Logo

1. Hukuk Dairesi2023/6364 E. 2025/1463 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Miras bırakanın davalıya yaptığı taşınmaz satışlarının mirasçılardan mal kaçırma amaçlı muvazaalı olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dosya kapsamı ve toplanan deliller değerlendirildiğinde muvazaa iddiasının sabit olması ve bozma ilamına uygun olarak hüküm kurulması gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/75 E., 2023/161 K.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davalı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 18.03.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen davacı ... vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; ortak muris babaları ...’ın 4, 8, 9, 319, 413, 634 ve 386 parsel sayılı taşınmazlarını davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek miras payı oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; hayatını muris ile birlikte sürdürdüğünden ve onun tüm işlerini, bakımını yaptığından dolayı dava konusu taşınmazların uygun bir bedel karşılığında kendisine satıldığını, alım gücünün bulunduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 30.11.2021 tarihli ve 2020/84 E., 2021/352 K. sayılı kararıyla; satışın gerçek olduğu, davalının alım gücünün bulunduğu, murisin geride pek çok taşınmazının kaldığı, bedeller arasındaki farkın tek başına muvazaanın kanıtı olamayacağı, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 30.11.2021 tarihli ve 2022/662 E., 2022/852 K. sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.1. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine Dairemizin 07.12.2022 tarihli ve 2022/4927 E., 2022/7944 K. sayılı kararıyla; somut olayda, murisin köyün zenginlerinden olup taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığı gibi, davalının da taşınmazları alım gücünün bulunmadığı, taşınmazların davalının kullanımında olduğu, keşfen saptanan değerler ile satış bedelleri arasında fahiş fark bulunduğu, muvazaa iddiasının kanıtlandığı anlaşılmakla, süresinde davaya cevap vermeyip delil bildirmeyen davalının, sonradan bildirdiği delillere davacı tarafından muvafakat edilmemesine rağmen, davalı tanıklarının beyanlarına itibar edilerek savunmaya değer verilmek suretiyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesinin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma öncesi dava dilekçesinin davalıya 13.07.2020 tarihinde tebliğ edildiği, UYAP işlem kütüğünden yapılan sorgulamada cevap dilekçesinin 31.08.2020 tarihinde sunulduğunun görüldüğü, kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır hükmü gereği cevap dilekçesinin süresinde olduğunun anlaşıldığı, nitekim davalı tanıklarının da dinlendiği, tüm dosya kapsamı ile muvazaa iddiasının kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesi ile; İlk Derece Mahkemesinin bozma kararına kısmen uyduğunu, bozmada belirtilenin aksine davalının davaya cevap dilekçesinin süresinde olduğunun belirtildiğini, davalının savunması ile muris muvazaası bulunmadığının sabit olduğunu, buna rağmen davanın kabulüne karar verilmesinin bozma kararının gerekçeleri ile çeliştiğini, davalının taşınmazların satış bedelini ödediği ve bu bedel ile murisin eşinin Konyada bulunan ... Holding A.Ş'nin ortağı olduğu hususlarının şahit beyanları ve dosya kapsamında toplanan deliller ile ispatlandığını, Mahkemece bu hususun Holding'ten sorulmadığını, davacı tanıklarının çelişen beyanları ile karar verildiğini, davalının, köyde murisin yanında kalan ve tüm işlerini gören tek oğlu olduğunu, bu nedenle taşınmazların normal değerlerinin altında temlikinde mal kaçırma kastının olmadığını, murisin ölümünden sonra taşınmazların, taraflar arasında fiili olarak taksim edildiğini, davacının da bir kısım taşınmaz aldığını, mirasçılar arasındaki taksime göre kullanımın devam ettiğini, satışı bilen davacının dava tarihine kadar kullanıma bir itirazının olmadığını, muvazaalı olduğu iddia edilen taşınmazların murisin toplam taşınmazlarının %11'i kadar olduğunu, öte yandan satışı yapılan kısmın murisin mahfuz hisse oranı içerisinde kaldığını, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtip kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; muris ...’ın davaya konu 4 ve 9 parsel sayılı taşınmazları ile 8 parseldeki 7/8 payının tamamını 22.08.1995 tarihinde; 319, 386, 413 ve 634 parsel sayılı taşınmazları ile dava dışı 429 parsel sayılı taşınmazını 24.08.1995 tarihinde davalı ...’ya satış suretiyle temlik ettiği, davalının dava dışı 429 parsel sayılı taşınmazı 2011 yılında dava dışı ...’e devrettiği; 1928 doğumlu muris ...’ın 18.10.2004 tarihinde öldüğü, geride mirasçıları olarak eşi ... ile çocukları ... (davacı), ... (davalı), Vesile ve kendisinden önce (1977 ve 1987 yıllarında) ölen çocukları ... ve ...’dan torunlarının kaldığı anlaşılmaktadır.

Her ne kadar bozma kararında yer alan, davalının süresinde davaya cevap vermediğine ilişkin tespit maddi hataya dayalı ise de tüm dosya kapsamı itibarıyla muvazaa iddiası sabit olmakla; temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 38.316,78 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

Davacı vekili duruşmaya katılmadığından lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.