Logo

1. Hukuk Dairesi2023/6369 E. 2024/2274 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İnançlı işlem iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, ortaklığın giderilmesi davasının açılmamış sayılması nedeniyle muhdesatın aidiyetinin tespiti yönünden hukuki yarar olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davacının inançlı işlem iddiasını ispatlayamadığı ve ortaklığın giderilmesi davasının açılmamış sayılması nedeniyle muhdesatın aidiyetinin tespiti talebi yönünden hukuki yarar kalmadığı gözetilerek, davanın kısmen reddine ilişkin yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/287 E., 2023/150 K.

HÜKÜM : Kısmen Kabul

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, muhdesatın aidiyetinin tespiti davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; çekişme konusu 5990 parsel sayılı taşınmazı 1994 yılında dava dışı ...’ten satın aldığını, ancak babası ...’nin kredi çekmesi için adına kayıtlı taşınmaza ihtiyaç duyması üzerine taşınmazı babasına temlik ettiğini, taşınmazı, üzerinde inşaat varken aldığını, inşaatı tamamladığını ve bir kaç tane de eklenti yaptığını, babasının ölümü üzerine kardeşlerinden...’ın aralarında dava konusu taşınmazın da bulunduğu taşınmazlardaki ortaklığın giderilmesi için dava açtığını, o davada diğer mirasçıların taşınmazın kendisine ait olduğunu kabul ettiğini, mahkemenin de kendisine eldeki davayı açmak için süre verdiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde taşınmazdaki muhdesatın kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ...; davanın reddini savunmuş, davalı ..., taşınmazın ve üzerindeki yapıların davacıya ait olduğunu belirtmiş, diğer davalılar ise davaya cevap vermemişlerdir.

III. MAHKEME KARARI

Kadınhanı Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.07.2016 tarihli ve 2015/329 Esas, 2016/357 Karar sayılı kararıyla; iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 26.04.2021 tarihli ve 2020/2708 Esas, 2021/2532 Karar sayılı kararıyla; "...Somut olayda; davacı, mirasbırakan adına kayıtlı olan dava konusu taşınmaz için inançlı işlem hukuki ilişkisine dayanarak diğer mirasçılara karşı dava açabilir ise de, davacı tarafın inançlı işlem iddiasını yazılı delil ile ispat edemediği, ayrıca delil başlanıgıcı da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca, davalılardan ...,...,...’ın hükmü temyiz etmedikleri gözetilerek, hükmü temyiz eden davalı ... ve davalı ... yönünden davacının ispatlanamayan tapu iptali ve tescil talebinin reddi ile anılan davalılar yönünden davacının terditli isteği olan muhdesatın aidiyetinin tespiti talebi açısından değerlendirme yapılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir..." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Kadınhanı Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.07.2023 tarihli ve 2021/287 Esas, 2023/150 Karar sayılı kararıyla; muhdesatın aidiyetinin tespiti davasında hukuki yararın dava koşulu olup bu davanın dinlenebilmesi için davacı tarafın dava açmakta hukuki yararın bulunmasının zorunlu olduğu, Mahkemece bozma ilamı üzerine yapılan yargılamada usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyulmasına karar verildiği, Kadınhanı Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/127 Esas sayılı ortaklığın giderilmesi dosyası incelendiğinde 29.07.2016 tarihi itibariyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, bu nedenle taraflar arasında derdest ortaklığın giderilmesi davası bulunmadığından davacının davayı açmakta hukuki yararının kalmadığı, önceki hükmü temyiz eden davalılar ... ve ... yönünden, davacı tarafın inançlı işlem iddiasını yazılı delille ispat edemediği ayrıca delil başlangıcı da sunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile önceki hükmü temyiz etmeyen davalılar ...,..,... yönünden tapu iptali ve tescil talebinin kabulü ile dava konusu 5990 parsel sayılı taşınmazın 5/8 payının iptaline ve davacı adına tesciline, davalılar ... ve ... yönünden tapu iptali ve tescil talebi ile terditli muhdesat aidiyetinin tespiti talebi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın redde ilişkin kısmının hukuka aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazı davacının 1994 yılında...’den satın aldığını, satın alındığında dava konusu taşınmaz üzerinde inşaa halinde olan 65 m2 civarında bir ev bulunduğunu, davacının taşınmazı satın aldıktan sonra üzerindeki evi tamamladığını, yine evin bahçesine ahır, mutfak ve tuvalet inşaa ettiğini, davacının babasının 1995 yılında ...Bankasından hayvancılık kredisi almak için girişimde bulunduğunu, fakat adına kayıtlı herhangi bir taşınmaz bulunmadığı için kredi kullanamadığını, davacının da babasının kredi kullanabilmesi için taşınmazı babası ... üzerine tescil ettirdiğini, babasının kredi kullandıktan sonra taşınmazı davacıya iade edeceğini, ancak davacının bu durum üzerinde fazla durmadığını, bu nedenle taşınmazın babası üzerinde kaldığını, mirasbırakan babası ...'ın 2007 yılında ölümünden sonra davalılardan ... tarafından Kadınhanı Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/72 Esas sayılı dosyası ile mirasırakandan kalan taşınmazlar için ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, davacının bu davada taşınmazın kendisine ait olduğunu iddia ettiğini, davalı ... dışındaki mirasçıların taşınmazın davacıya ait olduğunu kabul ettiklerini, ortaklığın giderilmesi davasında önce davanın kabulüne karar verildiğini, ancak kararın Yargıtayca dava konusu taşınmaz için davacının mülkiyet iddiasında bulunması nedeniyle bu hususta dava açması için süre verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulduğunu, Mahkemece davacıya eldeki davayı açması için süre verilmesi nedeniyle bu davanın açıldığını, davalılarca, davacının taşınmaz üzerine inşaat yapması nedeniyle Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, bu şikayetlerin dahi taşınmaz üzerindeki binanın davacı tarafça yapıldığının kanıtı olduğunu, Mahkemece ortaklığın giderilmesi davasının açılmamış sayılmasına karar verilmesi nedeniyle muhdesatın aidiyetinin tespiti yönünden hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddedilmiş olmasının hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescili, olmadığı takdirde muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 05.02.1947 tarihli, 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190 ıncı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava dışı...’ün dava konusu 5990 parsel sayılı taşınmazı 03.10.1995 tarihinde mirasbırakan ...’ye satış suretiyle temlik ettiği, mirasbırakanın 22.08.2007 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak eşi ... ile çocukları ...,...,...’ın kaldığı, ...’in de 2014 yılında öldüğü; Kadınhanı Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/127 Esas sayılı davasında 5990 parsel sayılı taşınmazdaki ortaklığının giderilmesinin talep edildiği ve eldeki davanın bekletici mesele yapıldığı anlaşılmaktadır.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

19.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...