Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5976 E. 2024/7088 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tespit edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi, kadastro tespiti sırasında çekişmeli taşınmaza revizyon gören tapu kaydının dava konusu taşınmazı kapsayıp kapsamadığını tespit etmeden eksik inceleme ile hüküm kurduğu, tespite esas tapu kaydı ile komşu parsellerin durumunun araştırılmadan ve gerekli keşif yapılmadan karar verilmesinin doğru olmadığı gözetilerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/770 E., 2021/967 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul/Kabul-Karar Kaldırılarak Dava Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Maçka Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/279 E., 2021/2 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı kayyım vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurularak davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı kayyım vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; .... ilçesi, .... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda 110 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalı ... ... adına tespit gördüğünü, bu şahsın kim olduğunun bilinmediğini, dava konusu yer ile hiçbir ilgi ve alakası olmadığını, davacının 50 yıldır zilyetliğinde olduğunu ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Kayyım vekili, yargılama sırasında davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Maçka Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.10.2017 tarih ve 2015/411 Esas, 2017/181 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiş, davalı kayyım vekilinin istinaf yoluna başvurması üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesinin 01.06.2018 tarih ve 2018/713 Esas, 2018/724 Karar sayılı kararı ile; eksik araştırma ve inceleme ile hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-a-6. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Kaldırma kararı sonrasında yeniden yapılan yargılama sonucunda Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadastro tespitine esas tapu kaydı 1975 yılında ... adına oluşmuş ise de ...'ın 1987 yılında vefat ettiği, tapuda kayıtlı taşınmaz malın kayıt sahibi ve mirasçıları dışında 3. kişi konumunda olan davacı tarafından 60 yıldan fazla zamandır kullanıldığı, Anayasa Mahkemesinin iptal kararının 2011 tarihi olduğu ve ...'ın 1987 tarihinde vefat ettiği, dava konusu taşınmazda davacı tarafın aralıksız, çekişmesiz, malik sıfatıyla ve 20 yıl süreyle zilyet ve tasarrufta bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kayyım vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kayyım vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesince verilen kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini, kaldırma kararındaki hususların araştırılmadığını savunarak kararı istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekişmeli taşınmaza revizyon gören ve yapılan uygulama ile çekişmeli taşınmaza uyduğu belirlenen tapu kaydında davacının 17.10.1975 tarihinde yapmış olduğu resmi satış ile hakkının kalmadığı gibi çekişmeli taşınmazın başkası adına tapuda kayıtlı olması nedeniyle ancak 3402 sayılı Kanun'un 13/B maddesinde yazılı şartların gerçekleşmesi halinde zilyetlik hukuksal nedenine dayalı olarak adına tescilinin mümkün olacağı, bu kapsamda Kadastro Kanunu'nun 13/B-b maddesinde zilyedin taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat etmesi ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunması halinde taşınmazın zilyet adına tespit ve tescil edileceğinin düzenlendiği, dosya kapsamına göre tapu malikinin kendisine ait tüm taşınmazları davacıya değil dava dışı... isimli şahsa sattığı, davacının çekişmeli taşınmazı tapu malikinden hukuki bir yolla devraldığının iddia ve ispat olunmadığı, şu haliyle davacı açısından Kadastro Kanunu 13/B-b koşullarının oluşmadığı, Kadastro Kanunu'nun 13/B-c maddesinin "Kayıt sahibi yirmi yıl önce ölmüş veya gaipliğine hüküm verilmiş veyahut tapu sicilinden malikin kim olduğu anlaşılamamış ise çekişmesiz ve aralıksız yirmi yıl müddetle ve malik sıfatıyla zilyet bulunan kimse adına tespit olunur" hükmünü içerdiği, dosya kapsamından tapu kayıt maliki ... oğlu ...'ın 08.08.1987 tarihinde öldüğü, kadastro tespitinin 11.06.2007 tarihinde yapıldığı, buna göre tapu malikinin ölümünden kadastro tespitine kadar kanun hükmünde aranan yirmi yıllık zilyetlik süresinin dolmadığı, şu haliyle davacı açısından Kadastro Kanunu 13/B-c koşullarının da oluşmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurularak davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı kayyım vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesince verilen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kadastro tespitinin bilinmeyen ve tanınmayan bir şahıs adına yapıldığını, ... Karaş adında bir kimsenin ve yasal mirasçılarının olmadığı tespit edilerek kayyım atandığını, dava konusu taşınmazın tapu maliki ... ile hiçbir ilgi ve alakasının olmadığını, ... mirasçılarının böyle bir iddialarının olmadığını, ...’ın satın almış olduğu taşınmazın dava konusu taşınmaz olmayıp 110 ada 2 parsel sayılı taşınmaz olduğunu, çekişmeli taşınmazın davacının babası tarafından miras yoluyla davacıya kaldığını, kardeşlerine yapılan taksim sonucu başka taşınmazların kaldığını, davacının 50 yılı aşkın süredir taşınmaza zilyet olduğunu, davacı tarafın bu iddiasını ispatladığını, komşu taşınmazlara ait kadastro tutanaklarının getirilmediğini, Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz ve eksik olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

Davalı kayyım vekili temyiz dilekçesinde özetle; kayyım yararına yapılan yargılama giderlerinin hükümde yer almaması ve kayyım yararına vekalet ücretine karar verilmemesinin yasaya uygun olmadığını, bu sebeplerle kararın bozulmasını ya da düzeltilerek onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. Değerlendirme

Trabzon ili, ... ilçesi, .... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmalarında 110 ada 1 parsel sayılı 4.325,78 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz 16.10.1967 tarih 15 sıra numaralı tapu kaydı nedeniyle Akif kızı ... Karaş adına tespit ve tescil edilmiştir. Tespit 28.08.2007 tarihinde kesinleşmiştir.

Maçka Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/51 Esas sayılı dosyası ile davalının kim olduğunun bilinememesi nedeniyle davalı ... ’a mal müdürü kayyım olarak atanmıştır.

Çekişmeli taşınmaza uygulanan tapu kaydının tevzi yolu ile oluştuğu, davacının babası ... oğlu.... adına kayıtlı iken 1943 yılında ölümüyle eşi ... ile çocukları ...,...,...,ve...'in hisselerinin tamamını satışından tapu kaydının 17.10.1975 tarihinde ... adına oluştuğu, nüfus kayıtlarına göre de tapu maliki ... oğlu ...'ın 08.08.1987 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır.

İlk Derece Mahkemesince çekişmeli taşınmaza davacının uzun süredir nizasız ve fasılasız zilyet olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş iken Bölge Adliye Mahkemesince dava konusu taşınmazın tapu kaydı nedeniyle tescil edilmesi ancak 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 13/B-b veya 13/B-c maddeleri uyarınca zilyet adına tescil kararı verilebileceği, davacı yönünden bu şartların oluşmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkeme kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiş ise de; kadastro tespiti sırasında çekişmeli taşınmaza revizyon gören tapu kaydının dava konusu taşınmazı kapsayıp kapsamadığı yöntemince belirlenmemiştir. Komşu taşınmazlara ait kadastro tutanakları ile varsa dayanak belgeler getirtilip uygulanarak dava konusu taşınmazı kim olarak okuduğu, tespite esas tapu kaydının başka taşınmaza revizyon görüp görmediği tespit edilmeden eksik inceleme ve uygulama ile karar verilemez. Hal böyle olunca doğru sonuca ulaşılabilmesi için tespite esas tapu kaydı tesisinden itibaren tüm tedavülleri Tapu Müdürlüğü ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi Başkanlığından ayrı ayrı sorulup dayanağı olan belgeler ile birlikte getirtilmeli, bu kayıtların dava dışı başka taşınmaza/taşınmazlara revizyon görüp görmediği sorulup saptanarak revizyon görmüşlerse revizyon gördüğü taşınmazlara ait kadastro tespit tutanaklarının onaylı örnekleri ve dava konusu taşınmaza komşu olan taşınmazlara ait kadastro tutanak örnekleri, varsa dayanağı kayıtlarla (tapu kaydı, vergi kaydı gibi) birlikte getirtilmeli, taşınmazların kadastro tespiti kesinleşmişse tedavüllü tapu kayıtları (tapu kütük sayfaları ile birlikte), davalı iseler dava dosyaları getirtilip dosya arasına alınmalı, bu şekilde dosya keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu, tüm tespit bilirkişileri, tarafların gösterecekleri tanıklar ve teknik bilirkişi hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmak suretiyle tespite esas tapu kaydı, varsa krokisi/haritası zemine uygulanarak kaydın kapsamı 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20/A maddesi uyarınca haritasına göre belirlenmeli; tapu kaydının krokisinin/haritasının bulunmaması veya uygulanamaması durumunda, tapu kaydı tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte okunup sınırlarının bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli; bilirkişilerin gösteremediği sınırlar için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı; komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmazın yönünü ne okuduğu belirlenmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenerek tapu kaydının dava konusu taşınmazı kapsayıp kapsamadığı kesin olarak tespit edilmeli; tapu kaydı dava konusu taşınmazı kapsıyor ise o zaman davacı lehine tapu kaydının hukuki kıymetini yitirip yitirmediği hususu tartışılıp değerlendirilmeli, dava konusu taşınmazın söz konusu tapu kaydının kapsamı dışında kaldığı saptandığı takdirde, zilyetlik araştırması yapılarak yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim tarafından hangi süreyle ve ne şekilde kullanıldığı hususlarında yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, teknik bilirkişiden yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği sınırları ve uygulanan tapu kaydının kapsadığı alanı gösterir, keşfi takibe ve bilirkişi sözlerini denetlemeye elverişli krokili rapor alınmalı; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yön itibariyle kabulü ile; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davalı kayyım vekilinin temyiz itirazlarının bozma nedenine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya ve davalıya iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.