"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1141 E., 2022/664 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 14. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/83 E., 2021/36 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; tefecilik yapan dava dışı ...’ten 95.000,00 TL borç aldığını, karşılığında maliki olduğu dava konusu 3091 ada 9 parsel sayılı taşınmazını ödemeler tamamlandıktan sonra geri almak üzere davalıya devrettiğini ve bu duruma ilişkin protokol yapıldığını, protokol gereğince 15.01.2017 keşide tarihli 2013548 nolu çekin teminat olarak ...’e verildiğini, çekin dava dışı .’nın ...’e elden ödeme yapması suretiyle tahsil edildiğini, taşınmazdaki ipotek taksitlerini de ödemeye devam ettiğini, aldığı 95.000,00 TL’ye karşılık 150.000,00 TL ödeme yaptığını, hala da ödeme yapmaya devam ettiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; taşınmazı yatırım amacıyla davacıdan satın aldığını, taşınmazı almadan önce ekspertiz yaptırdığını, bunun da taşınmazı gerçekten alma ve yatırım yapma iradesini gösterdiğini, taşınmazı davacının vekili olan ....’nın sattığını, temlikten bir gün sonra vekilin kendisi ile görüşerek davacı ile eşinin pişman olduğunu ve taşınmazı geri almak istediklerini söylediğini, bunun üzerine davacı tarafından sunulan protokolün yapıldığını, protokolün geçerliliği olmasa da daireyi vermeyi kabul ettiğini ancak protokoldeki edimlerin yerine getirilmediğini, protokolde belirtilen çekin davacının vekili olan ...tarafından geri alındığını ve protokolün sona erdiğini, çekin tahsil edilmediğini, imza karşılığı kendisinden alındığını, çekin bedelinin kime ödendiğini bilmediğini, evi satmasına rağmen davacının evi boşaltmadığını, kira bedeli de ödemediğini, ecrimisil için takip başlattığını, çekin geri alınmasına rağmen geçersiz protokole göre davacının kredi ödemelerine devam ettiğini, ipotek bedellerini davacıya iade etmek istediğini, davacının bir süre sonra bu ödemeleri de kestiğini, davacının yaptığı ödemeleri davacıya ödemeye hazır olduğunu, bu ödemeler ile aleyhine delil oluşturulmaya çalışıldığını, ... adına oluşturulan belgeleri kabul etmediğini, ...’in bir sıfatı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 17.07.2018 tarihli ve 2017/192 Esas, 2018/232 Karar sayılı kararı ile; 11.08.2016 ve 10.08.2016 tarihli belgelerde dava konusu taşınmazın borç bitiminde davacıya iade edileceği yazılı ise de bu sözleşmelerin adi yazılı sözleşme olduğu, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi şeklinde noterde düzenlenmediği için protokolün geçersiz olduğu, davacı tarafça yapmış olduğu ödemeler ile ilgili süresi içinde sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre müracaat hakkı bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 08.02.2019 tarihli ve 2018/1923 Esas, 2019/295 Karar sayılı kararı ile; davacının isteminin inanç sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemi olarak değerlendirilmesi ve buna göre taraf delilleri toplanarak sonucuna göre işlem yapılması gerektiği, davalının da imzasının bulunduğu 11.08.2016 tarihli protokol başlıklı adi yazılı belgede bedelin davalıya ödenmesi halinde devir işlemin yapılacağının kararlaştırıldığı, bu belgenin yazılı delil olarak kabulü ve inanç sözleşmesi hükümlerine göre tarafların varsa tüm delilleri toplanmak suretiyle hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği, inanç sözleşmesinde talepte bulunabilmek için öncelikle kendi ediminin yerine getirilmesi zorunlu olduğundan davacı tarafın ödemesi gereken miktarın da belirlenmesi ve buna göre depo kararı verilmesi hususunun da değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; 11.08.2016 tarihli "Protokol" başlıklı belge incelendiğinde evin 150.000,00 TL bedel + 150.000,00 TL ipotek bedeli olmak üzere 300.000,00 TL'ye ...'a satıldığı, söz konusu 150.000 TL'ye karşılık 1 adet T.İş Bankası .... Şubesince verilen .... Kimya Sanayi ve T....A.Ş'ye ait 15 Ocak 2017 vadeli 2013548 nolu çekin taraflarca ciro edilerek ...'e emaneten verildiği, çekin tahsil edilip bedelinin ...'a nakden ödenmesi halinde devir işleminin yapılacağının belirtilerek taraflarca imzalandığı, 10.08.2016 tarihli "Belgedir" başlıklı yazılı belgenin de aynı içerikte olduğu, her iki yazılı düzenleme bir arada değerlendirildiğinde, 150.000,00 TL çek bedeli ödendiğinde davaya konu tapunun ...'tan ...'a devrinin yapılacağının kararlaştırıldığı, tapunun davalı ... adına olması nedeniyle davacı tarafından ödeme yapılması gereken kişinin de davalı ... olduğu, ödenmesi taahhüt edilen 150.000,00 TL'nin davalıya ödendiğinin geçerli ve yazılı delillerle kanıtlanamadığı görülmekle, davacının taşınmazın yeniden kendi adına tescili için ödemesi gereken 150.000,00 TL'nin depo edilmesi için gerekli kararın verildiği, davacı tarafça 150.000,00 TL bedelin depo edildiği, taşınmazın davacı tarafından yeniden adına tescili için ödenmesi gereken bedelin 150.000,00 TL olarak kararlaştırıldığı ve bu bedelin daha önce davalıya veya davalı yerine bir başkasına ödendiği hususlarının da davacı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle:
a. Anayasa’nın 141. maddesine aykırı olarak kararın gerekçesi olmadığını, dosyanın eksik incelendiğini,
b. Kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesine rağmen Mahkemenin müvekkilini suçlayan ithamlarda bulunduğunu, müvekkiline "tefecinin adamı-arkadaşı" denildiğini,
c. Usulü nedenlerle verilen kaldırma kararı öncesi verilen davanın reddi kararının doğru olduğunu, aynı delil ve aynı dosya durumu ile kaldırma kararı sonrasında davanın kabulüne karar verildiğini,
d. Davacı tarafın Mahkemeyi kandırmaya yönelik birçok eylemde bulunduğunu, davacı tarafın bedeli ödenmeksizin imza karşılığı çeki geri alındıktan sonra alelade bir ödendi kaşesini çeke bastığını ve çekin bedelinin müvekkile ödendiğini iddia ettiğini, defalarca verilen kesin süreye rağmen süresinden sonra bedelin depo edildiğini, Türk Lirasının çok değer kaybettiğini,
e. “Belgedir" yazılı metnin bu davanın belgesi olamayacağını, müvekkilin imzası ve haberi dahi olmayan bu yazının müvekkiline karşı delil kabul edildiğini, protokol isimli belgenin de hem davacının vaat ettiği ödemeyi gerçekleştirmemesinden hem de tapuya ilişkin anlaşmalara dair resmi geçerlilik şartı taşımadığından geçerli olmadığını,
f. Davacı tanığı...’in objektif olmadığını,
g. Olayın anlaşılmasında, tespitinde ve hukuki niteliğinde hata yapıldığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dosya içeriğinden, davacı ...’nin kayden maliki olduğu 3091 ada 9 parsel sayılı taşınmazını 10.08.2016 tarihinde davalı ...’a temlik ettiği görülmüştür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle:
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 7.684,50 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.