"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1578 E., 2023/1567 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kars 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/91 E., 2021/105 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kabulü ile Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; mirasbırakanları ...'nun 21.07.2006 tarihinde öldüğünü, murisin ölmeden önce belirli tarihte diğer mirasçılarının saklı paylarına tecavüz edilmek üzere Kars ili Susuz ilçesinde bulunan tarlaları ve evi tapuda satış göstererek muvazaalı şekilde devrettiğini, buna ek olarak İzmit ili, Derince ilçesinde bulunan taşınmazı davalı ... adına satın aldığını, ...'nun tüm bu malları alacak ekonomik durumunun bulunmadığını, murisin sağlığında yapmış olduğu yasal mirasçıların saklı payına tecavüz eden tasarruflarından yeni haberdar olduklarını, murisin yasal mirasçısı olarak hayatta olan 8 çocuğu ve 2 torunu olduğunu ileri sürerek tenkis istemlerinin kabulü ile saklı paylarını aşan kısımların Türk Lirası karşılığının kendilerine ödenmesine karar verilmesini istemişler, aşamada sundukları 20.1.2017 tarihli dilekçeleri ile öncelikle miras payları oranında tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteminde bulunduklarını bildirmişler, dava konusu taşınmazların 184 ada 61,62, 63, 64 parseller ile 188 ada 21 parsel, 189 ada 207,208 parseller, 210 ada 9 parsel sayılı taşınmazlar olduğunu beyan etmişler, Derince'deki taşınmazla ilgili taleplerinin bulunmadığını bildirmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı; savunma getirmemiş, katıldığı duruşmalarda davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Kars 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.12.2018 tarihli ve 2016/948 Esas, 2018/777 Karar sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamı itibariyle mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin ortaya koyulmayışı, davalı tarafın satış tarihinde alım gücünün olmayışı, taşınmazları bedelsiz satın alması, satış bedeli ile satış tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, murisin son zamanlarında hastalığında diğer çocuklarının da ilgilenmiş ve bakmış olması gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde murisin gerçekte diğer mirasçıları mirastan mahrum ederek davalıya dava konusu edilen taşınmazları bağışlamak istediği kanaatine varıldığı, taşınmazların bağışlanmasının resmi şekilde tapu sicil memuru huzurunda olması gerektiği, aksi taktirde yapılan işlemin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne; usulune uygun dava açmayan ..., ... ve ... yönünden ise davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş, söz konusu kararın davalı vekili tarafında istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 24.03.2021 tarihli ve 2019/372 E, 2021/494 K sayılı kararı ile ; " .... Somut olayda, davacı vekili tam ıslah dilekçesiyle dava dilekçesi halinde dönüşen dilekçesi kapsamında dava konusu ettiği taşınmazların tapu kaydının iptali ile mirasçıların miras payları oranında davacılar adına tescilini istemiştir. Yargılama esnasında muris...'in diğer mirasçıları olan..., ... ve ...'in de vekaletnamelerinin dosyaya sunularak tüm mirasçıların davada yer aldıkları görülmekle birlikte ilk derece mahkemesi konuya ilişkin hüküm gerekçesine adı geçen her üç davacı için dava dilekçesinde adları geçmediğinden husumet ehliyetleri olmadığını ifade etmiş ise de tam ıslah dilekçesiyle davacılar vekili tüm mirasçılar yönünden tescil talebinde bulunduğundan verilen karar bu yönüyle isabetli olmamıştır. Yargıtay 1. H.D 2020/1213 E., 2020/3606 K. Sayılı ilamında da açıkça ifade edildiği üzere davacı kendisi yanında diğer mirasçılar adına da tescil talebinde bulunduğundan; davada yer almayan mirasçıların tamamının davaya muvafakatlarının sağlanması, sağlanamaz ise Türk Medeni Kanunu’nun 640. maddesi hükmü gereğince terekeye temsilci atanması için dava açmak üzere davacıya süre verilmesi ve atanacak tereke temsilcisi huzuruyla davaya devam edilmesi gerekmektedir. Somut olayda muris...'in diğer mirasçılarının da vekil eliyle temsil edildiklerine dair dosyaya sunulan vekaletnameler kapsamında yerel mahkemece öncelikle taraf teşkilinin bu açıklama doğrultusunda sağlanarak neticeden hüküm tesis edilmesi gerekmektedir." gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulü ile Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, kaldırma kararı uyarınca yapılan yargılama neticesinde; davacı tarafın davasının ispatlandığı, davacı tarafça sunulan tam ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın tüm davacılar yönünden kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen ilk kararın sadece kendileri tarafından istinaf edilmesine rağmen kararın aleyhe olarak kaldırıldığını, davalının mirasbırakan babasına baktığını, yörenin adetlerinden dolayı taşınmazların muris adına kayıtlı olduğunu, murisin bakımdan ve birlikte çalışmalarından kaynaklanan maddi ve manevi borçlarından dolayı taşınmazları devrettiğini, ıslah dilekçelerinin kendilerine tebliğ edilmediğini, iddianın genişletildiğini beyan ederek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 17.07.2023 tarihli ve 2021/1578 Esas, 2023/1567 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece verilen 25.12.2018 tarihli kararda dava dışı ..., ve ... tarafından açılmış usulüne uygun bir dava bulunmadığından bu kişilere yönelik husumet yokluğundan davanın reddine karar verildiği, kararı davalı vekili istinaf etmesine rağmen usuli kazanılmış hak ilkesine aykırı olacak şekilde davacıların davada yer almalarının sağlanmasına yönelik karar oluşturulmuşsa da anılan kararın maddi hataya dayalı olduğu, aleyhe bozma yasağı gereği kararı istinaf etmeyen davacı lehine karar verilerek dava dışı ..., ve ...'in davacı sıfatı ile davada yer almasının hukuka aykırı olduğunun anlaşıldığı, ayrıca Mahkemece kısa karar ile gerekçeli karar arasında HMK'nın 297.maddesine aykırı olacak şekilde tapu paylarının pay ve paydalarının hesaplanmasında çelişki oluşturulduğunun anlaşıldığı; tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalının taşınmazları bedel karşılığında edinmediği, mirasbırakanla birlikte çalıştığı ve gelirlerinin bir olduğu yönündeki savunmanın kanıtlanamadığı, murise ait taşınmazlar ile davalıya devredilen taşınmazlar dikkate alınarak temliklerin makul ölçüde kalmadığı anlaşılarak Mahkeme kararının kaldırılması gerektiği, ancak anılan yanlışlıklar yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından yeniden karar verilmesi yoluna gidildiği gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle; ..., ... ve ... yönünden açılmış usulüne uygun bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına, davacılar tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarını yineleyip verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kendilerini vekille temsil ettiren bir kısım davacılar yönünden dava reddedilmiş olmasına rağmen davanın tamamen kabul edilmesinin, kısmen kabul kısmen redde hükmedilmemesinin ve dava masrafları ile vekalet ücretinin buna göre hesaplanmamasının doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı (İBK);
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 706. maddesi;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237. maddesi;
2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26. maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması HMK'nın 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1924 doğumlu mirasbırakan ...'nun 21.07.2006 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı eşi ..., davacı çocukları...,...,...,..., ve..., davalı oğlu.... ile dava dışı oğlu ... ve torunları... ve ...'in kaldıkları, murisin adına kayıtlı çekişme konusu 189 ada 207 ve 208; 184 ada 61, 62, 63 ve 64; 188 ada 21; 210 ada 9 ve 201 ada 1 parsel sayılı taşınmazlarını 05.07.2002 tarihli satış işlemi ile davalı oğluna temlik ettiği, aşamada murisin dava dışı mirasçılarının da davacı vekiline vekalet vermek suretiyle davada yer almalarının sağlandığı, Bölge Adliye Mahkemesince dava dışı mirasçılar yönünden usulünce açılmış bir dava bulunmadığı değerlendirilmek suretiyle bu mirasçılar yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davacılar yönünden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 18.150,00 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.