Logo

1. Hukuk Dairesi2023/6387 E. 2024/7051 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, zilyetliği iddia edilen ve kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın adına tescili istemiyle açılan tapusuz taşınmaz tescili davasında, yerel mahkemenin davacının talebini kısmen genişleterek hüküm kurmasının ve delillerin tam olarak toplanmamasının doğru olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının dava dilekçesinde belirtmediği bir taşınmaz parçasını sonradan talebine eklemesinin ve dava değerini ıslah etmesinin yasal olarak mümkün olmadığı, ayrıca taşınmazın mülkiyet durumunun tespiti için gerekli tüm delillerin toplanmadığı ve bilirkişi incelemelerinin eksik yapıldığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/126 E., 2023/102 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapusuz taşınmazın tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili ve dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Malatya ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan 506 ve 507 parsel sayılı taşınmazların davacıya ait olduğunu, bu taşınmazların güneyinde bulunan tescil harici taşınmaz ile Mahkeme kararıyla tescil harici bırakılmasına karar verilen 505 parsel sayılı taşınmazda kalan kısmın 20 yılı aşkın süredir davacının zilyetliğinde olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın taşlık olması nedeniyle tescil harici bırakıldığını, davacının dava konusu taşınmazı imar-ihya etmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Dahili davalı ... vekili cevap dilekçesinde; idarelerine husumet yönlendirilmesinin hukuka aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın 1/100000 planda çayır mera alanında doğal karakteri korunacak sazlık ve bataklık alanda kaldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Malatya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.02.2017 tarihli ve 2014/1600 Esas, 2017/47 Karar sayılı kararıyla; davacı lehine zilyetlikle mülkiyet edinme koşulları oluştuğu gerekçesiyle fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 6.010,96 m2'lik yer ile, (B) harfi ile gösterilen 17.134,36 m2'lik kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 27.09.2017 tarihli ve 2017/221 Esas, 2017/340 Karar sayılı kararıyla; ziraat bilirkişi raporunda taşınmazlarda dikili 27 - 28 yaşlarında kapama kayısı bahçesi olduğunun belirlendiği, gerçek kişiler adına tapuda kayıtlı 506 ve 507 parsel sayılı taşınmazlar ile komşu olduğu, çekişmeli taşınmazların Malatya Tapulama Mahkemesinin 1983/211 Esas, 1987/118 Karar sayılı kesinleşen kararı ile tapulama harici bırakılan 505 parsel sayılı taşınmazın dışında kaldığı, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olmadığı ve davacı lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşulları oluştuğu gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 26.10.2021 tarihli ve 2021/3052 Esas, 2021/6090 Karar sayılı kararıyla; ziraat bilirkişi ile jeodezi fotogrametri bilirkişinin raporlarında çelişki bulunduğu, çelişkinin giderilmesi için mahallinde yeniden keşif yapılarak 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulundan rapor alınması, jeodezi - fotogrametri bilirkişisinden rapor alınması, davacının dava konusu taşınmazı imar-ihya edip etmediğinin mahalli bilirkişilere sorulması gerektiği belirtilip Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı lehine zilyetlikle mülkiyet edinme koşulları oluştuğu gerekçesiyle fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 6.010,96 m2'lik taşınmaz bölümü ile (B) harfi ile gösterilen 17.134,36 m2'lik kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ve dahili davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın imar-ihya edilmediğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Dahili davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; Belediyenin yasal hasım olmasına rağmen aleyhlerine harca hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Türk Medeni Kanunu’nun 713. maddesi,

Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Davacı ..., Malatya ili, .... ilçesi, ... köyünde adına kayıtlı 506 ve 507 parsel sayılı taşınmazların güneyinde bulunan ve kadastro çalışmaları sırasında taşlık alan olarak tespit harici bırakılan taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır.

2. Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacı lehine zilyetlikle mülkiyet edinme koşulları oluştuğu gerekçesiyle fen bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfi ile gösterilen taşınmazların davacı adına tesciline karar verilmişse de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli değildir.

3. Öncelikle belirtmek gerekir ki, davacı vekili dava dilekçesinde dava konusu tescil harici taşınmazın yerini tarif etmiş, dava konusu taşınmazın davacıya ait 506 ve 507 parsel sayılı taşınmazların güneyinde bulunduğunu ifade etmiş olmasına rağmen yargılama sırasında talebini genişleterek 507 parsel sayılı taşınmazın batısında bulunan kısmı da dahil etmiş, bu kısım fen bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilmiştir.

4. Uygulamada, istem sonucuna ilişkin fazlaya dair haklarını saklı tutan davacının dava değerini ıslah yolu ile arttırabileceği tartışmasız kabul edilmektedir. Bununla birlikte başından beri dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu edilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır. (HGK’nın 29.06.2011 tarihli ve 2011/1-364 Esas - 2011/453 Karar sayılı, 15.06.2016 tarihli ve 2014/4-1193 Esas - 2016/800 Karar sayılı kararları.)

5. Hal böyle olunca, fen bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen taşınmaz bölümüyle ilgili usulüne uygun olarak dava açılmadığından, (A) harfli kısım yönünden hüküm kurulması doğru değildir.

6. Fen bilirkişi raporunda (B) harfiyle gösterilen taşınmaz yönünden yapılan değerlendirmede; dava konusu taşınmaza komşu 505, 507, 508 ve 552 parsel sayılı taşınmazların 1953 yılında yapılan toprak tevzi çalışmaları sonucunda tescil edildiği görülmekle 1953 tarihli Toprak Tevzi Komisyonu kararı ve varsa tevzi haritası getirilmemiş, 505 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağında bahsi geçen tescil harici bırakılmasına ilişkin Mahkeme kararları temin edilmemiş, 506 parsel sayılı taşınmaz için Hasan oğlu Mehmet Yetkin tarafından açılan 1982/152 Esas sayılı dosya, mümkün değilse de Mahkeme kararı merciinden temin edilmemiş, taşınmazın sınırında dere olmasına rağmen jeoloji bilirkişiden rapor alınmamıştır.

7. Hal böyle olunca; Mahkemece doğru sonuca ulaşabilmek için öncelikle, dava konusu taşınmaza komşu 505, 507, 508 ve 552 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin 1953 tarihli Toprak Tevzi Komisyonu kararı, belirtmelik tutanakları, varsa tevzi haritası ile 505 ve 506 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanağında bahsi geçen Mahkeme dosyalarının, bu mümkün değilse de Mahkeme kararlarının getirtilerek dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köy halkından üç kişilik mahalli bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile jeoloji mühendisi bilirkişi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve keşif sırasında varsa toprak tevzi haritaları uygulanıp kapsamı belirlenmelidir.

8. Yapılacak keşifte, mahalli bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, tevzi haritası ya da komşu parsellere ilişkin Mahkeme kararlarında dava konusu taşınmazı ne okuduğunun sorulması, başkasının zilyetliğinde olduğunun tespit edilmesi halinde bu kişi ya da kişilerin kim olduğu hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak ve davacının UYAP üzerinden alınan nüfus bilgilerindeki verilere dikkat edilerek açıklattırılmalı, mahalli bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalıdır.

9. Jeoloji mühendisi bilirkişiden dava konusu taşınmazın önceki ve halihazırdaki niteliğinin ne olduğunu, dere yatağında veya dere etkisinde kalıp kalmadığını, taşınmazın jeolojik yönden zilyetlikle mülk edinilmeye olanaklı yerlerden olup olmadığını, taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16/C maddesi kapsamında kalıp kalmadığını açıklayan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalıdır.

10. Fen bilirkişisinden keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir kroki ve ayrıntılı rapor alınmalı; dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları teknik raporlar ile denetlenmeli; bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.

11. Kabule göre de, dahili davalı ... temyize gelmese de harç kamu düzenine ilişkin olup temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re'sen gözetilmesi zorunlu olduğundan, davanın niteliği gereği dahili davalılar ... ve ... davada yasal hasım konumunda bulunması nedeniyle harçtan sorumlu tutulmayacakları gözetilmeden aleyhlerine harca hükmedilmiş olması da doğru değildir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden dahili davalı ... Başkanlığına iadesine,

Dosyanın kararı veren Malatya 3. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

24.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.