva'dan gelen pay değeri 72.270,26 TL, aynı taşınmazda davacı ...'in davaya konu taşınmazda ki pay değeri ise 144.540,51 TL dir

4. Bu durumda, davacı ...'in dava konusu taşınmazdaki pay değeri olan 89.437,16 TL'nin ve diğer davacı ...'nin dava konusu taşınmazdaki pay değeri olan 72.270,26 TL'nin Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibariyle kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.

5. Diğer taraftan, davacı ...'in dava konusu 1279 ada 6 parsel sayılı taşınmazdaki pay değerinin 144.540,51 TL olarak belirlendiği, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi olan 2022 tarihi itibariyle kesinlik sınırının 107.090,00 TL olduğu gözetildiğinde bu davacı yönünden istinaf talebinin kesin olarak karara bağlanması, sonrasında buna ilişkin kararın temyiz edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince 07.12.2022 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin kesinlik nedeniyle reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.

6. Temyiz dilekçesinin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesince verilen ek karar yukarıda anılan Kanun hükümlerine uygun olduğundan davacılar ... ve... ... yönünden temyiz isteminin reddi ile söz konusu kararın onanması gerekir.

7. Ancak, davacı ...'in dava konusu 1279 ada 6 parsel sayılı taşınmazdaki pay değerinin dava tarihi itibariyle keşfen saptanan 144.540,51 TL değerin Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibariyle belirlenen 107.090,00 TL'nin altında kaldığından bahisle istinaf talebinin kesin olarak karara bağlanması ve sonrasında buna ilişkin kararın temyizi üzerine 07.12.2022 tarihli ek karar ile talebin kesinlik nedeniyle reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Bölge Adliye Mahkemesince verilen 07.12.2022 tarihli ek kararın davacılar... ... ve ... yönünden ONANMASINA,

Davacılar vekilinin temyiz itirazının davacı ... yöünden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz talebinin reddine dair 07.12.2022 tarihli EK KARARININ KALDIRILMASINA,

Temyiz olunan 10.11.2022 tarihli Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı ... yönünden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 189,15 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.11.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.