Logo

1. Hukuk Dairesi2023/6162 E. 2025/299 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, akıl hastalığı nedeniyle ehliyetsiz olduğu dönemde vekaletname ile temsil edilerek yapılan miras taksim sözleşmesiyle hak kaybına uğradığını iddia ederek, taşınmazların tapu iptali ve tescilini talep etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının vekaletname ve temlik tarihinde hukuki işlem ehliyetine sahip olduğunun Adli Tıp Kurumu raporu ile belirlenmesi ve davacının iradesinin sakatlandığına dair iddiaların ispatlanamaması, ayrıca davacıya verilen taşınmazın değerinin diğer taşınmazlardan daha fazla olduğunun tespit edilmesi gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2769 E., 2023/2864 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/83 E., 2023/339 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacı ...'nin, eşinin 2005 yılında ölümünden sonra yaşadığı ruhi bunalım ve depresyonlar nedeniyle 2006-2015 yılları arasında Samsun Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde toplam on sekiz kez tedavi gördüğünü ve görmeye de devam ettiğini, raporlu ilaç kullandığını, okuma yazmasının olmadığını, davalıların hileli şekilde aldıkları vekaletname ile fikir ve çıkar birliği içerisinde hareket ederek davacının Babası ...'den miras yoluyla gelen taşınmazlardaki paylarını davacının kardeşi olan davalılar ... ve ...'ya taksim suretiyle temlik ettiklerini, muris ...'den kalan 23 parça taşınmazdan sadece 8529 ada 4 parselin davacıya verildiğini, böylelikle mirastan mahrum edildiğini, bu hususu davacıya eşinden kalan taşınmazın emlak vergisinin kızları tarafından ödendiği sırada 2015 yılında öğrendiklerini, kardeşler arasında böyle bir miras taksim sözleşmesi yapılmadığı gibi davacı tarafından vekile de böyle bir talimat verilmediğini, davacıya kanunen 17.600 m2'lik yer verilmesi gerekirken 2.120 m2'lik yer verildiğini, davacının aldatıldığını ileri sürerek 880, 646, 670, 677, 692, 693, 80, 404, 360, 428, 387, 574, 1237, 1248, 1258, 1484, 1678, 2264, 2323, 2400, 157 parseller ile 8529 ada 8 parsel sayılı taşınmazların (varsa imarla dağıtım gördüğü parsellerin) davacının miras payı oranında tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, keza varsa ... yerlerin keşfen belirlenecek davacı payına isabet eden bedellerinin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar; hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının akıl sağlığının yerinde olduğunu, vekaletnamenin ve taksim işleminin davacının iradesi ve isteği doğrultusunda gerçekleştirildiğini, taksim sonucu davacıya imar gören en değerli yerin verildiğini, iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 16.02.2022 tarihli ve 2022/302 Esas, 2022/339 Karar sayılı kararıyla; davacının akit tarihi itibarıyla da ehliyetli olup olmadığının araştırılması, bu hususta Adli Tıp Kurumundan rapor alınması, davacının akit tarihinde de ehliyetli olduğu anlaşılır ise diğer hukuki nedenler üzerinde durulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi için İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın Yerel Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının vekaletname ve temlik tarihinde hukuki işlem ehliyetini haiz olduğunun Adli Tıp Kurumu raporu ile saptandığı, vekalet görevinin kötüye kullanıldığına, davacının iradesinin hile ile sakatlandığına ve yapılan işlemlerin davacının iradesi, bilgisi ve rızası dışında gerçekleştirildiğine ilişkin iddiaların ispatlanamadığı, taksimin yapıldığı 16.11.2009 tarihinde davacıya verilen taşınmazın değerinin diğer taşınmazların değerinden fazla olduğu, davacının taksim iradesinin bulunduğu, vekaletnameyi de bu nedenle verdiği, temliklerin vekil edenin iradesine uygun yapıldığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; davacının hukuki işlem yapma ehliyetinin bulunmadığını, Adli Tıp Kurumu raporundaki değerlendirmelerin çelişkili, gerçekten ve olayın özelliklerinden uzak olup hükme esas alınamayacağını, yalnız bunama haline ilişkin teşhisin konulma tarihi baz alınarak değerlendirme yapılmasının hatalı olduğunu, davacının vekaletnamenin sonuçlarını anlayıp anlayamayacağı hususunda irdeleme yapılmadığını, raporun denetimden uzak olduğunu, vekaletnamenin davacıdan hile ile alındığını, davacıya miras payının yarısına bile denk gelmeyen bir parça imar parseli verildiğini, davalıların fikir ve iş birliği içerisinde kötüniyetli hareket ettiklerini, davacının talimatının tek parça yer almak olduğuna ilişkin inandırıcı bir delil sunulmadığını, davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtip kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava; ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması ve hile hukuki sebeplerine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa bedel isteğine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının 21.10.2009 tarihinde genel yetkiler içerir vekaletname ile davalı ...'yı vekil tayin ettiği, muris ... ...'ın tüm mirasçılarının katılımıyla tapuda 16.11.2009 tarihli miras taksim işleminin yapıldığı, davacıyı temsilen vekil olan davalı ...'nın işleme katıldığı, taksim sonucu bir kısım taşınmazda tam bir kısmında ise paylı malik olacak şekilde davalı ... adına toplam 12 parça, davalı ... adına toplam 13 parça, dava dışı ... adına 2 parça, davacı adına ise 1 parça taşınmazın tescil edildiği, davacı adına tescil edilen dava dışı 8529 ada 4 parsel sayılı taşınmazın temlik tarihindeki değerinin 318.003,00 TL, dava tarihindeki değerinin ise 530.005,00 TL olduğu, taksim yapılmasa idi murisin terekesinden davacının miras payına isabet edecek taşınmazların temlik tarihindeki değerleri toplamının 520.394,82 TL, dava tarihindeki değerleri toplamının ise 1.044.492,09 TL olduğunun keşfen saptandığı anlaşılmaktadır.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 345,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.