Logo

1. Hukuk Dairesi2023/6280 E. 2024/6773 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın taşınmazını satış yoluyla devretmesinin muris muvazaası olup olmadığı ve davacı mirasçıların tapu iptali ve tescil taleplerinin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın devrinde satış bedeli ile gerçek değeri arasında büyük fark bulunması, mirasbırakanın ekonomik durumunda değişiklik olmaması, alıcının mirasçı ile yakın akraba olması ve taşınmazın zilyedinin değişmemesi gibi hususlar gözetilerek, devrin muvazaalı olduğu ve davalının tapu kaydına iyi niyetle güvendiği iddiasının kabul edilemeyeceği gerekçesiyle yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1200 E., 2023/1600 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Akşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/742 E., 2023/254 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davalı ... yönünden davanın kabulüne, diğer davalılar ... ve ... hakkında usulüne uygun olarak açılmış bir dava olmadığından haklarında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın davalılar tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, diğer davalılar ... ve ...'un istinaf talebinin taraf sıfatı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar tarafından temyiz edilmekle, davalı ...'ın süresinden sonra duruşmalı temyiz incelemesi talebinde bulunduğu anlaşılmakla duruşma isteğinin reddine karar verilip kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; mirasbırakanları ...'un maliki olduğu 272 ada 26 parsel sayılı ( ... Düğün Salonu olarak bilinen) taşınmazını önce 2018 yılında kardeşleri ...'ın eşinin kuzeni olan ...'a temlik ettiğini, 2020 yılı içinde ise... tarafından satış gösterilmek suretiyle davalıya devredildiğini, tüm bu işlemlerin kardeşleri ...'un akrabası ve yakını olan bu şahıslar tarafından neticeten muris ... tarafından ...'a devredilmek üzere yapılan işlemler olduğunu, herhangi bir alım satımın olmadığını, ... Düğün Salonu olarak çalışma ve faaliyetini devam ettiren bu gayrimenkulün işletme-yönetim ve gelir giderlerinin 2018 yılı öncesi ve sonrasında (el değiştirmemiş ) muris ve ... işletmesi olarak devam ettiğini, yapılan işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kayıtlarının iptali ile payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı ...; iyiniyetli olarak ve tapu kaydına güvenerek ayni hak kazandığını, taşınmaz malı muristen edinmediğini, murisin mal kaçırma gayesi olup olmadığını bilmesinin mümkün olmadığını, söz konusu taşınmazı satın alacak maddi güce sahip olduğunu, muris muvazaası unsurlarının mevcut olmadığını, murisin dava konusu taşınmazlar dışında başka mallarının da olduğunu, bu mallar yönünden hiçbir mirasçıyı ayırt etmediğini, murisin ticaret ile uğraştığını, bu nedenle söz konusu taşınmazı satarak başka bir yatırım yapmak isteyebileceğini veya başka bir ticaretinin gelir gider dengesini yönetmek amacıyla yapmış olabileceğini, yapılan işlemde herhangi bir muvazaanın söz konusu olmadığını, ... ile yapılan işlemden tamamen habersiz olduğunu, taşınmazı bedeli karşılığında satın aldığını, banka aracılığı ile 500.000,00 TL bedeli önceki malik ...'a gönderdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı ...; dava konusu edilen taşınmazı o dönemki murisin belirlediği fiyat üzerinden satın aldığını, ödemeleri de elden ve ayrıca banka üzerinden gerçekleştirdiğini, murisin o dönemde ticari sıkıntı içerisinde olduğunu ve çocuklarına kızması nedeni ile dava konusu taşınmazı sattığını, muris ile yapılan satışın muvazaalı olmadığını, gerçek bir satış olduğunu, bu durumun tanık beyanları ile sabit olacağını, murisin evlatlarından mal kaçırma gibi bir durumunun olmadığını, kendisinin çok fazla malı olduğunu, davacıların iddiasını kabul etmediğini, davada muris muvazaası unsurlarının mevcut olmadığını, dava konusu taşınmazı 2018 yılında satın aldığını, murisin bu tarihte çok sağlıklı olduğunu, ölümle ilgili bir kaygısının bulunmadığını, taşınmazın bedelini ödeyerek satın aldığını ve kârı ile de başkasına sattığını, davacı tarafın davasını ispatla mükellef olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı ...; muris tarafından kendisine muvazaalı bir devir yapılmadığını, dava konusu taşınmazı davalı ...'dan kiralama yolu ile kullandığını, davacıların iddialarının yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Akşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.05.2022 tarihli ve 2020/520 Esas, 2022/401 Karar sayılı kararıyla; davacıların miras paylarına hasren dava açtıkları, terekeye döndürme isteminin bulunmadığı, çekişmeli taşınmazların dava tarihinde mirasçı olmayan 3. kişiler adına kayıtlı olduğu, davacılar dışında başkaca mirasçıların da bulunduğunun dosya kapsamı ile sabit olduğu, davanın mirasçılar dışında 3. kişiye karşı açılmış olduğu ve davacıların tüm mirasçılar ile birlikte davalarını açmış olmadığı takdirde terekeye temsilci atanması suretiyle haklarını kullanması gerekirken payları oranında tapu iptal ve tescil davası açtığı gerekçesi ile davacıların davasının aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, söz konusu karara karşı davacılar tarafından istinaf talebinde bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 17.10.2022 tarihli ve 2022/1502 E- 2022/1751 K sayılı kararı ile; " ...Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davaların üçüncü kişiye karşı miras payı oranında açılması mümkündür. Mahkemece bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.... Somut olayda; yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere aykırı olarak davada taraf olarak yer alamayan ... ve ...'a dahili dava yoluyla taraf sıfatı verilmesi ve lehlerine hüküm kurulması da doğru değildir." gerekçesi ile davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, kaldırma kararı uyarınca yapılan yargılama neticesinde dava konusu taşınmazın ilk satış değeri ile gerçek değeri arasında yaklaşık 10 misli, yine 2. satışı ile gerçek değeri arasında 4 misli fark olduğu, mirasbırakanın dava konusu taşınmazı satmakta haklı ve makul bir nedeninin olmadığı, ...'un, mirasbırakanın eşinin yakın akrabası (kuzeni) olduğu, tanık anlatımları ile taşınmazın ...'a devrinin bedelsiz gerçekleştiğinin sabit olduğu, ilk devrin muvazaalı olduğu, yine ... tarafından davalı ...'a yapılan devrin; her ikisinin de servis şoförlüğü işi ile iştigal etmeleri nedeniyle birbirini tanıyor olmaları ve davalı ...'ın iyiniyetli 3. kişi konumunda olmadığı bu nedenle davalıya yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu sonucuna ulaşıldığı gerekçesi ile davalı ... yönünden davanın kabulüne, dahili dava yoluyla aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayan ara malik ... ile 3. kişi ... hakkında usulüne uygun olarak açılmış bir dava olmadığından hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın hem usul hem de esas yönünden reddi gerektiğini, müvekkilinin dava konusu taşınmazı alabilecek maddi gücünün olduğunu, bu durumun dosya kapsamında dinlenen tanık beyanları ile de ispat edildiğini, müvekkili yönünden davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin dava konusu taşınmazı murisin ...'dan değil, diğer davalı ... Kakakuş'tan bir kısım mallarını satmak, borç almak ve birikmişini kullanmak sureti ile satın aldığını, akabinde ... ile kiracı olarak anlaştığını, murisin mal kaçırma iradesi hususunda haberinin olmadığını, eldeki dava ile bu hususlar hakkında bilgi sahibi olduğunu, dosya kapsamında dinlenen tanık beyanlarının tutarlı olduğunu, murisin kötü bir hayat sürdüğünü, kumar oynattığını, dönemsel olarak paralar kaptırdığını, sürekli hapse girip çıktığını, bu nedenle nakit para elde etmek için sattığını, miras kaçırmak kastı ile hareket etmediğini, bu hususta piyasa araştırması yapıldığını, tanıkların da bahsettiği gibi bir kaç kişiye haber bıraktığını, ardından gelinini kırmayarak başkasına kiralanmaması için diğer davalıya satıldığını, diğer davalının da taşınmazı almaya maddi gücünün olduğunu, murisin başkaca taşınmazlarının da olduğunu ve yüklü bir miras bıraktığını, bu nedenle murisin mal kaçırma kastının bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

Davalı ... istinaf dilekçesinde; murisin mal kaçırma iradesi vs.hususlarında bilgi sahibi olmadığını, dava ile iddialar hakkında bilgi sahibi olduğunu, dosya kapsamında dinlenen tüm tanık beyanlarının tutarlı olduğunu, murisin kötü bir hayat sürdüğünü, kumar oynattığını, dönemsel olarak paralar kaptırdığını, sürekli hapse girip çıktığını, bu nedenle nakit para elde etmek için sattığını, miras kaçırmak kastı ile hareket etmediğini, bu hususta piyasa araştırması yapıldığını, tanıkların da bahsettiği gibi bir kaç kişiye haber bıraktığını, ardından gelinini kırmayarak başkasına kiralanmaması için diğer davalıya satıldığını, diğer davalının da taşınmazı almaya maddi gücünün olduğunu, babasının başkaca taşınmazlarının da olduğunu ve yüklü bir miras bıraktığını, bu nedenle murisin mal kaçırma kastının bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 25.09.2023 tarihli ve 2023/1200 Esas, 2023/1600 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın muris tarafından tapuda satış gösterilmek suretiyle devredildiği, devirden sonra sonra taşınmazı mirasçılardan ...'ın kullanmaya başladığı, ara malik ...'un ödediğini iddia ettiği bedel ile satış değeri arasında 10 kata yakın fark olduğu, temlikten sonra murisin ekonomik durumunda değişiklik olmadığı, Murat Karakuş'un mirasçı ...'ın eşinin kuzeni olduğu, ...'a yapılan temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacına yönelik muvazaalı olduğu ve temlikte taşınmazın ileride mirasçılardan ...'a bırakılmasının amaçlandığı, davalı ... tarafından ödendiği iddia edilen bedelin de geçek değerin çok altında olduğu, devirler arasındaki kısa süre geçtiği ve taşınmazın zilyedinin değişmediği ve mirasçı ...'ın taşınmazı kullanmaya devam ettiği dikkate alındığında davalı ...'ın temlikin muvazaalı olduğunu bilen kişilerden olduğu anlaşıldığından TMK'nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan faydalanmayacağı, İlk Derece Mahkemesinin 01.04.1974 tarih ve 1974/1 Esas 1974/2 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu Kararı doğrultusunda yaptığı araştırma ve inceleme sonucunda davanın kabulüne karar vermesinin yerinde olduğu anlaşıldığından davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, usulüne uygun olarak ... ve ... aleyhine açılmış bir dava olmadığından ... ve ... vekilinin istinaf talebinin taraf sıfatı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarını yineleyip verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.

Davalı ... temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarını yineleyip verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarını yineleyip verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı (İBK);

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 706. maddesi;

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237. maddesi;

2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26. maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması HMK'nın 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1941 doğumlu mirasbırakan ...'un 20.07.2020 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı kızları .... ve .... ile dava dışı kızı .... ile dahili davalı oğlu ....'ın kaldıkları, davalı ...'ın mirasçı olmayan üçüncü kişi olduğu, murisin adına kayıtlı 272 ada 26 parsel sayılı, 250,29 metrekare miktarlı, ahşap dükkan vasıflı taşınmazını 28.11.2018 tarihli satış işlemi ile sonradan davaya dahil edilen ... isimli şahsa temlik ettiği, onun tarafından da 03.09.2020 tarihinde satış yolu ile davalı ...'a devredildiği anlaşılmaktadır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden temyiz istemlerinin reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

4. Mirasbırakanın oğlu ... ile ara malik ... aleyhine açılmış bir dava bulunmadığından ... ve ... vekilinin temyiz taleplerinin taraf sıfatı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

... vekili ile ...'un temyiz taleplerinin taraf sıfatı yokluğundan usulden reddine,

Aşağıda yazılı 61.479,00 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...'dan alınmasına,

Temyiz eden davalılar ... ve ... tarafından yatırılan peşin harçların istek halinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.